Yılın en iyi kitapları

Roman, öykü, deneme, siyasi, biyografi, şiir, araştırma... ntvmsnbc geride kalan yılın en iyi kitaplarını derledi. İşte 2010'un okunması gereken 50 kitabı.

Yılın en iyi kitapları

İSTANBUL - 2010 yılında birbirinden önemli kitaplar yayımlandı. İşte onlar arasından ntvmsnbc'nin seçtiği en iyi 50 kitap.. 

Perihan Mağden, Ali ile Ramazan, Doğan Kitap
Ali ile Ramazan’ da Perihan Mağden bir üçüncü sayfa hikâyesinden yola çıkarak toplumun dışına ittği iki genç erkeğin hayata ve birbirlerine tutunma mücadelesini anlatıyor.

Kimsesiz ve çaresiz iki çocuğun bir yetimhanede başlayıp sıkı dostluktan derin aşka uzanan kısacık ve acı hayatlarının hikâyesi Ali ile Ramazan.

Yoksulluğun ve İstanbul’un onları tükettiği yerde, bir üçüncü sayfadan başka gidecek yerleri kalmıyor.
------------------------------------------------------------------

Jonathan Safran Foer, Her Şey Aydınlandı, Siren Yayıncılık
Amerikalı genç bir yazar elinde solmuş bir fotoğrafla Ukrayna’ya gelir. Elli yıl önce dedesini Nazilerden kurtardığını düşündüğü bir kadının izlerini aramaktadır. Arayışında kendisine eşlik edenler ise “tuhaf” biçimde yabancı dil konuşan çevirmeni Alex; savaşın ardından yaşamayı hazmedememiş, melankoliden kör olduğunu iddia eden yaşlı ve yol iz bilmeyen bir şoför ile şoförün aklından rahatsız, gören göz köpeği Sammy Davis Junior Junior’dur. Arayış derinleştikçe aradıkları şeyler giderek bulanacak, hayatın olağan gözüken perdeleri ardında bulabildikleri şeyler ise dünyalarını değiştirecektir.
------------------------------------------------------------------

Paul Auster, Görünmeyen, Can Yayınları
Şair olmak isteyen üniversiteli Adam Walker, siyasal bilimler profesörü Rudolf Born ve sevgilisi Margot ile başlayan aşk üçgeni, Walker’ın ablasını, Born’un üvey kızını da içine alan dörtgenlere, beşgenlere dönüşüyor.

Vietnam savaşına öfkeli 68 Kuşağı’nı, enseste kadar varan coşkulu bir cinsel açlığı, sürekli bir adalet arayışını felsefi göndermelerle ören bir kitap.
------------------------------------------------------------------


Ece Temelkuran, Muz Sesleri, Everest Yayınları
Hep bir iç savaştır aşk. Bir neden arar kendine… Tıpkı Ortadoğu gibi… Ruhla etin bitmeyen savaşı gibi. Ece Temelkuran'ın ilk romanı 'Muz Sesleri', herkesi hiç kimse yapan sessizlikten kurtulmanın, kendi Ortadoğunuzu bulmanın romanı.

Temelkuran, Beyrut’ta yazdığı romanıyla, Türkiye’ye, “Aslında sen de Ortadoğulusun,” diyor. Odağında erkeklik, kadınlık, savaştaki şiir, İslami direniş gibi kavramların yer aldığı 'Muz Sesleri’nde Temelkuran, okurlarına yeni bir dil ve şaşırtıcı bir kurguyla aşkı ve savaşı anlatıyor.
------------------------------------------------------------------

Hakan Bıçakçı, Karanlık Oda, İletişim Yayınları
Uzak, sanki hiç varolmamışçasına hatırlanmayacak uzak bir İstanbul semtinde başlıyor Karanlık Oda… Boş bir belediye otobüsü, pırpır eden floresanlar, ıssız ve alelacayip vitrinlerle giriyor söze… Suya daldırıldıkça ağırlığı artan paçavra gibi dibe giden, kendini ve unuttuklarını hatırlamaya çalışan bir fotoğrafçı çıkıyor karşımıza. Sezgileriyle yürüyen, rutinlerle yaşayan, ürkek ve takıntılı bir adam bu…
------------------------------------------------------------------

Turgut Çeviker, Kaikatürkiye, NTV Yayınları
85 yıl içinde yaşanan olaylar kadar, karikatürün bu olayları ele alış biçimi de Cumhuriyet tarihinin nasıl oluştuğunu, her dönemin siyasi atmosferini ve zihniyet dünyasını gösteriyor. Karikatürlerle Cumhuriyet Tarihi, karikatür tarihçisi Turgut Çeviker tarafından Cumhuriyet tarihi boyunca yayınlanmış bütün önemli gazete ve dergileri taranmasıyla oluştu. En az 500.000 karikatürü elden geçirdi. Seçilenler temizlendi, gereken yerlerde kısa açıklamalarla “desteklendi”. Sonunda, 161 karikatürcünün 1258 karikatürüyle Türkiye’nin siyasal ve toplumsal tarihi inşa edildi.
------------------------------------------------------------------

