2 yeni KHK yayınlandı

675 ve 676 sayılı Kanun Hükmündeki Kararnameler resmi gazetede yayınlandı. Buna göre, 2'si general, 9'u pilot toplam 39 asker ile TBMM'den 3, MEB'den 31, AFAD'dan 1 personel, ihraç edilenler listesinden çıkarıldı. 10 bin 131 kamu görevlisi, görevinden çıkarıldı.

2 yeni KHK yayınlandı

675 sayılı KHK ile 2'si general 39 asker, meslekten ihraç edilenler listesinden çıkarıldı. Bunun yanında TBMM'de 3, Milli Eğitim Bakanlığı'nda 31, AFAD'da 1 görevli, ihraç edilenler listesinden çıkarıldı.

Söz konusu personelden bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren 10 gün içerisinde göreve başlamayanlar çekilmiş sayılacak.

Bu kapsamda göreve başlayanlara kamu görevinden çıkarıldıkları tarihten göreve başladıkları tarihe kadar geçen süreye tekabül eden mali ve sosyal hakları ödenecek.

Bu kişiler, kamu görevinden çıkarıldıkları tarihte bulundukları yöneticilik görevi dışında öğrenim durumları ve kazanılmış hak aylık derecelerine uygun kadro ve pozisyonlara atanmak suretiyle de yerine getirilebilecek.

Bazı bakanlıklar ve bağlı kuruluşlar ile bazı kamu kurumlarından toplam 10 bin 131 kişi kamu görevinden çıkarıldı.

Resen emekli edilen, meslekten ihraç edilen ve kendi isteğiyle meslekten ayrılan bin 82 emniyet teşkilatı mensubunun rütbesi alındı. Bu kişiler özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı da olamayacaklar.

GÖREVE İADE EDİLEN TSK PERSONELİNİN LİSTESİ

2 yeni KHK yayınlandı - 1

Dicle Haber Ajansı'nın aralarında bulunduğu toplam 15 ajans, gazete ve dergi kapatıldı.

Buna göre, terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara aidiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı olan Dicle Haber Ajansı, Jin Haber Ajansı ve Özgür Gündem, Azadiya Welat, Yüksekova Haber, Batman Çağdaş, Cizre Postası, İdil Haber, Güney Expres, Prestij Haber, Urfanatik, Kızıltepe'nin Sesi gazeteleri ile Tiroj, Evrensel Kültür, Özgürlük Dünyası dergileri kapatıldı.

Kurtuluş, Lider, İscehisar, Bingöl Olay, EGE'de Son Söz, Hakikat gazeteleri ile SRT televizyonu ve Umut FM, Yağmur FM radyoları ise daha önceki KHK'lerde kapatılanlar listesinden çıkarıldı.

Kapatılan kuruluşlar ile bu kuruluşlara ait taşınırlar ve her türlü mal varlığı, alacaklar ve haklar, belge ve evrak Hazine'ye bedelsiz olarak devredilmiş sayılacak. Bunlara ait taşınmazlar tapuda resen Hazine adına her türlü kısıtlama ve taşınmaz yükünden ari olarak tescil edilecek. Bunların her türlü borçlarından dolayı hiçbir şekilde Hazine'den bir hak ve talepte bulunulamayacak. Devre ilişkin işlemler, ilgili tüm kurumlardan gerekli yardımı almak suretiyle Maliye Bakanlığınca yerine getirilecek.

68 KİŞİNİN ÖĞRENCİLİKLE İLİŞİĞİ KESİLDİ

675 sayılı KHK'da "Yurtdışında Öğrenim Görenler" başlığı altındaki 4. maddede, "8 Nisan 1929 tarihli ve 1416 sayılı Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanun'a tabi öğrencilerden, milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen terör örgütü FETÖ/PDY'ye aidiyeti, iltisakı veya örgütle irtibatı olan ve ekli 5 sayılı listede yer alan 68 kişinin öğrencilikle ilişiklerinin kesildiği" belirtildi. 

Bunlar hakkında 22 Temmuz 2016 tarihli ve 667 sayılı KHK'nın 4'üncü maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları hükümleri uygulanacak. Bu kişilerin bu kapsamda gördükleri eğitimlere ilişkin olarak denklik işlemleri yapılmayacak ve eğitim kapsamındaki akademik unvan ve derecelerine bağlı haklardan yararlanamayacaklar. 

Öte yandan, 675 sayılı KHK ile yurt dışındaki öğrencilerden 25'i, 15 Ağustos 2016 tarihli ve 673 sayılı KHK gereği öğrencilikle ilişikleri kesilmiş olanlar listesinden çıkarıldı. 673 sayılı KHK'nın 4'üncü maddesi, bu kişiler bakımından tüm hüküm ve sonuçlarıyla söz konusu KHK'nın yayımı tarihinden itibaren ortadan kalkmış sayılacak.

REKTÖR SEÇİMİ KALDIRILDI

YÖK tarafından önerilecek profesör olarak en az 3 yıl görev yapmış 3 aday arasından Cumhurbaşkanınca atanacak. Rektörün görev süresi 4 yıl olacak. Süresi sona erenler aynı yöntemle yeniden atanabilecekler.

