YGS'deki şifreye nokta kondu

YGS'de şifre iddilarını ortaya atan eğitimci Akyüz, " Belki bir teknik hata olmuştur, hata illa art niyetle yapılmış diye bir iddiamız da yok" dedi. Eğitimci Sadık Gültekin ise "Bir kişi kitapçığım aynı diyebildi mi? ÖSYM Başkanı'nın sözel yeteneği zayıf" diye konuştu.

YGS'deki şifreye nokta kondu

Türkiye, hafta sonundan bu yana YGS'deki şifreleme iddialarını konuşuyor. Kitapçıktaki şifreleme iddialarını gündeme getiren Artvinli eğitimci Fahri Akyüz, NTV canlı yayınına katıldı ve ilk kez konuştu.

Banu Güven'le Artı programının konukları Dersane yöneticisi Fahri Akyüz ve NTV Danışmanı Sadık Gültekin'di.

Eğitimci Fahri Akyüz, şunları söyledi: "Genellikle sınavlara katılırım, bu yıl da katıldım. Dersanecilikte 25. yılım ve Eylül ayında emekli olacağım. Emekli olduktan sonra bir fakülte daha bitireceğim, o yüzden sınava girdim. Artvin'de Orman Mühendisliği bölümü var, orayı düşünüyorum.

Sınavdan sonra öğrencilerimizden bir tanesinin dikkatini çekti, matematik sorularındaki küçükten büyüğe doğru sıralı 6 soru. Kendisi bizimle durumu paylaştı ve biz de ekibimizle matematik sorularını inceledik. Geçmiş yıllarda seçenekler belirli bir sıraya göre dizilirdi. Bu yılki sınavda küçükten büyüğe şıkları dizdiğimizde çakışanların doğru olduğunu gördük. Bir deneme sonucu ulaştık. Diğer testlerdeki rakamsal cevap şıklarına da aynı yöntemi uyguladığımızda benzer bir tabloyu gördük.

İnternet üzerinden verilen kitapçıklarda inceleme yapmadım, kendi kitapçığımı bile indirmeye çalıştım ancak ulaşamadım. Medyaya verilen kitapçık üzerinde yaptığımız çalışma sonucunda ulaştık şifreleme sistemine. İnternet üzerinde verilen kitapçıklarda herhangi bir incelememiz olmadı şimdiye kadar.

Kendi kitapçıklarını inceleyen öğrencilerimizden rastladığını söyleyenler oldu, rastlamadığını söyleyenler de.

ÖSYM BAŞKANI DOĞRULADI
Bizim bulduğumuz sistem ÖSYM Başkanı tarafından da doğrulandı, Başkan Prof. Dr. Demir matematik sorularının tümünün aynı şekilde olduğunu söyledi. Ben bunun internet üzerinden yayınlanan kitapçıkla teyit edilmesinin doğru olacağına pek inanmıyorum. Belirlenebilecek, rastgele alınabilecek kitapçıklardan sistemin denenmesi gerekir. Böyle sonuca ulaşabiliriz. Belki de binlerce kitapçık incelenerek çözüme ulaşılabilir.

Sınavda kitapçıklar kişiye özel geldi ve eğer bir şifreleme varsa bunu internet üzerinden yayınlanan kitapçıklarla bulamayız.

Şunu demek istiyorum, master kitapçıktaki bu şifrenin olma olasılığı nedir, bizi endişelendiren bu. Cevap şıklarının aynı kalması koşuluyla bunun kombinasyonları geliştirilemez mi? Çok değişik şeyler söz konusu olabilir. Eğitimcilerden, öğrencilerden bu şekilde sorular geliyor. Bunun açıklığa kavuşturulabilmesi için adayların kendi kitapçıkları üzerinden işlem yapılmış haliyle bir bağımsız kurul, bir heyet karşısında değerlendirilirse daha inandırıcı neticeler elde edilir.

Ben bir aday olarak, sorularımın sıralamasını ve cevap anahtarını bilemiyorum ki, çözümler yapmış olduğum kitapçığımı gördükçe ancak tam bir kanaate ulaşmış olurum. Hatta öğrencilerimin bir kısmı şunu diyor, öğretmenim ben tam hatırlayamadım, birinci soru muydu, beşinci soru muydu, olabilir, benim kitapçığıma benziyor gibi sözler... Üzerinde işlem yapılmış kitapçık görülmüş olsa, bu teknik olarak zaman alır.

