Ayşe Paşalı cinayetinde 26 cm şoku

Devletin koruma vermediği Ayşe Paşalı’yı 11 yerinden bıçaklayan eski kocası İstikbal Yetkin’in yargılandığı ilk duruşmada kriminal raporu şok etkisi yarattı. Rapora göre 26 cm uzunluğundaki bıçak yasaya uygun.

Ayşe Paşalı cinayetinde 26 cm şoku

Ölümle tehdit edilmesine rağmen boşanması gerekçe gösterilerek koruma altına alınmayan Ayşe Paşalı’yı 11 yerinden bıçaklayarak öldüren eski kocası İstikbal Yetkin’in yargılandığı davanın ilk duruşmasına, cinayet aletiyle ilgili hazırlanan kriminal raporu damga vurdu.

Cinayette kullanılan 26 santimetre uzunluğundaki bıçakla ilgili kriminal raporunda, bıçağın 6136 sayılı Yasa’ya göre, İçişleri Bakanlığı’nca kullanımına ve yapımına izin verilen aletlerden olduğu belirtildi. Sanık bu durumda, 6136 sayılı silah kanununa muhalefetten ceza almayacak.

Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın dünkü ilk duruşmasına, tutuklu sanık Yetkin ile Paşalı’nın annesi Zeliha, babası Hüseyin, kardeşi Ahmet Paşalı ve 15 yaşındaki kızı Buse katıldı.

TBMM İnsan Hakları Araştırma Komisyonu üyesi, CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin’in de izlediği duruşmada, Kadın Dayanışma Vakfı, Kadın Dernekleri Federasyonu, Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi ve bireysel avukatlardan oluşan 30’dan fazla kadın davaya müdahil olmak istedi.

Milliyet gazetesinin haberine göre soruşturma sırasında görevlendirilen, iddianamenin kabulüyle birlikte görevi sona eren CMK avukatı duruşmaya gelmedi.

Mahkeme Başkanı Ramazan Aksan, CMK’ya göre suça öngörülen cezanın 5 yıldan fazla olması nedeniyle sanığın avukatsız savunmasının alınamayacağını söyledi. Müşteki Ahmet Paşalı ifadesinde, sanığın cinayet günü olan 7 Aralık 2010’da ablasının cep telefonundan arayarak, “Ablanı öldürdüm. Çalılıklara attım. Gel al” dediğini söyledi.

Sanığın daha önce de "ablanı öldüreceğim" diye tehdit ettiğini anlatan Paşalı, “Öldüreceğim dedi, öldürdü” diye konuştu. Paşalı’nın babası Hüseyin sanıktan şikâyetçi olurken, annesi de “Benim acım çok büyük, adaletinize sığınıyorum” dedi. Hâkim Aksan, sanığın avukat tutma gücü olup olmadığını sordu. Yetkin, “Avukat tayin edilsin, tutacak gücüm yok” dedi.

Mahkeme, gelmeyen tanıkların yeniden çağrılmasına, baroya yazı yazılarak sanığa müdafii tayin edilmesine ve sanığın tutukluluk halinin devamına karar verip duruşmayı ertelerken, dava dosyasına giren kriminal raporu ise şok etkisi yarattı.

Emniyet Genel Müdürlüğü, Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nün 8 Aralık 2010’da hazırladığı raporda, cinayet aleti olan bıçak, “Namlusunun sağ yan yüzeyinde ‘Bora Knives’ ibareleri bulunan, metal, üzeri plastik kaplama, saplı, metal korkuluklu, 15 cm. uzunluğunda, tek ağızlı, sivri uçlu, sırtı küt meğilli ve testereli namluya haiz” olarak tarif edildi.

Raporda, “Tetkik için gönderilen ve inceleme konusu bulgular bölümünde özellikleri belirtilen bıçak imal durumu, tip ve niteliği itibariyle 6136 sayılı Yasa’nın 4. maddesinde belirtilen yasak niteliği haiz bıçaklardan değildir” denildi.

CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, kriminal rapora tepki göstererek, “Hepimiz 26 cm bıçak alıp gezebiliriz” dedi.

