Tıp kongresine katılmak için geldiği Antalya'da bir grup basın mensubuna açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Utkan Demirci, uzun dönem Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesinde yumurta dondurma, sperm hücrelerinin hareketi konusunda çalıştığını, halen Stanford Üniversitesinde görev yaptığını söyledi.
Sperm hareketlerini mühendis gözüyle incelediğini ve 5 yıl süren çalışmanın ardından "mikroçiple sperm seçimi" teknolojisini bulduğunu anlatan Demirci, şu bilgileri aktardı:
"Tüp bebek tedavisinde bir yumurta ve bir sperm alınıyor embriyo oluşması için. Biz yaptığımız çalışma ile işin sperm ayağına yoğunlaştık. 1980'lerden beri tüp bebek için sperm santrifüj denilen aletle seçiliyor. Spermler santrifüje konuluyor ve dakikada 10 bin kere döndürülüyor. Sperm bu ivmeyle basılıyor, bundan sonra hala yüzen varsa onların arasından sperm seçiliyor. 10 bin kere döndürüldüğü zaman spermlerin DNA'ları da bozuluyor. Yani biz seçmeye çalışırken spermlere zarar veriyoruz. Bir insanın çok sayıda spermi varsa sorun değil ama sperm azlığı olan erkeğe bağlı kısırlıkta önemli. Biz spermin vajinaya ulaşma prosesini taklit eden bir teknoloji geliştirdik bu çipi yaparak. Spermler zaten yüzmek için programlanmış. Kanallar yaparak spermleri koşturuyoruz. Kimisi yüzmeye çok iyi başlıyor ama ortada enerjisi bitiyor, kimi yolunu bulamıyor, kimisi de yolu çok iyi biliyor ve sona doğru gidiyor. Bakıyorsunuz tipi de düzgün. En iyi koşan spermin aynı zamanda en kaliteli sperm olduğunu gözlemledik. İşin mantığı bu. Ana rahminde de böyle gerçekleşiyor bu iş."
Prof. Dr. Utkan Demirci
Klasik tüp bebek yöntemiyle 6 kere deneme yapıp çocuk sahibi olamayan çiftlerde bile çip teknolojisinin başarıya ulaştığını belirten Demirci, Avrupa'dan "CE" onayı aldıkları çipin Amerikan Gıda ve İlaç Dairesinden de (FDA) onay alması için uğraştıklarını söyledi.
Demirci, "Hem tüp bebeğe katkıda bulunmak hem de santrifüj gibi antik bir tekniği yeni mikro akışkanlar teknolojisiyle değiştirip tüp bebeğin başarısına katkıda bulunmak, daha ucuz, hızlı, kolay bir teknolojiyi sunmak bu konudaki amacımız" diye konuştu.
"İNANDIRMAKTA GÜÇLÜK ÇEKİYORUM"
"Dünyayı hayran bırakacak bir icada imza atmasına karşın kendi insanını inandırmakta güçlük çektiğini" ifade eden Demirci, bir yıl boyunca mesafeli yaklaşılan "mikroçip"e ilginin, başarılı sonuçlar alındıkça arttığını ifade etti.
Patenti ABD'deki Harvard Üniversitesinden, "CE" onayı ise Hollanda'dan alınan bir ürünün Türkiye'de üretilip dünyaya satılabileceğine çoğu kişinin inanmadığını anlatan Demirci, "Ben Türk'üm. Bu ülkeye belli bir hizmet borcum var. Burada kurduğumuz şirket maddi değer oluşturursa insanlara iş verirse iyi. Üstüne üstlük insanların çocuk sahibi olmalarına vesile olursa bu bir hedefi gerçekleştirmiş olur. İnsanlar uzun süre buna inanmadı. Sonuçlar ortaya çıkınca şaşırmalar üst üste geldi. Şimdi çok rahat bir şekilde genişleyerek gidiyor" dedi.
Demirci, Rusya başta olmak üzere Almanya ve Yunanistan ile distribütörlük anlaşması üzerine çalıştıklarını, Çin, Hindistan ve Ortadoğu ülkeleriyle görüşmelerin devam ettiğini bildirdi.
BAŞARI ORANI ARTTI
Cihazın üretici firmasının ortağı Opr. Dr. Selçuk Kılınç da tüp bebek tedavisi için başvuran çiftlerde başarı oranının dünyada yüzde 33-35'lerde olduğunu, mikroçip sayesinde başarı oranının yüzde 70'lerin üzerine çıktığını bildirdi.
Kılınç, "İzmir'de 13 defa tüp bebek denemesi yapmış ve bebek sahibi olamamış bir çift, tüp bebek merkezine geldi. Son denemelerinde değiştirilen tek faktör sperm seçiminde bizim mikroçipin kullanılması oldu ve bu yöntemle hamile kaldı" diye konuştu.
- Etiketler :
- Haberler -
- Cinsellik
- Genel Sağlık
