"Şampiyonluğu kimseye bırakmayız"

Galatasaray'ın tecrübeli futbolcusu Ayhan Akman, futbolseverlerin çok zevkli bir ikinci yarı izleyeceğini belirterek, "Hedefimiz şampiyonluk" dedi. Yaşadıkları form düşüklüğünü rakiplerinden daha çok maç yapmalarına bağlayan 32 yaşındaki oyuncu, basında çıkan askerlik sorunuyla ilgili haberlere de açıklık getirdi.

"Şampiyonluğu kimseye bırakmayız"

Ayhan Akman, Galatasaray Televizyonu'nda yayınlanan "Son Pas" programına katıldı. Sarı-kırmızılı kulübün resmi internet sitesinde de yer alan açıklama şöyle:

İlk yarı bitti. Öncelikle Gençlerbirliği maçıyla başlayalım. O maçın kısa bir değerlendirmesini alalım, daha sonra sezonun değerlendirmesini ve senin bireysel performansınla ilgili konuşacağız. Son müsabaka 3 puanla geçildi. Nasıl maç oldu Gençlerbirliği karşılaşması?
Maçın tabiki önemi ortadaydı. Hem ligin son maçı olması sebebiyle hem de bu hafta önümüzdeki rakiplerin puan kaybetmesiyle maçın önemi daha da artmıştı. Herkes tabiki sonuçta tatile rahat bir kafayla çıkmak istediği içinde, özellikle daha da agresif çıktı maça. İlk yarı itibariyle tabiki kaçırdığımız goller vardı. Ama daha sonra golü bulduk ve golü korumayı başardık. Bence sonuçta çok iyi bir oyunla, 3 puanı hakeden taraftık.

İlk yarı ve ikinci yarıdaki tempo arasında sende bazı farklılıklar olduğu inancında mısın çünkü genelde kamuoyuda bu konuda hemfikir oldu. Maçta ilk yarıdaki Galatasaray’la ikinci devredeki Galatasaray arasında biraz daha farklılık vardı diye görüşler vardı. Katılır mısın bu görüşlere?
Şimdi son dönemde son dakikalarda yediğimiz goller vardı. Bu tabiki takım üzerinde olumsuz bir etki yarattı diye düşünüyorum. O yüzden maçın sonlarına doğru gerçekten ister istemez bir stres oluşabiliyor. Son dönem haricinde, genelinde iyi oynadığımızı düşünüyorum.

Herhalde bu maçın en büyük artısı 1-0’dan koruyamadığınız üç tane maç Eskişehir, Manisa ve İstanbul Bş. Bld. maçlarında yapamadığınız burada en azından maçı galip bitirerek yaptınız ve geçmişte bu üç maçta yaşanmış şanssızlıklara sünger çektiniz.
Tabii ki evet.

Çok iyi bir sezon başlangıcı Ayhan Akman’dan. Geçtiğimiz yıl da aynı şekildeydi. Sakatlık dönemi dışında full seviyede ve Milli Takım performansına kadar yükselen kaptan Ayhan Akman performansı. Bu sezona dönersek yine çok iyi bir başlangıç ama son dönemlerde Ayhan yine yedek kulübesinde daha fazla oturur ve ilk 11’de daha az görünür oldu. Neden?
Lige gerçekten çok iyi başladım. Çok formda hissediyordum kendimi. Ama ondan sonra ne yazıkki gelen hafif bir sakatlığım oluştu, 3- 4 hafta gibi bir sakatlık. Yaklaşık 4 hafta oynayamadım. Ondan sonra tabiki fiziki anlamda biraz düşüş yaşadım. Daha sonradan döndüğümde hemen oynamaya başladım tekrar ama eski istediğim gibi performans ortaya koyamadım. Ondan sonra tabiki ilerleyen haftalarda kendimi bulmaya çalıştım ama hocamız öle takdir gösterdi şu an için oynamıyorum. Ama kendimi iyi hissediyorum. Görev verildiği zamanda elimden geleni yapacağım.

