"Kalp krizinde iğne ile ilk yardım olmaz"

"Kalp krizinde iğne batırarak ilk yardım yapılabileceği ve yaşam kurtarılabileceği'' yönündeki bilgilerin bilimsel dayanağı olmadığı belirtildi.

"Kalp krizinde iğne ile ilk yardım olmaz"

Avrupa Acil Tıp Birliği Başkan Vekili Uzman Doktor Ülkümen Rodoplu, son günlerde internet ortamında kalp krizi vakalarında ''İğne batırarak ilk yardım yapılabileceği ve yaşam kurtarılabileceği'' yönünde bilgiler yer aldığını, bunların hiçbir bilimsel dayanağı olmadığını ve insan sağlığını tehdit ettiğini kaydetti.

Dr. Rodoplu, Türkiye'de, hastalıklardan kaynaklanan ölümlerin yüzde 45'ine kalp ve damar hastalıklarının sebep olduğunu kaydetti. Bu durumun her 3 kişiden birinin koroner kalp hastası olduğu anlamına geldiğini ifade eden Dr. Rodoplu, şunları kaydetti:

''Türkiye'de son günlerde, başta internet ortamında olmak üzere kalp krizinde 'iğne batırarak ilk yardım yapılabileceğini ve yaşam kurtarılabileceğini anlatan' çok sayıda haber okudum. Bilimsel hiçbir dayanağı olmayan bu haberlerin insan sağlığını tehdit ettiğini kabul etmeliyiz. İğnenin kızgın ateşte belli süre ısıtılarak sözde bakterilerden arındırılacak olması saçmalığıyla başlayan bilgiler, çok yanlış ve tehlikelidir. Lütfen, bu bilgi kirliliğine alet olmayınız.''

YAŞ, ÖNEMLİ BİR RİSK FAKTÖRÜDÜR
Kalp ve damar hastalıklarında risk faktörlerinin başında yaşın geldiğini, kadınlarda 65, erkeklerde ise 45 yaşın üzerindekilerde riskin arttığını anlatan Dr. Ülkümen Rodoplu, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Kalp hastalıkları erkeklerde kadınlara göre daha sık görülmektedir. İkinci risk faktörü genetik unsurlardır. Eğer anne, baba, kardeş gibi birinci dereceden akrabalarda kalp hastalığı olan ani ölüm, felç geçiren varsa o kişide de risk artar ve mutlaka düzenli olarak kontrol altında olması gerekir. Şeker hastalığı, yüksek kolesterol, yüksek tansiyon olan kişilerde de risk fazladır.''

Rodoplu, aşırı kilo, hareketsizlik, stres, sigara ve alkol kullanımının da kalp ve damar hastalıklarında riski artıran faktörler olduğunu anlattı. Gelişmiş ülkelerde hastalık kaynaklı ölümlerin en fazla kalp ve damar hastalıklarından meydana geldiğini belirten Rodoplu, şöyle devam etti:

''Ani ölümlerin yüzde 90'ı kalp ve damar hastalıklarından kaynaklanıyor. Bu hastalıklar sadece bizim değil bütün dünyanın meselesidir. Türkiye'de yapılan araştırmalarında her 3 kişiden birinde hipertansiyon hastalığı olduğu ortaya çıktı. Bunun yanında hipertansiyon hastası her 3 kişiden ikisi hastalığının farkında değil. Bu durum hastalık kontrol altında tutulmadığı için büyük ölüm riskidir. ABD'de nüfusun yüzde 29'u, Avrupa'da yüzde 44'ü, Türkiye'de ise yüzde 31.8'i hipertansiyon hastası. Tansiyon hastaları mutlaka düzenli olarak kontrol altında olmalıdır. Ancak her 5 hastadan dördünde kan basıncı kontrolü yeterli değil. Her 3 tansiyon hastasından birinde ise geç tanı ve yetersiz tedavi söz konusudur.''

KALP KRİZİNİN BELİRTİLERİ
Dr. Rodoplu, kalp krizi belirtilerinin ''göğüste sıkıştırıcı veya baskı tarzında ağrı ve dolgunluk hissinin'' en sık rastlanan yakınma olduğunu söyledi.

Bunun, başlangıçta gelip geçici bir durum da olabileceğini dile getiren Dr. Rodoplu, ''Bu ağrı eğer, 15 dakikadan uzun sürüyorsa kalp krizi akla gelmelidir. Kısa süren ağrılar spazm ile ilgili olabilir. Kalp krizinin öncüsü niteliğindedir ve 'nasıl olsa geçer' diye vakit geçirilmemelidir. Göğüs ağrısı omuza, kollara, sırta, çeneye, mideye yayılabilir. Sersemlik hissi, terleme, bulantı-kusma, nefes darlığı, çarpıntı, soğuk terleme veya baş dönmesi de göğüs ağrısına eşlik edebilir veya tek başına ilk belirti olabilir'' dedi.

İLK YARDIM NASIL OLMALI?
Dr. Ülkümen Rodoplu, ilk yardım konusunda da şu bilgiyi verdi:

''Bu durumda 112 Acil ambulansı arayın. Mecbur kalmadıkça böyle bir hastayı kendi aracınızla Acil Servis'e götürmeyi düşünmeyin. Kanın damar içinde pıhtılaşmasını geciktirmek için 300 mg. midede çözünen aspirinlerden 1 adet çiğneyin, bütün olarak içmeyin. Eğer önceden size önerilen dil altı ilacı varsa bir tane alınabilir. Risk faktörlerine sahipseniz kalp krizini düşündüren belirtiler başladığında mutlaka 112 Ambulansı arayın. Yanılmanız size hiçbir şey kaybettirmez ama haklıysanız hayatınızı kazandırır. Şuuru kapalı biriyle karşı karşıyaysanız öncelikle hava yolunun açık olup olmadığına, soluk alıp almadığına daha sonrada nabız ve tansiyonuna bakılmalıdır. Sırasıyla bu üç basamak sağlanmalı sonrasında hasta vakit kaybetmeden acil servise götürülmelidir.''

Sayfa Yükleniyor...