Yıldırım Demirören NTV canlı yayınında soruları yanıtladı

Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören, NTV ve NTV Spor ortak yayınında soruları yanıtladı. Beşiktaş'tan 100 milyon TL alacağı olduğunu ifade eden Demirören, "TFF Başkanı olduğum sürece Beşiktaş'taki alacağım duracak" diye konuştu. Milli takımda çıkan prim kriziyle ilgili de konuşan Demirören, "Milli futbolcular prim almamalı" dedi.

Yıldırım Demirören NTV canlı yayınında soruları yanıtladı

Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören, spor medyasının sorularını NTV ve NTV ortak yayınında yanıtladı.

Doğuş Medya Spor Grup Başkanı Fuat Akdağ, Hürriyet Gazetesi Spor Müdürü Mehmet Arslan, Habertürk Spor Müdürü Halil Özer, Sabah Gazetesi Spor Müdürü Murat Özbostan ve Milliyet Gazetesi Spor Müdürü Tayfun Bayındır, Futbol Aktüel programında Demirören'e spor dünyası ile ilgili sorularını yöneltti.

Yıldırım Demirören: Programımız geçen hafta Cuma günü yapılacaktı benim seyahatimden dolayı ertelendi. Yani ben bugün buraya bir kulüp başkanımızın verdiği beyanatlara cevap vermek için bu programa gelmedik. TFF Başkanı olarak bizim sorumluluklarımız çok büyük. Bir camia ile kavga etmek değil Türk futbolunun gerçeklerini konuşup çözüm çarelerini aramak için bu programın faydası olacağına inanıyorum. Lozan’da UEFA’nın 54 ülke değil ama 15 ülkeyi bir araya getirdiği Nisan ayında statü değişiklikleri yapılacak UEFA genel kurulunda bunun için bizlerin görüşlerini alıyor. O toplantı bizim açımızdan verimli geçti ama en güzel yanı oraya gitmişken kulüplerimizle ilgili de temaslarda bulunduk. Bazı kulüplerimiz mali fair playden dolayı görüşmeleri anlaşmaları var.

UEFA çok memnun kulüplerimizden. UEFA bu borç yapılandırmalarını takdirle takip ediyor ve sıkı şekilde inceliyor. Fenerbahçe kulübümüzün yaptığı müracaata da olumlu bakıyorlar kur farkıyla ilgili. Bu ne kadar iyi bir yapılanma ile gittiklerini gösteriyor. Fenerbahçe kulübü döviz kuru artışından dolayı borçlanması da ona göre arttı. Bununla ilgili de kendi yapılandırmasında belli kalemde oynama olabileceği ki hatta bu diğer kulüpleri de ilgilendiriyor bunun makul olarak kabul edilmesini sordu UEFA’ya. UEFA’da bun olumlu yaklaşıyor. Bunun sebebi de yapılan taahhütlere uyulması tabi.

Mehmet Arslan: Siz yönelik eleştirilerden başlamak istiyorum. Sahip olduğunuz medya organlarında bir takım takımlara ayrıcalık yapıyor musunuz yapmıyor musunuz? İkincisi, Beşiktaş kulübü ile ilgili bir borç alacak-verecek ilişkiniz var. Bu ilişkiyi nasıl son uçlandırmayı düşünüyorsunuz? Bu da sizi rahatsız ediyor mu?

Yıldırım Demirören: Ben de kulüp başkanlığı yaptığım, taraftardım. Medyanın bakış açısını başkan olarak, taraftar olarak hatta federasyon başkanı ve medya sahibi olarak da görüyorum. Ben hiçbir zaman şu haberi yapın şu takımı öne çıkartın bu haberi olumlu yazın benim tarzımda yok. Ama kamuoyunda bir gerçek var ki Fenerbahçe haberi daha çok satar bu benim gazetemde de kullanılıyor ona göre. Onun haricinde hayatta karışmadım karışmam. Bu mevkiler geçici hayat boyu burada kalmayacağız. Ben yarın müdürümün suratın bakamam iş yerinde. İş yerindeki dengemi bozarım.

Mehmet Arslan: Ben meslektaşım ve kardeşim arkadaşım olarak bu anlamda çalışan arkadaşlarıma zaten kefilim.

Yıldırım Demirören NTV canlı yayınında soruları yanıtladı - 1

"TFF BAŞKANI OLDUĞUM SÜRECE BEŞİKTAŞ'TAKİ ALACAĞIM DURACAK"

Yıldırım Demirören: Hem Tayfun kardeşimle hem İbrahim kardeşimle belli zamanlarda toplanıp futbol dünyasında ne oluyor bana anlatın derim. Bilgileri toparlamak için. Ama yayına karışmam. İkinci sorunuza gelirsek federasyon başkanı seçildiğim günden beri Beşiktaş’tan alacağım vardır. Toplam 100 milyon TL Beşiktaş kulübünde gözükür. Fikret başkanla en son geçen sene bir araya geldik ne yaparız ne ederiz konuştuk. Belli bir kısmında benim bağış yapmam söz konusudur. Onu Fikret başkanla konuştuk. Fakat sonra düşündüm federasyon başkanı olarak Beşiktaş kulübüyle maddi bir anlaşma içine girersem bunun insanların konuşabileceğini farklı yerlere çekilebileceğine inandığım için de öyle bir anlaşmayı imzalamadım. Hatta benim 60 milyon dolar alacağım bugün 30 milyon dolara düştü. Fikret başkanla konuştuğum gün dolar bazında anlaşacaktım onu bile kabul etmedim imzalamadım. Alacağım bu görevim sürdüğü sürece orada duracak. Sayın Mehmet Ali Aydınlar federasyon başkanı seçildiğinde Fenerbahçe’nin en büyük sponsoruydu. Bu ilişkiler her zaman olabilir. Bunun başka yerlere çekilmesi komplo teorilerinden başka bir şey değil.​

Tayfun Bayındır: Sizin şirketlerinizde çalışan bazı kişilerin federasyonun kurumlarında görev yaptığı ya da yönetiminizde Beşiktaşlı üye sayısının fazlalığı biçiminde yorumlar var. Bunlarla ilgili ne söyleyeceksiniz?