Orta sahada senin mevkinde çok fazla kaliteli oyuncunun olması, rekabeti de üst seviyeye taşıyor mu?
Muhakkak dediğim gibi bir sakatlık döneminden sonraki ara bana yaramadı tabiki. O yüzden performansta bir düşüklük yaşadım ama bunlar her futbolcunun başına gelebilecek şeyler. Yani sakatlıklar, formsuzluklar.. Bende bu dönemi inşallah ikinci yarı itibariyle daha iyi çalışarak, daha kuvvetli çalışarak bir an önce bu form düzeyimi yukarıya çıkaracağım ve ikinci yarı itibariyle tekrar formama kavuşacağımı düşünüyorum. Sezon başındaki Ayhan olacak.

Biraz da Galatasaray'ın takım değerlendirmesini yine çok tecrübeli bir futbolcu olarak yapar mısın?
Şimdi tabii ki erken başladık, erken form yakaladık. Ve lige gerçekten çok üst seviyede başladık hem Avrupa kupalarında hem de lige. Daha sonradan takımlarında form düzeylerini yakalamasından sonra bizde takımla UEFA Kupası, lig, Milli Takım olsun birçok maç oynadık. Sonlara doğru çok doğaldır yani bu düşüş. Ama sonuçta şu an ligin en üst sıralarında yer alıyoruz. Ve bir puan farkla liderin arkasından devam ediyoruz. Önemli olan burada tekrar form düzeyini yakalamak ve sezon başındaki yakaladığımız o galibiyet serilerini ikinci yarı itibariyle devam ettirmek. Dediğim gibi takımlar bir çıkış içersinde olabilirler, bu demek değildir ki 17 haftanın 17’sinde de böyle sürecek. Çünkü biz genel itibariyle Galatasaray olarak daha fazla maç oynuyoruz diğer rakiplere göre. Ve bu düşüşte diğer rakiplere göre daha doğal karşılamamız gerekir diye düşünüyorum. Anadolu takımlarına baktığınızda sadece lig maçlarıyla geçiriyorlar ama biz Galatasaray olarak hem milli maçlarda oynayan çok sayıda oyuncumuz hem UEFA Kupası maçları hem de ardından gelen Türkiye Kupası maçlarıyla beraber sezonu yaklaşık elli maçın üzerinde oynuyoruz. Bu da tabi bizim diğer takımları düşündüğümüzde yaklaşık 2 sezon, onlar 1 sezon oynarken biz 50-60 maçı buluyoruz bazen. Bu da iki sezon demektir. Bu büyük bir yük gerçekten. Zaman zaman bu düşüşler olabiliyor.

Rakamlara baktğımızda 30 maç 17’si lig, 12 tane Avrupa maçı birde Türkiye Kupası toplam 30 maç yapıyor. Şu an Süper Lig’de bir takım, eğer Türkiye Kupası’na da katılmıyorsa, elendiyse ya da 32 maçla sezonu tamamlayacak. 32 maçı bir sezonda yapacak takım, siz 30 maçı bir devrede yaptınız ve daha önünüz açık.
Milli maçlar da eksik onun içinde. Onları da kattığımızda 20-30 maç oynayan arkadaşlarımız var. Sakatlık hariç, ceza hariç bunların hepsini oynadığınızda büyük bir yük biniyor. Bazen değerlendirirken de futbolcuları ben bu açıdan da bakılması taraftarıyım.

Peki Avrupa’da ve Türkiye Ligi’nde farklı Galatasaray profilleri oluştuğuna inanıyor musun?
Yani şu an baktığımızda ikisinde de iyi bir konumdayız. Ligde puan farkı yok ikincilik, Avrupa Kupası’nda da birinci olarak grubumuzdan çıktık. Şu an için en azından hedeflerimize ulaşmış gözüküyoruz. Lider tamamlamayı düşünüyorduk ne yazıkki çok ummadığımız maçlarda puan kayıpları oldu. Son dakikalarda talihsiz yediğimiz goller olmasaydı şu an ilk yarıyı lider bitirirdik diye düşünüyorum. Ama ne yazıkki olmadı. Ayrı performansı sergilediğimizi düşünmüyorum. Biz maç seçecek oyuncular değiliz. Burada Galatasaray’ın oyuncuları her maça aynı konsantrasyonla ve aynı hedefle çıkıyoruz. Sonuçta biz her maça 3 puan parolasıyla çıkıyoruz. O yüzden maç seçmek, maç ayırmak, hem Avrupa Kupası’nda, hem Türkiye Kupası’nda, hem Türkiye Ligi’nde hiçbir zaman öyle düşünmeyiz.

