'Mevsimsel grip daha fazla öldürüyor'

Mevsimsel grip aşısının önemine işaret eden Prof. Dr. Selim Badur, ''Neden insanlar kuş ya da domuz gribi denince panikliyor da, mevsimsel grip denince önemsemiyorlar anlamak mümkün değil. Çünkü mevsimsel grip domuz ve kuş gribinden daha fazla ölüme yol açan bir hastalık'' dedi.

'Mevsimsel grip daha fazla öldürüyor'

Bakanlığı Aşı Danışma Kurulu üyesi, Türkiye'de influenza virüsü konusunda inceleme yapan 2 referans laboratuvarından biri olan İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Viroloji Laboratuvarı'nın sorumlusu olan Prof. Dr. Selim Badur, Türkiye'de ilk kez mevsimsel grip aşısının bu yıl Ağustosta piyasaya verildiğini belirtti.

Grip aşısı üreticilerinin Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ile anlaşmaları nedeniyle grip aşısı üretimini hızlandırdığını kaydeden Badur, bu firmaların 15 Temmuzda mevsimsel grip aşısı üretimini tamamlayıp domuz gribi aşısına yöneldiğini anlattı.

Dünya Sağlık Örgütünün önerileri doğrultusunda Sağlık Bakanlığının 65 yaşın üzerindekilerle kronik hastalığı olanların mevsimsel gribe karşı ücretsiz aşılanması kararı aldığını hatırlatan Badur, Avrupa'da bu gruptakilerin mevsimsel gribe karşı aşılanma oranının yüzde 80 olmasına karşın, Türkiye'de yüzde 9-10'lar civarında bulunduğunu belirtti. Geri kalan yüzde 90'lık kesimin ya böyle bir uygulamadan haberi olmadığını ya da konuyu önemsemediğini belirten Badur, bu durumun sağlık çalışanları ve hekimlerin bu konuda yeterli bilgiye sahip olmamasından kaynaklandığını söyledi.

Toplumda domuz gribi aşısı konusunda duyarlılık oluşmasına karşın mevsimsel griple ilgili aynı tutumun gelişmediğine dikkati çeken Badur, ''Türkiye'de 8-10 milyon kişinin mevsimsel grip aşısı olması gerekirken bu sayı 2 milyon civarında. Bunun 1 milyonunu da sağlıklı ve genç insanlar oluşturuyor'' dedi. Mevsimsel grip aşısının Eylül ayından itibaren yaptırılabileceğini bildiren Badur, ''Neden insanlar kuş ya da domuz gribi denince panikliyor da mevsimsel grip denince önemsemiyorlar anlamak mümkün değil. Çünkü mevsimsel grip domuz ve kuş gribinden daha fazla ölüme yol açan bir hastalık'' diye konuştu.

Badur, H1N1'in çok hızlı yayılan bir virüs olduğunu, çok süratle yayıldığını, kolay bulaştığını, ama mevsimsel grip kadar hasar yapmadığını belirterek, ''Mevsimsel gripten dünyada yılda 250-500 bin kişi ölüyor. Bu çok büyük bir rakam. İnsanlar grip konusundaki herhangi bir haberi ilaç ya da aşı firmalarının yapay olarak gündeme getirdiğini düşünüyor. Ama öyle değil. Bugün kuş gribi de, domuz gribi de mevsimsel gripten daha az insan öldürmüştür ve daha az korkulmaları gerekir'' görüşlerini dile getirdi.

Domuz gribinin binde 4 civarında ölüme yol açtığını, mevsimsel gripte bu oranın çok daha yüksek olduğunu kaydeden Badur, ''Ama çok sık değişime uğradıkları için domuz ve kuş gribi virüslerinin kendi içinde farklılaşıp bu kadar hızlı yayılma özelliğinin yanında bir de çok şiddetli hastalık yapma ve ölümcül olma özelliği kazanmasından korkuluyor'' diye konuştu.

Badur, kolay yayıldığı ve bulaştığı için H1N1 virüsüne karşı önlem alınmasının gerekli olduğunu, ama domuz gribinin çok tehlikeli bir hastalık olmadığının bilinmesi gerektiğini bildirdi.

