Halk Sağlığı Haftası’nda hareket ediyoruz

Her yıl 3-9 Eylül tarihleri arasında kutlanan ‘Halk Sağlığı Haftası’ için bu yıl belirlenen tema ‘Sağlık İçin Hareket Edelim’ oldu.

Halk Sağlığı Haftası’nda hareket ediyoruz

Halk sağlığının ve koruyucu sağlık hizmetlerinin önemini vurgulamak, toplumun bu konularda farkındalığını arttırmak amacıyla her yıl 3-9 Eylül tarihleri arasında kutlanan ‘Halk Sağlığı Haftası’ için bu yıl belirlenen tema ‘ İçin Hareket Edelim’ oldu.

663 Sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile 02 Kasım 2011 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren, Halk Sağlığı Haftası’nın amacı, halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel faktörler, bulaşıcı olmayan durumlar vb) mücadele etmek ve toplum bilincini yükselterek hastalık meydana gelmeden önlemek, hayat standartını yükseltmek olarak ifade edildi.

Halk sağlığı uygulaması, “Sağlıklı bireyin sağlıklı toplumu oluşturacağı” anlayışından yola çıkarak, bireyin anne rahminden hayatının sonuna kadar olan tüm süreçte sağlıklı yaşam sürmesini ve hastalıklardan korunmasını amaçladıklatrını ifade eden İstanbul Halk Sağlığı Müdürü Doç. Dr. Mustafa Taşdemir,“Halk sağlığının ve koruyucu sağlık hizmetlerinin önemini vurgulamak, toplumun bu konularda farkındalığını arttırmak amacıyla her yıl Bakanlığımız tarafından 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanır” açıklamasında bulundu.

KONU: FİZİKSEL AKTİVİTE YETERSİZLİĞİ
Halk Sağlığı Haftası’nın bu yılki temasının “Sağlık İçin Hareket Edelim” olduğunu vurgulayan Mustafa Taşdemir, bu hafta yapılacak etkinliklerin bulaşıcı olmayan hastalıkların temel nedenlerinden birisi olan fiziksel aktivite yetersizliği üzerinde olacağını söyledi.

Taşdemir, konuyla ilgil sayısal verileri şöyle açıkladı: “Kalp damar hastalıkları, kanser, diyabet ve kronik solunum yolu hastalıklarından her yıl dünyada 35 milyon insanımız hayatını kaybediyor. Oysa bulaşıcı olmayan bu hastalıklar önlenebilir niteliktedir.  Kalp hastalıklarının, inmelerin, tip 2 diyabetin yüzde 80'i ve kanserlerin üçte birinden fazlası sağlıklı hayat tarzı benimsenerek önlenebilir. Bunun için tütün ve alkol kullanmamak, sağlıklı beslenmek, fiziksel hareketliliği artırmak gereklidir.  Özellikle fiziksel hareketsizlik,  dünya genelindeki ölümlerin yüzde 6'sından sorumlu. Meme ve bağırsak kanserlerinin yaklaşık yüzde 21-25'inin, diyabetin yüzde 27'sinin, kalp hastalığının yüzde 30'unun ve obezitenin önde gelen nedenlerinden biri  fiziksel hareketsizlik olarak gösterilmekte.”

TÜRKİYE’NİN GENEL SAĞLIK SORUNLARI
Ülkemizde halk sağlığını tehdit eden sorunların başında kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon, obezite, diyabet gibi kronik hastalıklar gelmekte. Bu hastalıkların oluşumunda etkili olan bazı risk faktörleri var. Bu risk faktörlerinden ilk 4’ü,

1- Yüksek kan basıncı,

2- Tütün kullanımı,

3- Yüksek kan şekeri,

4- Fiziksel aktivite yetersizliği olarak belirlendi.

ÇAĞIN HASTALIĞI: METABOLİK SENDROM
Halk sağlığı çalışmaları önceleri bulaşıcı hastalıklara (verem, tifo vb) karşı korunmaya daha çok önem verirken günümüzde yaşlanan nüfusla birlikte kronik hastalıkların risk faktörlerine yönelik çalışmalar önem kazanDI DİYEN Taşdemir,  bunların en başında çağımızın hastalığı olan metabolik sendrom’un yer aldığını vurguladı.