Genelde bir Panathinaikos olsun, bundan sonra oynayacağınız Atletico Madrid gibi böyle daha isimli rakiplere kuşkusuz konsantrasyon biçimleri bazı futbolcuların farklı olabiliyor.
Şimdi Avrupa Kupaları’nda turlar atlayınca ve önünüze gelen takımların güç oranı değişiyor ve git gide daha güçlü rakiplerle karşılaşılıyor. Tabiki onlarla oynadığınız maçlarda atmosfer, stat, basının ilgisi, taraftarın ilgisi sizi tabii daha ayrı bir motive edebiliyor. Bu gayet doğal birşey. Oynadığınız rakiplerde de karşınızda çok iyi oyuncularla oynuyorsunuz. Onlara karşı daha dikkatli olmak zorunda hissediyorsunuz kendinizi. O yüzden ordada göstermiş olduğumuz performans bazen daha da iyi olabiliyor. Şuda var tabiki oynadığınız maçın kalitesiyle beraber sizin kalitenizde artıyor. Eğer rakibiniz daha kuvvetli ve daha kaliteliyse sizde o paralelde mücadele etmek zorundasınız ve ona ayak uydurmak zorundasınız. Belki o da olabilir.

Atletico Madrid yeni rakip. Artık Şampiyonlar Ligi’nden gelen takımlar da var, kısacası hep elit takımlar var. Bundan sonraki turlar kolay olmayacak kuşkusuz
Yani Şampiyonlar Ligi’nden gelen ekiplerde çok ciddi anlamda kalite getiriyor UEFA Kupasına. Gruptan çıkan takımlarında kalitesini düşündüğümüzde gerçekten Şampiyonlar Ligi’nden de pek farklı olmayan bir turnuvaya katılmış oluyoruz. Çok güzel çekişmeli maçlar çıkacak. Atletico Madrid’e gelince tabiki çok ciddi İspanya takımlarından her zaman üstlere oynayan bir takım. Oyuncu kapasitelerine baktığımızda gerçekten Arjantin Milli Takımı’nda, Uruguay Milli Takımı’nda, İspanya Milli Takımı’nda ve değişik ülkelerin milli takımlarında oynayan oyunculardan kurulu bir ekip. Böyle bir ekibe karşı oynamak büyük bir zevk olacak bizim açımızdanda. Bizde hem onun keyfine varacağız hemde tabiki hedeflediğimiz yerlere gelme açısından o maçı da geçmemiz gerekiyor.

Bu kuradan sonra Leo Franco da en çok sevinenlerden biri olmuştur kuşkusuz. Kurayla ilgili nasıl bir diyalog geçti Franco’yla aranızda?
Leo'yla konuşurken kendi aramızda kim çıkar, kim çıkmaz diye ben bir empati yaptım Leo da Atletico Madrid’den geldiğinden dolayı senin takımın çıkacak dedim. O da güldü, şakalaştık. Biraz İspanya futbolu da konuştuk o arada tabiki. Tesadüf İspanyollar çıktı bize. O da herhalde sevinmiştir yani.

Atletico Madrid’in kendi liginde kötü gidiyor olması, Avrupa Kupası onları biraz daha kamçılayacak. Yani taraftarıyla bir anlamda barışmak için, İspanyol basınında tekrar söz sahibi olmak için Galatasaray maçını büyük şans olarak görüyor.
Tabii ki her takım kötü günlerinden sonra iyi günler yaşamaya çalışır. Onlar içinde bu UEFA Kupası eminimki hedeftir. Onlarda final oynayıp, UEFA Kupası’nı kazanmak istiyorlardır. O yüzden çok ciddi bir rakibe karşı mücadele edeceğiz.

Ayhan sen çok tecrübelisin, iyi bilirsin grup maçlarından sonra iki maç üzerinden eleme maçları oynamak, çeşitli taktiksel düşünceleri de beraberinde getiriyor. Deplasmanda atılacak gol kuşkusuz çok önemli, kendi sahanızda gol yememeniz gerekiyor. Herhalde biraz daha kontrollü karşılaşma bizi bekliyor.
İlk maçın dışarıda oynanması bir avantaj gibi gözüküyor. Oradan elde edeceğimiz iyi bir sonuç bizi buraya daha mutlu dönmemize ve güvenimizi daha çok arttırmamıza sebep olacak. İlk maç çok önemli, orada göstereceğimiz performans bizim önümüzü açacak diye düşünüyorum.