Yıldırım Demirören: Lanet 15 Temmuz gecesini yaşadığımız zaman, hain FETÖ çetesinin Türkiye'de ihtilal yapmaya çalıştığı gün çok şey değişti Türkiye'de ertesi gün. Biz 26 Temmuz’da en büyük sivil toplum kuruluşu olarak ben dahil bütün çalışanlarımızı Ankara istihbarata gönderdik. Eğer bu hainler içimizde varsa ortaya çıksın diye kendimiz gönderdik. Yönetim kurulu da dahil buna. Buradan gelen sakıncalı raporuna göre kişilerin görevlerine son verildi veya kurumlarımıza feshedildi. Biz bunu yaptığımız vakit kurullarımızda boşluklar oldu. Bir arkadaşımıza kimi tavsiye edersinin dediğimiz insanlar kefil olmaya korkuyorlardı. Biz işi bilmesinden daha çok güvenilir ve hain olmayan insanları aldık. Onun için disiplin kurulunda 1 tane avukat vardır. Biz bunlarla temas kurup karar çıkartmıyoruz. Vardır çalışan ama güvendiğimiz kişiler diye aldık. Ben güvendiğim kişileri ve çalışılacak kişileri Beşiktaş kulübünden tanıyorum. Beşiktaş kulübünden yönetici arkadaşlarımı 5 tane aldım yönetim kuruluna. Ama Fenerbahçe’den de 5 yöneticimiz var. Profesyonel olarak getirdiğim 2-3 kişi var Beşiktaş’tan. Bunlarda senelerce birlikte çalıştığım güvendiğim personel olarak getirdim.

"YETER YILDIRIM DEMİRÖREN YETER!"

Mehmet Arslan: Yönetici arkadaşların kurullarda alınacak kararlardan önceden haberdar olma ihtimalleri var mıdır?

Yıldırım Demirören: Böyle bir şeyi bizim yönetici arkadaşların bilme şansı yok.

Mehmet Arslan: Yani şunu gönül rahatlığıyla ifade edebilir miyiz; siz ve sizin arkadaşlarınız göreve geldiğiniz dakikadan itibaren bu federasyonda tamamen tarafsız bir görev yapıyoruz.

Yıldırım Demirören: Öyle olmak zorunda zaten.

"MİLLİ TAKIM TOPARLANMA SÜRECİNE GİRMİŞTİR"

Halil Özer: TFF asli görevlerinde önemli 3 madde vardır. Tesisler, milli takım, hakemler veya futbol kulüpleri diye gider. Tesisler konusunda bu federasyona söyleyecek bir şeyim yok. Ama ondan sonraki bölümlerde benim bir takım eleştirilerim var. Haziran ayında yapılan bir Avrupa Şampiyonası var. O süre sonuna Eylül ayının sonlarına doğru patlayan bir milli takım krizi var. Bu herkesi yaralayan bir kriz oldu. O ayrılanların nasıl bir araya geleceğini merak ediyorum. TFF’nin bu süru içinde müdahale etmesi gerekirken bu krizin çıkmasına izin verdi bence müdahale etmeyerek. Neden müdahale etmediniz?

Yıldırım Demirören: Öncelikle krizin ismi prim krizi diye çıktı. Bir kere biz bu primi açıkladığımız zaman kasım ayıydı. Kriz çıktığı zaman 1 sene sonraydı. Bizim en büyük sıkıntımız müdahale etmemiz gerekiyor muydu belli bir noktaya kadar size katılıyorum. Ama öncelikle hocamızla oyuncu arasında çözülmesi gereken problem bana göre her iki tarafında kendine göre doğruları veya yanlışları vardı. Biz de bu krizin  belli şekilde biteceğini biliyorduk.

Halil Özer: TFF olarak bu krizin çözülmesine Emre Belözoğlu’nun aracı olması sizin içinize sindi mi yoksa TFF mi bunu çözmeliydi?

Yıldırım Demirören: Emre kardeşimiz konuya son anda bir şekilde girdi. Kendisine o günde teşekkür ettim bugün de ediyorum. Kosova maçına gitmeden zaten çözülecekti emre belki bir saat bu işi hızlandırdı. 6 veya 7 oyuncumuzdu kadroya alınmayan bu sevgili Arda ve hocamız arasında gibi gösterildi ama 6-7 oyuncu kadro dışıydı. Ben bir oyuncu için diğerlerini unut sadece bu oyuncuyu al demem doğru olmaz. Ben genel konuşma yaptığımda Kosova maçı öncesinde  muhakkak çözüleceğine inandığım için bekledik. Kamuoyunda sanki müdahale etmiyor gibi gözüktük. Milli takım toparlanma sürecine girmiştir. Tamamen geride bırakıldı.

"HER REFORM SANCILI BAŞLAR"

Halil Özer: Hakemler de hata yapar diye diye bu günlere geldik. Eskiden sezonda iki hata olurdu bütün sezon onu konuşurduk. Ama bugün her hafta 3-4 hata yapılıyor ligin kaderini etkileyecek hatalar. Şu andaki hakemlik sistemi iflas etmiş durumda. Yeniden hakemliği ayağa kaldırmak için gelecekte ne gibi projeleriniz var? Yoksa yine hakemler de hata yapar böyle gider mi diyeceksiniz?

