TEOG sınavı öncesi öğrencilere uyarı (Biyolojik saatinizi ayarlayın)

Uzmanlar, 23-24 Kasım 2016 tarihlerinde gerçekleşecek Temel Öğretimden Ortaöğretime Geçiş Sınavı (TEOG) için öğrencileri uyardı.

TEOG sınavı öncesi öğrencilere uyarı (Biyolojik saatinizi ayarlayın)

Binlerce öğrencinin hayalindeki lisenin kapısını aralayacak Temel Öğretimden Ortaöğretime Geçiş Sınavı’nın (TEOG) birinci aşaması için geri sayım başladı.

Üsküdar, İzmir ve Tarsus SEV İlköğretim Kurumları’nın akademik koordinatörleri; 23-24 Kasım 2016 tarihlerinde gerçekleşecek TEOG Sınavı’nın birinci aşaması öncesinde, öğrenciler ve veliler için sınava hazırlanma rehberi hazırladı:

Birinci aşama TEOG daha az konu ve kazanım içermesi bakımından ikinci sınavlara göre daha kolay gibi görünmesine ragmen farklı zorluk etkenleri içeriyor. Bunlar; öğrencilerin ilk defa TEOG’a girmeleri, hazırlanmaları için kısa bir süre olması,stres ve kaygı durumlarının yüksek olması olarak sıralanabilir. Bu etkenler birinci ve ikinci sınavı denk hale getiriyor. Bu nedenle birinci TEOG sınavının en az ikinci sınav kadar belirleyici olduğu söylenebilir.

Birinci aşama TEOG Sınavından başarılı bir sonuçla çıkmanın, her zaman için avantaj sağlayacağı unutulmamalı. Bu sınav, ikinci aşama TEOG sınavına göre daha az kazanımı kapsar. Birinci dönemin ortalarında yer alan bir sınav olması nedeniyle öğrencilerin sınava yönelik sistematik çalışmalarına olabildiğince erken başlamaları onları öne geçirir.

TEOG SINAV SÜRESİ YETERLİ Mİ?

İki gün üzerinden 3’er ders olarak yapılan TEOG sınavları, ilk gün Türkçe-Matematik-Din Kültürü, ikinci gün Fen Bilimleri-İnkılap Tarihi-İngilizce derslerinden oluşuyor. Herbir ders için 40 dakikada 20 soru çözülmesi bekleniyor. Bir önceki sistemde soru başına süre 72 saniye iken TEOG sınavlarında soru başına 120 saniye düşüyor. Bu da zaman anlamında bir sıkıntımız olmadığını gösteriyor.

Her bir dersin sınavında, önceden açıklanan kazanımlar içinden 20 soru soruluyor. Okulda derslerini dinleyen, anlamadığı yerleri soran ve geri besleme yapan öğrencinin eksiği kesinlikle olmayacaktır. Bu anlamda sınava kalan süre göz önüne alındığında; öğrencinin kendi akademik haritasını çıkarmasında fayda var: Her derste en başarılı olduğu konular/kazanımlar.

Her derste ortalama başarılı olduğu konular/kazanımlar. Her derste ortalama altında başarılı olduğu konular/kazanımlar.
 
FEN'DE ‘BASİT MAKİNALAR’ KONUSUNA DİKKAT!

Geçen yıl yapılan ilk TEOG sınavlarında Türkçe ve Matematik derslerinin diğer derslere göre daha belirleyici, zorlayıcı olduğu belirlenmiştir. Bu yıl Fen ve Matematik müfredatında değişiklikler yapıldığı için bu sene ilk kez soru gelecek konular bulunuyor. Örneğin; Fen Bilimlerinden ‘Basit Makinalar’ konusuna ait sorularına dikkat edilmesi gerekir. Ayrıca sözel derslerde uzun, paragraf sorularının fazlaca yer alacağı düşünülen ilk sınavda, okuma ve anlama ön planda olacak.
 
ÖĞRENCİLER HANGİ KONULARA ÇALIŞMALI? 

Özellikle son haftada, çalışma sırası; en az başarılı olan konudan en çok başarılı olunan konuya doğru olmalı. Bir başka deyişle öğrenci konfor alanından çıkmalı, kendini rahat hissetmediği konularda mutlaka soru çözmeli. Bu zaman zarfında çözülemeyen ve yanlış çözülen sorular; mutlaka öğretmenlere sorulmalı ve çözüm yöntemi pekiştirilmeli. Özellikle okulda yapılan tekrar programları bu anlamda çok olumlu sonuç verecektir.
 