Ligin zirvesine baktığımız zaman ilk haftalar bütün otoriteler lig Galatasaray ve Fenerbahçe arasında geçecek diyordu. Diğer takımlar üçüncülük yarışı yapar deniliyordu. Siz 6'da 6, Fenerbahçe 8'de 8 yaptı. Ama daha sonra Bursaspor, Kayserispor, Beşiktaş toparlandı. Trabzonspor’da arkadan geliyor. Şimdi herkes sezon başında söylediği sözleri yuttu. Ve deyim yerindeyse altılı, beşli bir zirve var.
Dediğiniz gibi herkes Fenerbahçe’yle bizim uzak ara gideceğimizi hesap ediyordu. Sonuçta birinci ve ikinci şu an yine aynı ama hemen arkamızdan da Bursaspor olsun, Beşiktaş olsun, Kayserispor olsun onlarda ciddi geliyorlar. Trabzonspor da bu yarışın her zaman içerisinde. Çok zevkli, çekişmeli bir ikinci yarı izleyeceğiz diye düşünüyorum. Tabii ki bizim hedefimiz şampiyonluk, kimseye bırakmak niyetinde değiliz bu sene şampiyonluğu. İnşallah sonuna kadar kovalayacağız.

Anadolu takımlarının çıkışını nasıl görüyorsun? Kayseri olsun, Bursa olsun bu tip takımlar lige çok renk katıyorlar.
Kayseri’nin ve Bursa’nın çok ciddi anlamda yükselişi var. Tabi onlarında şampiyonluğa oynaması önemli Türk futbolu açısından. İnşallah sezon sonuna kadar bu yarışın içersinde olurlar. Ama sezon sonunda inşallah gülen tarafta Galatasaray olur.

Sevgili Ayhan, sezona çok golcü bir takım olarak başladınız ve ortalama üç golle oynuyordunuz. Forvet oyuncuları olsun, siz orta saha oyuncuları olsun çok başarılıydınız bu anlamda. Daha sonra gol sayısıda, pozisyon sayısıda düştü. Son maçlardan biri olan Antalya maçını saymazsak hep tek gol atılan maçlar ya da hiç gol atamadığınız maçlar gördük. Senin mevkiinden başlayarak problem nerede var sence? Neden eskisi gibi fazla gol pozisyonu üretemiyoruz, daha fazla gol atamıyoruz? Rakipler mi biraz Galatasaray’ı çözmeye başladı? Yoksa kendi oyun stilimizde mi bazı sorunlar var?
Sezona başladığımızda gerçekten çok gol pozisyonu yakalıyorduk. Ve bunlarıda değerlendiriyorduk. Daha sonradan son haftalara bakıldığında ne yazıkki bu performansımızı gösteremedik. Bunun hangi nedenlerden kaynaklandığını daha çok hocamız bilir. Ve onun önlemini hocamız muhakkak alacaktır. Bizlerin teknik ve taktik anlamda konuşması çok doğru değil. Sebepleri bunların nedir, ne değildir onları daha çok hocamız bilir.

Son haftalarda kamuoyunda seninle ilgili yazılıp, konuşulan haberler var. Örneğin son günlerde gazetelerde okuduğumuz Ayhan Akman formasını soyunma odasında unuttu. Ben bunları okuğumda açıkçası inanamadım seni çok yakından tanıyan biri olarak. İstersen o olayın iç yüzünü, nasıl satırlara düştüğünü biraz senden dinleyelim.
Orada forma unutulduğu bir gerçek. Basına yansıyış şeklinde bir tuhaflık var. Sonuçta ben devre arasında yedek oyuncularla beraber girdiğimizde, devre arasında hakikatten bu devre arasının atmosferinden dolayı o ortamda forma unutuldu. Bu bilinçli bir şekilde yapıldı gibi kamuoyuna yansıdı. O beni biraz üzdü. Ben Galatasaray’ın kaptanıyım, böyle bilinçli bir şekilde formayı unutmak Galatasaray kaptanına yakışmaz.