Buna göre, devlet üniversitelerinde rektör, YÖK tarafından önerilecek, profesör olarak en az 3 yıl görev yapmış 3 aday arasından Cumhurbaşkanınca atanacak.

Bir aylık sürede önerilenlerden birisinin atanmaması ve YÖK tarafından, iki hafta içinde yeni adaylar gösterilmemesi halinde Cumhurbaşkanınca doğrudan atama yapılacak.

Rektörün görev süresi 4 yıl olacak. Süresi sona erenler aynı yöntemle yeniden atanabilecekler. Ancak aynı devlet üniversitesinde iki dönemden fazla rektörlük yapılamayacak. Rektör, üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü tüzel kişiliğini temsil edecek.

Vakıflarca kurulan üniversitelerde rektör, mütevelli heyetinin YÖK'e teklifi ve YÖK'ün olumlu görüşü üzerine Cumhurbaşkanı tarafından atanacak. 

Öte yandan, KHK ile 2547 sayılı Kanun'a, "Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte, Yükseköğretim Denetleme Kurulu üyesi olarak görev yapmakta olanlardan 3 yılını tamamlayanların görevleri kendiliğinden sona erer." geçici maddesi eklendi. 

676 sayılı KHK'ya göre Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) sanık ve şüphelilerin müdafileri ile görüşme şartlarını düzenleyen 154'üncü maddesinde değişiklik yapılacak.

İlgili maddeye, "Türk Ceza Kanunu'nun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümlerinde tanımlanan suçlar ve Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar ile örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticareti suçları bakımından gözaltındaki şüphelinin müdafi ile görüşme hakkı, cumhuriyet savcısının istemi üzerine hakim kararıyla 24 saat süreyle kısıtlanabilir, bu zaman zarfında ifade alınamaz." şeklinde fıkra eklenecek.

Böylece, devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine, milli savunmaya, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk ile terör, örgütlü işlenen uyuşturucu imalatı ve ticareti suçlarından gözaltında bulunanların hakim tarafından 24 saat süreyle avukatıyla görüşmesi kısıtlanabilecek.

AVUKATIN MAZERETSİZ TERK ETTİĞİ DURUŞMAYA DEVAM EDİLEBİLECEK

Öte yandan, CMK'nın duruşmada bulunacakların belirlendiği 188'inci maddesinde de değişikliğe gidilecek.

Söz konusu maddenin birinci fıkrasındaki "Duruşmada, hükme katılacak hakimler ve cumhuriyet savcısı ile zabıt katibinin ve Kanun'un zorunlu müdafiliği kabul ettiği hallerde müdafinin hazır bulunması şarttır." hükmüne, "Müdafinin mazeretsiz olarak duruşmayı terk etmesi halinde duruşmaya devam edilebilir." ibaresi eklenecek.

Böylece, avukatın mazeretsiz olarak duruşmayı terk etmesi halinde duruşmaya devam edilebilecek.

675 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye göre, ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanunhükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum ve kuruluşlara veya faaliyetleri sonlandırılarak ticari sicil kayıtları resen terkin edilen şirketlere veya işlem tarihi itibarıyla FETÖ/PDY terör örgütüne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğunun değerlendirildiğine dair Maliye Bakanlığı tarafından hakkında bildirimde bulunulmayan gerçek ve tüzel kişilere ilgili mevzuatı uyarınca sağlanan fon, kredi ve benzeri finansal hizmetlerden dolayı banka ve finans kuruluşları ile çalışanlarına cezai sorumluluk yüklenemeyecek.

KAYYUM ATANMASI

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, FETÖ/PDY terör örgütüne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olan gerçek ve tüzel kişilerin yüzde 50'den daha az ortaklık payı olduğu şirketlerde, bu payların yönetimi ve temsili amacıyla Ceza Muhakemesi Kanunu'nun ilgili maddesi uyarınca yetkili hakim veya mahkeme tarafından kayyum olarak atanacak.

Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca, devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara aidiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı nedeniyle kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ve şirketlere atanan kayyumlar ile mevzuatı gereği ilgili kurumlar tarafından görevlendirilen yöneticiler ve tasfiye memurlarına, atandıkları veya görevlendirildikleri söz konusu kurum ve kuruluşlar ile şirketlerin doğmuş veya doğacak kamu borçları ile Sosyal Güvenlik Kurumu borçlarının, her türlü işçi alacakları ile diğer mevzuattan kaynaklanan borçlarının ödenmemiş olması nedeniyle şahsi sorumluluk yüklenemeyecek. Ayrıca, bu kişiler hakkında Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile  Vergi Usul Kanunu'nun ilgili madde hükümleri uygulanmayacak.

HANGİ DEVİR İŞLEMLERİ MUVAZAALI SAYILACAK?

Kapatılan özel öğretim kurum ve kuruluşları ile özel öğrenci yurtları ve pansiyonlarının faaliyetlerinin sürdürüldüğü dönemde üzerlerinde bulundukları, mülkiyeti kapatılanların sahibi gerçek veya tüzel kişilere ait taşınmazlardan 1 Ocak 2014 tarihi ila bahse konu yerlerin kapatılma tarihleri arasında üçüncü kişilere devri yapılmış olan ve üzerinde kapatılanlar tarafından aynı faaliyete kapatılma tarihi itibarıyla devam edilen taşınmazların devir işlemleri muvazaalı kabul edilecek ve tapuda ilgisine göre Hazine veya Vakıflar Genel Müdürlüğü adına her türlü kısıtlama ve taşınmaz yükünden ari olarak resen tescil edilecek.

