Avrupa'nın aşırı sağla ilk mücadelesi: Hollanda

2017 yılı içerisinde Avrupa Birliği’ne üye üç ülkede seçim yapılacak. Fransa, Almanya ve Hollanda’da yapılacak seçimler hem birlik hem de kıtayla ilişki içerisinde olan ülkeler için oldukça önem arz ediyor. İngiltere’de Brexit’in onaylanması ABD’de emlak milyarderi Donald Trump’ın sağ popülist söylemlerle başkan seçilmesi AB üyesi ülkelerde sağ kesimin güçlenmesine yol açtı yorumlarının yapılmasına neden oldu. Aşırı sağın Hollanda'daki yüzünü Geert Wilders oluşturuyor. İslam karşıtı söylemleriyle bilinen Wilders ülkesinin AB'den ayrılması gerektiğini savunuyor.

Avrupa'nın aşırı sağla ilk mücadelesi: Hollanda

Hollanda 15 Mart tarihinde yapılacak parlamento seçimleriyle gidişatı belirleyen ilk ülke olacak. Ardından Fransa’da cumhurbaşkanlığı seçimleri daha sonra ise Almanya’da parlamento seçimleri olacak.

Hollanda’da yapılacak seçimlerde Mart ayına kadar yapılan bütün ankerlere göre Türkiye karşıtı söylemleriyle de bilinen aşırı sağcı Geert Wilders’in partisi Özgürlük Partisi (PVV) favori olarak gözüküyordu.

Mart ayından beri yapılan anketlerde Başbakan Mark Rutte’nin merkez sağ oluşumu Özgürlük ve Demokrasi için Halkın Partisi (VVD) öne çıksa da arada çok büyük bir fark yok.

Son anketler çok az bir farkla aksini gösterse de İslam karşıtı söylemleriyle tabanına hitap eden Geert Wilders’ın partisi seçimlerden zaferle çıkabilir. Aşırı sağcı PVV seçimden zaferle çıkmasa bile anketlere göre ikinci olarak Hollanda Parlamentosu’ndaki 150 koltuğun 23/24 tanesini garantilemiş durumda. Bu da Geert Wilders’ın Hollanda’nın gelecekteki siyasetinde oldukça söz sahibi olacağının göstergesi. Wilders’ın partisi 2010 yılındaki seçimlerde de üçüncü olarak çıkmıştı.

Wilders, koalisyona katılmamış ancak taleplerinin yerine getirilmesi karşılığında Mark Rutte’nin partisine destek vermişti. Hatta ülkenin eski Göçmen Bakanı Gerd Leers, “Benim ajandam Wilders’ı sessiz tutmak için yaptığım anlaşmadan oluşuyor” şeklinde konuşmuştu. Wilders bu seçim sonunda da Rutte’yle koalisyon yapmayacağını belirtmişti.

WILDERS’IN SEÇİM VAADLERİ

Kampanya süresince Geert Wilders, Hollanda’nın İslam’dan arındırılması gerektiğini savundu. Bunu gerçekleştirmek için camileri ve İslami eğitim veren okulları kapatacağını, Kur’an’ın satışını yasaklayacağı ve Müslüman mültecileri kabul etmeyeceğini söyledi. Ayrıca Wilders ülkesini Avrupa Birliği’nden de çıkartacağını ifade etti.

Wilders PVV’yi kurma amacını ise, “Gücü Lahey’deki siyasi elitlerden alıp halka vermek” olarak açıkladı. Bu ifadenin bir benzerini ABD Başkanı Donald Trump hem seçim yarışında hem de başkanlık konuşmasını gerçekleştirirken sarfetmişti. Trump görevi devraldığında, “Bugünkü törenin farklı bir anlamı var. Bugünkü tören gücü bir yönetimden başka bir yönetime devretmiyor. Bugün gücü Washington’tan alıp size veriyoruz, yani halka” ifadelerini kullanmıştı.

TÜRK BAKANLARIN HOLLANDA’DA SALON VERİLMEMESİNİN SEBEBİ: WILDERS

Önce Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun daha sonra Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Kaya Sayan’ın Hollanda’da yapacakları konuşmalar için tutulan salonların izinleri iptal edildi. Dışişleri Bakanı engellemenin ardından yaptığı açıklamada Hollandalı yetkililerin kendisine, ziyaretin Wilders’ın ekmeğine yağ sürmek anlamına geleceğini aktardığını söyledi. Yani seçime birkaç gün kala anketlere göre önde olmalarına rağmen iktidardaki VVD partisinin temsilcileri halen Wilders’tan gelecek yeni söylemlerden çekiniyorlar. Ayrıca Wilders daha sonra Lahey’deki Türkiye Büyükelçiliği’nin önüne giderek “Uzak dur! Burası bizim ülkemiz” yazılı bir pankart açtı.

AYRIMCILIK NEDENİYLE SUÇLU BULUNDU

Geert Wilders Aralık 2016 tarihinde ifade özgürlüğünün sınırlarını aşarak Hollanda'daki Fas asıllı insanlara hakaret ettiği gerekçesiyle mahkemece suçlu bulundu. Wilders mahkemenin bu kararının ardından yaptığı açıklamada bunun ifade özgürlüğüne karşı alınmış bir karar olduğunu belirterek kendisinin ve destekçilerinin ırkçı olmadıklarını savundu.

AVRUPA’DA ÜÇ SEÇİM

15 Mart tarihinde AB aşırı sağla ilk karşılaşmasını yapacak. Ancak bu yıl içerisinde Avrupa Birliği üyesi ülkelerin vereceği tek sınav bu değil. Fransa’da Brexit’i destekleyen ve ülkesi için de aynısını düşünen Marine Le Pen Cumhurbaşkanlığı koltuğu için yarışıyor.

Almanya’da 24 Eylül tarihinde yapılacak Parlamento seçimlerine Almanya için Alternatif (AfD) partisi iktidarın ortağı olamasa bile seçimden başarıyla ayrılacak gibi gözüküyor.

Sayfa Yükleniyor...