Home page
Haber Menüsü


İtibarsız Nobel
Eski ABD Başkanı Jimmy Carter bu yılki Nobel Barış Ödülünü alıyor. Ünlü İngiliz yazar ve entellektüel Tarık Ali, ödülü neden onun hak etmiş olabileceğini sorguluyor.
Tarık Ali/The Guardian
    9 Aralık—  Salı günü (10 Aralık) eski ABD Başkanı Jimmy Carter Oslo’da, Norveç’in bisikletle gezen mütevazı kralından Nobel Barış Ödülünü alacak. Neden o? Neden şimdi? Ve barış ödülünün gerçek amacı ne?  

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Nobel komitesi 1900’de ilk kez toplandığında, ödülün, gerçekten de şiddete karşı olan ve barışçıl çözümlere inanan kimselere verilmesi gerektiğini düşünmüştü. Buna uygun olarak, 1901’de ilk ödülü alanlar, Kızıl Haç’ın İsviçreli kurucusu Jean Henry Dumont ve Kalıcı Barış İçin Uluslararası Lig’in kurucusu Fransız hayalperest Frederic Passy oldu. Bunu izleyen dört yıl boyunca benzer kişiler arandı ve bulundu.
       Bir süre sonra bu geri tepmiş olmalı ki, 1906’daki ödül, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Theodore Roosevelt’e verildi. Adil olmak gerekirse, bu kabadayı, bu saldırgan lider savaş ve macera düşkünlüğünü hiç gizlememişti. İspanyol-Amerikan savaşının (ki Guantanamo Körfezi’ndeki üssün kurulmasına yol açmıştır) hikayesini çarpıcı bir şekilde anlatan The Rough Riders’da (1899), Teddy(Roosevelt), Küba’daki İspanyol düşmanıyla çarpışmasını şöyle anlatır: “Hepimiz o anın büyülü etkisinde ve saldırının heyacanı içindeydik. Askerler etraflarından geçen kurşunlara aldırmadan bağırıyor ve ileriye doğru atılıyorlardı... huşu içindeki o yüz ifadelerini hiç unutmayacağım.”
       Bu eski savaşçının emperyal niyetleri bugün de takdir topluyor. Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanı Donald Rumsfeld’in ofisinde, Roosevelt’in savaşı ve imparatorluğu öven sözlerinin bulunduğu bir plaka asılı. Nobel komitesinin öngörüsü takdire şayan doğrusu...
       Roosevelt kararı, güvercinlerin zaferle çıktığı hararetli bir tartışmaya yol açmış olmalı. Bunu izleyen 4 yıl boyunca ödül gerçek barış eylemcilerine verildi. Kısa bir süre sonra da, Birinci Dünya Savaşı’nın kanı “altın çağ”ın çalışma odalarını lekeledi. Travma geçiren Nobel komitesi kış uykusuna yattı. 1917’de Kızıl Haç’a verilen dışında 1914-1919 arasında kimseye ödül verilmedi.
       Savaşa karşı olan seçkin düşünürlerden ve politikacılardan yana yokluk çekilmediği için, bu biraz şaşırtıcı bir durumdu oysa: İngiltere’de Keir Hardie ve Bertrand Russell; savaşa karşı düşmanca tutumu nedeniyle suikaste kurban giden Fransız sosyalist lider Jean Jaures; Reichstag’da savaş kredilerine karşı oy kullanan ve “bir yurtsever uluslararası bir haindir” diyen Alman Sosyalist milletvekili Karl Liebknecht ile ateşli savaş karşıtı konuşmaları nedeniyle hapse atılan meslekdaşı Rosa Luxemburg; ve evet, İsviçre’nin Zimmerwald kasabasında savaşa karşı bir Avrupa konferansı toplayan iki tanınmayan Rus sürgün, Lenin ve Troçki... Bu insanlardan hiçbiri ödüle layık görülmedi.
       1920’deyse kuşkuya yer yoktu. Versailles Anlaşması’nın mimarı, komitenin oybirliğiyle ödüle layık görüldü. Amerikan emperyal gücünün her iki değişkeni de -Teddy Roosevelt ve Wilson- artık ödüllendirilmişti. Ne acıdır ki, komitenin hiçbir üyesi Keynes’in anlaşılır bir dille yazdığı “Barışın Ekonomik Sonuçları” adlı ve Almanya’da faşizmin yükselişine yol açan korkunç sonuçların öngörüldüğü risaleyi okuma zahmetine girmemişti.
       Komite 1920’ler boyunca büyüyen kriz karşısında acıklı bir çaresizlik sergiledi. Genellikle aynı liberal-muhafazakar çizgideki politikacılar düzenli olarak ödüllendirildi. 1930’larda, dünya siyasetini İtalya, Almanya ve İspanya’daki faşist zaferler, Japonların Mançurya işgali ve Hindistan’da İngiliz imparatorluğuna karşı patlak veren şiddet içermeyen kitlesel mücadele belirlemişti. Bu gelişmelere duyarlı olan komite ikiye bölündü. 1938’de ödüle aday gösterilenlerin başını Hitler ve Gandhi çekiyordu. Seçim çok zorlu olmalıydı: Ödül nihayetinde Nansen Uluslararası Mülteciler Ofisi’ne gitti.
