'Bir zamanlar hasta adamdı, şimdi öfkeli adam'

İsrail'in kanlı baskının yankıları sürüyor. Daily Telegraph yazarı Osmanlı'nın 'hasta adam' olarak anılmasına gönderme yaptı ve 'Bu ülke şimdi Doğu'nun öfkeli adamı' dedi. Economist ise İsrail'in tavrını 'maço' olarak betimledi.

'Bir zamanlar hasta adamdı, şimdi öfkeli adam'

İsrail'in Gazze'ye yardım filosuna kanlı saldırısı, dünya basınında geniş yer bulmaya devam ediyor.


Daily Telegraph'da yayınlanan bir makalede Türkiye için, 'Bir zamanlar Avrupa'nın hasta adamı olarak anılan bu ülke, şimdi Doğu'nun öfkeli adamı' yorumu yapıldı. İsrail'in 'askerlerimizi linç etmeye çalıştılar' iddiasını destekleyen makalede, Türkiye'nin İslami radikalizme kaydığı savunuldu.

TÜRKİYE YENİ BİR PAKİSTAN OLABİLİR
Con Coughlin imzalı makalede şu ifadeler yer aldı:

"Bir zamanlar Avrupa'nın hasta adamı olarak anılan bu ülke, şimdi Doğu'nun öfkeli adamı haline geldi. Korkulan, ülkenin yeni bir Pakistan olması ve duydukları öfkenin, milyonlarca seküler Müslüman'ı radikalizme itmesi.

Kemal Atatürk'ün Birinci Savaşı'ndan sonra kurduğu seküler düzenin ateşli savunucuları, sınırın öte yanı İran'daki gibi tutucu bir İslamcı ideolojinin Türkiye'de de benimsenmesi ihtimalini hep küçümsemişlerdir. Ancak Gazze'ye yardım filosunu organize edenlerin birçoğunun Hamas gibi radikal İslamcı örgütlerle sıkı bağları olduğunu görseler iyi olur.

Batı Türkiye'nin bu olaydaki rahatsız edici rolünü gözardı edemez. Bu ülkenin sadece coğrafi konumu bile, yakın ve değerli bir müttefik olmasını gerektirir. İslamcı aşırılığın vahşi kıyılarına sürüklenmesine izin verilmemelidir." 

İSRAİL'İN MAÇO TAVRI ÜLKEYİ GÜÇSÜZLEŞTİRİYOR
İngiltere'de haftalık Economist dergisi bu konuyu dört ayrı yazı ile ele aldı.

"İsrail'in maço tavrının ülkeyi güçsüzleştirdiği ve yalnızlaştırdığı" belirtilen başyazıda şu ifadeler yer alıyor:

"Bu trajediyle birlikte İsrail'i önemseyen herkes bazı soruları sormaya başlamalı: Gazze'ye yönelik abluka, Yahudi devletinin giderek artan yalnızlığı ve barışa uzanan yol ile ilgili sorular. Filistinlileri hapsetmeyi amaçlayan politika, gardiyanını kuşatır hale geldi.

Gazze'ye yönelik gaddar abluka başarısızlığa uğradı. Gazzeliler büyük acılar çektiler, ancak boyun eğmediler. Hamas'ı boğmak ve devirmek mümkün olmadı. Esir alınan İsrail askeri Gilad Şalit'in serbest bırakılması sağlanamadı. Mısır'dan tüneller yardımıyla silah ve roket sokulmaya devam ediyor.

Ayrıca abluka İsrail'e yönelik nefreti, sadece Arap ve Müslüman dünyasında değil Avrupa'da da besledi. İsrail'in Gazze'yi izole etmeye çalışırken, restoranları bombalayan Hamas gibi bir örgütten daha kötü duruma düşmesi ürkütücü."

ABD'NİN İSRAİL'E BAKIŞI DEĞİŞMELİ
Economist Amerikan yönetiminde de İsrail'e bakışın değişmekte olduğunun altını çiziyor. "Destek sürüyor, ancak artık koşulsuz değil" diyen dergi, özellikle Demokrat Parti içinde bu konuda ayrışma yaşandığını belirtiyor ve şöyle devam ediyor:

"Kasım'da ara seçimler yapılacak ve Demokratların yenilgiye uğraması bekleniyor. Dolayısıyla Obama böyle bir dönemde İsrail ile münakaşaya girmek istemeyecektir.

Bununla birlikte iç siyasetin etkisini abartmamak gerek. Obama yardım filosu gerginliğinden önce de, İsrail'in artık Amerika'nın desteğini cepte sayamayacağını söylüyordu. Ülkesinin Filistin sorununa iki devletli bir çözüm bulması gerektiğine ve bulabileceğine inanıyor.

Aslında Netanyau da amacının bu olduğunu söylüyor. Ancak samimi olduğu konusunda ciddi şüpheler var. Yani bu iki lider iş başında olduğu ve fikirlerini değiştirmedikleri sürece birbirlerinden daha da uzaklaşacaklardır."

TÜRKİYE BAŞBAKANI İSRAİL'İ PAYLAMAYI SEVER AMA...
Economist bu başlıkla olayın Türkiye boyutuyla ilgili gözlemlerini aktarıyor. "Türkiye Başbakanı İsrail'i paylamayı sever ama bu sefer işler bunun da ötesine geçti" deniyor. Yazıda dikkat çeken satırlar şöyle:

"Türkiye'nin ılımlı İslamcı Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın işi zor. İsrail saldırısına kadar, seçmenlerinin İsrail'e yönelik öfkesini, kendi düştüğü dehşeti ifade ederek yatıştırabiliyordu.

Öte yandan muhalifleri ise bu filoyu durdurması gerektiğini savunuyor. Bunu yapmış olsaydı, Türkiye'nin bir zamanlar çok gurur duyduğu, İsrail'in tek Müslüman müttefiki olmasını sağlayan ilişkinin çökmesini engelleyebileceğini düşünüyorlar."

HEPİMİZ HAMAS'IN SAVAŞÇILARIYIZ
Guardian gazetesi ise saldırıda ölenlerin Fatih Camii'nde gerçekleşen cenaze törenini ele alıyor. Avluda toplananların "İsrail Azrail", "Hepimiz Hamas'ın savaşçılarıyız" sloganları attığını aktaran gazete, Tel Aviv'deki Türk büyükelçiliği önünde toplanan İsraillilerin ise Erdoğan'ı terörist ilan eden sloganlar attığını hatırlatıyor.

İSRAİL ASKERLERİ YARALILARA YARDIM ETMEDİ
Gazete yardım filosunun önderliğini üstlenen Mavi Marmara'da bulunan iki kadının anlatımlarına da yer veriyor. Bunlardan biri İsrail parlamentosunun Arap asıllı üyelerinden olan ve şu sıralarda ülkesinde ölüm tehditlerine maruz kalan Haneen Zuabi. Diğeri ise Filistin ile Dayanışma Kampanyası adlı örgütün yöneticilerinden, İngiliz vatandaşı Sarah Colborne.

İkisi de, tüm ricalarına rağmen İsrail askerlerinin gemideki yaralılara yardım etmeyi reddettiğini aktarıyor. Üstelik taleplerini İbranice olarak da dile getirmişler. Tanıklara göre yardım edilmeyen bu yaralılardan bazıları daha sonra hayatını kaybetmiş.

Sayfa Yükleniyor...