Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası açıklama: Boğaziçi Köprüsü'nün adı değiştirildi

Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında yapılan Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası açıklama yapan Başbakan Yıldırım, Boğaziçi Köprüsü'nün adının "15 Temmuz Şehitler Köprüsü" olarak değiştirildiğini söyledi.

Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası açıklama: Boğaziçi Köprüsü'nün adı değiştirildi

Boğaziçi Köprüsü'nün adı "15 Temmuz Şehitler Köprüsü" olarak değiştirildi.

Açıklamayı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan ve 3 saat 20 dakika süren Bakanlar Kurulu sonrası kameralar karşısına geçen Başbakan Binali Yıldırım yaptı.

Toplantıda alınan kararları açıklayan Yıldırım, İstanbul ve Ankara'da birer şehitler anıtı kurulacağını açıkladı ve "Darbecilerin ilk hedefi olan ve vatandaşlarımızın şehit edildiği Boğaziçi Köprüsü'nün adının '15 Temmuz Şehitler Köprüsü' olarak değiştirilmesine de karar verilmiştir" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 3 parti lideriyle Beştepe'de yaptığı görüşmeye değinen Yıldırım, anayasa değişikliğine yönelik yeni bir karar alındığını söyledi.

Başbakan, "Özellikle kısa vadede sistemin tıkanmasının doğurduğu olumsuz sonuçları ortadan kaldırmak için küçük ölçekli bir anayasa değişikliği mutabakatla yapılabilir. Bunun altyapısını hazırlamak üzere birlikte çalışma yapacağız" diye konuştu.

Yıldırım, yeni anayasa çalışmalarında yarım kalan süreci de devam ettirme kararı alındığını açıkladı.

Bakanlar Kurulu toplantısında Yüksek Askeri Şura'ya (YAŞ) yönelik bazı kararlar da alındı. Başbakan'ın açıklamasına göre 3-4-5 Ağustos tarihlerinde yapılan kritik toplantı, "içinde bulunulan şartlar" nedeniyle 28 Temmuz'a alındı. 3 gün süren toplantı bir gün içerisinde tamamlanarak Cumhurbaşkanı'nın onayına sunulacak.

Toplantıda, yeni kanun hükmünde kararname (KHK) ile ilgili konuların da görüşüldüğünü belirten Yıldırım, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı'nın "tam anlamıyla" İçişleri Bakanlığı'na bağlanacağını ve bununla ilgili kararname yayımlanacağını kaydetti.

"MİLLETİMİZ OHAL'İ NİÇİN İLAN ETTİĞİMİZİ BİLİYOR"

Bakanlar Kurulu toplantısı öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın davetiyle Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde bir araya geldiklerini anımsatan Yıldırım, "Bu toplantıda siyasi parti genel başkanları olarak, 15 Temmuz silahlı darbe girişimi konusunda tam bir anlayış birliği içerisinde olduğumuzu ifade etmek isterim." diye konuştu.

Genel başkanlarla 'de sistemin tıkanması ve darbe tehditleri üretmesine yol açan konularla ilgili değerlendirmelerini Cumhurbaşkanı Erdoğan ile paylaştıklarını söyleyen Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kısa vadede alınacak önlemler yanında yeni anayasa için birlikte çalışma yapma hususunda da yine genel başkanlar olarak anlayış birliği olduğunu gördük. Özellikle kısa vadede sistemin tıkanmasının doğurduğu olumsuz sonuçları ortadan kaldırmak için küçük ölçekli bir anayasa değişikliği mutabakatla yapılabilir. Bunun altyapısını hazırlamak üzere birlikte çalışma yapacağız. Ancak tamamen yeni anayasanın, yine bütün partilerin katılımıyla hazırlanması konusunda da bir görüş birliği olduğunu gördük ve bu konuda daha önce başlayıp yarıda kalan süreci de devam ettirme kararı almış bulunuyoruz."

Liderlerle yaptıkları "verimli ve tarihi" görüşmenin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Bakanlar Kurulunun toplandığını anımsatan Yıldırım, toplantıda 20 Temmuz tarihinde alınan olağanüstü hal ilanıyla ilgili uygulamaların ve yapılan hazırlıkların gözden geçirildiğini bildirdi.

Başbakan Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti:

"Milletimiz olağanüstü hali niçin ilan ettiğimizi gayet iyi biliyor. Uygulamada herhangi bir sorun da şu ana kadar çıkmadı. Başından beri söylediğimiz gibi olağanüstü hali devlet, millete değil kendisine ilan etti. Sebebi de 15 Temmuz'da silahlı FETÖ terör örgütünün darbe girişimidir. Bu darbe girişiminin doğurduğu sonuçları ortadan kaldıracak düzenlemeleri süratle yapmak ve bu darbeye teşebbüs edenlere kanun önünde hesap sormak, bu olağanüstü halin en önemli nedenidir. Bunun dışındaki konularda ülkede olağanüstü bir hal mevcut değildir. Ticaret hayatı, seyahat hayatı, toplumsal hayat eskiden olduğu gibi aynen devam etmektedir."