Naomi Klein, Şok Doktrini - Felaket Kapitalizminin Yükselişi, Agora Yayınları
Naomi Klein’ın bu kitabı, Şili’deki 1973 Pinochet darbesinden 1989’da Çin’de Tiananmen Meydanı katliamına ve 1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılışına kadar dünyanın manzarasını değiştiren olaylarda şok doktrini yönteminin nasıl uygulandığını ve ‘büyük şirketlerin çıkarlarını kollayan’ yeni kapitalizm modelinin dünya halkları adına nasıl bir yıkım ve yoksulluğa yol açtığını takip etmek bakımından eşsiz bir kaynak.
------------------------------------------------------------------

Etgar Keret, Tanrı Olmak İsteyen Otobüs Şoförü, Siren Yayınları
Prensip sahibi olduğundan otobüsünü asla bekletmeyen bir şoför, Interpol’ün peşine düştüğü küçük bir kız kılığına girmiş bir cüce, cehennem kapısındaki küçük delikten yakınlardaki bir kasabaya inen insanlar, sadece intihar edenlerin gittiği ve içinde yaşadığımızdan pek farkı olmayan sıkıcı bir öbür dünya, merhamet sahibi bir tetikçi ve merhametsiz bir Tanrı…

------------------------------------------------------------------

Susan Sellers, Vanessa ve Virginia, Sel Yayıncılık
Virginia Woolf’un intiharından sonra, ressam kardeşi Vanessa’nın kaleme aldığı uzun bir mektup tarzında yazılmış olan Vanessa ve Virginia, bu iki önemli kadının çocukluklarından yetişkinlik çağına uzanan ilişkilerini konu alan bir roman.

Kendisi de Woolf konusunda uzman bir akademisyen olan Susan Sellers, uzun yıllara dayanan araştırmalarını bir roman kurgusu içinde harmanlayarak, iki kız kardeşin ilişkisine bir anlamda içeriden bir bakış kazandırıyor.
------------------------------------------------------------------

Jean Baudrillard, Komplosu-Yeni Sanat Düzeni ve Çağdaş Estetik, İletişim Yayınları
Jean Baudrillard, 1996’da Sanat Komplosu’nu yayınladığında, artık çağdaş sanatın varlık nedeni kalmadığını ilan ederek sanat çevrelerinde büyük bir skandala yol açtı. “Sanat, bayağılığa, atıklara, vasatlığa, değer ve ideoloji diye el koyuyor,” diye yazmış, çağdaş sanatın hükümsüz olduğunu, bir hiç olduğunu belirtmişti. Bu “saldırı” karşısında bazı eleştirmen ve küratörler Baudrillard ismini defterlerinden sildiler; işi bilenlerse, yankılar uyandıran bu parlak “skandalın” şehvetli ürpertisini hissettiler yalnızca.
------------------------------------------------------------------

Hal Niedzviecki, Dikizleme Günlüğü, Ayrıntı Yayınları
Dikizleme Günlüğü, yeni iletişim araçlarının yalnızca eğlence sektörünü değil, toplumu da değiştirdiğini, bu yeni kültürün seks, politika ve gündelik yaşantımız üzerindeki etkilerini ortaya koyuyor. Kitapta, realiti şovların parlayıp sönen yıldızları, çok okunan blog yazarları ve sosyal paylaşım sitelerinin yaratıcılarıyla yapılan söyleşiler, konuya ilişkin son akademik araştırmalarla harmanlanarak sunuluyor. Bu sayede popüler kültürün röntgenciliğe, röntgenciliğin belgesele, sanata ve haber bültenlerine, röntgencinin gazeteciye nasıl dönüştüğüne tanık oluyoruz.
------------------------------------------------------------------

Stanley Cavell, Mutluluğun Peşinde, Metis Kitap
Mutluluğun Peşinde, Stanley Cavell'ın 1934-49 yapımı yedi Hollywood komedisine ilişkin deneyimlerine dayanıyor. "İyi yazarlardan, bir nesneyle ilgilenmenin o nesneyle ilgili deneyimimizle ilgilenmek anlamına geldiğini öğreniriz"; dolayısıyla Cavell'ın bu filmlere duyduğu ilgiyi incelemesi ve savunması da, hayatının onlarla geçen dönemindeki deneyimlerine ilgisini, yani diyaloğun doğal bir uzantısı olarak eleştiriyi incelemesi ve savunması anlamına geliyor.
------------------------------------------------------------------

Ayfer Tunç, Yeşil Peri Gecesi, Can Yayınları
Güzelliğini zehirli bir sermaye olarak kullanan genç bir kadının hayattan öç almak için soyunmasıyla başlayan bir düşüş hikâyesi. Modern toplumun ikiyüzlülüğüne, geleneklerin, alışkanlıkların zorbalığına direnen, “farkına varmış” ve bu nedenle acı çeken bir kadının, annesiyle hesaplaşamayan bir kız çocuğunun, okuyanı rahatsız eden bir öykü. Cumhuriyet elitlerinin düşkün kuşakları ile orta sınıfın can çekişen tutunamayanlarının karşılaştığı trajik bir karnavala dönüşen kapak kızının romanı, toplumun ve bireyin ruh haritasını en ince ayrıntısına kadar resmeden Ayfer Tunç’un güçlü anlatımıyla Türkiye’nin çürüyen yüzüne de ayna tutmaktadır.
------------------------------------------------------------------