Yıldırım Demirören: İnsanın olduğu yerde hata olur hakem de hata yapar yapmaya da devam edecektir. Bu hatalar bugün her ligde yapılıyor. Şimdi orada da her hafta 3-4 tane yapılıyor. Hakemlerimiz hata yapıyor, kulüplerimiz bundan zarar görüyor. UEFA’da hakem hatalarından rahatsız kendi içlerinde yenilenmeye giderek bizim geçen sene kulüpler birliğine teklif ettiğimiz MHK’yi Kulüpler Birliği'ne bağlayalım profesyonelleşsin dediğimiz yerde UEFA bununla ilgili bizden görüş aldı. Hatayı düzeltmek için  birlikte hareket etmemiz lazım. Avrupa’daki kadar futbolcularımız hakeme destek olmuyor. Bu kadar büyük baskı hakemleri daha çok hata yapmaya da zorluyor. Kamuoyundaki baskıdan bahsediyorum. Federasyon olarak yapmamız gereken eğitim. Şu an zaten yapılıyor. Federasyon olarak gerekli şeyi yapıyoruz. Profesyonel hakemlik iflas etmedi. Yeni bir şeye girdiğiniz zaman 3-4 sene oturma şeyi vardır.  Her reform sancı ile başlar bu da sancılı başladı. Video sistemi için çalışmalarımızı yapıyoruz Mart ayında ilk denemelerimiz başlıyor. Hakem eğitimi daha fazla ne gerekiyorsa bize verilecek bir öneri varsa eğitimle ilgili İngiltere ile gittik görüştük. Bize verdiği ilk şey Türkiye'deki kafaları değiştirin dedi. İstediğiniz kadar eğitim verin ama her hakem bir hatadan sonra hakemi atın sistemi olduğu sürece hiçbir hakemden istediğiniz performansı alamazsınız.

Halil Özer: Devre arasında sayın Namoğlu ile bu ilk yarıda halimiz nicedir ne olacak bu işin sonu konuşması yaptınız mı?

Yıldırım Demirören: Konuştum tabi. İkinci yarıdan ümitli olduğunu söyledi. Olmazsa biz de sezon sonunda değerlendirmesini yapacağız. Ama bir hakemimiz bir kulübe art niyeti yok.

"MART AYINDA İLK DENEMEMİZİ YAPACAĞIZ"

Murat Özbostan: Sayın Aziz Yıldırım’ın bazı açıklamaları oldu. Bir tanesi de hakemlerdeki gruplaşma. Hakemlerin içinde böyle bir gruplaşma var mı? Sürekli Cüneyt Çakır’ın ismi gündeme geliyor bir grubu temsil ettiği hatta bir takım yönlendirmeler yaptığına dair. Bunları bakış açınız nedir? Video hakemle ilgili yakında başlanacağını söylediniz bunu kulüp, başkan, yönetici, teknik adamlar yani futbol adamlarıyla oturup tartışmayı düşünüyor musunuz yoksa direk hayata mı geçecek?

Yıldırım Demirören: Biz yapacağımız her reformda kulüpler birliği ile görüşünü alarak hatta gerektirdiğinde kulüpler birliğinden elemanlar koyarak komisyon oluşturarak bu kararları alıyoruz. Bununla ilgili de bir komisyon oluşturacağız. Bu işin aşamaları var. Öncelikle anlaşma imzalayacağız. 8 tane bu sistemi kuran firma var bu firmalardan teklifleri toparlayıp çalışmaya başlayacağız. Mart ayında ilk denememizi yapacağız sonrasında da sistemin nasıl olacağını kamuoyuyla paylaşacağız. Video hakemliğiyle ilgili Antalya’daki seminerde çağırdık başkanlarımızı. Bir veya iki başkanımız katıldı. Teknik adamların hepsini çağırdık iki tanesi katıldı. Paylaşmadan sormadan görüşlerini almadan hiçbir şey yapmıyoruz. İlk sorunuza gelince hakemler içinde gruplaşma konusunda şurada 6 kişiyiz 3 kişiden fazla her yerde gruplaşma olur. Art niyetli birilerine karşı bir gruplaşma olduğunu tahmin etmiyorum. Bu sözü söylerken Serkan Çınar-Cüneyt Çakır gruplaşması denmiş. 2008’den beri 6 kere bir araya gelmişler bu sezonda bir kere maç yönetmişler. Artık bu komplo teorilerinden vazgeçelim. Duydukla ettikle olmaz ciddi bir şey varsa tutalım yakasında savcılığa verelim. Hakemlerimiz formsuz ama art niyet olduğuna inanmıyorum. Yusuf Namoğlu’nu o lanet hareketten dolayı belli temizlikler yapıldıktan sonra herkesin güvendiği tanıdığı biri olduğu için getirdik.

Tayfun Bayındır: Sizinde hepimizin hakemin kötü yönettiğine dair hemfikir oluyoruz. 1-2 gün sonra o maçın gözlemcisinin hakem 8.5 gibi bir not verdiğini görüyoruz. Hakemlerle gözlemci arasında bir ahbap çavuş ilişkisi olduğuna inanıyor musunuz?

Yıldırım Demirören: Keşke bu soruyu sen sormasaydın. Ahbap-çavuş şeylerini ben de söylüyordum kulüp başkanlığında. Seminere gitmeden evvel sayın Namoğlu ile beraber gözlemcilik sistemini değiştirmek üzerine konuştuk ve bir karar aldık. İngiltere modelinin aynısını getireceğiz. Gözlemci maça bile gitmeyecek. Maçı 90 dakika ertesi gün izleyecekler. Hepsi raporlarını yazacak ayrı kurulmuş bir komite raporlara göre tekrar karar verecek. Kulüpler Birliği ile tartışacağız bunları talepleri alacağız hepsini.

Tayfun Bayındır: Profesyonel hakemlik konusunda da ciddi bir ücret ödeniyor hakemlere. Maç yapanda, maça gidende maç başı parası hariç ücret alıyor maça çıkmayan da ücret alıyor. Bu bir dengesizlik olmuyor mu? Acaba kötü yönettiği gözlemci raporlarıyla saptanan hakemlerin maaşı düşecek mi?

