Absürt dram

Seren Yüce’nin ikinci uzun metrajlı filmi “Rüzgarda Salınan Nilüfer” bu hafta vizyonda. Film, 40. Montreal Dünya Filmleri Festivali’nden en iyi senaryo ödülünü aldı.

Absürt dram
Absürt dram - 1

Sanırım Seren Yüce hayranıyım. Şahane adamın ilk uzun metrajlı yönetmenlik denemesi “Çoğunluk” Altın Portakal’da ödülleri toplamıştı. Yeni filmi “Rüzgarda Salınan Nilüfer” Montreal’den en iyi senaryo ödülünü kaptı. Film bu hafta vizyonda. Filmi izlerken hep bir tebessüm birikti dudaklarımda. Bazen kahkahaya dönüştü. Benim de içinde olduğum o insancıkların aklından geçenleri, pencereden bakıp dalıp gidişlerini, şeytanın zihinlerde dolanırken yüzde bıraktığı izi, iki kadının bir santranç tahtasının üzerindeymişcesine, sakin ve minyatür iğneleşmelerini öyle gerçek vermiş ki, o gerçeklik güldürdü beni aslında. Yanı sıra öyle sahneler ve diyaloglar kurmuş ki, izlerken insana gerçeklik bu kadar mı saçma olur dedirtiyor. Hem yukarıdan izleyen bir kamera varmış, hem de hiçbir yerde kamera yokmuş gibi davranan ve yaşayan biz insanların halini seyretmek müthiş bir keyif verdi bana. 90’ların sonu 2000’lerin başında moda olan “Samimiyet” duygusu artık yerini “Gerçeklik”olgusuna bıraktı çok şükür.  

RÜZGARDA SALINAN NİLÜFERİZ

Filmde Songül Öden’in hayat verdiği Handan karakteri ve ailesi muazzam bir burjuva sınıfı örneği. Asla yargılamıyorum. Çok tatlı kadın Handan. Hepimiz kadar iyi. Hepimiz gibi tutmayan hesapları var. Bir derdi var. Mutsuzluğunun bir sebebi var. Sadece bu acının kaynağının nereden geldiğini bilmiyor. Her telefonun, her bilgisayarın, her elbisenin, her eşyanın bir yenisinin günaşırı türediği bu hızlı dünyada, Handan da değişmek istiyor. Diğer kadın karakterse Tülay Günal’ın canlandırdığı Şermin... Daha üretken, daha açık, daha farkında. Ama onun da içinde aynı boşluk var. Hepimizin içinde olduğu gibi. Çünkü biri başkaları gibi olmaya çalıştığı için, diğeri herşeyin farkında olmaya çalıştığı için acı çekiyor. Songül Öden ve Tülay Günay yönetmenin ne istediğini çok iyi anlamış. Zahmetsiz oyunculuklarıyla vuruyorlar tokadı seyredene. Tolga Tekin de harika bir küçük şirket patronu, baba ve koca rolü üstleniyor. “Çoğunluk”ta yer alan Esme Madra filmde bambaşka bir halde. Serkan Keskin yoldan geçerken uğradım ve oynadım demiş gibi doğal bir karakter sergiliyor. Karakterlerin hepsinin üzerine uzun uzun düşünmek asla zaman kaybı değil. Gişeden şiddetle isteyin biletlerinizi. 

Absürt dram - 2 Filmde Songül Öden, Tülay Günal, Tolga Tekin, Serkan Keskin, Eraslan Sağlam, Esme Madra gibi isimler rol alıyor.

BEN DE “ÇOK UZAK FAZLA YAKIN” 

Bu hafta vizyona tam 8 Türk filmi giriyor. Onlardan biri “İkinci Bahar” gibi özel dizilerin yönetmeni Türkan Derya’nın ilk uzun metrajlı sinema filmi “Çok Uzak Fazla Yakın”. Üniversitede aşık olup, ayrılan, sonra bir barışıp bir ayrılan Aslı ve Cem’in hikayesi. İzmir, Eskişehir ve İstanbul’u izlemek keyif verdi bana ancak diyaloglar gerçeklikten uzaktı. Yönetmenin oynamayı oyuncuya bıraktığını hissettiğim anlar daha çekici gelse de, o sahneleri de kapılmak yerine doğaçlamanın güzel birşey olduğunu düşünerek izledim. Türkan Derya iki sevgilinin tamamlanmamış hikayesinden öteye geçmek istemiş. Yakın dönemde ve daha yakın dönemde Türkiye’de yaşanan bazı sorunları yedirmiş sahnelere. Ülkemin sorunları gibi o sahneler de havada asılı kalmış ne yazık ki. Yine de çoğumuzun başından geçtiğine inandığım o kederli aşka tanık olmak, zamana yenik düşen duyguları izlemek, affetmek üzerine düşünmek isteyenler için ideal bir seçim olabilir. 

EKSİK KALMAYAYIM! 

Brangelina ortadan ikiye ayrıldı. Büyük aşk bitti. Çapkın Brad “Mr and Mrs Smith”te Angelina’ya aşık olmuş Jennifer Anniston’u terketmişti. Filmde ikisi de casustu. Şimdi “Allied”de başrolü paylaştığı Marion Cottilard’a aşık oldu ve ikisi de filmde casus rolünde. Bu adamın casus filmlerine koşullanmış bir durumu var bence. Neyse. Her ilişkinin bir ömrü var. İyi bile sürdü aşkları. Beni rahatsız eden tarafı Angelina Jolie’nin Brad beni aldattı demek yerine alkol ve uyuşturucu problemleri var demeyi tercih etmesi. Türkiye’de tweet patlamasına yol açan bu ayrılığa benim de bir çift lafım var (mutlaka okuyorlardır çünkü) Sevgili Angelina, Brad çapkın bir adam, aşık olmayı seviyor. Elin ekmek tutuyor çok şükür. Elini sallasan ellisi. Bundan sonraki hayatında başarılar diliyorum 

Sayfa Yükleniyor...