PEŞİN ÖDENEN AYLIKLAR VE MECBURİ HİZMET

Meslekten, kamu görevinden veya ilgili kurumların teşkilatından çıkarılanlar ile 673 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun HükmündeKararname'nin 4'üncü maddesi uyarınca öğrencilikle ilişikleri kesilenlerin çıkarıldıkları veya öğrencilikle ilişiklerinin kesildiği aya ilişkin olarak peşin ödenen mali ve sosyal haklarının çıkarılma tarihinden sonraki günlere tekabül eden kısımları geri alınmayacak.

Bu kişilerin mecburi hizmet yükümlülükleri ve mecburi hizmete bağlı borç yükümlülükleri ortadan kalkacak.  Buna ilişkin dava ve borç takibi işlemlerine son verilecek. Bunlardan alınmış olan yüklenme senetleri ve muteber imzalı müteselsil kefalet senetlerinde yazılı olan tutarlar ilgili kamu personelinden yahut kefillerinden talep ve tahsil edilmeyecek.

Mali ve sosyal haklardan bugüne kadar tahsil edilmiş olan tutarlar geri ödenmeyecek. Sonlandırılan davalarda vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmeyecek, hükmedilenler tahsil edilmeyecek.

676 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nda yer alan "çeşitli kurslar" ibaresinden sonra gelmek üzere "özel öğretim kurslarını" ibaresi eklendi.

Bu kapsamda, "özel öğretim kursu, kişilerin, Bakanlıkça belirlenmiş bilim gruplarına uygun eğitim ortamlarında, öğrenim seviyelerine, ilgi ve isteklerine uygun öğretim programları doğrultusunda, bilgi, beceri, yetenek ve deneyimlerini geliştirdiği, serbest zamanlarını değerlendirdiği "bir" bilim grubunda eğitim veren kurumları" olarak tanımlandı. 

Faaliyet gösteren özel öğretim kursları, eğitim ve öğretim faaliyetlerine 1 Ağustos 2017'den itibaren bir bilim grubunda devam edebilecekler. Kurum açma izinleri de buna uygun olarak düzenlenecek ve en geç 4 Ağustos 2017 tarihi itibarıyla bir bilim grubunda faaliyet göstermek üzere kurum açma izinleri düzenlenmeyen özel öğretim kursları hakkında sürekli kapatma işlemi uygulanacak. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin hususlar ile bilim grubu tanımı Milli Eğitim Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle düzenlenecek. 

TOPLU SINAV ORGANİZASYONLARINA İLİŞKİN DÜZENLEME

KHK ile ayrıca 5580 sayılı Kanun'a bir madde eklendi.

Buna göre, okullar ile özel öğretim kursları hariç olmak üzere başka adlarla da olsa ilköğretim ve ortaöğretim örgün eğitim programlarının aynısı veya bir kısmını uygulayan ya da bu programlara yönelik deneme, seviye tespit sınavı gibi adlarla toplu sınav organizasyonları yapmak üzere faaliyet göstermek için yüz yüze veya uzaktan öğretim yöntemi ile özel öğretim kurumları veya yerler açılamayacak, işletilemeyecek, öğretim programları oluşturulamayacak.

Belediyeler, sivil toplum kuruluşları ile yükseköğretim kurumlarının sürekli eğitim merkezleri gibi birimlerinde de bu faaliyetler yürütülemeyecek.

YURT DIŞINDA OKUL AÇILIŞ İZİNLERİ

KHK ile 17 Haziran 2016 tarihli ve 6721 sayılı Maarif Vakfı Kanunu'nun 2'nci maddesinin 3'üncü fıkrası, "Türkiye Maarif Vakfı tarafından örgün ve yaygın eğitim kurumları açılan ülkelerde, Milli Eğitim Bakanlığı dışındaki kamu kurum ve kuruluşlarının aynı amaçla başka birimler açması veya oluşturması Milli Eğitim Bakanlığının iznine tabidir." şeklinde değiştirildi. 

Aynı kanuna eklenen hüküm ile kamu kurumlarında istihdam edilen devlet memurları ile öğretim elemanlarından gerekli nitelikleri taşıyanlar, Türkiye Maarif Vakfının talebi ve kendilerinin isteği üzerine kurumlarınca, en fazla 2 yıl süreyle Türkiye Maarif Vakfında görevlendirilebilecek.

Söz konusu görevlendirmeler, 2 yılın dolmasından sonra gerektiğinde aynı usulle 2'şer yıl süreyle en fazla 3 defa uzatılabilecek. Bu şekilde görevlendirilenler bu görevleri süresince "aylıklı izinli" sayılacaklar.