Orhan Pamuk, Manzaradan Parçalar, İletişim Yayınları
''Bir dışımızdaki dünya vardır, 'manzara'yla bunu anlatmak istedim. Bir de, yazarın kendi kişiliği vardır. Bu kitap; İstanbul hakkında, Türkiye hakkında; yemek yeme alışkanlıklarımızdan siyasete kadar... Bütün kültüre açılan bir kitap. Yazarlar önemli buldukları etkilendikleri deneyimler üzerinden kitaplarını kurarlar. Ama bazılarına yer verirler, bazılarına vermezler. Mesela, babamın ölümü üzerine yazdığım yazı da bu kitapta var...

Bir roman binlerce yaprağı olan bir ağaca benzer. Yazar binlerce kere düşünür. Ben onları yazmaya başlamadan evvel düşünürüm. Notlar almaya başlarım. Ben o defterdeki notlardan en beğendiklerimi biraz değiştirerek bu kitapta yayınlıyorum.''
-----------------------------------------------------------------

Arundhati Roy, Çekirgeleri Dinlemek: Demokrasi Üzerine Saha Notları, Agora Yayınları
“Ölümden sonra hayat olup olmadığını tartışırken, gündemimize bir soru daha ekleyebilir miyiz: Demokrasiden sonra hayat var mıdır? Eğer demokrasiden, yani halihazırdaki Batı liberal demokrasisinden ve onun çeşitlemelerin sonra da bir hayatımız olacaksa,bu nasıl bir hayata benzeyecektir ?..

Benim bu kitaptaki makale ve söyleşilerde asıl söylemek istediğim, eskiden beri rüyasını gördüğümüz adalet ve istikrarın sağlanmasında artık demokrasiye güvenilemeyeceğidir.''
------------------------------------------------------------------

Dr. Jekyll ve Bay Hyde, NTV Yayınları
'Tuhaf Vaka: Dr. Jekyll ve Bay Hyde', Londra kitapçılarında ilk olarak 1886'da boy gösterdi. yazarı Robert Louis Stevenson’ın yazmış olduğu diğer hiçbir şeye benzemiyordu, ne alışılmadık türden bir gezi eseriydi, ne de çocuk dergileri için yazılmış tarihi bir serüven hikâyesi. Bu kitap bambaşka bir pazara yönelikti. Bram Stoker'dan Stephen King'e kadar herkes için türde "standart"ı oluşturacak "bir şilinlik dehşet öyküsü" denen kitap pazarına...

“Sonuçta hepimizin sakladığı bir şeyler var, ama pek azımızın sırrı Dr. Jekyll'ınki kadar korkunç...”
------------------------------------------------------------------

Tuba Çandar, Hrant, Everest Yayınları
''Evet, kendimi bir güvercinin ruh tedirginliği içinde görebilirim, ama biliyorum ki bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmaz. Güvercinler kentin ta içlerinde, insan kalabalıklarında dahi yaşamlarını sürdürürler. Evet, biraz ürkekçe ama bir o kadar da özgürce...''

125 kişiyle yapılmış ses kayıtlarından oluşan, üç yıllık bir çalışmanın ürünü 'Hrant'. 'Ses'lerden oluşan 'Hrant', Malatya'da başlayıp İstanbul'da sona eren bir hayatı, Türkiyeli Ermeni bir aydının hayatını anlatıyor.
------------------------------------------------------------------

Edith Wharton, Keyif Evi, Kırmızı Kedi Yayınları
''İçinde bulunduğu kesimin zenginlik ve modaya verdiği önem yüzünden, konumunu korumak ve iyi bir evlilik yapma fırsatı elde etmek için büyük bir borca giren Lily'nin, yanlış kararları sonucu beklenmedik bir sona doğru sürüklenmesinde çevresinin acımasızlığı ve bencilliğinin büyük payı olacaktır.''

Edith Wharton'un ilk önemli romanı ve Amerikan klasik romanının da temel taşlarından biri sayılan Keyif Evi, bir yandan ahlaki konularda rahatsızlık duymaktan yoksun bir dünyanın utanç verici bir yergisi, bir yandan da böyle bir dünyanın kadınlar üzerinde uyguladığı kısıtlamaların ve sınırlamaların sıkı bir eleştirisi.
------------------------------------------------------------------


Ferit Edgü, Leş, Sel Yayıncılık
Usta yazar Ferit Edgü’nün elli yılı aşkın yazarlık yaşamının ürünü olan ve 1953-2002 yılları arasında yayınlanan dokuz öykü kitabı, LEŞ adıyla basılan toplu öyküler cildinde bir araya getirildi.

Kitap adını, Ferit Edgü’nün başlığını Baudelarie’in bir şiirinden esinlenerek koyduğu, 1958 tarihli bir öyküsünden alıyor.
------------------------------------------------------------------
Şebnem İşigüzel, Kirpiklerimin Gölgesi, İletişim Yayınları
Şebnem İşigüzel, Kirpiklerimin Gölgesi’nde, henüz on bir yaşında bir kız çocuğunun yaşadığı akıl almaz olayları anlatıyor.

Herkesin bildiği, ama kimsenin görmek istemediği bir trajedinin üzerindeki perdeyi kaldırıyor ve bir dil ustalığıyla, kolay kolay cesaret edilemeyecek bir yüreklilikle hepimizin tanıdığı bu kız çocuğuna ses veriyor.
------------------------------------------------------------------

Nick Hornby, 31 Şarkı, Sel Yayıncılık
Nick Hornby’nin özel hayatı bilinmez ama bütün kitaplarının kendi içinde birer konser olduğunu söylemek yanlış olmaz. İçten üslubuyla tüm dünyada haklı bir ün kazanmış, yazdığı her kitapla müdavimlerinin kitapçılara koşmalarına neden olmuş yazar, bu kez şarkıların içinden, onların açtığı pencerelerden hayata bakıyor.

31 Şarkı, Nick Hornby’nin seçtiği 31 şarkı için yazdığı denemelerden oluşuyor.

------------------------------------------------------------------

Kitaplardan Kurtulabileceğinizi Sanmayın, Can Yayınları
İki kitap âşığının, semiyolog, düşünür ve yazar Umberto Eco ile sinemacı ve dramaturg Jean-Claude Carrière’in sohbeti çarpıcı anekdotlarla, hiç duymadığınız ayrıntılarla dolu. Zamanda ve mekânda gezinirken, gerçek kişiler roman kahramanlarına karışıyor, budalalık kutsanıyor; koleksiyoncuların takıntıları, neden bazı dönemlerin çok sayıda şaheser doğurduğu, hafızamızın nasıl çalıştığı, kütüphanelerin nasıl düzenlenmesi gerektiği anlatılıyor. Hatta “tavukların karşıdan karşıya geçmeyi neden bir asırda öğrendiğini” ya da kitabın neden tekerleğe benzediğini böylece öğreniyoruz.

-----------------------------------------------------------------

Karl Marx, Louis Bonaparte’ın On Sekiz Brumaire, İletişim Yayınları
''İnsanlar tarihlerini kendileri yaparlar, ama onu serbestçe kendi seçtikleri parçaları bir araya getirerek değil, dolaysızca önlerinde buldukları, geçmişten devreden verili koşullarda yaparlar. Tüm göçüp gitmiş kuşakların oluşturduğu gelenek, yaşayanların beyinlerine bir kâbus gibi çöker. ''

Bir buçuk yüzyıldan fazla zaman önce yayımlanmış bu eserde Marx, 19. yüzyıl ortası Fransası’ndaki sınıf mücadelelerini ve bu politik mücadelelerin bir hükümet darbesiyle sonuçlanışını tahlil ediyor.
------------------------------------------------------------------

Murat Gülsoy, Karanlığın Aynasında, Can Yayınları
Murat Gülsoy, bir origami ustası gibi, düz bir kâğıtla başladığı anlatısını katman katman çoğaltarak kahramanlarının ironik dünyasının kederle malul hikâyesini kuruyor. İki boyutlu sandığımız bir dünyanın karanlık dehlizlerine doğru ilerlerken yaklaşmakta olanı hissetmeyişimize şaşırıyoruz. Yarım bir hayatı sol göğsünün üzerindeki akrebin çizgilerinde saklayan bir kadınla aşkı bulduğunu sanan bir adamın yollarının kesiştiği yerde oluşan karanlık yüzeyden yansıyan görüntüleri anlatıyor roman...

------------------------------------------------------------------

Joan Jara, Victor Jara : Yarım Kalan Şarkı, Versus Kitap

Victor Jara, general Pinochet yönetimindeki Şili ordusunun 11 Eylül 1973’te yaptığı askeri darbeden birkaç gün sonra binlerce kişiyle birlikte gözaltında tutulduğu spor salonunda işkenceyle katledildi. Diktatörlük Victor’u susturmak istedi. Çünkü onun gitarı zenginler için değildi, şarkısı devrimciydi. O şarkısını ezilenlerin, yoksulların ve yoksunların çığlığı gibi söylüyordu.

Joan Jara hem aşkı hem de yoldaşı olan Victor’u tanışmalarından başlayıp, Salvador Allende önderliğindeki Halk Birliği içindeki mücadelelerine kadar büyük bir tutku, cesaret ve samimiyetle anlatıyor.
------------------------------------------------------------------

Murat Menteş, Garanti Karantina, Sel Yayıncılık
'Dublörün Dilemması' ve 'Korkma Ben Varım'la Türkiye edebiyatının en özgün yazarları arasına giren Murat Menteş yeni kitabı 'Garanti Karantina' ile hayranlarına güzel bir sürpriz yapıyor.

Menteş'in, 'Garanti Karantina'da yer alan şiirlerinin mısralarına, bir dünya görüşünün, edebiyat anlayışının, genç ruhun çıkmazlarının, aşkın ve başka pek çok halin gölgesi düşmüş. Siz misiniz şiirleri okuyan, şiirler mi sizi okuyor birbirine karışıyor bazen.
------------------------------------------------------------------

Neil Gaiman, Yokyer, İthaki Yayınları
Genç ve iyi kalpli Richard Mayhew’un sıradan hayatı, bir kaldırımda karşısına çıkan yaralı genç kızın hayatını kurtarmasıyla sonsuza dek değişir. Bu iyilik Richard’ı var olduğunu hayal bile etmediği bir dünyayla –şehrin altındaki terk edilmiş Metro istasyonları ve kanalizasyonlarda gelişmiş karanlık bir yaşamla– tanıştırır. O artık, yarıklardan düşen insanların yaşadığı Aşağıtaraf’ın bir parçasıdır... ve eğer bildiği dünyaya dönmek istiyorsa, gölgelerin ve karanlığın, canavarların ve azizlerin, katillerin ve meleklerin şehrinde yaşamayı öğrenmek zorundadır...
------------------------------------------------------------------

Baskın Oran, Türkiyeli Kürtler Üzerine Yazılar, İletişim Yayınları
Baskın Oran, dönemin gazete kupürleriyle zenginleşen ve bir tür “bellek tazeleme” işlevini yerine getiren yazılarında neredeyse cumhuriyetin kuruluşundan beri ülkenin boğuşup durduğu Kürt sorunu konusunda Türkiye’nin 1920’ler, 1930’lar kalıplarından sıyrılması gerektiğinin altını çizerek sorunu çeşitli yönlerden ele alıyor.

Sadece Kürt sorunuyla ilgilenenler için değil, yakın tarihe ilgi duyanlar için de önemli bir kaynak...
------------------------------------------------------------------

Daniel Klein ve Thomas Cathert, Platon Bir Gün Kolunda Bir Ornitorenkle Bara Girer…, Aylak Kitap
Felsefe mi? Felsefeyi anlamak için büyük bir dehanın zekâsına ve peygamber sabrına sahip olmak gerekir. Bu doğru değil! Bu komik, ele avuca sığmaz, çok yönlü ve zengin içerikli kitap bu efsaneyi yerle bir ediyor.

Harvard’lı iki felsefe profesöründen “güldürürken düşündüren” bir Stand-Up…
------------------------------------------------------------------

Jack Kerouac, Zen Kaçıkları, Ayrıntı Yayınları
Jack Kerouac yine yollarda... Bu sefer kendi içsel yolculuğuna çıkmış 'Zen Yolu'na koyulmuş. Soruyor: ''Bu sonsuz evrende bulunuşun anlamı nedir?''

Dağlara tırmanıyor, meditasyon yapıyor, yıldızlara bakıyor, dostlarla sohbete dalıyor.

Aklında aynı soru hep, cevabını arıyor. Onca yolculuk, onca alem ve ayrılıktan sonra, bu sefer dağlarda buluyor özgürlüğü, kendi yalnızlığında 'sevecen' olmayı öğreniyor.
------------------------------------------------------------------

Hannah Arendt, Kötülüğün Sıradanlığı, Metis Kitap
Nazi Almanyası'nda Yahudilerin gettolara ve toplama kamplarına naklinden sorumlu Otto Adolf Eichmann, 11 Mayıs 1960'ta Buenos Aires'in kenar mahallelerinden birinde yakalandı ve İsrail'e getirildi. 11 Nisan 1961'de Kudüs Bölge Mahkemesi'ne çıkarıldı ve on beş ayrı iddiayla suçlandı: Başkalarıyla birlikte, Nazi rejiminin başından sonuna kadar ve özellikle de İkinci Dünya Savaşı sırasında Yahudi halkına karşı suçlar, insanlığa karşı suçlar işlemişti.

ünlü siyaset bilimci Hannah Arendt bu kitabında, Nazi Almanyası döneminde milyonlarca Yahudinin toplama kamplarına, ölüme gönderilmesinden sorumlu SS yetkilisi Adolf Eichmann'ın Kudüs'teki yargı sürecini ele alıyor.
------------------------------------------------------------------

İpek Çalışlar, Halide Edib, Everest Yayınları
Halide Edib döneminde de sonrasında da tartışılan kadındı… Halide Edib, mandacı mıydı? Halide Edib, nasıl bir milliyetçiydi? Halide Edib, iyi bir eş, iyi bir anne miydi? Halide Edib, cephede ne yaptı? Halide Edib’in kadın mücadelesindeki rolü neydi? Halide Edib, Ermeni tehciri konusunda ne söyledi? Halide Edib, intikamcı ve şiddet yanlısı bir insan mıydı? Halide Edib, Mustafa Kemal ile ilgili ne düşünüyordu?

İpek Çalışlar, Halide Edib’in edebiyat, siyaset ve dünyanın dört bir yanında sürdürdüğü mücadele ile geçen ömrünü anlatıyor.
------------------------------------------------------------------

Ahmet İnsel ve Michel Marian, Ermeni Tabusu Üzerine Diyalog, İletişim Yayınları Ermeniler ve Türkler... Acıları paylaşmak, yaşananları anlamak ve insanlığa aykırı ne yapılmışsa teşhir etmek... Bugün böyle bir dönemin eşiğindeyiz. Bunun için her şeyden önce hiçbir tabunun esiri olmadan konuşmaya, dertleşmeye, keşfetmeye, öğrenmeye, anlamaya ihtiyacımız var.

Ahmet İnsel ve Michel Marian bunları yapmaya uğraşıyorlar. Suni bir konsensüse teslim olmadan ve ortak değerlendirmeleri yanında farklı görüşlerini hasır altı etmeden birbirleriyle konuşuyorlar.
------------------------------------------------------------------

Ertuğrul Mavioğlu ve Ahmet Şık, Kırk Katır Kırk Satır 1-2, İthaki Yayınları
''Kırk Katır Kırk Satır iki ciltlik bir başvuru kitabı. Başvurunca da aradığınız cevabı veren bir kitap. Ergenekon'da kim kimdir? Ergenekon Davası kapsamında kimler yargılandı?

Ertuğrul Mavioğlu ve Ahmet Şık, ortaya ansiklopedi niteliğinde kitaplar çıkarıyorlar. ''
------------------------------------------------------------------

James Hawes, Hayatınızı Mahvetmeden Önce Neden Kafka Okumalısınız, Sel Yayıncılık
'Hayatınızı Mahvetmeden Önce Neden Kafka Okumalısınız', Kafka'nın yalnız, değeri bilinmemiş, cinsellikten korkan biri olduğu hurafelerini çürüten, onun gerçek kimliğini bütün çıplaklığıyla gözler önüne seren bir çalışma.

James Hawes, tarihin önemli bir yanlışını düzeltirken mütevazı bir öneride de bulunuyor: Hayatınızı çarçur etmeden önce Kafka okuyun.
------------------------------------------------------------------

Birhan Keskin, Soğuk Kazı, Metis
Soğuk Kazı'da "kazı", hem imgelerin kazıma yoluyla, belki de kazıya kazıya oluşturulduğunu, hem de gömülü bir şeylerin kazılıp çıkartıldığını ima ediyor sanki.

Birhan Keskin'in yeni kitabında  "Flamingo" gibi kolaylıkla "Yeryüzü Halleri" şiirlerine dahil edilebilecek şiirler ile, "İstanbul", "Sulukule", "Tinerci" ve "Gazze" gibi somut şiirler bir arada.
------------------------------------------------------------------

Celil Oker, Yenik ve Yalnız, Turkuvaz Kitap
Özel dedektif Remzi Ünal telefonuna bırakılan onlarca sesli mesajın sahibiyle sonunda karşılaşır. Karşılarındaki kararlı ses ona belki de bir dedektiften istenmeyecek kadar kolay bir iş yapmasını teklif etmektedir. Ancak Remzi Ünal bu kadar basit bir işin arkasında çok daha karmaşık bir hikâyenin olduğunu hissetmiştir. Ve hislerinde yanılmayacaktır da…

Bir oto galerisinin karşısında başlayan bekleyişi onu İstanbul’un değişik köşelerine, olayların etrafında dolaşan başka insanlara yönlendirir. Başka bir hikâyenin izini sürmesini sağlar.
------------------------------------------------------------------

Ingeborg Bachmann, Paul Celan, Kalp Zamanı, Turkuvaz kitap
Savaş sonrası Viyana'sında tanıştılar: Toplama kampından sağ çıkmış bir Yahudi şair ve felsefe öğrencisi bir genç kadın. Birbirlerine âşık oldular. Celan'ın gönderdiği gelinciklerle dolu odasında ona aşk ve özlem dolu mektuplar yazdı Bachmann. Celan da ona. Biri yalnızdı, sahip olmak istedi, öteki başkalarına da gönül verdi zaman zaman. Farklı şehirlerde, farklı ortamlarda yalnızlıklarına çare aradılar. Koptular, birleştiler, ölene kadar birbirlerine yazdılar. Birinin ölümü sularda oldu, birininki ateşte. Geriye özlem dolu, hüzün dolu, şiir dolu mektuplar ve fotoğraflar kaldı. 20. yüzyıl Alman edebiyatının en önemli iki adı arasındaki aşk bugüne kadar bilinmeyenleriyle bu mektuplarda.
------------------------------------------------------------------

William S. Burroughs, Çıplak Şölen, Versus Kitap
Beat kuşağının kutsal kitabı… 1998 yılında keşfedilen bugüne dek yayınlanmamış yeni metinlerin eklenmesiyle zenginleştirilmiş 50. Yıl baskısı yılın önemli kitaplarından biri.

Burroughs bize, birer hapishane haline gelmiş yaşamlarının duvarlarını durmadan yıkmaya çalışan bir karakter kadrosu sunar; bu karakterler sistemin gerçeğini az çok görürler ama bağımlılık onları yerlerinden kımıldayamaz hale getirdiğinden ondan kaçamazlar. Bağımlıların dünyasında kaybolurken, zaman zaman uyuşturucu dünyasının paranoyak hayallerinin, iktidar sistemlerine karşı bireysel iradenin özgürlüğünü öne sürerken sayıkladığımız avutucu yalanlardan daha gerçekçi olabileceğini üzüntüyle idrak ederiz.
-----------------------------------------------------------------

Eric Hobsbawm, Sıra Dışı İnsanlar, Direniş, İsyan ve Caz, Yordam Kitap
Eric Hobsbawm, daha yakın zamana ait yazılarında 1 Mayıs bayramlarını; Vietnam Savaşı’nı; sosyalizm ile avangard sanatı ilişkisini; Mario Puzo, mafya ve Sicilyalı haydut Salvatore Giuliano’yu ve Kristof Kolomb’un kültürel sonuçlarını inceliyor. Cazın yükselişi ve düşüşüyle ilgili düşüncelerini açıklarken, cazın efsanevi liderlerini de –Count Basie, Sidney Bechet ve Duke Ellington– övgüyle anıyor.

Bu makaleler boyunca hepsi sıra dışı olan sıradan kadın ve erkeklerin yaşamları tutkulu bir ilgiyle ele alınıyor.

------------------------------------------------------------------

İstanbul Ansiklopedisi, NTV Yayınları
Enis Batur’un danışmanlığını, Sevin Okyay’ın yayın koordinatörlüğünü yaptığı ‘İstanbul Ansiklopedisi’nde kültür, bilim, sanat, edebiyat, basın dünyasından tanınmış 150’yi aşkın yazar ve fotoğrafçı İstanbul’u özgün anlatımları ve kişisel yakınlıklarıyla tanıtıyor.

Ayşe Kulin’den Hacı Bekir Şekerlemeleri’ni, Ayfer Tunç’tan Sait Faik Abasıyanık’ı, Aydın Boysan’dan Çiçek Pasajı’nı, Avniye Tansuğ’dan Çeşmeler’i, Mehmet Atak’tan Ece Ayhan ve Sevim Burak’ı, Murat Belge’den Siyaset ve İstanbul’u, Baskın Oran’dan Azınlıklar’ı, Masis Kürkçügil’den 6–7 Eylül Olayları’nı, 1 Mayıs 1977’yi ve Troçki’yi, Celal Şengör’den İstanbul’un jeolojisini Ansiklopedi sayfalarında bulmak mümkün.

------------------------------------------------------------------

Chuck Palahniuk, Çarpışma Partisi, Ayrıntı Yayınları
Öğğk Casey daha küçük yaşta, koklayarak ve tadarak olaylar ve kişiler hakkında çok şey söylemek gibi olağanüstü özelliklere sahiptir. Doğduğu Middleton kasabasının çölünde hayvan yuvalarına kolunu ya da bacağını sokarak kendine kuduz bulaştırır. Çok zeki olmasa bile uyanıktır ve hayatın kanlı, canlı gerçekliğine herkesten farklı yaklaşır.

Bu kitapta, insanların sıradan hayatlarındaki günlük tecrübelerine gizlenmiş aşırılıklar öyle açık, net ve sansürsüz anlatılıyor ki, zaman zaman utanacak, iğrenecek ve dehşete düşeceksiniz.

Vefa Spor Kulübü, belgesel fotoğrafçı Burcu Göknar’ın 2 yıllık yoğun çalışması sonucu bir fotoğraf albümüne dönüştü.
------------------------------------------------------------------

Burcu Göknar, Vefa, Fotoğraevi Yayınları
Burcu Göknar; Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin 100. kuruluş yıldönümlerini taraftarlarıyla, görkemli bir şekilde kutlarken eski günlerini arayan Vefa’nın durumunu görüyor ve kulübün bugünkü halini belgelemeye karar veriyor. Göknar, projesine başladığı 2008 yılından itibaren neredeyse takımın bir parçası haline geliyor. Vefa’nın idmanlarını, kamplarını, İstanbul ve şehir dışındaki maçlarını hiç aksatmadan takip ediyor...

------------------------------------------------------------------

Ahmet Ümit, İstanbul Hatırası, Everest Yayınları
Byzantion'dan İstanbul'a uzanan heyecan yüklü, tarihsel bir serüven... Yedi hükümdar, yedi kadim mekân, yedi gizemli olay ve yalın bir gerçek!

Tutucusundan modernine, eski İstanbullusundan yeni göç etmişine, milliyetçisinden gayrı Müslim'ine varana dek İstanbullu diye adlandırılabilecek herkes bu kitabın içinde kendi öyküleriyle birlikte İstanbul'un devasa çarklarının dişlilerini dile getiriyor. Binlerce yıllık tarihiyle İstanbul başrolü oluştururken romana girip çıkan her karakter de İstanbul'un nasıl İstanbul olduğunu aktarıyor.
------------------------------------------------------------------

Murathan Mungan, İkinci Hayvan, Metis Kitap
Murathan Mungan'ın on dokuzuncu şiir kitabı olan 'İkinci Hayvan' yılın önemli kitapları arasında.