BUNLAR KANITLANMAZ DEMİYORUM...
Ben bunlar kanıtlanmaz demiyorum, zaten kamu tatmin olduktan sonra sorun yok. Ben açıklamaları tatmin edici bulmadım. ÖSYM'nin çalışmaları var, henüz sonuca ulaşmış değil. ÖSYM Başkanı samimidir bu konuda, gerekli açıklamaları yapacaktır. Ayrıca yargıya intikal ettiği için olay teknik uzmanlar bunu inceleyecektir. Henüz bizden ifade alınmadı. Biz zaten bir iddia içinde değiliz, ortaya bir kural çıktı ve bunu basınla paylaştık.

TEKNİK BİR HATA OLMUŞTUR, ART NİYET İDDİAMIZ YOK
Emekliliği gelmiş bir insanım, üniversite okusam ne olur okumasam ne olur. Birçok öğrencim var, bunlar adına konuşuyorum. Ben yargıya da güveniyorum, ÖSYM'ye de güveniyorum. Belki bir teknik hata olmuştur, bu hata illa art niyetle yapılmış diye bir iddiamız da yok. Benim burada söylemek istediğim şey şu, en somut şekilde olay ortaya konulursa kamu vicdanı rahat edecektir.

LYS'ye hazırladığımız çocukları derse konsantre edemiyoruz, bize 'Bunun sonu ne olacak?' sorularını soruyorlar."

GÜLTEKİN: HERKES ŞİFRE OLMADIĞINI GÖRDÜ
NTV Eğitim Danışmanı Sadık Gültekin ise şunları söyledi:

"Şu aşamada olay bitmiştir, sayın Fahri Hocam diyor ki 'Zaten şifreleme olayı benim bir ifadem değil, basının ifadesiydi.' Hocam sabahtan beri kitapçıklara bakamadığını söylüyor, belki de yoğunluktan. Hocam bakmadıysa bile diğer oradaki diğer eğitimciler ve öğrenciler baktılar ancak böyle bir şey olmadığını gördüler.

DÜNYA ÜZERİNDEKİ EN GÜVENİLİR SINAVDI
Kitapçıkları adaylar görebiliyor, eğer kendi rızasıyla göstermek isterse öğretmenlerine ve diğer arkadaşlarına kitapçığı gösterebilir. Bu olay bitti, çünkü master kitapçığının basına verilmesinden kaynaklanan ve kombinasyonun orada gerçekleştiğini gördüğümüz bir tabloyla karşılaştık biz.

ÖSYM 1974 tarihinden bu yana üniversite sınavlarını yapıyor ve bu sınav o tarihten bu yana Türkiye'de uygulanan en güvenilir sınavdı. Hatta bırakın Türkiye'yi dünya üzerinde şu ana kadar uygulanan en güvenilir sınavdı. Bu sınav dünyada da örnek teşkil edecektir, diğer ülkeler de aynı yöntemi uygulayacaktır. Çünkü sınav kişiye özel, herkesin şahsına özel kitapçıklar geldi, adayların fotoğrafı vardı. Sorular aynıydı ancak herkeste soruların yerleri ve yanıtları farklıydı.

ÖSYM BAŞKANI'NIN SÖZEL YETENEĞİ ZAYIF
1 milyon 692 bin 345 tane kitapçık vardı ve basınınki 346. kitapçıktı ve basına verilen kitapçık kimsede yoktu. ÖSYM Başkanı bunları net olarak dile getiremedi, ikna edemedi. 2 nedenden dolayı... Birincisi sözel yeteneği zayıftı, ikincisi analitik düşünme gücü var, mühendisti. Üçüncüsü kendisinin ve yürütme kurulunun tek odaklandığı konu sınavın güvenliğiydi, dolayısıyla arka plandaki işleyişe ÖSYM Başkanı şimdiye kadar vakıf olamadı. Onları dile getirmekte zorlandı, bilgisi de zayıf olduğu için kamuoyunun karşısında net olarak inandırıcı bilgi veremedi.

AÇIKLAMA YETERLİ
Bilimsel olarak açıklama yeterli bence. Tıpta bir ifade vardır, 'Hastalıklar yok hastalar vardır' diye. Aynı şey bu sınav için geçerlidir. Banu Güven'in soru kitapçığı ayrı, cevap anahtarı ayrı. Sadık Gültekin'in soru kitapçığı ayrı, cevap anahtarı ayrı. 1 milyon 692 bin kişinin ki ayrı. Adına sembol, şifre veya adına ne derseniz deyin. Bu yöntem kime uyacak başka? Başka Banu Güven var mı, başka Sadık Gültekin var mı? Yok. Ve o kitapçığın bir aslı daha yok, master kitapçıktı ve master kitapçıktan türetildi her şey.

