Obama Esad'ı "tiran" olarak nitelendirdi

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ı tiran olarak nitelendiren ABD Başkanı Obama, "Halkının üzerine varil bombaları atan biriyle ortak hareket etmek akıllıca olur mu?" dedi. Obama, "Suriye'yi Esad'dan kurtaracak bir geçiş dönemine girilmesi"çağrısında bulundu.

Obama Esad'ı "tiran" olarak nitelendirdi

BM 70. dönem Genel Kurul Genel Görüşmeleri kapsamında, genel kurula hitap eden Obama, dünyada düzenin tamamen bozulduğu yerlerde, harekete geçmeleri gerektiğini kaydetti.

Ancak bu noktada da uluslararası toplumun birlikte hareket etmesi halinde, daha güçlü olacağına işaret eden Obama, "Bu tür çabalarda ABD daima üzerine düşeni yapacaktır. Bunu, geçmişin derslerini dikkate alarak yapacağız: Sadece Irak dersi değil, aynı zamanda katliamı önlemek için uluslararası koalisyona katıldığımız Libya örneğini de (baz alarak). Bir tiranın iktidarına son vermede Libya halkına yardım etmiş olsak bile, koalisyonumuz, açılan güç boşluğunu doldurmada daha fazlasını yapabilirdi ve yapmalıydı”.

Ülkeyi bir araya getirmek için çalışan her bir meşru Libya hükümetine yardım edeceklerini belirten Obama, “Ama aynı zamanda uluslararası toplum olarak, gelecekte, zor durumda olan ülkelerin kapasitelerini, onlar çökmeden önce inşa etmek için daha etkili çalışmamız gerektiğini kabul etmeliyiz” dedi.

Obama, bu nedenle, bugün ABD’nin, BM Barış Gücü’nün kuvvetlendirilmesi için on binlerce askeri güç, hastane, helikopter, istihbarat servisi ve yeni kapasitelerin sağlanması noktasında 50’den fazla ülkeyle birlikte destek olacaklarını duyurdu.

Bu yeni kapasitenin katliamları önleyebileceğini ve barış anlaşmalarının bir kağıt parçasının ötesinde bir şey olduğunu ortaya koyabileceğini ifade eden Obama, “Düzenin bozulduğu yerlerde ve kalıcı barış arayışında olanlar için kolektif kapasitemizi güçlendirmeliyiz” ifadesini kullandı.

“ANLAŞMA TAM UYGULANIRSA, POTANSİYEL SAVAŞ ÖNLENİR”

BM Güvenlik Konseyi’nin, nükleer silahsızlanma anlaşmasını ihlali nedeniyle İran’a yaptırımlarını artırmasının, kanunlar ve anlaşmaların bir anlam taşıdığının dünyaya gösterildiğini dile getiren Obama, “Amaç İran’ı cezalandırmak değil, gittiği yoldan dönüp dönmeyeceğini, nükleer programının barışçıl olduğunu dünyanın teyit etmesine izin verip vermeyeceğini test etmekti” dedi.

Obama, ABD ve partnerlerinin, Rusya ve Çin de dahil, iki yıl boyunca İran ile karmaşık müzakereler yürüttüğünü anımsatarak, bunun da İran’ın nükleer silah elde etmesini önleyen ama aynı zamanda barışçıl enerjiye erişimine de izin veren kalıcı ve kapsayıcısı bir anlaşmayla sonuçlandığını kaydetti.

Obama, “Eğer bu anlaşma tam anlamıyla uygulanırsa, nükleer silahlara yönelik yasaklar güçlenir, potansiyel bir savaş önlenir ve dünya daha güvenli olur” diye konuştu.

İran ile müzakerelerde ülkelerin birlikte çalışmasının uluslararası sistemin olması gerektiği gibi çalıştığında nasıl güçlü olduğunu ortaya koyduğunu ifade eden Obama, ancak İran’ın mezhepsel savaşları körüklemesinin tüm bölgeyi tehlikeye attığına ve kendisinin de ticaretten soyutlamasına neden olduğuna işaret eden Obama, “Amerika’ya ölüm” sloganlarının da İran halkı için istihdam sağlayıp ülkeyi daha güvenli hale getirmeyeceğini vurguladı.

Obama, bu noktada, “Eğer İran farklı bir yolu seçerse bu, hem bölgenin güvenliği, hem İran halkı hem de dünya için daha iyi olur” değerlendirmesinde bulundu.

“AMAÇ SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİNE DÖNMEK DEĞİL”

Konuşmasında Rusya’nın Kırım’ı ilhakı ile doğu Ukrayna’daki agresif tavırlarına da değinen Obama, Rusya ile Ukrayna arasındaki derin ve karmaşık tarihin farkında olduklarını ama bir ülkenin egemenliği ve toprak bütünlüğünün ihlal edilmesini de kabul edemeyeceklerini söyledi.

Obama, “Eğer böyle bir şey Ukrayna’da, (bunu yapanlara) bir bedeli olmadan gerçekleşirse, bugün burada toplanan başka herhangi bir ülkenin başına da gelebilir. Rusya’ya ABD ve diğer ortaklarımızın yaptırım uygulamasının temelinde yatan neden de bu. Yoksa, soğuk savaş dönemine geri dönme isteği değil” ifadesini kullandı.

Obama, Rusya eğer Ukrayna ile sorunlarını gerçek diploması yoluyla çözmeye çalışmasının, hem her iki ülke hem de dünya için daha iyi olacağını bildirdi.