Vatandaşların gündüz işinde gücünde, maişetinin peşinde koştuğuna, akşamları da yurdun her köşesinde demokrasi nöbetleri tuttuğuna dikkati çeken Başbakan Yıldırım, demokrasi nöbetlerinde toplumu oluşturan bütün vatandaşların, siyasi parti farkı gözetmeksizin, ideolojik farklılıkları dikkate almaksızın, aynı hedef uğrunda, aynı anlayış birliğiyle cumhuriyetin, cumhuriyetin değerlerinin, demokrasinin ve milli iradenin korunması adına bu nöbetleri sürdürdüğünü görmekten memnuniyet duyduklarını ifade etti. 

"BU MİLLET İHANETİ UNUTMAYACAKTIR"

Anayasanın 120. maddesi gereğince ilan edilen olağanüstü hal yetkisine dayanarak, ilk kanun hükmünde kararnamenin 23 Temmuz'da yayımlandığını, bu kararnamenin gereği olan tüm iş ve işlemlerin eksiksiz yerine getirildiğini belirten Yıldırım, şu açıklamalarda bulundu:

"Bugünkü toplantıda yeni kanun hükmünde kararnameyle ilgili konuları görüştük ve bunları karara bağladık. Buna göre Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı tam anlamıyla İçişleri Bakanlığı'na bağlanacaktır. Bununla ilgili kararname yayınlanacaktır.

Bakanlar Kurulu toplantımızda ülkemizin bir daha ne FETÖ ne de bölücü herhangi bir terör örgütünün darbe tehdidine maruz kalmaması için yapılması gereken kurumsal yapılanma çalışmalarına devam edilmesine karar verdik. Bu çerçevede atılacak adımların bundan sonraki kararnamelerle peyderpey hayata geçirilmesi hususunda çalışmalar sürdürülecek. Diğer yandan İstanbul ve Ankara'da birer şehitler anıtı kurulması bugünkü Bakanlar Kurulu'nda kararlaştırdığımız diğer bir konudur.

Darbecilerin ilk hedefi olan ve vatandaşlarımızın şehit edildiği Boğaziçi Köprüsü'nün adının 15 Temmuz Şehitler Köprüsü olarak değiştirilmesine de karar verilmiştir. 15 Temmuz darbe girişiminde şehit olan, yaralanan, mağduriyete uğrayan vatandaşlarımıza devlet olarak sahip çıktık, onların şehitlik ve gazilik haklarından yararlanmasını sağlayacak düzenlemeyi yaptık. Ancak milletimizden yoğun talepler var. Şehitlerimizin yakınlarına ve gazilerimize destek olmak istiyorlar. Bu talepleri karşılamak üzere Başbakanlık olarak bir genelge yayınladık, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının koordinasyonunda kamu bankalarında, kamu katılım bankalarında birer hesap açıldı ve bu hesaplara vatandaşlarımız bu amaçla bağışta bulunabilecekler. Bu millet, kendine yapılan ihaneti olduğu gibi kendisi için hayatını ortaya koyanları da asla unutmaz, asla unutmayacaktır."

"2023 HEDEFLERİNE ULAŞMADA KARARLIYIZ"

Hükümet olarak, Türkiye'nin 15 Temmuz darbe girişimi yanında bu tür tehditlere bir daha maruz kalmaması konusunda kararlı olduklarına vurgu yapan Yıldırım, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önderliğinde hükümet olarak siyasi partilerle sivil toplum kuruluşlarıyla medya ve basın temsilcileriyle ülkenin istiklali ve istikbali söz konusu olduğu zaman nasıl tek vücut olunduğunun 15 Temmuz gecesi dünyaya gösterildiğini söyledi.

Türkiye'nin 100. yıl hedeflerine ulaşma konusundaki kararlılığının bugün 15 Temmuz'a göre katbekat daha fazla olduğunun altını çizen Yıldırım, "Tıpkı bölücü terör örgütünün eylemlerinde olduğu gibi darbe girişimiyle ülkemize diz çöktüreceklerini sananlar yanıldıklarını bir kez daha görmüşlerdir. Devleti ve kurumlarıyla bir ve bütün olunduğunda, el ele verildiğinde meydanı darbecilere bırakmayacağını ortaya koyan aziz Türk milleti, aynı kararlılığı 2023 hedeflerine ulaşma konusunda da sergilemeye devam edecektir." değerlendirmesini yaptı.

"HDP DE ANAYASA ÇALIŞMALARINA KATILABİLİR"

Yeni anayasa ile ilgili diğer partilerle atılacak adımların neler olacağına ilişkin soru üzerine Yıldırım, tüm partilerin katılımı ile yepyeni bir anayasa yapmayı hedeflediklerini vurguladı.

Yıldırım, "Darbelerden kalan, vesayet unsurları içeren anayasadan ülkemizi kurtarmak, bugünün ihtiyaçlarını karşılayacak ve 79 milyonun hepsini kapsayacak, 'Ben de bu anayasanın içinde varım' diyeceği bir anayasa yapmak. Bu, bütün partilerin taahhüdüdür" ifadesine yer vererek, yeni anayasa çalışmasının denendiğini, 60 maddede uzlaşma sağlandığını fakat devamının gelmediğini hatırlattı. 