Ben nasılsa oynamayacağım bu maçta formayı yanıma almayayım gibi bir durum var mı?
Bizim her an oyuna girme ihtimalimiz olabilir. Sakatlık olabilir, orada başka problemler olabilir. Hiçbir oyuncu böyle düşünmezki. Benim Galatasaray’ı ne kadar çok sevdiğimi ve ne kadar Galatasaraylı olduğumu gerçekten herkes biliyor. O yüzden ben orada hocamız bana görev vermez yada verir onun tamamen kendi tasarrufudur. Bende her zaman ona saygı göstermek durumundayım. Böyle düşünülmesi Ayhan’ın bilerek formayı unutmuş gibi konuşulması beni gerçekten üzdü. Ben Galatasaray’ın dediğim gibi kaptanlarındanım ve bu hareketi benim bilerek yapmış gibi düşünmeleri bile beni üzdü.

Son dakika bile kalsa oyunun bitmesine sen orada yedek kulübesindeysen ya da ısınma durumunda olan oyunculardan biriysen her an oyuna gireceğini en iyi bilenlerden birisin.
Bu hiçbir şekilde unutmadan başka birşey olamaz. O yüzden hani bunun yorumunu yapan kişilerden birazda bizim oradaki ruh halimizi, bundan sonra neler düşündüğümüzü veya neler hissedebileceğimizi düşünerek konuşmalarını ben rica ediyorum. Ben Galatasaray’a 9 yıldır hizmet ediyorum ve hiç böyle bir olay yaşanmadığına göre bundan sonrada ben böyle bir olayın yaşanmasına zaten izin vermem. Benim Galatasaray’lılığım, Galatasaray’a verdiğim mücadele zaten taraftarlarımızında bana göstermiş olduğu yakınlıktan dolayı onların hepsine çok teşekkür ediyorum. Ben bu tip şeylere zaten onlarında prim vereceğine inanmıyorum.

Benim anlamadığım son zamanlarda, son günlerde, sanki Ayhan Akman için böyle sorun çıkartan, sorun arayışı içersinde, yönetimle problem yaşayan bir imaj çizildi. Bunu neye bağlıyorsun?
O tuhaf birşey. Yani bir futbolcu oynamayabilir, ben zaman zaman burada yedek kaldım. Daha önceki kulüplerimizde de kaldım. Her futbolcunun zaman zaman oynamadığı dönemler olabiliyor. Oynamadığı dönemlerin hemen akabinde futbolcuları bir problem yüzünden oynamadığını düşünmek çok yanlış. Son zamanlarda dediğiniz gibi yönetimle veya hocayla problemim varmış gibi ortaya koyuldu. Ben şunu çok açıkça ifade ediyorumki Galatasaray taraftarı bunu çok net bilsin benim ne hocamla, ne yönetimimle hiçbir şekilde hiçbir zaman problemim olmadı, bundan sonrada olamaz. Ben çünkü Galatasaray için mücadele ediyorum, 9 senemi bu kulübe verdim. Ve bundan sonrada iki sene mukavelem var. Bu dönemi de en iyi şekilde hizmet ederek tamamlamak istiyorum. O yüzden benim hiçbir şekilde ne hocama, ne yönetimimize, ne de Galatasaray taraftarına benim tarafımdan bir yanlış gelemez. Öyle birşey söz konusu olamaz. Ben çünkü Galatasaray için varım ve Galatasaray’ın başarısı için elimden gelen herşeyi yapmaya hazırım. Ve bundan sonrada böyle davranacağım. Yani bu beş dakika olur, on dakika olur, doksan dakika oynanır. Sonuçta ben Galatasaray’ın futbolcusuyum. Zaman zaman dediğim gibi yedek kalacağız. Her futbolcu gibi ben de saygıyla karşılayacağım. Hocamızda görev verdiği zaman çıkıp elimden gelen herşeyi yapacağım.

Kapalı kapılar ardında sanki bir mikrafon varmış gibi kamera varmış gibi Ayhan şunu dedi, karşılığında şu cevabı aldı. Ya da Ayhan’a şu telkin edildi, şu konuşuldu. Bu ayrıntıları nasıl biliyorlar, nasıl yazıyorlar insan hayret ediyor.
Biz bu çıkan haberleri zaman zaman ne yazık ki yalanlamak zorunda da kalıyoruz. Ve olmayan haberi nasıl ispat ediyorsunuz. Ben şimdi bunu olmamış olduğunu söylüyorum ama benim tarafımdan da bir ispatı yok ne yazık ki. Çünkü üçüncü kişi, dördüncü kişilerin olması gerekiyor böyle bir olayın yaşanmadığını söylemek için. O yüzden çok tuhaf şeyler. Belki maksatlı olabilir, maksadı olmayabilir. Ama sonuçta ben dediğim gibi ben Galatasaray’ın futbolcusuyum.