Yıldırım Demirören: Yusuf hoca geldiğinde sezon başlamıştı veya bir hafta kalmıştı bunun gibi bir öneri ile gelmişti. Bu değişikliği önümüzdeki sezon oluşturuyoruz.

Mehmet Arslan: Ben bütün kulüplerin hakemler değişsin dediğini ama kendilerini asla değiştirmediğini düşünüyorum. Hakem hata yapmayacak tamam ama hangi kulüp hakem üzerinde baskı kurmadı diye oyuncusunu uyarıyor. O anlamda kendisini hangi kulüp değiştiriyor? Suçlu sadece hakemlerde değil hakemlerin değişmesini bekleyen bizlerde de kabahat var. Finansal fairplay konusunda UEFA’nın Türkiye'deki takımların gelişimine olumlu baktıklarını söylediniz peki sizin bakı açınız nedir? 2017 yılında bir finansal fairplay kararı alacağınızı kulüpleri denetleyeceğinizi açıkladınız. 2017 yılında finansal fairplaya uymayan kulüplere dur diyebilecek bir gücü var mı federasyonun?

Yıldırım Demirören: Biz bir sene içinde yüzde 30 iki sene içinde yüzde 20 üçüncü sene sonunda denk bütçe olmak kaydıyla yönetim kurulu kararını da aldık.

Mehmet Arslan: Pek çok takım bütçe üzerine oynayarak o bilançoları denk göstere biliyorlar.

Yıldırım Demirören: Ne kadar makyaj yapılsa da bir yeminli mali müşavir veya bir şirket tarafında kaşelenerek bize geliyor. Artık onu da beceriyorlarsa yapabileceğim bir şey yok.

"SEÇİLDİĞİM DÖNEM KAOS VARDI"

Mehmet Arslan: Aziz Yıldırım futbol federasyonu için, “Sayın başbakanın maaşı 25 bin TL federasyonda kaç kişi 25 bin TL’nin üzerinde alıyor açıklasınlar, paranın üstüne oturmuşlar” diyor. Federasyonda 25 bin TL’nin üzerinde maaş alan çok çalışan var mı?

Yıldırım Demirören: Federasyonumuz 2011 senesinde geldiğimizde 2012-13’te 300 milyon olan bütçemiz 2016-2017’de 550 milyon TL. Bütçe fazlası verdiğimiz 2012-13’ten 2015-2016 sonuna kadar 196 milyon TL bütçe fazlası vermişiz. Yani federasyon olarak 196 milyon tasarruf yapmışız. Bütün kulüplerimizin gecikmesiz parasını ödeyerek bu hayatı sürdürdük. Federasyonumuzda 25  binin üzerinde çalışan bir veya iki kişi var. Onun haricinde öyle bir rakam yok. Bizim bu rakamlarımızın hepsi dağıtılıyor.

Halil Özer: Genelde UEFA’dan gelen cezalar UEFA sopası olarak kulüplere bildirilir. Neden TFF gereken bu cezaları kulüplere vermiyor UEFA’ya kalıyor bu cezalar?

Yıldırım Demirören: İşte yeni veriyoruz. Kulüplerimizin mali yapısını bildiğimizde eğer bir geçiş süresi tanımadan kulüplerimize tak diye her şeyi kesersek yarın sahaya çıkamazlar. Vergi, sigorta borcu olana lisans çıkartmayacağız dedik ona başladık. Şimdi artık denk bütçeye geçiliyor. PTT bir sene daha fazla, alt lig bir sene daha fazla olacak. 3 Temmuz süreci ve seçildiğim dönemde kaos vardı. Oradan bu günlere geldik. Bugün Avrupa’nın en büyük 5. televizyon yayın gelirini satan ülkeyiz. 7 dakika sürdü bizim ihalemiz. Transfer ayı içinde gidip 20 tane futbolcu alırsa kulüplerimiz o krizi yaşamak zorunda kalacaklar.

Fuat Akdağ: Kulüpler zarar etse de borçlar aşsa da yaptırımı yok. Bunu denetleyecek mekanizmalar oluşturulması söz konusu mu?

Yıldırım Demirören: Bununla ilgili kanun çalışması var. Bakanlıkta tekrar değerlendiriliyor. Yöneticilerin sorumlu olma şeyine geliniyor. Borç yapılanmasını düzgün hale getirmezsek kulüplerin bu kanunu tek başına çıkartırsak geçmişteki borcu çözmediğimiz sürece kulüplere yönetici bulamayız. Kanunda biraz daha bekleyecek tahmin ediyorum her şey düzeldiğinde kanun çıkartmak 10 dakikalık iş.

Murat Özbostan: Kulüpler Birliği yasası üzün süredir tartışılıyor ama bir sonuca ulaşamadı. Bir de yayın ihalesinden iyi bir sonuç aldığınızı vurguladınız. Kulüpler için iyi bir gelir kaynağı oldu. Çok güzel statlar yapılıyor. Ama seyirci sıkıntısı var ortada. Neden seyirci maçlara gelmiyor sizce? Federasyon olarak bunun için bir projeniz var mı?

Yıldırım Demirören: Öncelikle e-bilet ve passolig çıkmadan evvel seyirci ortalaması haftalık 10 bin 980 şu anda 8 bin 908. Zaten bu 2 bin kişi tribünlerde görmek istemediğimiz kişiler ortalamasına bana göre denk geliyor. Öbür taraftan bu sorun kulüplerle birlikte çözülecek bir sorun. Bizim yapmamız gereken stadı günlük aktüel aktivite haline getirmemiz gerekiyor. Stadın eğlence merkezi olduğunu futbolun eğlence olduğunu insanların ailesiyle çocuklarıyla geldiği yer imajını kulüplerle birlikte yaratabiliriz. Bunu federasyon tek başına yapamaz. Bir arena değil bir eğlence merkezi yapmalıyız. Kavga ortamının artık bitirilmesi lazım. Kulüpler olarak bitirmezsek bu 8 bin yarın 5 binlere düşer. Kulüpler Birliği olarak sayın Göksel Gümüşdağ ve ekibi bununla ilgili çalışmalar yapıyorlar. Mart’ta seminerler verecekler sanıyorum. 500 milyon dolara bunu sattık diye övünüyor ama 5 sene çok kısa bir zaman. Bizim bundan sonra hedefimizin 800’e nasıl satarız olması lazım. 

"FUTBOLUN İÇİNDE İKİ TANE DUAYEN KALDI"

Tayfun Bayındır: Kuru sabitlediniz mi?

Yıldırım Demirören: Kur biz anlaşmayı imzaladığımız gün sabitleniyor kur. Yayıncı kuruluşumuzun bir talebi oldu kurla ilgili. Kulüpler Birliği 17 kulüp olarak bize imzasını gönderdi.

Tayfun Bayındır: Fenerbahçe itiraz ediyor sadece.

Yıldırım Demirören: 5 yıl için 50 milyon dolar civarında bir fedakarlık yapılmış olunuyor kur garantilemesinden dolayı.

Tayfun Bayındır: Sayın Aziz Yıldırım son açıklamasından kulüplerle bir araya geleceğini ve bir seçim atmosferi oluşturmayı düşündüğünü söyledi. Gündeminizde bir seçim söz konusu mudur?

Yıldırım Demirören: Federasyonda seçim 2019’da. Ben sayın Aziz Yıldırım’ın Kulüpler Birliği’ni hatırlamasına da sevindim. Kulüpler Birliği’nin aldığı kararların hepsinde fikirlerini söylese keşke. Futbolun içinde iki tane duayen kaldı biri sayın Cavcav biri sayın Aziz Yıldırım. Onların her zaman futbol için görüşlerine ihtiyacımız var.

Tayfun Bayındır: Futbol Federasyonu’nun seçim sistemi hala çok sorunlu. Özellikle futbol ailesindeki çok önemli argümanların bu aile içinde yer almadığı ya da çok eksik yer aldığı. Bu konuda bir çalışma söz konusu mudur?

Yıldırım Demirören: Yapılması gereken bir çalışma, statü değişikliği gerektiriyor. Sizlerin, kulüplerin görüşlerine göre burada Süper Lig kulüpleri ağırlığı çekiyor yapının değişmesi gerekiyor. Federasyonlar kulüplerin tehdit seni biz seçtik biz gönderirizden kurtulması gerekiyor. Bunu yaparken kulüplerimizin ezilmemesi gerekiyor. Bu denklemi çok iyi oturtmak lazım. Ben yönetim olarak buna açığım ama bütün yönetim kurulunun açık olması lazım tek başına alabileceğim bir karar değil.

Halil Özer: Şu andaki seçim sistemine göre yüzde 40’ını turan bir 300 delegenin imzasını toplarsanız seçim olur. Böyle bir 120 imza toplandı diyelim. Sayın Yıldırım Demirören yeniden başkanlığa aday olur mu?

Yıldırım Demirören: Uzun vadeli şeyler kısmet derim her zaman. Şartlar birilerini alır bir yerlere götürür birilerine dur der. Onun için bu mevkilerin hepsi geçici gitmemiz gerektiği zaman gideriz. Hatta keşke genel kurulda değiştirsek federasyon başkanı en fazla iki dönem oluyor desek.

"HATALAR ZİNCİRİ OLMUŞ OLABİLİR"

Mehmet Arslan: Hakemlere ve hatta şansına yönelik hatta TFF’nin organize ettiği Süper Lig’e o kadar ağır eleştiriler oluyor ki. TFF olarak siz niye talimatnameyi değiştirmezsiniz? Neden hiç yaptırımı olmayan hak mahrumiyeti gibi bir cezada ısrar edersiniz?

Yıldırım Demirören: Cezalar bu beyanatlar yapılmasın diye veriliyor ve yapıldığında ceza veriliyor. Mühim olan bu konuşmaların bu uygulamaların soyunma odalarına gitmelerin olmaması lazım. Türkiye artık dünya liderliğine oynayan bir ülkedeyiz bu mantığın artık değişmesi lazım. Biz operasyon gibi bir kelimeyi aldık futbolun içine yerleştirdik ve her harekete operasyon dedik. 5 senedir Galatasaray yönetimi Galatasaray’a operasyon var dedi, Trabzon yönetimi operasyon var dedi, Fenerbahçe yönetimi Fenerbahçe’ye var dedi, Beşiktaş yönetimi dedi, Bursa dedi, Antep dedi bütün kulüplerimiz dedi. Ben bunu nasıl beceriyorum. Bu hakemler hiçbiri çıkıp bir yerde konuşmuyor. Hatalar zinciri olmuş olabilir. Ama operasyon apayrı bir ifadedir. Biz taraftar gibi bir toplumu yönlendiriyoruz sorumluluklarımıza göre hareket etmemiz gerekiyor. İngiltere’de hoca konuşursa hakemle ilgili en az 20 bin Pound’dan başlıyor cezası ve bunu hoca ödüyor. Bizde kulüpler ödüyor.

Mehmet Arslan: Hakemlere medya, kamuoyu, kulüpler herkes bir baskı altına alıyor ve geçtiğimiz sezon bir arar aldınız. Artık bir kulüp başkanı ya da yöneticisi soyuna odasında hakemi taciz ederse hakeme o maçı tatil edebilme hakkı tanıdınız. Bu kararı bir hakemin alabileceğine bu baskı altında inanabiliyor musunuz? Kaldı ki o gün siz o kararı aldıktan sonra bunun bir kaç kez tekrarlandığına tanık olduk. Bu da hakemin üzerinde bir baskı oluşturmak değil mi?

Yıldırım Demirören: Sahanın mutlak hakimi hakemdir. Ben hakemime güvenmesem bu kararı almazdım. Hakem kendisinin fazla rencide olduğunu görürse maçı tatil edebilir. Hakem bunu istediği gibi kullanabilir ama aldığı kararında sorumluluğu var. Benim hakemimde toplumsal bir olayı idare ediyor. Bu yetkiyi en iyi şekilde kullandıklarına ve kullanacaklarına şüphem yok.

Halil Özer: İki yönetim kurulu üyeniz bir tanesi soyunma odasında hakemin üstüne yürüyüp kapılarını tekmeledi, duvarları tekmeledi, kapıları kırdı. Bir diğeri TFF’nin bir diğer yöneticisi sosyal medyadan olmadık hakaretler gönderdi. Hatta bir bildiri yazdı son derece ağardı. Bir tanesi bitti cezası galiba 18 ay ceza aldı yarıya indi bitti. Diğeri 60 ay ceza aldı. Bu iki arkadaş hala TFF’nin yönetim kurulu üyesi. Siz fair play adına bir çok söylemde bulunurken bu yönetici arkadaşların TFF’de hala görev yapmasını ben izah edemiyorum. Siz buna nasıl izin verdiniz?

Yıldırım Demirören: Ben buna izin vermedim. Çok değerli iki dostum bu yöneticiler hele bir tanesi abim hayat boyu da abim olacaktır. Ben eğer bu cezaları vermeseydim, ben soyunma odasını basan başkana, yöneticiye veya futbolcuya nasıl ceza verebilirdim. Aksine biz o kadar demokratik bir yönetimiz ki talimatname değiştirdik. Federasyon gelip şov yapma yeri değil. Gelip istediğin yönetim hakkında, başkan hakkında konuşma yeri değil. Federasyon Türk futbolu için her yöneticinin gelirken formasını çıkarttığı Türk futbolu için kararını verir. Bunun için biz talimatname değiştirerek disiplin cezasını getirdik. Bu hareketi soyunma odasına giden, hakem odasına giden başkanımıza, yönetici arkadaşımıza bir ceza verdik. Öbür bahsettiğiniz abim bir hareket yapmadı. Bizdeki ceza sistemi her hareketinizde kalyama katlama gider. Benim gidin deme yetkim yok. Bu da statü değişikliğidir. Benim abim bugün bize demokratik değil diyen Aziz başkana hakaret ettiği için de ceza aldı.

Halil Özer: Eleştirinin ceza karşılığını nasıl belirliyorsunuz?

Yıldırım Demirören: Eleştiriye benim kadar açık tanıdınız mı bilmiyorum. Biz sevkini yapıyoruz hukuk servisimiz gerisi kurulda.

"BU KARAR FATİH HOCANINDIR"

Murat Özbostan: Kamuoyunda son günlerde sayın Fatih Terim’in ismi yine Galatasaray’la anılıyor sezon sonu için. Ben hem Fatih hoca ile ilgili düşünceleriniz aynı mı bunu sormak istiyorum. İkincisi olursa Galatasaray kulübü size gelip derse ki milli takımda da görev yapsın ama bizde de çalışsın. Böyle bir teklife bakış açınız ne olur?

Yıldırım Demirören: Bu karar Fatih hocanındır ama ben sıcak bakmak böyle bir teklife. Bizde sadece milli takım hocası değil Milli Takımlar Türkiye futbol Direktörü. Bizim altyapıda çok önemli çalışmalarımız var hocamızla.

Fuat Akdağ: Altyapı konusunda kulüplere bir yaptırım uygulayacak bir çalışma yapılıyor mu?

Yıldırım Demirören: Bana büyük kulüplerimizden Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray, Trabzonspor. Bursa’yı saymıyorum çünkü çıkartıyor onlar iyi oyuncular. En son kaçar tane altyapıdan oyuncu çıkarttılar şu anda oynatıyorlar. Bizlerin okey vereceği Fatih hocamızla birlikte iyi bir diyalog halinde çalışabileceği altyapı hocaların kulüplerimizin altyapılarında olmasını sağlamak. Hatta belli ücretleri de federasyon tarafından karşılanacak bu hocaların. Bugün kulüplerimizin gerçeklerine bakalım en kötü hocalar altyapıda. Hatır için alınmış eski futbolcusuyla dolu kulüplerimiz. Ben bunu sayın bakanımızla da konuştum. Bu yeni yapacağımız reformlarda acayip bir destek veriyorlar. Yarında 2. 3. Lig kulüpleri belki tarihinde ilk kez bakanımızın makamına gidiyorlar.

Fuat Akdağ: 1. Lig vakfı kuruldu aldıkları ilk karar kulüplerde sorun yaşayan futbolcuları transfer etmeyelim. Bu kararı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yıldırım Demirören: Kulüplerle sorun yaşayan futbolcu eğer yönetimle, takım içinde huzursuzluksa ona bir şey diyemem. Ama esas kulüplerin transferde anlaşmaları lazım. Halil bey Beşiktaş’a gidiyor 1 lira istiyor öbür kapıdan çıkıyor Fenerbahçe’ye gidip 2 lira istiyorsa iki kulüp aslında kendi arasında hangi kulübü tercih ederse oraya gitsin 1 liradan fazla vermeyelim deseler buna gerek kalmayacak. Futbolcu problemlidir biz dışarıdan bilmeyiz ona kastettilerse çok normal.

Tayfun Bayındır: Bu sezon özellikle transfer döneminde menajerlik sistemi ve menajerler çok tartışıldı. Bu konuyla ilgili TFF’nin gelecek yıllara yönelik bir çalışması söz konusu mudur?

Yıldırım Demirören: Şikayet eden kulüplerimiz lisansı olmayan menajerden transfer ediyorlar. Biz şu anda ceza kesmeye kalksak 97 milyon lira kulüplere ceza kesmemiz lazım. Bunun bir cezası var ve ödenecek. Lisanslı menajerlerden alınacak biz de kuralları bildirmişiz hepsi buna uymak zorunda. 

Mehmet Arslan: Fenerbahçe’nin geçen yıl Beşiktaş’ın da bu yıl Avrupa’da yaşadığı ciddi hakem hataları var. Bunun UEFA’daki lobimizin olmamasına bağlamak mümkün mü? Şenez beyin ayrılmasından sonra bu tür bir sıkıntı yaşıyor muyuz?

Yıldırım Demirören: Lobi ile alakası yok. Şenez beyin olduğu dönemde hakem hataları belki bugünden daha fazladır. Ama diyalog kurmak en önemli şey. Biz şu an UEFA ile diyaloglarımız en üst seviyede. Lozan’daki ziyaretimizde bu Fenerbahçe’ye ve Beşiktaş’a yapılanlarda birebir bahsettik ve konuştuk. Onlarda rahatsızlar. Ben parantez içinde haçlı seferlerine benzedi bu hakem hareketleri ifadesini de kullandım. Onlarda farkındalar zaten onun için sistemin değişmesi tartışmasını anlattılar.

Mehmet Arslan: Servet beyin UEFA üyeliği…

Yıldırım Demirören: Nisan ayında seçim var olumlu gidiyor, UEFA başkanımız olumlu bakıyor olmasına. Şubat ayının ilk haftasından itibaren de bütün Avrupa ülkelerini bire bir gezip  temaslarımızı götüreceğiz. Bir genel sekreter yardımcımızı bir Türk arkadaşımızı genel sekreter yardımcısı yaptık. Bizden evvel bir çaycı yoktu.

Halil Özer: FIFPro diye Profesyonel futbolcular birliği dünyada bunun fahri başkanlığını da onursal başkanlığını da Drogba yapıyor. Onların bir araştırması yayınlandı. Bahis şikesi konusu geçiyor orada. Türkiye'de yüzde 8 futbolcu sayısı ki baya üst sıralarda yer alıyor doğrudan aban bahis şikesi ile teklif geldi diye ifadelerde bulunmuş. Süper Lig mi bütün ligler mi onu bilmiyorum.

Mehmet Arslan: Türkiye’de yaklaşık 354 oyuncu üzerinde yapılmış bu Süper Lig ve 1. Ligi de kapsayan oyunculardan yüzde 8’i bu cevabı vermiş.

"BEN AYKUT HOCANIN İÇTEN OLDUĞUNA İNANMIYORUM"

Halil Özer: TFF olarak bahis şikesi konusunda yaptığını çalışmalar nedir? Bir bahis şikesi olayı olduğu ve bunun soruşturmasının devam ettiği belirtiliyor. UEFA’da da bu konuda bir alarm sistemi kurulacak. Bu konuda neler düşünüyorsunuz?

Yıldırım Demirören: Bizim bire bir takip ettiğimiz bir mevzu değil. Bize uyarı geliyor sadece bu maça şu kadar şey var gözlemcisine temsilcisine dikkat edin diye. Biz o uyarı geldiğinde devreye giriyoruz. Fazla gelmedi bu da. Bir sezonda 3-4’ü geçmiyor.

Murat Özbostan: Konya-Galatasaray maçı sonrası sayın Aykut Kocaman’ın bir açıklaması oldu. Açıkçası Galatasraylılar da bu açıklamaya çok bozuldu. “Doğru çalışarak olmuyor yan yollardan gitmeyi öğrenmek lazım başarı için” dedi.

Yıldırım Demirören: Aykut Hoca’nın bu yorumu inanarak yaptığına inanmıyorum. Fenerbahçe’de şampiyonluk yaşamış büyük takımlarda çalışmış insan. Konya’da olduğundan dolayı başarılı olmak için yan yol diyeceğini isteyerek inanarak söylediğine inanmıyorum sadece maç sonrası sinirle, çünkü en tehlikeli şey maç sonrası. Bugün Konyaspor başkanı da beni aradı özel konuştuk. Ben Aykut hocanın içten olduğuna inanmıyorum.

Tayfun Bayındır: Başkanlık yaptığını dönemde maçlardan hemen sonra benzer demeçleri sizde vermiştiniz. Bu koltukta otururken o dönemi hatırladığınız zaman nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yıldırım Demirören: Ben bir tavsiyede bulunurken ben bu hataları yaptık siz de yapmayın diye veriyorum. Camiaları idare etmek için kulüp başkanı belli bir yere kadar belli yorumlarda bulunabilir. Maç sonunda özellikle çıkıp yapılan beyanatlar en büyük hata. Bir gün sonra aynı şeyleri söyle ifade tarzından olayın şekli farklı olur.

Tayfun Bayındır: İngiltere Ligi’nde beni en çok heyecanlandıran gündüz maçları. Ben de eşimle kızımla öğlen bir maça gitmeyi çok istiyorum. Biz sizin başkanlığınız dönemlerin öğlen maçı izleme şansı bulabilecek miyiz?

Yıldırım Demirören: Gündüz maçlarını zaten başlattık. Tabi bunun derbilerde de olması lazım. İspanya saat 12’de derbi bile oynatabiliyor. İngiltere saat 1’de derbi oynatıyor. Yayıncı kuruluşla birlikte Asya’ya yayınlarını sattıkları için. Bizim de yayıncı kuruluşumuz para ödeyen insanların da gelirlerini koruyarak hareket etmemiz lazım. Benim de yemenim keşke saat 3’te 4’te derbi oynansa.

