Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ: ABD'deki dava siyasi

ABD'de eski bakan Zafer Çağlayan hakkında tutuklama kararı çıkarılmasına değinen Başbakan Yardımcısı Bozdağ, "Bu siyasi hedefleri olan bir davadır" dedi. Bozdağ, Aysel Tuğluk'un annesinin cenazesinde yaşanan olaylar için ise "Olan hadiseyi kabul etmek mümkün değil" ifadesini kullandı.

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ: ABD'deki dava siyasi

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, AA'ya gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunuyor.

Eski bakan Zafer Çağlayan hakkında ABD'de tutuklama kararı çıkarılmasına değinen Bozdağ, şunları söyledi:

"Çok net bir şekilde gözüküyor ki bu bilgilerin başsavcıya Fetullahçı Terör Örgütü üyelerinin Amerika'daki temsilcileri tarafından verildiği anlaşılıyor. Çünkü orada anlatılan konulara baktığımızda Amerika'nın istihbaratı dahi bu kadar detayda olan bir şeyi takip etmesi biraz zor gözüküyor.

FETÖ'nün argümanlarını kullanmış bir hakim, Rıza Sarraf dosyası üzerinden bazı Türk vatandaşlarını yargılayacak ve karar verecek. Buradan ne karar çıkacağını üç aşağı beş yukarı herkes tahmin ediyordur.

Bu, siyasi bir davadır. Siyasal hedefleri de olan bir davadır. FETÖ'nün, 'de görmeyi başaramadığı hesabı ABD yargısı üzerinden gördürme çabasıdır. Onun için biz Amerikalı dostlarımızı bu konuda uyardık. Geçenlerde Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü'ne benim açıklamalarım sorulduğunda gülünç bir cevap verdi. Belli ki sözlerim doğru aktarılmamış.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Türk hükümetinin açıklamalarını okumadan, aktarılan bilgiler üzerinden eğer değerlendirme yaparsa o zaman kendisini gülünç duruma düşürür, saçmalamak durumunda kalır ve öyle bir noktaya kendini getirir. Onun için bizim güzel bir atasözümüz var, kılavuzunu herkesin iyi seçmesi lazım. Yani kılavuzunuz karga olursa sıkıntıya düşersiniz. Onun için benim Sayın Sözcüye tavsiyem kılavuzunu doğru seçsin."

"KABUL ETMEK MÜMKÜN DEĞİL" 

HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk’un annesinin cenazesinde yaşanan olaylara da değinen Bozdağ, şunları kaydetti:

"Merhuma Allah'tan rahmet diliyorum. Olan hadiseyi kabul etmek mümkün değil, çok çirkin. Medeniyet inancımızla bağdaşmayan saygısız, ölçüsüz davranış söz konusu. Geneleklerimize inançlarımıza uygun değil. Kabul etmemiz, hoş görmemiz mümkün değil. 20-25 kişilik grup bu saygısızlığı yapıyor. Hemen müdahale ediliyor. Aile cenazeyi defnetmekten vazgeçiyor. Ailenin kararı ile defin işlemi yapılacaktır.

Cenazenin mezarlıktan çıkarılması 20-25 kendini bilmez kişi tarafından yapılmış bir iş değildir. Bunları savunmak için söylemiyorum ama kamuoyunda sanki böyle bir algı yaratılmaya çalışılıyor. Bunun yanlışlığını ifade etmek için özellikle vurgulamak istiyorum. Çünkü ona böyle bir şey yapılması daha da büyük bir çirkinlik, saygısızlık olur. Büyük bir suç olur.

"YAPANLARI LANETLİYORUM"

Aile yaşanan bu çirkin hadiseden sonra cenazeyi İncek Mezarlığı'na gömmekten vazgeçiyor. Buradan vatandaşlarımıza sesleniyorum. Bizim inancımıza göre insanların ölümünden sonra defnedileceği yerlerde yapılması gereken işler bellidir, onun dışında yapılacak şeyler inancımızın da tasvip etmediği, doğru görmediği şeylerdir. Toplumumuzu gerecek, insanlarımız arasındaki kardeşlik hukukunu zedeleyecek böylesi saygısız davranışlardan uzak durmak lazım. Bu tür davranışların kimseye bir faydası yok. Provokasyon yapmak isteyen çevrelerin arayıp da bulamadığı şeylerdir. Bu hadiseyi kınıyorum, yapanları lanetliyorum. Bu olayı yapanlarla alakalı tatkikat başlatıldı. Yaptıkları işin hesabını verecekler."