Bir diğer konuda askerlikle ilgili. Ayhan yurt dışına gidecek ki orada askerlikle ilgili sürecini tamamlasın burada rahat etsin şeklinde yorumlar var. Bununla ilgili neler söyleyeceksin?
Ben şu an 32 yaşındayım. Futbolcu arkadaşlarımız ve kanunlarımızı bilen herkes bilir ki 38 yaşına kadar futbolcuların kanunen tecil etme hakları vardır. O yüzden ben otuz iki yaşında olduğuma göre 6 sene kanunen hakkım var. Burada yenilediğim iki yıl kontratım var. O yüzden benim şuan askerlik ile ilgili hiçbir problemim yok. Ve zamanı geldiğinde askere gideceğim. Bunu herkeste böyle bilsin. Askerlikle ilgili benim gündemimde hiçbir problemim yok. Ve yurt dışıyla ilgili ne herhangi bir temasım var ne de Galatasaray’dan ayrılmak gibi bir durum söz konusu. Ben Galatasaray için varım dediğim gibi. İki yılda inşallah yönetimimiz ve Galatasaray taraftarıda bana bu formayı layik gördüğüne göre inşallah ben elimden gelen mücadeleyi sahada olsun, saha dışında olsun, Galatasaray başarısı için elimden gelen herşeyi yapacağım.

Sonuçta sen profosyonel futbolcusun. Şu an her ne kadar 2 yıl daha kontratın var ve Galatasaray’a hizmet etmek istediğini çok rahat söylüyorsun. Umarızda böyle olacak. Bunun sonrasında da sen yurt dışı kapıları açık olduktan sonra, gerekli temaslar sağlandıktan sonra rahatlıkla profosyonel Ayhan Akman olarak herhangi bir ülkede çok rahatlıkla bu ülkeyi Avrupa’da temsil etme gibi bir hakkın var.
İleriki dönemlerde düşünebileceğim şeyler ama şu an söz konusu bile değil herhangi bir takımla görüştüğüm ya da ayrılmak istediğim. Çok net ifade ediyorum yönetimimiz ve taraftarımızda bana sahip çıktıktan sonra bu iki senemde elimden gelen faydayı sağlamak istiyorum.

Son günlerde seninle ilgili konuşulan konulara verdiğin cevaplarla kamuoyu aydınlanmıştır diye düşünüyorum. Ve artık kamuoyunun senin ağzından duyduktan sonra pek fazla bu konuları konuşacağını düşünmüyorum.
Ben de öyle düşünüyorum. Zaten olanlarda bu, yaşanmışlarda bu. Ben genelde yaşadığım şeyleri olumlu veya olumsuz doğru şekilde aktarmayı seven birisiyim. Beni yakından tanıyanlarda bilirki ben çok açık bir insanım. Yaşanılanlar bunlardır. Hiçbir kimseyle ne hocamızla, ne yönetimimizle bir problemim olamaz. Bundan sonrada olmayacak. Bunu herkes böyle bilsin.

Tatili konuşalım biraz. Kısa tatil dönemini planladın mı? Neler yapacaksın?
Devre arasında tabiki ailemle geçirmeyi düşünüyorum. Çocuklarımla beraber olacağım. Bu dönemlerde onlarla fazla ilgilenemedim yoğun maç trafiğinden dolayı. O yüzden genellikle çocuklarımla geçirmeyi düşünüyorum. Zaten en güzel tatilde onlarla beraber olmak.

Son olarak yeni yıl mesajı alalım Ayhan senden. 2010’a Galatasaraylı taraftarlara neler söylemek istersin?
Herkes’in yeni yılını kutluyorum. İnşallah yeni yıl 2010 bizlere sağlık, mutluluk ve başarı getirir. İnşallah 2010 yılındada hedeflediğimiz şampiyonluğu Galatasaray taraftarına hediye ederiz.

Sayfa Yükleniyor...