Son yıllarda üzerinde sıkça durulan metabolik sendrom temel olarak insülin direnci, merkezi şişmanlık, hiperlipidemi, esansiyel hipertansiyon ve tip-2 diyabet hastalığı ile karakterize kompleks hastalıklar bütünü olarak karşımıza çıkıyor. Obezite ise kalp-damar hastalıkları, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, solunum sistemi hastalıkları, eklem rahatsızlıkları, bazı kanser türleri gibi pek çok sağlık probleminin oluşmasına zemin hazırlıyor, hayat kalitesi ve süresini olumsuz yönde etkiliyor.

TÜRKİYE’DE  KRONİK HASTALIK
Konik hastalıklar “tam olarak tedavi edilemeyen ve iyileşme göstermeyen uzamış durumlar” olarak tanımlanıyor. Bu hastalıklar var olan sağlık hizmetlerini zorlamakta ve sağlığa ayrılan bütçenin büyük bir bölümünü kapsamakta” ifadesinde bulunan Taşdemir, kronik hastalıklarla ilgili verileri şöyle açıkladı:



VAKALARIN YÜZDE 71’I KRONIK
Kardiyovasküler hastalıklar, diyabet, osteoporoz, kronik solunum yolu hastalıkları nedeniyle dünyada her yıl milyonlarca insan ölüyor ya da sakat kalıyor. Bu hastalıklar için önemli risk faktörleri olarak bilinen yüksek kan basıncı, sigara kullanımı, yüksek kolesterol düzeyi, fiziksel aktivite azlığı ve obezite, basit koruyucu önlemler ile azaltılabilmekte. Bu önlemler arasında diyetteki doymuş yağ oranının azaltılması, yeterli miktarlarda çoklu doymamış yağ, sebze ve meyve tüketiminin arttırılması ve tuz kullanımının azaltılmasının yanı sıra düzenli fiziksel aktivite ve vücut ağırlığı kontrolünün sağlanması sayılabilir.



Türkiye’de kronik hastalıklar ve ölüm nedenlerine ilişkin Bakanlığımız tarafından yapılan Ulusal Hastalık Yükü Maliyet Etkililik çalışmasına göre Türkiye'deki ölüm vakalarının yüzde 71'inin  kronik hastalıklardan kaynaklandığı tespit edildi. Bu çalışmada Türkiye’de ulusal düzeyde ölüme neden olan ilk 10 hastalığın yüzde dağılımına bakıldığında yüzde 21,7 ile İskemik Kalp Hastalığı (İKH) ilk sırada,  yüzde 15 ile Serebrovasküler Hastalıklar (SVH) ikinci sırada yer alıyor. Daha sonra sırasıyla KOAH,  Hipertansif Kalp Hastalıkları, Trakea, Bronş ve Akciğer Kanseri, Diabetes Mellitus (DM) 

Dünyada her yıl en az; 4.9 milyon kişi tütün kullanımına, 2.6 milyon kişi aşırı kilo ya da obeziteye, 4.4 milyon kişi yüksek total kolesterol seviyesine, 7.1 milyon kişi yüksek kan basıncına bağlı olarak yaşamını yitiriyor.

SON DÖNEMDE ORTAYA ÇIKAN SORUNLAR
Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Türkiye Sağlık Araştırması 2012 sonuçlarına göre 0-6 yaş çocukluk döneminde en sık görülen hastalık ishal, 7-14 yaş arasında ise ağız-diş sağlığı sorunları olarak belirlendi. 15 yaş üstünde ise hipertansiyon ve obezite gibi sağlık sorunları öne çıkıyor. Daha çok yetişkinlerde görülen kronik hastalıkların önlenmesi ve kontrolü insanların uzun ve sağlıklı hayat sürmelerine yardım eder. Bilimsel kanıtlar, kronik hastalıkların önlenmesi ve tedavi edilmesi ile milyonlarca erken ölümün ve sakatlık yükünün önlenmesinin mümkün olduğunu gösteriyor.

Sayfa Yükleniyor...