IMF: Türkiye'nin sesi daha gür çıkacak

IMF Türkiye Daimi Temsilcisi Lewis, ''Türkiye'nin IMF'deki kotası yaklaşık dört kat artacak, IMF'nin en büyük 20 üyesinden biri olacak'' dedi.

IMF: Türkiye'nin sesi daha gür çıkacak

Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Christine Lagarde'ın Türkiye ziyaretinde Türkiye'nin IMF'de sesinin daha yüksek çıkmasını isteğini açıkça ifade etmesinin ardından, IMF'nin bu yöndeki hazırlıkları netleşmeye başladı.

IMF Türkiye Daimi Temsilcisi Mark Lewis, ''IMF'nin oy ve sermaye ya da kota paylarıyla ilgili olarak devam eden reformu sonucunda, yüzde 6'nın üzerinde bir oy hakkı, gelişmiş ülkelerden dinamik yükselen piyasalara ve gelişmekte olan ülkelere kaydırılacak'' dedi. ''Reform tamamlandıktan sonra, Türkiye IMF'nin en büyük 20 üyesinden biri olacak, Türkiye'nin IMF'deki kotası yaklaşık dört kat artacak'' ifadesini kullandı.

Bu yıl bitmeden IMF içerisinde yapılacak reformun, Türkiye'ye daha fazla söz hakkı kazandıracağını vurgulayan Lewis, ''Değişiklikler, yeter sayıda IMF üyesince onaylanır onaylanmaz yürürlüğe girecek, öngörülen takvime göre bunun Ekim 2012'de yapılacak olan IMF-Dünya Bankası Yıllık Toplantılarına kadar tamamlanması bekleniyor'' dedi.

Lewis, Lagarde'ın geçmişte farklı görevlerle birçok kez Türkiye'yi ziyaret ettiğini ve her defasında Türkiye'ye ''hayran kaldığını'' belirtti.

Mark Lewis, ''Sayın Lagarde, Türkiye'nin G-20'de ve IMF'de üstlendiği giderek artan aktif rolünü memnuniyetle karşılıyor, bunun Türkiye ve uluslararası toplum için son derece faydalı olduğuna dikkati çekiyor'' dedi.

Dört yıldır IMF ile stand by anlaşması yapmayan Türkiye'nin IMF'ye olan yaklaşık 1,9 milyar dolarlık borcunu 2013 yılında ödeyerek hesabını kapatması durumunda, Türkiye-IMF ilişkilerinin hangi boyutta ilerleyeceğine dair Lewis, ''Türkiye ile IMF arasındaki ilişkiler çok güçlü. 2008'de son kredi programının tamamlanmasından bu yana önemli şekillerde gelişti'' ifadesini kullandı.

Lewis, ''Türkiye ile IMF arasındaki ilişki artık daha ziyade çift yönlü bir ilişki. Özellikle, ve finans politikaları konusunda yakın diyaloğu sürdürüyoruz... Aynı zamanda, Türkiye IMF'nin önemi giderek artan bir üyesi; yani, küresel ve bölgesel ekonomik meseleler ile gerek IMF gerekse küresel ekonomi ve para sistemi ile ilgili konularda Türkiye'nin görüşlerinden büyük ölçüde faydalanıyoruz'' diye konuştu.

TÜRKİYE'NİN TEMELLERİ SAĞLAM
Lewis, S&P'nin Türkiye'nin görünümünü tartışmalı bir şekilde pozitiften durağana revize etmesiyle ilgili olarak, kredi derecelendirme kuruluşlarının kendilerine has ölçme metotları olduğunu belirterek, ''Bizim görüşümüze göre, Türkiye'nin makroekonomik temelleri sağlam. Türkiye için önemli olan, mevcut zorluklara yönelik doğru politikalara odaklanmaya devam etmektir'' dedi.

TÜRKİYE'NİN KRİZİ ATLATABİLME YETİSİ VAR
2001 yılında Türkiye'nin ciddi bir ekonomik kriz geçirdiğini hatırlatan Lewis, ''Türkiye özellikle kamu maliyesi ve bankacılık sisteminin temizlenmesi gibi zayıf yönlerini ele alarak etkileyici bir ilerleme kaydetti. Türkiye'nin o zamandan bu yana sergilediği güçlü ekonomik performans ve küresel krizi atlatabilme yetisi, sahip olduğu büyük ekonomik gücün kanıtı ve diğer ülkeler de bunun farkında'' ifadelerini kullandı.

DOĞRUDAN YABANCI YATIRIM İÇİN CAZİP ÜLKE
Mark Lewis, Avrupa'da derinleşen ekonomik krizin Türkiye içinde bazı potansiyel riskler barındırdığına değinerek, ''Türkiye'yi ya ihracatta düşüş ya da Avrupa'da borçlanan Türk bankaları ve şirketleri için daha zor finansman koşulları yoluyla etkileyecektir'' dedi.

Lewis, ''Bugüne dek Türkiye Avrupa'daki yavaş büyümeden ve zayıf talepten pek de yara almadı, çünkü Türkiye'nin ihracatı başta Ortadoğu olmak üzere başka pazarlarda büyüdü. Ticaretteki bu çeşitlilik Türkiye için iyi bir şey, ancak eğer Avrupa'da koşullar kötüleşirse bu Türkiye'ye yardımcı olmayabilir'' şeklinde konuştu.

Türk bankaları ve şirketlerinin şimdiye kadar Avrupa'daki finansal streslerden pek de etkilenmediğini dile getiren Lewis, ''Tabii bu durum söz konusu şirketlerin güçlü mali pozisyonlarını ve düşük borç düzeylerini yansıtıyor'' dedi.

Doğrudan yabancı yatırımları çekme konusunda Türkiye'nin performansını da değerlendiren Lewis, ''Türkiye doğrudan yabancı yatırım için cazip bir ülke olmayı sürdürüyor. Yabancı yatırım düzeyleri 5-6 yıl önceki düzeylerin altında seyretse de bunun nedeni kısmen Türkiye'ye gelen yatırımın çoğunluğunun kaynağının Avrupa olmasıdır'' şeklinde konuştu.

Sayfa Yükleniyor...