Prensip olarak buna devam edilmesi konusunda bir görüş birliğinin olduğunu aktaran Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunun dışında şu anda gerek yargıyla ilgili gerek yargı birliği ile ilgili gerek diğer bazı hususları içeren daha küçük bir paketin yine anlayış birliği içerisinde çıkarılması için ortak bir zemin olduğu görülmüştür. Bunun üzerinde her partiden tefrik edeceğimiz arkadaşlar çalışacak ve bunu genel başkanlar seviyesinde değerlendirip, ona göre adımlar atacağız."

Yıldırım, anayasa için herhangi bir takvimin söz konusu olup olmadığına ilişkin de, "Bu takvim şu andan itibaren başlamıştır. Bu işin ileriye yönelik bir vadesi söz konusu değil. Bugünkü Cumhurbaşkanımızın riyasetinde yapılan parti genel başkanlarının katıldığı toplantıda bu hususlar benimsenmiştir." ifadesini kullandı. 

"Yeni anayasa yapımında görüşmeye katılan partiler mi olacak yoksa onun dışında HDP de olacak mı?" sorusuna Yıldırım, "Bugün (dün) görüşmeye katılan partiler. Tabii HDP de bu çalışmaya pekala katılabilir, herhangi bir sınırlama yok." yanıtını verdi. 

Başbakan Yıldırım, anayasa çalışmasıyla ilgili daha kapsamlı bir detay vermesinin doğru olamayacağını bildirdi. 

Darbe girişiminde F16'ları kullanan pilotlarının yabancı olduğu yönündeki iddianın hatırlatılması üzerine Yıldırım, "Fazla abartmışlar, öyle bir şey yok. Ama bunların nüfusunda T.C yazması hiçbir şeyi değiştirmez. Bunlar asker kılığında rütbeli rütbesizlerdir, rütbesiz canilerdir, terörist gruplarının elemanlarıdır. Bunun böyle bilinmesi lazım." değerlendirmesinde bulundu. 

YAŞ'IN GÜNDEMİ

Yıldırım, darbeyi gerçekleştirenlerin, Türk Silahlı Kuvvetlerinin kurumsal itibarıyla hiçbir alakalarının olmadığına işaret ederek, eleştirilerde asla teröristlerle, ülkesini, vatanını, milletini seven askerlerin, subayların bir tutulmamasını istedi. "Bu işe kalkışanlar birer birer çorap söküğü gibi geliyor. Hepsi birbirini ihbar ediyor. Neticede kim var, kim yok herkes kanun önüne çıkacak, hesabını verecek." diyen Yıldırım, bu konuyu yeterince anlattığını belirtti.  

Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlığının İçişleri Bakanlığına bağlanmasına yönelik Yıldırım, "Zaten bağlıydı da bazı konularda eksiklikler vardı, o eksiklikleri gidereceğiz." dedi. 

Başbakan Yıldırım, YAŞ'ta Jandarma Genel Komutanlığına bir atama olup olmayacağı konusunda da,  bu yıl bir değişikliğe gidildiğini, YAŞ'ın ağustosun ilk haftasında yapılmayacağını, şartlar gereği öne alındığını aktardı. Yıldırım, şöyle dedi:

"28'inde, Perşembe günü Çankaya'da, Başbakanlık'ta yapılacak, bu da bir ilktir. Malum YAŞ'ın Başkanı Başbakan ve bir günde bütün çalışmalarımızı tamamlayacağız. Yani üç güne yayılı bir çalışmaya ihtiyaç yok ve ikinci günde kararları Sayın Cumhurbaşkanımızın onayına sunmuş olacağız. Yüksek Askeri Şura'da ne görüşeceğiz? Bir, emekliye ayrılması gereken askeri personel, iki, terfi yapılması söz konusu askeri personel, üç, atamalar. Bir kısmı gözaltına alındı, bir kısmı tutuklandı, bir kısmının terfien atanması gerekiyor. Silahlı Kuvvetler bünyesindeki birimlere atamalar var, bunlar görüşülecek."

Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarılacak personel için 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname yayımladıklarını hatırlatan ve bunun gereğinin yapıldığını belirten Yıldırım, şu değerlendirmede bulundu:

"Bu konu da ayrıca Yüksek Askeri Şura'nın gündeminde olmayacak. Nedir? Darbe teşebbüsünde bulunanların zaten listelerde adları belli, oldukça kalabalık bir liste. Onun dışında da yine FETÖ veya başka nedenlerle meslekten çıkarılacaklar biliniyor, bunları YAŞ gündeminde değil, çıkardığımız KHK yetkisi kapsamında gerçekleştirmiş olacağız. Jandarma ataması ve diğer kuvvet komutanlarının ataması zaten müşterek kararname ile yapılıyor, o bakımdan bu, Jandarmanın İçişlerine bağlanması, bu durumu değiştirmiyor."

  • Etiketler :
  • Haberler -
  • Binali Yıldırım
  • Türkiye
  • Fethullah Gülen
  • Darbe

Sayfa Yükleniyor...