EURO 2016'da görülmeye değer Fransız şehirleri

EURO 2016’ya 10 Haziran’dan 10 Temmuz’a kadar ev sahipliği yapacak olan Fransa’da maçların yanı sıra görülmeye değer birçok özelliği olan 10 kenti derledik.

EURO 2016'da görülmeye değer Fransız şehirleri

10 Haziran'da start alacak olan 'ya ev sahipliği yapacak Fransa'da görülmeye değer pek çok kent bulunuyor.. İşte Avrupa'nın en büyüğünün belirleneceği turnuvanın ev sahibi Fransa'nın ilgi çeken kentleri ve özellikleri. 

Saint-Denis: Avrupa Futbol Şampiyonası‘nın açılış maçı Paris‘in kuzeyinde yer alan Saint Denis’deki Stade de France'da yapılacak. Fotoğraftaki kupanın arkasında bütün ihtişamıyla Saint Denis Katedrali yükseliyor. Gotik mimarinin ilk örneklerinden biri olan ünlü yapı 1144 yılında tamamlandı. Bu bazilikada ayrıca aralarında Kraliçe Marie Antoinette’in de olduğu Fransız kraliyet üyelerinin mezarları bulunuyor. 

Lens: Fransa’nın kuzeyinde yer alan bir başka şehir Lens son yıllarda yeni bir kimlik kazandı. 2012 yılında eski bir kömür madeni üzerine inşa edilen Louvre-Lens Sanat Müzesi açıldı. Tarihi sanayi yapıları da şehre eşsiz bir karakter kazandırmakta. 

Bordeaux: Ülkenin güneybatısının incisi Bordeaux, güzelliği ve şaraplarıyla ünlü bir Fransız şehri. Fransız şaraplarının üçte ikisi bu bölgede üretiliyor. Kentin merkezinde ihtişamlı "Miroir d´eau’’ (su aynası) bulunuyor. Tarihi yapıları nedeniyle Bordeaux 2007’den bu yana UNESCO’nun Dünya Mirasları listesinde yer alıyor. 

Marsilya: Fransa’nın ikinci büyük şehri olan Marsilya enerji dolu, canlı bir şehir. Akdeniz’in kıyısında yer alan bu şehir aynı zamanda ülkenin en önemli liman kenti olma özelliğine sahip. Marsilya tüm bu özellikleriyle turistleri cezbetse de sıradan bir turistik kent olmanın çok ötesinde bir metropol. Ünlü Marsilya Katedrali de şehrin görülmeye değer yapılarından. 

Paris: Fransa’nın başkentini ziyaret edenleri tüm görkemiyle şehrin simgesi haline gelmiş olan Eyfel Kulesi karşılıyor. Bu dünyaca ünlü yapının yanı sıra Paris, aşkın, farklı tatların, kültür ve sanatın başkenti olarak da ziyaretçilere birçok sürprizle karşılaşma olanağı sunuyor. 

Nice: Masmavi bir deniz, güneş ve Nice kumsalları yıllardır turistleri cezbediyor. Öyle ki şehrin bu büyüleyici güzelliği Chagall ve Matisse gibi ünlü ressamlara ilham kaynağı olmuş. Balık pazarından Chagall Müzesi’ne birçok çarpıcı mekanıyla şehir ‘‘la belle‘‘ (güzel) unvanını sonuna kadar hak ediyor. 

Lille: Fransa’nın kuzeydoğusundaki Lille bir zamanlar madenciliğin merkezi konumundaydı. Bugün ise bir üniversite şehri olmanın canlılığını taşıyor ve enfes yemekleriyle tanınıyor. Buluşma noktası olarak bilinen şehrin tarihi bölgesindeki yapılar da Lille'e ayrı bir canlılık katıyor. 

Toulouse: Sayısız tuğlalı evin oluşturduğu görünüm nedeniyle Toulouse‚ "pembe şehir" olarak adlandırılıyor. Garonne Nehri’nin kıyısında yer alan şehrin tarihi M.Ö. 8. yüzyıla kadar uzanıyor. Yukarıdaki resimde şehrin tarihi bölgesinin kalbi olan‚ "Place du Capitole" görülüyor. 

Lyon: Fransa’nın güneydoğusunun gözde şehirlerinden Lyon dinginliğiyle biliniyor. Şehir aynı zamanda burada L`Auberge du Pont de Collonges isimli bir restoranı bulunan dünyaca ünlü aşçı Paul Bocuse’un da memleketi. 

Saint-Etienne: Çok büyük olmayan bu şehir Fransa futbol tarihinde büyük başarılara imza atan AS Saint-Étienne takımıyla tanınıyor. Futbolun yanı sıra Saint Etienne denince akla şehrin lezzetli çikolatası da geliyor. Ayrıca şehir UNESCO’nun‚ "Yaratıcı Tasarım Şehri" unvanına layık görülmüş. Yukar 

Sayfa Yükleniyor...