Bunlara, yurt dışında görev yaptıkları süre için görevlendirildikleri ülkede sürekli görevle bulunan ve 9'uncu derecenin 1'inci kademesinden aylık alan bekar meslek memuruna ödenmekte olan yurt dışı aylığını geçmemek üzere Mütevelli Heyetince belirlenecek tutarda Vakıf tarafından ödeme yapılabilecek. 

En fazla 2 yıla kadar aylıksız izin verilmek suretiyle Vakıfta görevlendirilebilecek. Bu izin her 2 yılda bir atamaya yetkili amirinin onayı ile memuriyetleri süresince 10 yıla kadar uzatılabilecek.

675 sayılı KHK'da "Soruşturma Süreleri" başlığı altındaki 13. maddede, 15 Temmuz'dan OHAL kararının alındığı 20 Temmuz 2016 tarihli ve 9064 sayılı Bakanlar Kurulu kararına kadar geçen sürede görevden uzaklaştırılanlar hakkındaki soruşturmalara ilişkin mevzuattaki süre kısıtlaması, OHAL boyunca uygulanamayacak.

Söz konusu hüküm, 15 Ekim'den itibaren geçerli olacak.

DAVA VE TAKİP USULÜ

Yine 675 sayılı KHK'da "Dava ve Takip Usulü" başlığı altındaki 16. maddede, 20 Temmuz 2016 tarihli ve 9064 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla ülke genelinde ilan edilen OHAL kapsamında yürürlüğe konulan KHK'lar gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17 Ağustos 2016'dan önce açılan davalar ile başlatılan icra ve iflas takipleri düşürülecek.

Açılan davalar ile başlatılan icra ve iflas takiplerine, 670 sayılı KHK'nın 5'inci maddesi uyarınca düşme kararı alınacak ve bu kararlar dosya üzerinden kesin olarak verilecek.

Tarafların yaptığı yargılama giderleri ve icra takip giderleri de kendi üzerlerinde bırakılacak.

Bu kararlarda davacı veya alacaklının 670 sayılı KHK'nın 5'inci maddesinde belirtilen usule uygun ilgili idari makama, tebliğ tarihinden itibaren 30 günlük hak düşürücü süre içinde başvurabilecek.

İdari başvuru üzerine idari merci tarafından verilecek karar aleyhine idari yargıda dava açılabilecek ve idari yargının verdiği karar kesin olup, uyuşmazlık adli yargıda hiçbir şekilde dava konusu yapılamayacak.

676 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye göre, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 59'uncu maddesinde değişiklikler yapılacak.

İlgili maddenin "Avu­katların savunmaya ilişkin belgeleri, dosyaları ve müvekkilleri ile yaptıkları konuşmaların kayıtları incelemeye tabi tutulamaz. Ancak, 5237 sayılı Kanun'un 220'nci, İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü ve Beşinci bölümlerinde yer alan suç­lardan mahkum olan hükümlülerin avukatları ile ilişkisi; konusu suç teşkil eden fiilleri işlediğine, infaz kurumunun güvenliğini tehlikeye düşürdü­ğüne, terör örgütü veya diğer suç örgütleri men­suplarının örgütsel amaçlı haberleşmelerine aracı­lık ettiğine ilişkin bulgu veya belge elde edilmesi halinde, Cumhuriyet Başsavcılığının istemi ve infaz hakiminin kararıyla, bir görevli görüşmede hazır bulundurulabileceği gibi bu kişilerin avukat­larına verdiği veya avukatlarınca bu kişilere veri­len belgeler infaz hakimince incelenebilir. İnfaz hakimi belgenin kısmen veya tamamen verilme­sine veya verilmemesine karar verir. Bu karara karşı ilgililer, 4675 sayılı Kanuna göre itiraz edebilirler." hükümlerinin yer aldığı dördüncü fıkra, "Görüşme sırasında; hükümlünün avukatına veya avukatın hükümlüye verdiği belge veya belge örnekleri, dosyalar ve aralarındaki konuşmaya ilişkin olarak kendilerinin tuttukları kayıtlar incelenemez; hükümlünün avukatı ile yaptığı görüşme dinlenemez ve kayda alınamaz." şeklinde değiştirilecek.

Maddeye eklenecek fıkrada ise şu hükümlere yer verilecek:

"Türk Ceza Kanunu'nun 220'nci maddesinde ve İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci bölümlerinde tanımlanan suçlar ile 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan mahkum olanların avukatları ile görüşmelerinde, toplumun ve ceza infaz kurumunun güvenliğinin tehlikeye düşürüldüğüne, terör örgütü veya diğer suç örgütlerinin yönlendirildiğine, bu örgütlere emir ve talimat verildiğine veya yorumları ile gizli, açık ya da şifreli mesajlar iletildiğine ilişkin bilgi, bulgu veya belge elde edilmesi halinde, Cumhuriyet Başsavcılığının istemi ve infaz hakiminin kararıyla, üç ay süreyle; görüşmeler teknik cihazla sesli veya görüntülü olarak kaydedilebilir, hükümlü ile avukatın yaptığı görüşmeleri izlemek amacıyla görevli görüşmede hazır bulundurulabilir, hükümlünün avukatına veya avukatın hükümlüye verdiği belge veya belge örnekleri, dosyalar ve aralarındaki konuşmalara ilişkin tuttukları kayıtlara el konulabilir veya görüşmelerin gün ve saatleri sınırlandırılabilir."