       Komitenin Hitler’i aday listesine alması bugünden bakınca şok edici bir durummuş gibi görünebilir, ama o zamanlar Batı’da pek çok kişi Alman Führer’i Bolşevizm karşısında bir siper olarak görüyordu. Amerikalı yazar Gertrude Stein, Hitler’in ödülü alma olasılığıyla ilgili olarak, Mayıs 1934’te New York Times dergisine şöyle yazmıştı: “Bence barış ödülünü Hitler almalı, çünkü muhalefet ve mücadele unsurlarının tümünü Almanya’dan çıkarıp atıyor. Yahudileri çıkarıp atarak, demokratik ve solcu unsurları eleyerek, herhangi bir faaliyete vesile olabilecek herşeyi yok ediyor. Bu barış demek...”
       1938’de, Time dergisi Hitler’i “Yılın Adamı” ilan etti, takdir dolu bir biyografisini yayınladı. İngiltere’de de Times’ın editörü Geoffrey Dawson’ın, varılacak bir İngiliz-Alman anlaşmasının dünya barışı için hayati önem taşıdığından şüphesi yoktu. Hitler’in işgal-öncesi retoriği de, aslında onun barış arzusunun bir göstergesiydi. İşgaller, Çekoslovakya, Polonya, Norveç, vs. tarafından etnik Almanlara ya da 3. Reich’a yönelik tehditlere karşı savunma gerekçeli insani operasyonlar olarak sunuldu.
       Komite, Hitler ödüle uygun değilse, o zaman Gandhi de değildir, diye karar verdi. Ama ödülü paylaştırmak akıllarına gelmiş miydi acaba? Çünkü yüzyılın geri kalanında bu ortak ödül kavramı bir norm haline gelecekti artık. 1973’te, ortak ödül Henry Kissinger ve Kuzey Kore müzakere heyeti başkanı Le Duc Tho’ya verildi (Tho, Kissinger’la birlikte almayı, dolayısıyla ödülü reddetti). 1978’de ödül bu kez eski İsrailli terörist Menahem Begin ve dönek Mısırlı lider Enver Sedat arasında paylaştırıldı; 1993’te Nelson Mandela ve F W de Klerk; 1994’te üç kişi birden: Yaser Arafat, Şimon Peres ve İzak Rabin, ganimeti paylaştı. 1979’daki ödül neden tek başına Rahibe Teresa’ya verilmişti ki? Yakın arkadaşı ve sponsoru Haiti diktatörü Papa Doc Duvalier ile pekala paylaşabilirlerdi oysa.
       Bu gelenekle uyumlu bir şekilde, bu yıl George Bush ve Tony Blair ödüle birlikte aday gösterildiler. Ama komite, dünyanın dört bir yanından 43 bin protesto mektubuyla yıldırıldı ve baskılara boyun eğmek zorunda kaldı. Bir dahaki sefere artık, mesela Irak’ın işgalinden sonraya inşallah... Listedeki bir başka isim de Kabil’in kukla yöneticisi Hamid Karzai’ydi, ama katılmayı reddetti diye savaşın kısa sürmesine yol açmış olan, idman arkadaşı Molla Ömer yoktu. Onun yerine komite paniğe kapılmış olmalı ki ödülü bir başka Amerikan başkanına verdi. Carter’ın tavsiye mektubunda şunlar yazıyor olmalı:
* CIA’ye Arjantin’de ölüm mangaları işleten katilleri örgütleme emrini, Honduras’ta Nikaragua’lı Contra’ları eğitme ve onları Sandinist hükümete karşı savaşa gönderme emrini verdiği için.
* Salvador ordusuna milyonlarca dolarlık yardım yolladığı için ve Panama’daki Salvadorlu subayların eğitimi için Amerikalı personel gönderdiği için.
* Özel Elçi Richard Holbrooke’u, işçilerin ve öğrencilerin demokrasi istediği Güney Kore’ye gönderdiği için. Holbrooke, Güney Kore ordusuna Amerika’nın desteğini verdi ve isyanı bastırmaları konusunda ısrar etti. 1980 Mart’ında 3000 kadar Güney Koreli öldü.
* CIA’ye Afganistan’da mücahitlerin yaratılmasına yol açan gizli operasyon emrini verdiği ve Usame Bin Ladin liderliğinde başlayan, Suudilerin dini, ideolojik ve mali müdahalesine yeşil ışık yaktığı için.
* Vietnamlılar tarafından yenilgiye uğratıldıktan sonra Pol Pot’u ve Kızıl Kımerleri Tayland’da yeniden silahlandırdığı için.
* Güney Vietnam’da My Lai katliamından suçlu bulunan teğmen William Calley’nin serbest bırakılması için düzenlenen kampanyaya liderlik ettiği için.
* Doğu Timor’un işgalinden sonra Endonezya’daki askeri diktatörlüğe sağlanan destek ve silahlar için.
* Hıristiyan sağın yükselişini cesaretlendirdiği için.
* Bu dış görünüş mudilerini aldatırken Bank of Credit ve Commerce International’dan maddi yardım kabul ettiği için.
       İşte tüm bu nedenlerden ötürü, Nobel komitesi 2002 barış ödülünü eski Amerikan Başkanı Jimmy Carter’a vermekten sevinç duyar.
       
       

Çeviren: Işın Eliçin
 
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları