Hakan Gündoğar: Suçluyu arıyoruz

Beşiktaş’taki suçluyu 5 yıl aralıksız arasak bulamayız. Çünkü tam bir cadı kazanı olmuş siyah-beyazlı camia. Kimin eli kimin cebinde belli değil.

Beşiktaş’ta herkes “Suçlu”yu arıyor. Eskiden böyle bir oyun vardı. Hep beraber oturur başına sabahlara kadar oynardık. Ve en sonunda “Suçlu”yu yakalardık. Ama görünen o ki Beşiktaş’taki suçluyu 5 yıl aralıksız arasak bulamayız. Çünkü tam bir cadı kazanı olmuş siyah-beyazlı camia. Kimin eli kimin cebinde belli değil.

Denizlispor maçında bir pankart açılıyor kapalı tribünün önünde, “İki kupayı unutma vefasızlık yapma”. Bu pankart açıldıktan 1 dakika sonra “Yönetim istifa” ve “Yeter Yıldırım Demirören yeter” diye tezahüratlar yükseliyor. Bu nasıl bir tezat anlamak mümkün değil.

Serdar Bilgili’nin başkanlıktan ayrılmasının en önemli nedenlerinden bir tanesi Çarşı grubunun kapalı üst tribünden gönderilmesiydi. Ve o zaman Bilgili’yi tahttan indirmek için her şey yapılmış, Yıldırım Demirören başkanlığa seçildiği zaman Çarşı eski yerine tekrar oturmuştu. Şimdi Demirören’i o zaman yere göğe sığdıramayan kapalı tribün, “Yeter” diye bağırıyor. Acaba kime yeter denmesi gerekiyor? Sürekli başkan değişmesini isteyenlere mi, her maç bedava bilet alan tribün liderlerine mi, yurt dışı seyahatlerine başkan tarafından götürülenlere mi  yoksa hakikaten, “Başkan olunca ilk işim Çarşı grubunu kapalı üst tribüne aldıracağım” diyen, amansızca para harcayan  ve buna rağmen sezonu çifte kupayla kapatan şampiyon başkan Yıldırım Demirören’e mi ?

Gerçekler Denizlispor maçında yavaş yavaş ortaya çıkıyordu aslında. Sürekli olarak alt tribünden Çarşı grubunun olduğu yere çıkan 30-35 kişilik grup, “İstifa” diyen herkesi tekme tokat dövmeye başladı. Belli ki birileri yönetimin eleştirilmesini istemiyor. Birileri de yönetimi eleştirmek istiyor. Bu olanlar  Fenerbahçe–Beşiktaş maçında yaşanmıyor. Beşiktaş’ın kendi seyircileri arasında yaşanıyor. Yani yıllarca kendisiyle övünen Beşiktaş taraftarı arasında büyük bir nefretle kavga çıkıyor .

Bazı adamlar çıktı çoluk çocuk demeden herkese tekme tokat vurdu. Acaba bu adamlar kim? “İstifa” diye bağıran insanlar neden dayak yedi? Nerede stadın güvenlik kameraları? Neden bu isimler açıklanmıyor? Bir sürü soru var sorulacak. Ama kime?

“Sen neyi araştırıyorsun” diyerek başlayacak şimdi tehdit telefonları. Kulübün bazı önde gelenleri arayacak, “Hakan girme bu konulara” diye. Peki nerede desibel rekorun?  Nerede UEFA’dan aldığın takdirler? CSKA Moskova dönüşü yaşananalar ve Denizlispor maçında olan olayları UEFA yetkilileri görse Avrupa’da hiçbir maça sokmaz Beşiktaş taraftarını.

Anlamadığım bir diğer konu da CSKA Moskova’ya yenilen Beşiktaşlı futbolculara tepki göstereceklermiş! Niye? Ne anlamı var? CSKA Pendik mi? Beşiktaş çok mu kötü oynadı? İlk yarıda Holosko, ikinci yarıda Nihat golü atsaydı çiçeklerle mi karşılayacaktınız? Yoksa gözünün üzerinde kaşın var diye yine mi saldıracaktınız ? Şampiyonluk kutlamasında herkesin omuzlara aldığı futbolcular bu isimler.

Herkesin bir kabahati var aslında. Futbolcudan yönetime, teknik heyete, basına herkesin. Bakıyorum benim meslektaşlarım tribünden insanlarla pazarlık halinde. Onu yayınlama aman bunu yazma. Başkan adayları ne derse o! Bakıyorum bir bayan başkan adayı çıkıyor. Kulüp üyesi değil ama başkan adayı! Kimse neden araştırmıyor? Bunlar siprariş haberler mi yoksa birileri istedi diye mi yazılıyor? İnanılmaz bir kirlenmişlik var Beşiktaş’ta ki buna hepimiz dahiliz. Her kesimden her Beşiktaşlı!  Ama hiç kimsenin 106 yıllık Türk futbolunun çınarının değerini bu kadar düşürmeye hakkı yok.

CSKA Moskova maçından sonra yaşanan olaylar herkesin içini yaralamıştır. Özellikle saf ve gönülden Beşiktaşlılar’ın. Beşiktaş’ın yenildiği Ruslar’ın çok güzel bir atasözü var “Yaban ellerde kartal bile karga gibidir”. Gerçek Beşiktaşlılar takımınıza sahip çıkmaya devam edin. Yoksa güneşli günleri daha çok bekleyeceksiniz.

Sayfa Yükleniyor...