GÖRÜŞMELER KAYDEDİLECEK

Devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine, milli savunmaya, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan mahkum olanların avukatlarıyla yaptıkları görüşmeler, 3 ay süreyle teknik cihazlarla kaydedilebilecek.

Söz konusu maddeye eklenecek diğer fıkralara göre ise söz konusu kaydetme süresi 3 aydan fazla olmamak üzere uzatılabileceği gibi, sürenin kısaltılmasına veya sonlandırılmasına da karar verilebilecek.

GÖRÜŞMELER HEMEN SONLANDIRILABİLECEK

Görüşmenin, toplumun ve ceza infaz kurumunun güvenliğinin tehlikeye düşürülmesine, terör örgütü veya diğer suç örgütlerinin yönlendirilmesine, örgütlere emir ve talimat verilmesi amacıyla yapıldığının belirlenmesi halinde hemen görüşmeye son verilebilecek. Görüşme başlamadan önce taraflar bu konuda uyarılacak.

Söz konusu nedenlerden dolayı hakkında tutanak tutulan hükümlünün avukatlarıyla görüşmesi Cumhuriyet Başsavcılığının istemiyle 6 ay süreyle yasaklanabilecek. 

Yasaklama kararının ardından hükümlüye yeni bir avukat görevlendirilmesi için ilgili baro başkanlığına bildirimde bulunulacak. Cumhuriyet Başsavcılığı baro tarafından bildirilen avukatın değiştirilmesini baro başkanlığından isteyebilecek.

675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (KHK) "Gazilik unvanı verilenler" başlıklı 14. maddesinde, 15 Temmuz darbe girişimde yaralananlara gazilik unvanı verileceği belirtildi. 

İlgili maddede, "15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemi ile bu eylemin devamı niteliğindeki eylemler sebebiyle malul olan kamu görevlileri ve siviller ile bu eylemlerin devamı niteliğindeki eylemlerin ortaya çıkarılması, etkilerinin azaltılması veya bertaraf edilmesinin sağlanmasında yardımcı ve faydalı oldukları sırada yaralanan kamu görevlileri ve sivillere, yaralanma derecesine bakılmaksızın gazilik unvanı verilir." ifadesine yer verildi. Maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca belirlenecek.

Söz konusu KHK'nin "İptal edilen geçiş işlemleri" başlığı altındaki 6. maddesinde ise "Kuvvet Komutanlıkları tarafından temin faaliyeti tamamlanmamış olan subay ve astsubay adayları ile sözleşmeli subay ve astsubay adayları hakkındaki işlemler iptal edilmiştir." düzenlemesi yer aldı. 

Buna göre, 27 Temmuz 1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nun 109. maddesi uyarınca astsubaylıktan subaylığa; 18 Mart 1986 tarihli ve 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunu'nun 15. maddesi uyarınca uzman erbaşlıktan astsubaylığa geçiş aşamasında olan ancak nasıpları onaylanmamış adayların statüye geçiş işlemleri iptal edildi.

İşlem tesis edilenlerden herhangi bir tazminat alınmayacağı belirtildi.

SÖZLEŞMELİ SAĞLIK PERSONELİ 4 YIL SÜREYLE ATANAMAYACAK

676 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede (KHK) "Kamu Personeline İlişkin Bazı Düzenlemeler" başlığı altında Sağlık Bakanlığına alınacak sözleşmeli personelin istihdamına ilişkin düzenlemelere yer verildi. 

Buna göre, sözleşmeli sağlık personeli istihdamında bakanlık ve bağlı kuruluşları, merkez teşkilatları hariç olmak üzere ve öncelikle personel istihdamında güçlük çekilen yerlerde, kura ile ataması öngörülenler dışında 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli cetvellerde Sağlık Hizmetleri ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfı kapsamında yer alan unvanlarla vize edilmiş pozisyonlarda sözleşmeli personel istihdam edilebilecek. 

 Sözleşmeli sağlık personeli Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) sonucuna göre, Bakanlık ve bağlı kuruluşlarına Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanlığı tarafından yapılacak yerleştirme ile atanabileceği gibi, pozisyon ve ihtiyaç durumuna göre KPSS puanı esas alınarak Bakanlık tarafından yapılacak sözlü sınavla da atama yapılabilecek. Sözlü sınav ve yerleştirmeye ilişkin usul ve esaslar ise bakanlıkça belirlenecek.

Bu kapsamda istihdam edilecek sözleşmeli sağlık personelleri 4 yıl süreyle başka bir yere atanamayacak, "aile birliği" mazeretine bağlı yer değiştirmelerde bu madde uyarınca istihdam edilen personelin eşi de buna tabi olacak. 

HİZMET İHTİYACININ FAZLA OLDUĞU YERE ATANABİLECEK

Ancak sözleşmeli sağlık personelinin bulunduğu ilde 1 yıl görev yapması ve vizeli pozisyon bulunması durumunda, eşlerin her ikisinin de Bakanlık ve bağlı kuruluşlarında sözleşmeli veya eşlerden birinin sözleşmeli, diğerinin Bakanlık ve bağlı kuruluşlarında veya diğer bir kamu kurum veya kuruluşunda kadrolu statüde istihdam ediliyor olması halinde, hizmet ihtiyacının daha fazla olduğu yere atamaları yapılabilecek.