Mungan'ın on dokuzuncu şiir kitabı olan 'İkinci Hayvan'da 68 şiir var. İlk şiiri 1 Ocak 1999 tarihli on yıllık emeğin ürünü olan bu kitapta daha önce hiçbir dergide yayımlanmamış şiirler yer alıyor.
------------------------------------------------------------------
Yusuf Atılgan, Aylak Adam, Yapı Kredi Yayınları
Yapı Kredi Yayınları edebiyatımızın en özgün yazarlarından Yusuf Atılgan’ın başyapıtlarından 'Aylak Adam’ı 50. yıl özel baskıyla yayımladı.

''Dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. Tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. Tramvaydaki tutamaklar gibi. Uzanır tutunurlar. Kim zenginliğine tutunur; kimi müdürlüğüne; kimi işine; sanatına. Çocuklarına tutunanlar vardır. Herkes kendi tutmağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır. Gülünçlüğünü fark etmez. Kağızman köylerinden birinde bir çift öküzüne tutunan bir adam tanıdım. Öküzleri besiliydi , pırıl pırıldı. Herkesin, “- Veli ağanın öküzleri gibi öküz, yoktur, ” demesini isterdi. Daha gülünçleri de vardır. Ben, toplumdaki değerlerin ikiyüzlülüğünü, sahteliğini, gülünçlüğünü göreli beri, gülünç olmayan tek tutamağı arıyorum: Gerçek sevgiyi! Bir kadın. Birbirimize yeteceğimizi, benimle birlik düşünen, duyan, seven bir kadın!''
-----------------------------------------------------------------

Henry Miller, Uykusuzluk, Notos Kitap
Henry Miller'ın 'Uykusuzluk'u çok iyi bir çeviriyle bir kez daha yayımlandı.

Miller’ın Uykusuzluk’ta sözünü ettiği Japon kadın, 1967’de yetmiş altı yaşındayken tanışıp âşık olduğu kabare sanatçısı Hoki Tokuda. Yine bu dönemde yaptığı suluboya resimler de kendi resimleri arasında özel bir bölümü, Insomnia Dizisi’ni oluşturur.
------------------------------------------------------------------

Dave Eggers, Ne Nedir, Siren Yayınları
Dave Eggers, Ne Nedir’de gerçek bir yaşam ve mücadele öyküsünden yola çıkarak aynayı bizlere ve yaşadığımız çağın gerçeklerine tutuyor.

Küçük bir çocuğun Afrika topraklarında tek başına hayatta kalma mücadelesini, Amerika’da oyunu kurallarıyla oynamayı öğrenmeye çabalayan bir mültecinin tosladığı duvarları ve bizler bakmazken dünyada olup biten kimi felaketleri Valentino Achak Deng’in üzerinden anlatan Eggers; Ne Nedir’de gerçekle kurguyu, biyografiyle romanı birbirine katarak alışılmış formlar dışında bir ‘roman’ yaratıyor.
------------------------------------------------------------------

Umay Tümay Arslan, Mazi Kabrinin Hortlakları, Metis Kitap
''Bu kitapta toplumsal iktidarın duygular alanındaki hareketini Türk sinemasında takip etmeye çalışıyorum. Bizi biz yapan, kendimiz üzerine düşünmenin ve kurduğumuz hayallerin sınırlarını çizen, bizi ev ve ulus fikrinin eşiğine bırakarak mutlu sona kavuşturan hikâyelerin gücünün, toplumsal iktidarla duygular evreni arasındaki sıkı fıkı ilişkinin takibiyle kavranabileceğine inanıyorum. Hikâyeler uluslar için her zaman önemli oldu. Bu hikâyeler, ulusların kendilerini tanıma, kendilerinden bahsetme, kendilerine inanma biçimleriydi; kendilerine dair imgeleriydi. Ulus denilen topluluğun muhayyel bir cemaat olmasıyla, ortak imge ve seslere bağlılık yoluyla biz olabilmemizle ya da ulus fikrinin, kolektif kahkahanın, kolektif gözyaşının "kitle" dediğimiz muhayyel bir topluluğu üretebildiği bir dönemde ortaya çıkmasıyla ilişkilidir bu. Aynı sebeple, uluslar kendi kendilerine anlattıkları hikâyeleri kaybetmemek için sembolik ya da fiziksel şiddete başvurabildiler.''
------------------------------------------------------------------

Sinemaskop Türkiye, NTV Yayınları
Sinemaskop Türkiye, Nuri Bilge Ceylan'ın çektiği fotoğraflardan oluşan bir kitap.

Sinemadan önce fotoğrafa ilgi duyan, lise yıllarında ve askerlik sonrası bu sanatla uğraşan Nuri Bilge Ceylan, makinesini uzun bir aranın ardından İklimler filmi öncesi eline alıyor.

2003-2009 yılları arasında Türkiye’nin çeşitli yerlerinde çekilen bu 97 panoramik fotoğraf, Sinemaskop Türkiye / Turkey Cinemascpoe’ta bir araya geliyor.

Sayfa Yükleniyor...