Kötü karnenin tek sorumlusu o değil!

Her karne zamanında olduğu gibi yine iyi karneler memnun edecek, kırık notlar üzecek. Unutulmaması gereken nokta ise memnuniyet düzeyinde öğrenci kadar ailenin de katkısının olduğu.

Kötü karnenin tek sorumlusu o değil!

Yaklaşan yarıyıl tatili nedeniyle hem velileri hem de öğrencileri karne heyecanı sardı. Kırık notların bulunduğu karnelerin yaratacağı olumsuz etkiye dikkat çeken uzmanların uyarıları da gelmeye başladı.

Uzman Klinik Psikolog Aynur Sayım, karnelerin çok iyi analiz edilmesini önerdi. Karnenin, çocuğun dönem boyunca öğrenme süreci ve davranışlarıyla ilgili geribildirim içerdiğini ifade eden Sayım, karneyle çocuğun zekâsı, dikkati, konsantrasyonu, psikolojik durumu ve aile ilişkilerinin bir bütün olarak değerlendirilmiş olduğunu ifade etti.

“Kötü karnenin tek sorumlusu öğrenci değil” diyen Sayım, çocukla bu sorumluluğu paylaşmanın gerekliliğine dikkat çekerek, ebeveynlerin başarısızlığın nedenlerini sorgulaması gerektiğini söyledi. Sayım bu nedenleri; kişisel özellikler, aileden kaynaklanan sebepler ve okuldan kaynaklanan etkenler şeklinde sıralayarak şunları söyledi: 

HER ÇOCUK AYNI DEĞİL
Çocuğun IQ seviyesinin yaşıtlarına oranla düşük olması, öğrenme güçlüğü, depresyon, davranış bozukluğu, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, bedensel bir engelinin veya rahatsızlığının bulunması, görme-işitme kayıpları önem taşır.

AİLENİN ÖZELLİKLERİ ÇOK ETKİLİ
Aile içi ilişkilerin nitelikli olması, çocukla iletişim dilinin doğru olması, çocuğa gelişim dönemlerinde zengin uyaran verilmesi, öğrenme ile ilgili çevresel faktörlerin sağlıklı olması, anne-babanın sağlıklı model olması, kültürel seviyenin, ders çalışma ortamının sağlanması ve ailenin disiplini başarıyı olumlu etkileyen faktörlerdir. Ailelerin diğer çocuklarla kendi çocuklarını kıyaslamaları, başarısızlığı sonucu onu yargılamaları ve eleştirmeleri yanlıştır. Bunun yerine çözüm yolları aramaları en doğru yaklaşımdır.

OKULDAN KAYNAKLANAN ETKENLER UNUTULMAMALI
Okuldaki eğitim ve öğretim programının çocukların gelişim seviyelerine uygun, zenginleştirilmiş programlar olması, öğretmenin bilgi aktarabilen, disiplini sağlayabilen, araştırıcı, etkili öğretmenlik yetilerine sahip olması gerekmektedir. Çocuğun akademik başarısı beklenenin altında ise öncelikle bir araştırma yapılmalıdır. Bir çocuk-ergen psikiyatristi ve psikoloğundan yardım alınmalı, çocuk-aile ve okula yönelik bir çalışma düzenlenmelidir.

EN ÇOK BU HATALAR YAPILIYOR
Karnelerin alınmasıyla ebeveynlerin bazı hatalı davranışlar sergilediğine dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Aynur Sayım, en çok yapılan hataları ise, “Çocuğu cezalandırmak, tehdit etmek, diğer çocuklarla kıyaslamak, korkutmak, kişiliğine yönelik saldırılar yapılabiliyor. Bu davranışlar çocukta suçluluk duyguları oluşturabilir ya da çocukta savunmalar gelişebilir. Uyum ve davranış sorunları da ortaya çıkabilir. Yani tabloya başka sorunlar eklenebilir” şeklinde özetledi.

SORUNA DEĞİL, ÇÖZÜME ODAKLANIN
Karne döneminde çocukların kesinlikle yalnız bırakılmaması gerektiğini de ifade eden Sayım, ebeveynlere, çocuklarına her durumda değer verdiklerini hissettirmelerini ve çözüme yönelik tedbirler almalarını tavsiye etti.

Tatilin tatil gibi yaşanması gerektiği vurgulayan Sayım, “Yarım dönem boyunca çocuk başaramadığını tatilde başaramaz. Çocuktan tatilde sıkı çalışma programı uygulamasını beklememek, ancak özel eğitimle desteklenmesi gereken bir durum varsa, bir eğitici rehberliğinde ek çalışma yapılması uygun olacaktır. Özel destek gerektiren durumlar dışında, genel bir tekrar, kitap okuma, çok zorlayıcı olmayan çalışmalar yapılabilir” dedi.

Sayfa Yükleniyor...