Öte yandan, ABD’nin güney Çin denizinde herhangi bir toprak talebinin bulunmadığını ama özgür deniz seferi ve ticaretinin olması gerektiğini ifade eden Obama, anlaşmazlıkları askeri güçlerle değil, uluslararası hukukla ve barışçıl yolla çözmeyi amaçladıklarını kaydetti.

Obama, ABD’nin 50 yılı aşkın süredir devam eden ve “işe yaramayan” Küba politikasını değiştirdiğini anımsatarak, iki ülke arasında ilerleme sağlandıkça ABD Kongresi’nin de nihayetinde ambargoyu kaldıracağından emin olduğunu dile getirdi.

"BU TÜM İNSANLIĞA SALDIRIDIR"

Obama, "Bir diktatör kendi halkından on binlerce kişiyi katlettiğinde, bu sadece tek bir ülkenin iç işi olamaz. Aynı şekilde, bir terör örgütü esirlerin kafalarını kestiğinde, masumları katlettiğinde ve kadınları köleleştirdiğinde bu sadece tek bir ülkenin ulusal güvenlik sorunu olmaz. Bu tüm insanlığa saldırıdır" ifadesini kullandı.

DAEŞ'e karşı mücadelede ve bu suçları işleyen teröristlerin bir daha asla barınma alanı bulamamasını sağlamak konusundaki kararlılıklarının altını çizen Obama, sözlerini şöyle sürdürdü:

"El Kaide'ye karşı on yılı aşkın sürdürdüğümüz takipte de gösterdiğimiz üzere, aşırılıklara yaşam hakkı tanımayacağız. Ancak askeri güç gerekli olsa da Suriye'deki sorunu çözmek için yeterli değil. Kalıcı istikrar, Suriye halkının birlikte barış için yaşamayı kabul etmesiyle kök salabilir. Suriye’deki sorunu çözmek için Rusya ve İran dahil her ülkeyle çalışmaya hazırız. Bu kadar kan dökülmesinden, katliamdan sonra savaş öncesi statükoya geri dönülemeyeceğini de kabul etmemiz lazım.”

Suriye'deki krizin, Beşşar Esed'in barışçıl protestolara baskıyla yanıt vermesiyle başladığını ve bunun da şu anki çatışma ortamını yarattığını belirten Obama, şöyle devam etti:

"Dolayısıyla Esed ve müttefikleri, kimyasal silahlar ve ayrım gözetmeksizin girişilen bombalamalar gibi insanlık dışı eylemlere maruz kalan bir halkın büyük kesimini basitçe pasifize edemez. Evet realizm, Suriye'de çatışmanın durması ve DAEŞ'e karşı durmak için bazı ödünler verilmesini dikte eder ancak realizm aynı zamanda Esed'den yeni bir lidere idareli geçişi ve Suriye halkının yeniden inşaya başlayabilmesi için kaosa son verilmesi gerektiğini kabul eden kapsayıcı bir hükümeti de gerektirir."

"İSLAM DİNİNİ TERÖRLE AYNI KEFEYE KOYMA CAHİLLİĞİ REDDEDİLMELİ"

Obama, Irak ve Suriye'deki kaostan ortaya çıkan DAEŞ'in hayatta kalmak için sürekli savaşması gerektiğini vurgulayarak "Zehirli bir ideoloji yüzünden destekçi buluyorlar. Dolayısıyla işimizin bir kısmı, çok sayıda gencimize bulaşan bu türden aşırılıkları reddetmek için çalışmaktan geçiyor. Bu çaba, Müslümanların, hoşgörüsüzlük vaazları vererek ve şiddeti teşvik ederek İslam dinini çarpıtanları devamlı biçimde reddetmesini ve ayrıca Müslüman olmayanların da İslam dinini terörle aynı kefeye koyma cahilliğini reddetmesini gerektirir" diye konuştu.

"ÇOK SAYIDA AİLENİN YARDIMA İHTİYACI VAR"

Bunların zaman alacağını, Suriye'deki meseleye ve Ortadoğu ve Kuzey Afrika'nın büyük bir kesiminde görülen değişikliklere kolay yanıtların olmadığını söyleyen Obama, "Ancak çok sayıda ailenin şu anda yardıma ihtiyacı var, onların zamanı yok" ifadesini kullandı.

Bu nedenle de ABD'nin kabul edeceği sığınmacı sayısını artırdığını hatırlatan Obama, şunları kaydetti:

"Bu sığınmacılara destek için en fazla yardım bağışlayan ülke olmayı devam ettireceğiz. Ve bugün, halkımızın, iş dünyamızın, üniversitelerimizin ve STK'larımızın da yardım edebilmesi için yeni çabalar başlatıyoruz. Acı çeken ailelerin yüzlerinde, göçmenler ülkesi olarak kendimizi görüyoruz. Tabii ki eski düşünce tarzlarında güçsüzlerin, sığınmacıların, marjinalize olmuşların akıbeti önemsenmiyordu. Dünyanın kaygı merkezinin dışında kalıyorlardı. Bugün ise onlara yönelik kaygılarımız sadece vicdandan değil, kendi çıkarlarımızdan da hareket bulmalı. Dünyanın kenarlarına itilenlere yardımcı olmak sadece bir hayır işi değil, müşterek güvenlik konusu. Ve bu kurumun (BM'nin) amacı sadece çatışmaları önlemek değil, bu gezegendeki hayatı daha iyi hale getirecek ortak eylemi harekete geçirmek."

Sayfa Yükleniyor...