AK Parti'den CHP lideri Kılıçdaroğlu’na ‘6 milyar’ tepkisi

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “6 milyarı biz verelim, mülteciler AB’de kalsın” sözlerine tepki gösterdi. Çelik, “Sığınmacıları nesneleştirici bir dil kullanılması yadırgatıcı” dedi.

AK Parti'den CHP lideri Kılıçdaroğlu’na ‘6 milyar’ tepkisi

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündemdeki konularla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Yeni anayasa süreciyle ilgili olarak CHP'nin uzlaşma komisyonu masasından ayrılmasından sonra, masanın yeniden kurulması için Meclis Başkanı İsmail Kahraman'ın liderlere birer mektup yazdığını anımsatan Çelik, "Fakat maalesef CHP Genel Başkanı aynı tutumunu sürdürdü. 'Başkanlık sistemi konuşulursa biz masada yokuz' gibisinden hiçbir meşruiyeti olmayan, hiçbir şekilde izah edilemeyecek bir gerekçeyle masadaki tutumlarının devam ettiğini belirtti" ifadelerini kullandı.
Çelik, siyasi partilerin başkanlık ya da parlamenter sistem gibi farklı görüşleri savunabileceğini dile getirdi.

Meselenin etiketleri çarpıştırmak olmadığını vurgulayan Çelik, "Esas olan bu sistemlerin içinde masaya en güçlü kuvvetler ayrılığını kimin getirdiği, en güçlü yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını kimlerin getirdiğidir. En önemlisi temel insan haklarını güvence altına almak bakımından en doğru anayasa perspektifini kimin masaya koyduğudur" diye konuştu.

Ömer Çelik, AK Parti'nin bu konudaki iddiasının sürdürdüğünü vurgulayarak, parti olarak yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda ciddi bir reform ihtiyacı olduğunu ifade ettiklerini aktardı.

Çelik, “Masaya daha oturmayıp, masadan kaçarak bu tutumu sürdürmek, şu anlama geliyor. 'Benim milleti ikna edecek argümanlarım yoktur' gibisinden apolitik, 'siyasetsiz siyaset' diyebileceğimiz bir tutum ortaya çıkarıyor. Kuşkusuz bu kabul edilemez. Bu çerçevede milletimizin talebine siyasi anlamda her zaman için en yetkin karşılığını vererek bu çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 'nin yeni bir anayasaya kavuşması gerektiği konusu siyasal gündemimizin birinci maddesidir. Bunun gereğini yerine getirmek için de elimizden gelen gayreti gösteriyoruz.” şeklinde konuştu.

KILIÇDAROĞLU'NUN AÇIKLAMASI

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun "6 milyarı biz verelim, mülteciler AB’de kalsın" açıklamasına işaret eden Çelik, "Maalesef, CHP Genel Başkanının kullandığı dilin insani açıdan bu duyarsızlığı bizi şaşırtmaya devam ediyor. Bunlar insan ve bunlar bu toprakları canlarını kurtarmak için sığınmış mazlumlar. Bunlar Sayın Kılıçdaroğlu’nun dilinde maalesef bir nesne gibi sürekli olarak bu şekilde ifade ediliyor. Bunlar nesne değil, bunlar insan ve bu insanlara insanlık onuruna nail bir şekilde muamele etmek ve bunlarla ilgili konuşurken de bu dili buna göre kurmak gerekir. Yani, ’şu kadar parayı biz verelim, bunlar bunun hepsini alsınlar gibisinden, bu insanları nesneleştirici, eşyalaştırıcı bir dil kullanılması bizim açımızdan hem yadırgatıcı hem de şaşırtmaya devam ediyor. Biz, bu dile prim vermeyeceğiz" dedi.

Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye mülteciler dolayısıyla yapacağı 3 milyar euroluk yardıma ilişkin soru üzerine Çelik, "18 marttaki zirvede daha da netleşecektir. Bahsettiğimiz miktarın ivedi şekilde gelmesini bekliyoruz. sanki öyle haberler okuyorum ki Avrupa’dan gelen herkesi alacak gibi. Oradan iade edilen bir mülteciye karşı buradan da bir mülteci gidecek. Bunu sadece para meselesi olarak değil, ölümden kaçan bu insanların misafir edilmesi gibi değerlendirmek gerekir" dedi.

DOKUNULMAZLIKLAR

Çelik, bir gazetecinin "AK Parti’nin gündeminde milletvekillerinin tutuksuz yargılanmasına ilişkin bir çalışma var mı?" sorusuna şöyle yanıt verdi:

"Bu konu zaten düzenlenmiş bir konu. Dokunulmazlık kaldırıldığı zaman sürecin nasıl işleyeceği zaten açık. Bu, zaten anayasa komisyonu birtakım işlevler üstleniyor. Dokunulmazlık meselesinde şöyle bir şey söz konusu değil. Dokunulmazlık parlamentolara verilmiş demokratik bir haktır. Bu hak, demokratik siyasetin savunulması için verilmiştir. Bu, demokratik kazanımdır. Eğer, bunu birileri demokratik siyasetin korunması için verilmiş bu hakkı birileri terörün, insanlara karşı işlenen suçun himaye edilmesi için kullanıyor, eylemli olarak bu desteği veriyorsa onlar parlamentonun haysiyet ve şerefini kirleten bir tutum içine girmektedirler. Parlamento buna hangi gündemle karar verir, daha sonra Anayasa Komisyonu bu süreci nasıl yönetir, bunun teklif mekanizmaları belli olmakla birlikte komisyonun başkanları ve üyeleri karar vereceklerdir.”

"Şu isimler ile ilgili konuşuldu, şöyle bir mekanizma için çalışılıyor gibi ifadeleri yalanlıyorum" diyen Çelik, "Bizim basına yansıyan bu isimler, mekanizmalar, tartışma konuları şeklinde bunlar doğru değil. Genel prensipler çerçevesinde bunlar konuşulmaktadır. Parlamentoların bu hakkı demokratik kazanımdır. Teröre destek vermek, teröre eylemli destek vermek bunun istisnasıdır. Burada prensipler söz konusudur. Sürecin nasıl işleyeceği ileriki günlerde gerçekleşecektir. Hiçkimse katilleri himaye edemez, hiç kimse masum insanları öldüren, Türkiye’nin meşru güçlerine saldırı düzenleyen terör örgütü PKK’nın bir unsuru gibi çalışamaz" ifadelerini kullandı.

"O HABERİ KINIYORUZ"

"The Atlantic dergisinin dış politika yazarı Jeffrey Goldberg, ABD Başkanı Obama’nın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı bir ’fiyasko’ olarak gördüğünü yazdı. Siz neler söyleyeceksiniz?" sorusuna Çelik, "Söz konusu gazeteci, liderlerin temalarına tanıklık ediyor, görüşlerini aktarıyor. 10 sayfaya yakın makale. Birçok başbakan ve liderle ilgili Sayın Obama’nın fikirlerini vermiş. Fakat, Sayın Cumhurbaşkanımızla ilgili ifadeler kendisinin algısı olarak aktarılmış. Türkiye ile Sayın Cumhurbaşkanımız ile Obama arasında bu görüşmeler devam ediyor. Bu şekildeki ifade kabul edilemez. Türkiye, demokrasisiyle Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde İslam dünyası için örnek teşkil edecek demokratik performans ortaya koymuştur. Kilit ortak olarak görüldüğü ifade ediliyor. Bu haberin yapılmasını kınıyor, daha büyük bir yalanlama gelmesini bekliyoruz" karşılığını verdi.

Sayfa Yükleniyor...