FARKLI KAYNAKLARDAN ‘KOLAY SORU’ ÇÖZME HATASINA DÜŞMEYİN
 
Günlük çözülecek soru sayısı kişiye göre değişmekle birlikte, mutlaka belirlenmeli ve kaydı tutulmalı. Unutulmamalıdır ki; en iyi program sonuna kadar uyulan programdır. Öğrenci ve velilerin aldığı çok sayıda kaynak/test kitabı, farklı soruları görmek açısından yararlı olmakla birlikte önemli bir noktanın gözden kaçmasına neden olabiliyor. Elinde fazla kaynağı bulunan öğrenci, bu kaynaklardaki görece en kolay soruları çözüyor. Bu durumda, kitaplarda çözülmeden kalan sorular ne yazık ki uygulamada eksikler yaratıyor.

Tekrar sırasında doğru uygulama; konu tekrarı yapan öğrencinin, bir kitapta o konu ile ilgili tüm soruları bitirdikten sonra diğer kitaba geçmesidir. Çocukların üzerine yüklenen sınav stresi, her ders için bitirdiği konular ve kitaplarla yavaş yavaş azalacak ve yerini özgüvene bırakacaktır.
  
SON HAFTA SAAT 9-12 ARASI KESİNLİKLE UYUMAYIN!
 
TEOG sınavları sabah 09:00-12:00 arası uygulandığı için son hafta, hafta sonu da dahil olmak üzere, hiçbir gün bu saatler uykuda geçirilmemeli. Bu anlamda; sınavdan önce okula gitmeyip soru çözme düşüncesinde bulunanlar, bu saatleri uykuda geçirirse, biyolojik saat döngüsünü bozmuş olacaklardır.
Sınav öncesi uyku problemi yaşamamak için uykuya yatma saati bu son hafta düzenlenmeli.
 
TEHLİKELİ SPORLAR YAPMAYIN
Özellikle kahvaltı alışkanlığı olmayan öğrenciler sınava kadar düzenli kahvaltı yapar hale gelmeli.

Sakatlanma ve kırık ihtimali göz önünde bulundurulup tehlikeli spor ve aktivitelerden uzak durulmalı.

Sınavdan iki gün önceden başlayarak öğrencinin yediği her yemek kontrol altında tutulmalı, hijyenden ve tazeliğinden emin olunmayan yiyeceklerden uzak durulmalı.
 
BİR SONRAKİ OKULUNU HAYAL EDEREK ÇALIŞSIN
 
Sınava hazırlık sürecinin önemli bir ayağı da öğrencinin ve tabii ki velinin sınava mental olarak hazırlanması. Öğrenci bir sonraki okulunu hayal etmeli, bu hayali için çalışmayı, emek harcamayı göze almalı. Her cümle olumlu kurulmalı. Unutulmamalıdır ki; ne söylediğiniz değil nasıl söylediğiniz önemlidir. Bugünün hayalleri yarının gerçekleri olacaktır.
 
 
SINAVIN YÜZDE 65’İ OKUDUĞUNU ANLAMA SORULARINDAN OLUŞUYOR
 
TEOG sınavlarında, bugüne kadar, okuma ve okuduğunu anlama soruları, sınavın yaklaşık yüzde 65’lik kısmını oluşturmuştur. Buna göre; okuduğunu anlayan çocuk, sınavın yüzde 65’lik kısmını, sekizinci sınıf öncesinde garanti altına almış olur. Ayrıca işlem becerisi ve yine okuduğunu anlamaya dayanan problem çözme becerisi gelişmiş olan öğrenciler, yine sekizinci sınıf öncesinde matematik sınavında en az yüzde 82 başarıyı garanti ederler.
 
AİLELERE ÖNEMLİ SORUMLULUK DÜŞÜYOR
 
TEOG Sınavına hazırlık yılı çok özel bir yıl. Ailelerin de son derece bilinçli ve serinkanlı olmaları, okulla işbirliği içinde bulunmaları, öğrenci yaşantısını ev ortamında olumlu bir şekilde desteklemeleri çok önemli. Stres yönetimini başarılı bir şekilde ele alan ve öğrenci için sistemli çalışma ortamı sağlayan ailelerin çocukları daha başarılı olmaktadır.
Öğrencinin akademik performansını ve duygusal dünyasını yakından takip etmek, buna göre gerekli desteği vermek ve hedefleri koymak, bir öğrenci için yapılabilecek en önemli harekettir. Bu süreci aile ve okul işbirliği içinde yürütürken, öğrencinin kendisini güvende hissettiği ve destekleneceği konusunda şüphe duymadığı bir ve öğrenme ortamı içinde olması büyük önem taşır.

Sayfa Yükleniyor...