Fazla tuz kemikleri de vuruyor

Tuzun fazla tüketilmesi sadece böbrekleri değil kemikleri de vuruyor. Uzmanlara göre tuz miktarının fazlalığı, kalsiyum kaybına yol açarak kemik sağlığını bozuyor.

Fazla tuz kemikleri de vuruyor

Antalya'da yapılan 37. Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kongresi'nde fazla tuz tüketiminin zararlarına dikkat çekildi.  

Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Nilgün Güvener Demirağ, kemiklerin organları koruma, kasların tutunmasını sağlama ve kalsiyum deposu açısından çok önemli olduğunu hatırlattı. 

Vücuttaki kemik kalitesinin artırılmasında, beslenmede yeterli kalsiyum alımı, D vitamini eksikliğinin önlenmesi, yeterli gün ışığı maruziyeti, egzersiz, yüksek tuzlu beslenmeden kaçınma, potasyum içerikli meyve sebze tüketimleri, sigara ve alkolden uzak durulmasının önemli olduğunu vurgulayan Demirağ, bu alışkanlıkların çocukluktan itibaren kazanılması gerektiğini bildirdi. 

Demirağ, "Yoğun tuz tüketiminin kemik sağlığını da olumsuz etkileyerek tehdit ettiği bildirilmektedir. Diyette alına tuz miktarının fazlalığı, kalsiyum kaybına neden olmaktadır. Dünyada işlenmiş hazır gıdaların tüketiminin artışı, tuz tüketimini de artırmıştır" diye konuştu.

"OKUL ÇAĞI ÇOCUKLARINDA BİLE GUATR SIKLIĞI % 30"

DerneK Başkanı Prof. Dr. Sait Gönen ise Türkiye'de önemli bir oranda tiroid riski bulunduğunu ifade ederek, 16 yıldır uygulanan "tuzların iyotlanması" programı ile iyot alımında düzelmenin kısmen sağlandığını, ancak sorunun devam ettiğini belirtti.

Toplumun önemli bir kısmında iyot eksikliğine bağlı guatra rastlandığında da dikkati çeken Gönen, "Okul çağı çocuklarında bile guatr sıklığını yüzde 30 bulan çalışmalar mevcuttur" dedi.

"DSÖ DİYABETİ SALGIN HASTALIK OLARAK TANIMLIYOR"

Doç. Dr. Oğuzhan Deyneli de diyabet oranlarına dikkat çekerek, "Dünya Örgütü, diyabet hastalığını 'salgın' hastalık olarak nitelendirmektedir. Diyabet, günümüzde yaklaşık 7 milyon kişiyi etkilemekte olup yapılan araştırmalar, en az bu kadar da diyabet geliştirme riskinin yüksek olduğu glukoz toleransı bozuk birey olduğunu ortaya koymuştur" diye konuştu. 

"OBEZİTE GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERDE ARTIYOR"

Derneğin Genel Sekreteri Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız ise bir diğer küresel salgın olan obeziteye dikkak çekti. Son 10 yılda gelişmiş ülkelerde obezite artış hızında duraklama gözlenirken, gelişmekte olan ülkelerde obezite sıklığının arttığına işaret eden Yıldız, "Günümüzde gelişmiş ülkelerde yaşayan her dört çocuk ve ergenden birisi ve gelişmekte olan ülkelerde her yedi çocuk ve ergenden birisi fazla kilolu ya da obezdir. Bu çalışmada da yer aldığı şekilde ülkemizde erişkin nüfusun yüzde 65'i kilolu veya obezdir. Ülkemizdeki çocuk ve ergen obezite rakamları gelişmiş ülkelere benzer görünmektedir" ifadelerini kullandı.

Sayfa Yükleniyor...