Rapora sert tepki gösteren Ersin ise “Ortada suç aleti var. 15 santimetre namlusu, 11 santimetre kabzası olan toplamda 26 cm’lik suç aleti. Dosyadaki bilgilerden emniyet uzmanlık raporunda 6136 sayılı Yasa’da yasaklanan silahlardan olmadığı belirtiliyor. Bu dava böyle devam ederse sanık 6136 sayılı Yasa’dan yargılanamayacak. Hepimiz birden cebimize 26 santimetre uzunluğunda bıçak alıp gezebiliriz. Kendinizi korumak istiyorsanız cebinize 26 santimetre uzunluğunda bıçak koyup gezebilirsiniz” dedi.

Öldürüleceğini defalarca bildiren Paşalı’nın koruma altına alınmadığını belirten Ersin, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Aliye Selma Kavaf’ı da eleştirerek, “Bakan cinayete müdahil olması gerekirken ‘beni didiklemeyin, eteğimden çekiştirmeyin’ gibi şikâyetler yapıyor. Ne kadar duygusuz bir yaklaşım. Böyle birini neden bakan yaparlar anlamak mümkün değil” dedi.

Ayşe Paşalı’nın 15 yaşındaki kızı Buse de ilk duruşmayı izledi.

UZUNLUKTA SINIRLAMA YOK!
765 sayılı eski Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 265. maddesinde uzunluğu 25 santimi geçen her türlü kesici aletin suç sayıldığı belirtiliyordu. 5237 sayılı yeni TCK’da ise kesici ve delici aletlerin uzunluğu konusunda herhangi bir sınırlama yer almıyor. 5237 sayılı TCK’nın 6. maddesinde, bıçaklarla ilgili silah deyiminden, saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici aletin anlaşılacağı belirtiliyor.

İçişleri Bakanlığı’nın hazırladığı silah ve bıçakların kullanımına ilişkin yönetmelikte ise “Bıçak, diğer aletler ve benzerleri her ne sebeple olursa olsun üstte taşınamaz. Bunların nakilleri a) Bavul, valiz, takım veya el çantalarında, b) Çuval, bez torba veya ambalajlarında, c) Araçların bagajlarında, d) Ani olaylarda kullanılmayı engelleyecek tarzda kağıt veya bezle sarılıp paketlenmiş şekilde üstte taşınıp nakledilebilir. Bu madde hükmüne aykırı olarak aletleri üstlerinde taşıyanlar, kullanım belgeleri olsa dahi, haklarında işlem yapılır” ifadesi yer alıyor.

'CİNAYET SİLAHI TALİ KONU'
NTV yayınına katılan Polis Akademis Öğretim Üyesi Vahit Bıçak ise konuya başka bir açıdan yaklaştı.

Bıçak olayda sanığın öldürme fiilinden dolayı ağırlaştırılmış müebbet ile yargılanacağını, ayrıca cinsel şiddet yüzünden 7 yıldan başlayan başka bir ceza alması gerektiğini, cinayet silahının ise üçüncü konu olduğunu belirtti.

Bıçak, "Burada sorun cinayet silahının ceza alıp almadığıdır, tali bir konudur. Verilen raporda ateşli silahlar kanununa göre verilmiş. Bu kanun 1950’de yapılmış ve eski bir kanun. Burada cinayet silahı olan bıçak kanunda yasak sayılmıyor.

Ancak bu bıçak ile sokakta dolaşılmaması gerekir. 2521 Kanuna giriyor buradaki bıçak. Bu kanuna göre bu tür eşyaların taşınması yasaklanıyor ama herhangi bir yaptırımı yok.

Ailenin korunması, devletin temel yükümlülüğü. Eşi tarafından tehdit edildiğini bildirdiği halde devletin koruyamaması çok üzücüdür. Hukuk mekanizmalarının işleyemediğini gösterir.

Aile içi şiddete maruz kalma durumundaki kişiler, yetkili kişilere bu durumu bildirdikleri zaman, şiddet uygulaması muhtemel kişilerin eve belli bir mesafeden fazla yaklaşması bile yasaklanır. Ancak uygulamada bu istenilen hale getirilemedi" dedi.

Sayfa Yükleniyor...