Fuat Akdağ: Yabancı oyuncu sayısındaki kural değişiminin üzerinden 2 yıl geçti. Şu anda geldiğimiz noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yıldırım Demirören: Olumlu buluyorum. Genele baktığınızda olumlu. Ortalama oynayan yabancı sayısı 6. Yabancı oyuncu sayısının artmasıyla yurtdışına giden yerli oyuncu sayısında da artış oldu. Burada oynayamayacaklarını bilerek oralara gitmeye kapılar açıldı. Milli takımımız açısında da faydalı olduğunu hocamızda görüyor. 4 senelik aldığımız karardı 2 senesi doldu. Biz milli takım olarak aslında demin konuştuk  taraftar şeyini becerdik. En Kosova maçını 33 bin kişiye oynadık. İstanbul’da milli takımdan daha çok hangi statta oynanıyorsa orada takımdaşlık olduğu sürece benim ay-yıldızı takan oyuncuma küfür edildiği sürece İstanbul’da maç oynanmayacak. Önümüzdeki maç Eskişehir’de oynanacak. Yüzde 6 olan kadın ve çocuk sayısını yüzde 18’e çıkarttık milli takımda. Maçlara geldiniz hepiniz stat eğlence yeri gibiydi. Biz eğer Ukrayna maçı Konya’da olmasaydı 2-0’den 2-2’ye çeviremezdik.

"FATİH TERİM MAAŞINI LİRAYA ÇEVİRDİ"

Mehmet Arslan: 2018 Dünya Kupası’na gidemezsek eğer sayın Fatih Terim’le ilgili bir karar alacak mısınız? İkincisi Fatih Terim’in aldığı maaştan sözleşmesi daha çok konuşuldu. Fatih Terim’in alacağı tazminatla kendisinin ödeyeceği tazminat arasında 3-4 misli bir farklılık var federasyon aleyhine. Bunu doğru buluyor musunuz? Milli takım oyuncuları prim almalı mı almamalı mı?

Yıldırım Demirören: Fatih hocaya teşekkür ederek başlamak istiyorum o da maaşını TL’ye çevirdi artık. Fatih hoca kalitesinde bir hocanın aldığı bu paranın doğru olduğuna inanıyorum ben. Ondan evvel Hiddink ve ekibi toplamda 12 milyon euro filan maaş alıyorlardı. Fatih hocanın bunu hak ettiğine inanıyorum. Biz işvereniz, bir işveren profesyonelini aldığı vakit gönderirse ceza öder. Ama benim ödeyeceğim ceza ile kendin ayrılacağın ceza arasında da fark olur çok normal. Milli takım oyuncularının da bence prim almaması lazım. Milli takım bir milli davadır. Zaten bizim şeyimiz her zaman hedefeydi artık hiç konuşulmuyor zaten. Hocamız verin dere belli bir şey veririz ama bana göre almamaları gerekiyor.

Tayfun Bayındır: Sayın Aziz Yıldırım dile getirdiği için soruyorum sayın Fatih Terim’in yardımcısı Adanaspor’u çalıştırmaya başladı ve çifte maaş aldığı yönünde bir iddia ortaya çıktı. Bu doğru mu?

Yıldırım Demirören: Biz dondurduk Levent kardeşimizin maaşını. Fatih hocamızın yardımcılığı devam ediyor maçlar öncesinde kampa katılıp hocamızla şeyini yapacak ama maaş alımı federasyondan yok. Baskette şimdi Ufuk kardeşim hem Beşiktaş’ı hem milli takımı yönetiyor galiba iki taraftan da maaşını alıyor bildiğim kadarıyla. Ergin hocada geçmişte Tanjevic’te aynı şeyi yaptı. Bunun gündeme böyle getirilmesini doğru bulmadım.

Halil Özer: Muhabir arkadaşların bir şikayetini dil getirmek istiyorum. Çalışma şartları bildiğiniz gibi çok zor oluyor. Ancak kulüplerin federasyonla ve yayıncı kuruluşla yaptıkları sözleşmelere rağmen son derece keyfi şekilde gazetecinin haber alma haklarını bazen elinden alıyorlar. Örneğin bütün dünyada var olan mikson bölgesini yok saymak. Haberi beğenmeme üzerine kurulu bir düzen var. Bu nasıl çözülecek?

Yıldırım Demirören: Haberi beğenmedi, yaptığı yorumu beğenmedi diye almama lüksü yok kulüplerin. Ama biz bunu nasıl çözeriz belki belli bir cezası vardır seneye ceza koruz haklıyken alamamak diye.

Murat Özbostan: Kulüp başkanlığını özlüyor musunuz, transfer yapmayı özlüyor musunuz, kulüp başkanlığını yeniden düşünür müsünüz?

Yıldırım Demirören: Hepimizin sevdiği uttuğu takım var, hepimizin hayalidir başkanlık yapmak. Ben bunu tattım, şerefli o makamda oturdum. Şu andaki görevimin sorumluluğu ile görevime devam ediyorum özlüyorum diyemem tattığım için.

Mehmet Arslan: Rıdvan Dilmen bir yorumda bulundu geçtiğimiz günlerde, liglerin hakem hatalarından dolayı ertelenebileceğini tıpkı Yunanistan’daki gibi ertelenme ihtimalini ifade etti. Bu noktada siz ne söylemek istersiniz.

Yıldırım Demirören: Rıdvan hocamız değerli kardeşimiz hakemlerle ilgili duyumda eğer polisiye bir olaysa gelip benimle paylaşmasını isterdim eğer böyle bir şey varsa beraber üstüne gidelim diye. Ama onun haricinde başka bir şeyse bir şey diyemem. Duyum dediği için bir şey söyleyemem.

Halil Özer: 2010-11 Süper Kupası hakkında bir şey söyleyebilir misiniz oynanmayan.

Yıldırım Demirören: CAS’ta bir dava var bu konuda tahmin ediyorum 1-2 ay içinde bitecek o davaya göre yorumları yaparız.

Fuat Akdağ: Son 5 yılınızı federasyon başkanlığınızı bir cümlede toparlamak isterseniz ne demek istersiniz?

Yıldırım Demirören: Yeter Demirören, yeter Demirören.

  • Etiketler :
  • Haberler -
  • Yıldırım Demirören
  • Spor
  • tff
  • Trabzonspor
  • Futbol
  • Fatih Terim
  • Arda Turan
  • Galatasaray
  • Aziz Yıldırım
  • Beşiktaş
  • Fenerbahçe

Sayfa Yükleniyor...