Sözleşmeli sağlık personelinden 4 yıllık çalışma süresini tamamlayanlar, talepleri halinde bulundukları yerde 657 sayılı Kanunun 4'üncü maddesinin (A) bendi kapsamındaki kadrolara atanabilecek. Bu kadrolara atananlar, aynı yerde en az 2 yıl daha görev yapacak ve bunlar hakkında adaylık hükümleri uygulanmayacak. 

Bu madde hükümlerine göre, kadrolara atananların, 657 sayılı Kanunun 4'üncü maddesinin (B) bendi uyarınca sözleşmeli pozisyonlarda geçirdikleri hizmet süreleri, öğrenim durumlarına göre yükselebilecekleri dereceleri aşmamak kaydıyla kazanılmış hak aylık derece ve kademelerinin tespitinde değerlendirilecek. 

Memur kadrolarına atananlara iş sonu tazminatları bölümünde ise "Personelin önceden iş sonu tazminatı ödenmiş süreleri hariç, iş sonu tazminatına esas olan toplam hizmet süreleri, 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ve 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu hükümleri uyarınca ödenecek emekli ikramiyesine esas toplam hizmet süresinin hesabında dikkate alınır." ifadelerine yer verildi. 

Öte yandan, sözleşmeli sağlık personeli pozisyonlarına yapılan atama, sözleşmenin imzalanmasıyla geçerlilik kazanacak, sözleşme, imzalanmadan herhangi bir hak doğuramayacak.

676 sayılı KHK'da,  "Kamu Personeline İlişkin Bazı Düzenlemeler" başlığı altında devlet memurluğuna alınacaklara ilişkin düzenlemelere yer verildi.

Yeni düzenlemeye göre, devlet memurluğuna alınacaklarda istenen genel şartlara “Güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmış olmak” şartı eklendi.

Ayrıca "Terör örgütleriyle eylem birliği içerisinde olmak, bu örgütlere yardım etmek, kamu imkan ve kaynaklarını bu örgütleri desteklemeye yönelik kullanmak ya da kullandırmak, bu örgütlerin propagandasını yapmak” ise "bir daha atanamayacak şekilde devlet memurluğundan çıkarılmayı gerektiren haller" kapsamına alındı. 

676 sayılı KHK kapsamında, 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nun 14'ncü maddesinin A bendi değiştirildi.

Buna göre, en az dört yıl süreli eğitim veren fakülte veya yüksekokullardan pilot olarak mezun olanlar ile ticari pilot lisansı veya havayolu nakliye pilotu lisansı bulunanlar öncelikli olmak üzere en az dört yıl süreli mühendislik eğitimi veren fakülte veya yüksekokullardan mezun olan kadın veya erkeklerden muvazzaf subay olmak için başvuranlar; düzeltilmemiş nüfus kaydına göre müracaat yapılan yılın ocak ayının ilk günü itibarıyla 32 yaşını bitirmemiş olacak. Daha önceki düzenlemede bu kişiler için yaş sınırı 27 olarak öngörülüyordu.

Bu kişiler, yedek subay olma koşulları ile uçuş için gerekli şartları taşımak ve sınavlar ile uygulanacak temel askerlik eğitiminde başarılı olmak şartıyla muvazzaf subaylığa yerleştirilebilecek.

Bunlardan pilotaj eğitiminde başarısız olanlar, Türk Silahlı Kuvvetleri hizmetine ihtiyaç duyulması halinde, ilgili kanunda düzenlenen diğer şartları sağlamak ve gerekli eğitimleri tamamlamak kaydıyla diğer sınıflarda istihdam edilebilecek.

Düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce herhangi bir nedenle TSK'dan ayrılan veya ilişiği kesilen pilot subaylar ile ticari pilot lisansı ya da havayolu nakliye pilotu lisansına sahip en az 1000 saat uçuşu bulunan diğer sınıflardaki subaylardan istekliler, uçuş için gerekli şartları sağlamaları ve başvurularının uygun görülmesi halinde ilgili Kuvvet Komutanının teklifi ve Milli Savunma Bakanının onayıyla yeniden subay nasbedilerek TSK'da pilot olarak görevlendirilebilecek.

Bunlar 2629 sayılı Kanun kapsamında pilot kabul edilecek. Bunların dışarıda geçirdikleri süreler rütbe bekleme süresinden, pilot subayların dışarıda geçirdikleri uçuş süreleri, belgelendirmeleri kaydıyla ayrıca uçuş hizmet süresinden sayılacak.

Malullük ve ölüm hali hariç olmak üzere en az dört yıl görev yapmadan TSK'dan ayrılanlar, nasbedildikleri yeni rütbelerinin emeklilik de dahil olmak üzere hiçbir hakkından yararlanamayacak.

