Deprem bölgesinde tarihi villa

Konuralp Müzesi Müdürü ve Prusias ad Hypium Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Celal Özdemir, deprem bölgesi olan Düzce’de MS 307 yılına ait villayı gün yüzüne çıkardıklarını belirtti.

Deprem bölgesinde tarihi villa

Batı Karadeniz'in Efes'i" olarak bilinen Prusias ad Hypium Antik Kenti'nde devam eden kazı çalışmalarında görev alan arkeologlar, bölgenin toprak altındaki zenginliklerinin Efes'e eşdeğer olduğunu öngörüyor. 

Düzce'nin birinci derece deprem bölgesi olduğunu, bulunan yapının da o dönemde yaşanan bir depremde yıkıldığını ve yandığını tespit ettiklerini anlatan Prusias ad Hypium Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Celal Özdemir şu açıklamaları yaptı: 

"Kazılarda yaklaşık 15 sikke ele geçti. Bulunan villada en son ele geçen bakır sikkelerin MS 566 yılına ait olduğunu gördük. Bundan yapının Bizans İmparatoru 1. Jüstinyen döneminde yıkıldığını anlıyoruz. Düzce ve bölgesi birinci derece deprem bölgesi ve yapının yıkılmasını da depreme bağlıyoruz. Yapının yıkılış şekli ve daha sonradan da yanması, depremde yıkılmış olduğunu gösteriyor. Buluntularımızın tamamına yakını yangın tabakasından ele geçiyor." 

"TOPRAK ALTINDA EFES'TEN DAHA İLERİ BİR KENT VAR" 

Helenistik çağda söz konusu alanda muhteşem bir kent bulunduğunu vurgulayan Özdemir, şöyle devam etti: 

"Daha önceki kazılarda bölgeden çıkan heykeller ve buluntular buranın büyük ve ihtişamlı bir kent olduğunun göstergesidir. Burada ne yazık ki kazılar geç başlamış. Batı Karadeniz bölgesinin ayakta kalmış antik kentlerinden bir tanesi. Tiyatrosu, Roma köprüsü ve su kemerleri ayakta olan bir alan. Bunların değerlendirilip ülkemize kazandırılması gerekli. Ayakta kalmış anlamında Efes iyi bir örnek fakat buranın 1-1,5 metre toprak altında, Efes'ten daha ileri bir kent var. Bu kentin çoğu tahrip olmamış. Üzerinde modern bir kent kurulu muhteşem bir yer altı kenti mevcut. Buranın bilimsel, arkeolojik kazıları belki 10, belki de 20 yıl sürecek fakat kazılar devam ettikçe Efes'e eşdeğer bir kent çıkacak. Burası, döneminde heykelcilik anlamında kendini geliştirmiş bir alan. Kentte heykel atölyeleri var. Kendi sanatçıları ve kendilerine has üslupları olan heykelciler var. Biz bunları gördük ve tespit ettik." 

Sayfa Yükleniyor...