HER BASIN KURULUŞUNA AYRI KİTAPÇIK VERİLMELİYDİ
Şimdi master kitapçıkta şu hata yapıldı: Yapılabilecek, insanoğlunun aklına gelebilecek her türlü önlem alındı ancak basına verilen kitapçıkta bir hata yapıldı. Basına tek bir kitapçık verildi. Halbuki, kaç tane basın kuruluşu başvurduysa onlar da bir üniversite adayı gibi ele alınacaktı ve her kuruma ayrı kitapçık ve cevap anahtarı verilecekti. Bu hata yapıldı, genel sistemin içine bu katılmadı, yeterince  düşünülmedi.

'ÖSYM AYNISINI BASINA VERMEYELİM' DEDİ...
1974 yılından bu yana yapılan bir kural vardır, yanıtlar küçükten büyüğe doğru sıralanır ve orada doğru cevap C şıkkı ise basına verilen kopyada da doğru cevap C idi. Fakat basındaki küçükten büyüğe doğru sıralanmadı, diğer dört seçenek karıştırıldı. Cevaplar aynı, diğer seçenekler karışık. Şimdi değerli hocam Fahri Akyüz ve ekibi şunu yaptılar, bakın biz bunları küçükten büyüğe doğru sıraladık ve aynı cevaplar çakışıyor. Demek ki doğru cevap buymuş. Gerçekten doğru cevap o zaten. Sadece üçükten büyüğe doğru sıraladılar ve zaten ÖSYM'nin de yaptığı oydu. Biz aynısını basına vermeyelim dedi ve yanıtlar sabit kalsın, en azından diğer seçenekleri karıştırırsak aynısını vermemiş oluruz. ÖSYM Başkanı'nın bunu söylemesi gerekir.

BİR KİŞİ AYNI DİYEBİLDİ Mİ?
Sabahtan beri kitapçıklar internet üzerinde. Şimdiye kadar bir Allah'ın kulu, bir kişi 'Benim kitapçığımla şunun kitapçığı aynı diyebildi mi? Kitapçıklar aynı olmadığı zaman yanıt kağıdı da aynı olmaz. Dolayısıyla birbiriyle örtüşen soru kitapçığı olmadığı için birbiriyle örtüşen cevap anahtarı da olmaz. 160 soru var, 5'er seçenek var, 1 milyon 692 bin aday var.

Sonuçlar bir ay sonra açıklanacaktı, bir aya da kalmaz bu gidişle, 15 gün içinde açıklanacaktır. Tabi ki üzerinde işlem yapılmış kitapçıkları internete koyamazsınız, onların orijinal pdf'lerini koydular. Sayın hocam diyor ki, ya onları da değiştirirlerse? Onları değiştiren yanıtları da değiştirir, her şeyi değiştirir. Bu şekilde bir yere varamayız, güvensizlikle.

ÖSYM CESARETLE KİTAPÇIKLARI İNTERNETE KOYDU
ÖSYM şunu yaptı, yargı hemen devreye girdi tamam ama yargıyı beklemeden önce dedi ki, 'Bütün adayların kitapçıklarını internete koyuyorum', bu bir özgüven meselesidir, korkusuzca bunu koydu. İlk olarak bunu yaptı. İkinci olarak ise sonuçları açıklarken ÖSYM doğruları, yanlışları ve netleri açıklayacak. Kaçıncı sırada olduğunu her zaman ki gibi açıklıyor yine internet üzerinden. Fakat şunu da yapacak ÖSYM, senin sınavda verdiğin yanıtlar şunlardı -ki bu ilk kez yapılacak- doğru yanıtlar da şunlardır. Dersaneler, Fahri Hocam bunu çok iyi bilir, onlar öğrencilerine 'Sınavdaki işaretlemelerin bunlardır, doğru yanıtlar da bunlardır. Buna göre kontrol edebilirsin' derler.

SONUÇLAR AÇIKLANINCA HERKES GÖRECEK
Bu iki şeyi ortaya çıkaracak, bir pedagojik yanını. Sen neyi doğru yaptın, neyi yanlış yaptın, soru kitapçığın var zaten. Bir de bunları bildikten sonra eksiğini gediğini göreceksin.

İkinci olarak ise buradaki objektif değerlendirmeyi herkes kendi verdiği yanıtlarla, gerçek yanıtlarda herkes birbiriyle kıyaslayacak ve kimseninkinin aynı olmadığı zaten orada görülecek.

Şu an yargı görevde, onlara yol göstermek haddimize değil ama TÜBİTAK ve bilirkişi devreye girdiği zaman lütfen depodaki kitapçıklara girsinler, oradaki kitapçıklardan rastgele binlerce seçilsin, gerçekten seçeneklerin üzerinde küçükten büyüğe doğru bir sıralama yapıldı mı kontrol etsinler, en ufak bir şey görülecektir."

Sayfa Yükleniyor...