Erkeklerde en çok görülen ikinci kanser: Prostat kanseri

Prostat kanserinde erken tanının önemine değinen Üroloji Profesörü Erözencirek, ''Erken evrede teşhis konan hastaların yüzde 100'e yakını, cerrahi müdahaleyle iyileşebiliyor'' dedi.

Erkeklerde en çok görülen ikinci kanser: Prostat kanseri

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesinden Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Erözenci, prostat kanserinde erken tanının önemine dikkat çekti.

Geceleri idrara kalkmak, zorlu idrar yapmak gibi alt idrar yolu şikayetlerinin prostat kanserinin belirtileri olduğunu anlatan ve bu kanserin erkeklerde sık görülen bir tür olduğunu ifade eden Erözenci, 50 yaşını geçen her erkeğin, yılda bir kez tahlil yaptırması gerektiğini söyledi.

Tüm kanser türlerinde olduğu gibi prostat kanserinde de erken tanının çok önemli olduğunu vurgulayan Erözenci, hastalığın teşhisinda kullanılan yöntemleri anlattı: 

''Prostat kanserinin tanısı, biyopsi yapılarak konuluyor. Kimi zaman hastanın şikayeti dahi olmadan, PSA (Prostat Spesifik Antijen) denen bir madde var kanda ve bunun yükselmesi, bizi uyarıyor. Acaba burada normalden farklı bir hücre yapısı var mı, diye. Bunun ardından biyopsi yapıyoruz. Ama her PSA yüksekliği, kanser hastalığı anlamına gelmiyor. Dolayısıyla PSA’sı yüksek olan herkes kanser değil, zaten bu yüzden biyopsi yapıyoruz. 50 yaşını geçen herkes, senede bir kez PSA'sına baktırmalı, idrar yolları ultrasonu çektirmeli ve bu tahlillerle birlikte bir üroloğa gitmeli."

Erözenci, prostat kanserinin, dünyada erkeklerde bağırsak kanserinden sonra en çok görülen ikinci kanser türü olduğunu ancak tanı imkanlarının geçmiş yıllara göre arttığına da dikkati çekti.

PROSTAT KANSERİ ERKEN TEŞHİSLE TEDAVİ EDİLEN BİR HASTALIK

Erken teşhisin, tedavi ve iyileşme sürecinde belirleyici olduğunu anlatan Erözenci, sözlerini şöyle tamamladı:

"Tanı konulduktan sonra doğal olarak evreleme yapılıyor. Organı sınırlı yakalandığı takdirde prostat kanseri cerrahi yoldan kür dediğimiz yolla yüzde 100'e yakın iyileştirilebiliyor. Diğer evreler ilerledikçe de yan etkileri minimum olan tedavileri var. Kaliteli yaşam süresini uzatıyoruz, hastalığı kontrol altında tutuyoruz ama organı sınırlı yakalamak çok anlamlı çünkü sonucu kesin kür. Prostat kanseri, tedavisi bilinen, evreye bağlı olmaksızın kontrol altına alınabilen, yaşam kalitesi korunabilen bir kanser türü. İş, hasta adaylarına düşüyor burada, hastalara değil. Erkeklerin uyanık olup. 50 yaşından sonra üroloğa gitmeleri gerekiyor."

Sayfa Yükleniyor...