DOMUZ GRİBİYLE İLGİLİ YANLIŞ İNANIŞLAR

Domuz gribi konusunda doğru bilgilenmenin önemine de işaret eden Badur, bu konuda Türkiye'de yanlış inanış, tutum ve davranışlar olduğunu, bazı haberlerin de sansasyonel tarzda verildiğini belirtti. Hastaların hastanede yatarak tedavi edilmesi gerektiği konusunda yanlış bir inanış bulunduğunu kaydeden Badur, ''H1N1 virüsü taşıyanların yatarak tedavi edilmesine gerek yok. Dünyada böyle bir uygulamaya giden tek bir ülke bile bulunmuyor. Domuz gribi olgularının evlerinde tedavi olmaları lazım. Çok doğal olan bir şey biz de 'skandal' diye veriliyor'' dedi.

Başlangıçta ''indeks vaka'' denilen ilk vakaların izole edilmesi amacıyla bu hastaların yatarak tedavi edildiğini anlatan Badur, ''Çünkü hastalığın nasıl seyredeceği bilinmiyordu. Yabancıların da gidecek yeri yoktu. Onun için ilk başlarda hastanede tutulmaları doğruydu. Sonra artık hastanede tutulmalarına gerek olmadığı görüldü'' diye konuştu.

Bu konuda kullanılan terminolojinin de yanlış olduğuna dikkati çeken Badur, hastanın değil, bir bölgenin karantinaya alındığını söyledi. Badur, sadece solunum yetmezliği olan domuz gribi olgularının hastanelerde yatarak tedavi edildiğini, diğerlerine ise ''ziyaretçi kabul etmeyin, dışarı çıkmayın, aile bireyleriyle yakın iletişim içinde olmayın, maske takın'' gibi önerilerde bulunulmasının yerinde olduğunu belirtti.

''Direnç gelişebilir'' diye Fransa'da domuz gribi vakalarında artık antiviral kullanılmadığına dikkati çeken Badur, ancak Türkiye'de ''gereksiz yere bile kullanılabildiğini'' kaydetti.

''HACI ADAYLARINA GRİP AŞISI DOĞRU KARAR''

Hac mevsiminde dünyanın bir çok ülkesinden insanların farklı influenza virüslerinin bir araya gelmesine neden olacağını, sıcak ortamda bunların yeni formlara dönüşebileceğini kaydeden Badur, ''Oraya gidenlerin çoğunluğu ileri yaşlarda. Herhangi bir salgın durumunda ciddi sonuçlar ortaya çıkabilir. Bu nedenle hacı adaylarının mevsimsel gribe karşı aşılanması çok doğru bir karar'' dedi.

Badur, hacı adaylarının bunu kendilerinin karşılayacağını hatırlattı. Domuz gribi aşısının ise hac mevsimi öncesine yetişmesinin mümkün görünmediğini ifade eden Badur, şunları söyledi:
''Hac mevsimi Ekimin ortasında başlayacak. 2-3 haftada koruyuculuk başlayacağı için bu insanların Eylül ayında aşılanması lazım. Bu aşı daha insanda yeni deneniyor. İnsanda 15 gün sonra antikor oluşacak. Bu kişiler daha sonra domuz gribinin bulunduğu bir ortamda bulunacak. 15-20 günlük bir yan etki gözlemi olacak. Bunların hepsi Eylül ortasına sarkar. Bu çalışmalar bittikten sonra ülkelere dağıtılacak, sanayi boyutunda üretime geçecek.''

Badur, domuz gribi aşısıyla ilgili kanserojenlik iddiası konusunda da şu değerlendirmelerde bulundu:
''Aşı üreticisi 3 firmadan 2'si bu aşıyı embriyonlu yumurtada üretiyor. Kanser hücresi falan yok. Biri de üretiminin yarısını embriyonlu yumurtada, diğer yarısını da hücrede yapıyor. Hücrede ürettiğini Türkiye istese bile alamaz, çünkü Almanya kapatmış durumda. Hücrede üretilen bütün aşıları bu ülke alacak. Kişiler Almanya'daki eczanelerden domuz gribi aşısı almadıktan sonra bu aşı Türkiye'ye giremez. Ayrıca hücrede üretilen aşıdan insana kanser bulaşma iddiası kadar komik bir şey olamaz. Çünkü bu hücreler kızamık, difteri ve boğmaca aşısı için de kullanılıyor. Bunun tutarlı bir yönü, düşük de olsa az bir risk taşıma ihtimali bile yok.''

Badur, sonbaharda ikinci dalga beklendiğine ilişkin uyarılarla ilgili de virüsün Eylül veya Ekimde Kuzey Yarımküre'ye çıktığı zaman daha kolay izlenebileceğini, çünkü halen salgının etkili olduğu Güney Yarımküre'de yeterli izlem laboratuvarları bulunmadığını anlattı.

Sayfa Yükleniyor...