Emeklilik veya yaşlılık aylığı almaktayken bu madde kapsamında görevlendirilenlerin bu aylıkları kesilecek. Aylıkları kesilenlerden dört yıl görev süresi şartını yerine getirmemiş olanların, bu hizmet süreleri hizmet birleştirmesine konu edilmeyecek ve başkaca bir şart aranmaksızın haklarında toptan ödeme hükümleri uygulanacak. Aylıkları kesilenlerin sigortalılıklarının sona erdiği tarih yazılı istek tarihi kabul edilerek ilgili sosyal güvenlik kanunlarına göre aylıkları yeniden bağlanacak. Bu maddenin uygulanması nedeniyle geçmişe yönelik olarak herhangi bir ödeme yapılmayacak.

SUBAYLIĞA GEÇİŞ SINAVI

KHK kapsamında ayrıca, yedinci hizmet yılını tamamlamış ve onuncu hizmet yılını bitirmemiş astsubaylara, diğer şartları taşımaları kaydıyla bu maddenin yayımı tarihinden sonra yapılacak ilk astsubaylıktan subaylığa geçiş sınavına başvuru hakkı verilecek.

Milli Savunma Bakanlığı kadrosuna dahil 657 sayılı Kanun'a tabi personelden Bakanlığın özelliği ve hizmetin gerekli kıldığı şart ve vasıflar göz önüne alınarak Bakanlığa intibak edemedikleri üstlerince teklif edilenlerden Bakanlıkta oluşturulacak komisyona yaptırılacak tahkikat sonucuna göre Milli Savunma Bakanınca uygun görülenler, genel hükümlere göre merkezi yönetim bütçe kanununda öngörülen atama sınırlamalarına tabi olmadan Başbakanlık aracılığıyla başka bir kurum veya kuruluşa naklen atanacak.

Pilot, silah sistem subayı, seyrüsefer subayı, taktik koordine subayı, uçuş ekibi personeli, görev ekibi personeli, paraşütçü, denizaltıcı, ADS pilotu, dalgıç ve kurbağa adamlardan 23 yıl ve daha fazla uçuculuk, paraşütçülük, dalıcılık hizmet süresi olanlara 23. hizmet yılı karşılığında gösterilen oranda aylık tazminat ödenecek. Jet ve pervaneli pilotlarından 32 yıl ve daha fazla uçuş hizmet süresi olanlara ise tazminat oranı yüzde 680 olarak uygulanacak.

6245 sayılı Harcırah Kanunu kapsamında harcırah alanlar hariç olmak üzere, TBMM kararlarına dayanılarak yabancı ülkelere birlik halinde veya münferiden gönderilen subay, astsubay, uzman jandarma, sivil memur, işçi, uzman erbaş ve sözleşmeli erbaş ve erlere (40.000), erbaş ve erlere ise (20.000) gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak aylık tutarı geçmemek üzere, fiilen sınır ötesinde icra edilen görev süresince damga vergisi dahil hiçbir vergi ve kesintiye tabi tutulmaksızın tazminat ödenecek.

Ödenecek tazminatın tutarı, ödenme usul ve esasları ile hangi hallerde kesileceği Milli Savunma Bakanlığının teklifi ve Maliye Bakanlığının görüşü üzerine Başbakan onayı ile tespit edilecek.

676 Sayılı KHK'nın "Güvenlik ile ilgili düzenlemeler" başlıklı bölümünde 8. maddede 18 Mart 1924 tarihli 442 sayılı Köy Kanunu'nun bazı maddelerinde yer alan korucularla ilgili "Geçici köy" ibarelerinin "Güvenlik" şeklinde,  "Gönüllü korucu" ibaresi "Gönüllü güvenlik korucusu" şeklinde, "Gönüllü korucular" ibaresi "Gönüllü güvenlik korucuları" şeklinde değiştirildi. Böylece "Geçici köy korucuları" artık "Güvenlik korucuları" olarak anılacak. 

Köy Kanunu'na "Diğer mevzuatta geçen "geçici köy korucusu" ibarelerinden "Güvenlik korucusu"; "gönüllü köy korucusu" ibarelerinden "Gönüllü güvenlik korucusu" anlaşılır." şeklindeki madde eklendi. 

KHK'da Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'da yapılan düzenleme ile silahlar için verilen taşıma ve bulundurma ruhsatlarının veriliş sebeplerinin ortadan kalkması ve ruhsatını yeniletmeyenler için "bir daha silah ruhsatı verilmez" hükmü kaldırıldı. Böylece gerekli şartları haiz olan kişilere 3 bin TL idari para cezası ödemeleri kaydıyla tekrar ruhsat verilebilecek. 

Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu'na şu bentler eklendi:

"Akademi dışındaki diğer yükseköğretim kurumlarından ders vermek üzere görevlendirilen öğretim elemanlarına ödenecek ek ders ücretlerine ilişkin esaslar merkezi yönetim bütçe kanununda gösterilir."

"Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi tarafından akademide yetiştirilemeyen veya az yetiştirilen sınıf ve branşlara yönelik olarak diğer yükseköğretim kurumlarıyla protokoller yapılarak öğrenci yetiştirilebilir, Jandarma Genel Komutanlığı veya Sahil Güvenlik Komutanlığı nam ve hesabına diğer yükseköğretim kurumlarında öğrenci okutulabilir. Ayrıca, özel ihtisas gerektiren alanlar için eğitim süreci içerisinde ilgili yükseköğretim kurumları ile protokoller yapılarak eğitim alınabilir. Bu öğrenciler, özlük ve sosyal hakları ile mecburi hizmet süreleri bakımından Akademide öğrenim gören öğrencilerle aynı hak ve yükümlülüklere sahiptir."

