Başbakan Davutoğlu'dan Demirtaş'a "gladyo" yanıtı

PKK'nın soğuk savaşta kimler tarafından kullanıldığını iyi biliriz. PKK'nın Asala ile nasıl işbirliği yaptığını iyi biliriz. PKK'nın hangi istihbarat birimlerince kullanıldığını iyi biliriz. Onların arkasındaki gladyoyu da iyi biliriz.

Utanmazca TBMM kürsüsünde ret ve asimilasyon politikasından bahsediyorlar. Faili meçhulları kim bitirdi, olağanüstü hali kim kaldırdı? Ret ve asimilasyonla bize gelmesinler. O politikaları bitiren biziz. AK Parti'nin sicilinde sadece onur mücadelesi vardır."

Davutoğlu'nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

"AK Parti döneminde kamu düzeni ve istikrar sağlanmış hem de özgürlük alanları genişletilmiştir. Türkiye gerçek anlamda demokratik bir siyasi iradenin ortaya çıktığı bir dönem yaşadı. Bütün vesayet rejimlerine karşı mücadele sergiledik.

TBMM Başkanlığı seçimlerinde etik dışı senaryonlara karşı 258 dava arkadaşımıza güvenerek kendi adayımıza güvenik ve başkanlığa AK Parti kadrolarından bir arkadaşımız geldi.

AK Parti Türkiye'yi kaos ortamına süreükleyecek bir hükümetsizlik sürecine izin vermeyecektir. Birileri Erdoğan ve Davutoğlu karşıtlığı üzerinden algı operasyonu yapabilir ama siyaseti düzenleyemez. AK Parti'siz bir Türkiye dizayn etmeye çalışanlar oldu. AK Parti olmadan Türkiye'de siyaset dizayn edilemez.

Koalisyon çalışmaları sürecinde hiç kimseyi dışlamadık. AK Parti ile olmaz diyenleri sürece katmaya çalıştık. Bügünlerde birileri Türkiye'nin kaderiyle oynamaya çalışıyor. Koalisyon görüşmelerinde parti liderlerinin olumlu tavırlarından memnuniyet duydum. MHP şu anda koalisyon görüşmesi yapmak istemiyor ancak temaslarımız sürüyor. Hükümet ortaklığı görüşmelerinde gösterdiğimiz açık tutumu sürdürmeye devam edeceğiz.

Biz bu görüşmeleri yaparken, Türkiye'nin huzur ortamını bozmak için bazı karanlık odaklar harkete geçti. Bu sefer şer odakları 3 maşayı birden kullanarak karanlık bir dönem başlatmak istediler. Bir yönetim boşluğu olduğunu ve ortalığı karıştırmanın tam vakti olduğunu düşündüler.

"TEHDİDİ ÖNCEDEN GÖRMÜŞTÜK"

Maşaların birisi DEAŞ'tı. Türkiye bu örgütü en başından itibaren görümüştü. 2013'te bu örgütü terör örgütü olarak ilan ettik. Gelinen nokta bizim 3-4 sene önce söylediğimiz tedbir noktalarıdır. Suruç'ta 32 vatandaşımızı katletti bu örgüt. Arkadaşımızla bu örgütle nasıl mücadele edeceğimizi konuşurken, ikinci maşa devreye girdi ve Adıyaman'da bir askerimizi şehit ettiler.

Şehitlerimizin acısı yüreğimizdedir. Gelecek nesillerimizin huzur bulması için hepimizin fedakarlık yapması gerekenler olur. İstiklal şehitlerimizin her biri yüreğimizin paresidir. Biz şehitlerin mirasına sahip çıktık, çıkmaya da devam ediyoruz. PKK ile mücadele ederken de 3. maşa devreye girdi. Yüzlerinde maskelerle İstanbul'da eylem yapmak istediler. 

"PİYONLARI BİRER BİRER SAHNEYE SÜRÜLÜYOR"

2 polisimiz Ceylanpınar'da iki polisimizi gece uyurken şehit ettiler. Demek istedikleri şu; biz çatışmasızlıkta dahi kamu görevlilerini öldürebiliriz. Şanki birileri piyonlarını birer birer sahneye sürüyor. Diyarbakır'da bir trafik polisine kaza ihbarı geliyor, bu pusuda uzun namlulu silahlarla polisimiz şehit ediliyor. Piyonlar değil, arkasındaki şahlar, vezirler hedef edilecek dedik ve DEAŞ ve PKK'ya operasyon yapma kararı aldık. O gece DEAŞ sınırımızdaki pozisyonları tasfiye edildi. Ardından Kandil ve Kuzey Irak'taki PKK toplanma yerlerine karşı operasyon yapıldı. Biz böyle bir operasyon yapmamızı gerektirecek bir durumun oluşmamasını isterdik. Birileri kaos oyunu oynarsa biz kamu düzenini savunuruz. 

"GEREKENİ YAPACAĞIZ"

Eğer 7 Haziran akşamı barajın altında kalsaydılar AK Parti yaptı diyip terör estireceklerdi. O olmadı, barajı geçince her istediğimiz şımarıklığı yaparız dediler. Hem siyasi mücadelemizi yürüteceğiz hem de  terörle mücadeleyi aksatmayacağız. Bu emanet omuzlarımızdayken Türkiye'nin huzurunu bozmaya çalışanlara karşı gerekeni yapacağız. Kimse istifa etmiş yeniden görevlendirişmiş bir başbakan olarak benim tereddüt edceğim vehmine kapılmasın. Ödenmesi gereken bedel ne ise öderiz.  

"SIRTINIZI DAYADIĞINIZ DAĞLARI YIKARIZ"

Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'ye operasyonlar hakkında bilgi verdim. İkisi ile de medeni bir şekilde konuştuk. HDP'ye neden gitmediniz diyenler olabilir. Teröre karşı başlatılan 3 maşalı kapsamlı saldırılara karşı tavır almayanlarla konuşacak bir şeyimiz olmaz. Madem ki bize açık cephe açılmış, siyaset yapanlar saflarını belirlemek zorundadır. O saldırı hepimize iken saldırıyı yapanlara sırtımızı dayıyoruz derseniz o dayandığınız duvarları, dağları yerle bir ederiz.

"90'LI YILLARA DÖNÜLMEYECEK"

Kimse Türkiye'nin 90'lı yıllara döneceği vehmine kapılmasın. Çözüm süreci devam edecek. İnlerine kadar gireceğiz. Faili maçhuller 90'lı yıllarda vardı ama şimdi baskıların adresi PKK'dır. HDP bir seçim yapmak zorunda. Sizlerin eli semaya yükselmeli, Kandil dağına yükselmemeli. Özgürlükleri savunacağız ama kamu düzeninden de taviz vermeyeceğiz."