ARAÇ PLAKALARIYLA İLGİLİ YENİ DÜZENLEME 

Karayolları Trafik Kanunu'nun 23'üncü maddesinde araç plakaları ile ilgili yeni düzenlemeler yapıldı. 

Buna göre, araç tescil belgesi ve tescil plakasının, araç üzerinde uygun durumda bulundurulması zorunlu oldu. Araç tescil belgesini araçta bulundurmayan veya tescil plakasını monte edilmesi gereken yerin dışında farklı bir yere takan sürücülere 92 TL idari para cezası verilecek. Araç bilgileri doğrulanıncaya ve plaka uygun yere takılıncaya kadar araç trafikten men edilecek. 

Trafik yönetmeliğinde belirtilen nitelik veya ölçülere aykırı plaka takan, öngörülen sayıda plaka takmayan ya da farklı okunmasına veya okunamamasına neden olacak şekilde plakasında değişiklik yapan araç sahibine 412 TL idari para cezası verilecek. Plakanın uygun duruma getirilmesi için 7 gün süre tanınacak. Bu süre sonunda tescil plakalarını uygun duruma getirmeyenler hakkında 844 TL idari para cezası verilecek ve tescil plakası uygun duruma getirilinceye kadar araç trafikten men edilecek.

Tescilli aracı plakasız kullanan sürücüye bin 698 TL idari para cezası verilecek ve tescil plakası takılıncaya kadar araç trafikten men edilecek. Başka bir araca tescilli veya sahte plakayı takan veya kullananlara 5 bin TL idari para cezası kesilecek ve araç trafikten men edilecek.

Karayolları Trafik Kanunu'nun 131'inci maddesine "Basılı kağıtlar ve tescil plakalarının yetkilendirilenler dışında basımını veya dağıtımını yapanlara 10 bin TL idari para cezası verilir. Ayrıca bu kişiler Türk Ceza Kanununun 204'üncü maddesi hükmüne göre cezalandırılır." şeklinde fıkra eklendi. 

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI'NA YURT DIŞI TEŞKİLAT KURMA YETKİSİ

İçişleri Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un 3. maddesinde yer alan "merkez ve taşra" ibaresi "merkez, taşra ve yurt dışı" şeklinde değiştirildi. Böylece İçişleri Bakanlığına yurt dışında teşkilat kurma yetkisi verildi ve bu maddeye şu cümleler eklendi:

"İçişleri Bakanlığı, Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Yurtdışı Teşkilatı Hakkında Kanun Hükmünde Kararname esaslarına uygun olarak yurtdışı teşkilatı kurmaya yetkilidir. İçişleri Bakanlığının yurt dışı birimlerinin görev, yetki ve sorumlulukları ile diğer hususlar Bakanlıkça çıkarılan yönetmelikle düzenlenir."

İçişleri Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un "Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün görevleri" hakkındaki 10'uncu maddesine şu bent eklendi:

"Pasaport, pasaport yerine geçen belgeler ve sürücü belgelerinde yer alacak bilgiler ile biyometrik verinin türü, niteliği ve alınma yaşını tespit etmek, bu belgelerin tasarımı, temini, basımı, dağıtımı, teslimi ile üretim ve kişiselleştirilmesine ilişkin işlemleri yürütmek ve bunlara dair usul ve esasları belirlemek." 

İçişleri Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'a şu geçici madde eklendi:

"Emniyet Genel Müdürlüğünce yürütülen pasaport ve sürücü belgesi hizmetlerine ilişkin iş ve işlemler, bir yıl içerisinde Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğüne devredilir. Bu sürenin uzatılmasına Bakanlar Kurulu yetkilidir. Devir işlemleri tamamlanıncaya kadar, pasaport ve sürücü belgesi işlemlerine ilişkin görev ve hizmetler daha önce bu görev ve hizmetleri yapmakta olan birimler veya personel tarafından yürütülmeye devam olunur."

Öte yandan İçişleri Bakanlığının yurt dışı kadrosuna 100 müşavir, Emniyet Genel Müdürlüğünün merkez teşkilatına da 2 genel müdür yardımcısı kadrosu ihdas edildi.

ÖZEL HAREKAT BİRİMLERİNDE İSTİHDAM İÇİN KPSS ŞARTI ARANMAYACAK

Emniyet Teşkilat Kanunu'nun ek 24'üncü maddesinin üçüncü fıkrası şöyle değiştirildi:

"Özel harekat birimlerinde istihdam edilmek üzere, 28 yaşından gün almamış olmak kaydıyla, en az lise veya dengi okul mezunları, Kamu Personel Seçme Sınavı şartı aranmaksızın, fiziki yeterlilik ve mülakat sınavları ile polis meslek eğitim merkezlerine alınabilir. Bu fıkra kapsamında alınacak olanların eğitim süresi ve eğitim şekline ilişkin usul ve esaslar ile diğer hususlar Bakanlık tarafından belirlenir."

Sayfa Yükleniyor...