Ankara'da dün meydana gelen olayda Aysel Tuğluk'un annesinin cenazesi bir grubun müdahalesi sonucu defnedilememişti.

"SİLAH DA VAR TERÖR ÖRGÜTÜ ELBİSELERİ DE"

Bozdağ, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun açıklamasıyla başlayan SİHA tartışmasına da değindi.

"Bilgi çok net. SİHA'ların görüntüsü çok net. Uzun zamandır güvenlik güçleri tarafından takip ediliyorlar. Olayın olduğu gün de aynı kişiler, 4 kişi takip ediliyor. SİHA'lar bunları vuruyor. Bunlar silahlı, üzerlerinde silah da var" diyen Bozdağ, şöyle devam etti:

"Diğer kişiler ise bunlarla irtibat içinde olan terör örgütü üyeleri, işbirlikçiler, onlara destek sağlayanlar. Hem silah var hem terör örgütünün elbiseleri var hem de onların terör örgütü üyesi olduğuna dair takipler, soruşturmalar var. 

Teröristin kimliği mi olur, dünyanın neresinde görülmüş teröriste kimlik sorulduğu? Terör eylemi yapana; askere, polise, sivil vatandaşa saldırana 'Dur bakayım, kimliğine bakayım. Seninle öyle mücadele edeceğim' diye sorulan bir terörle mücadele yöntemi var mı?

Yok böyle bir şey. Güvenlik güçlerimiz terörle etkin ve kararlı mücadelesini sürdürmektedir. Bu, tamamen PKK terör örgütünün hendek terörü döneminde de yaptığı gibi 'Türk güvenlik güçleri sivilleri öldürüyor' iftirasını teyit etmek maksadıyla CHP'den PKK'ya sağlanan bir destektir."

Başbakan Yardımcısı Bozdağ'ın açıklamalarından öne çıkan diğer başlıklar şöyle:

"(CHP çelengini kaldıran şehit ailesi hakkında suç duyurusunda bulunulması) Bunlar şehit yakınlarını mahkemelerde, savcılıklarda süründürüyorlar. Şehit yakınları senin çelengini niye orada görmek istemiyor? Sen şimdi PKK'ya bu desteği atarsan, şehit yakınları senin çelengini cenazesine koymaz. Şimdi düşünün, PKK hakkında böyle bir yaklaşım ortaya koyuyor ve teröristlerle ilgili bu değerlendirmeyi yapıyor, öte yandan da şehidin babasını, ablasının kocasını, amcasının çocuklarını 'Bizim çelengimize siz niye bunu yaptınız' diye mahkeme koridorlarında süründürmek için avukatı vasıtasıyla suç duyurusunda bulunuyor. Olacak bir şey mi bu?

"(Erken seçim tartışmaları) Muhalefetin kendi beklentilerini ifadesi var ortada ama bir erken seçim söz konusu değildir. Bildiğiniz gibi AK Parti iktidara geldiği günden bugüne kadar seçimleri vaktinde yapmak konusunda bir gelenek de oluşturdu. 2007'de zorunlu birkaç ay erken gidildi ama ondan sonraki seçimlerin hepsi vaktinde yapıldı. Onun için biz bu geleneğimizi devam ettireceğiz. Seçim, 2019'un 3 Kasım'ında yapılacaktır. 

(CHP'nin Danıştay Başkanı Güngör ile ilgili Danıştay'a başvurusu) Hakimler, savcılar her gün siyasilerle polemiğe giremez ki onların meslekleri de buna izin vermez ama yargı camiasında emin olun Sayın Kılıçdaroğlu ve ekibinin yargı görevi yapanlara bu saygısız üslubundan dolayı çok büyük rahatsızlık var. Hakimler, savcılar mesleğin vakar ve onurunu korumak zorundadır ve onlar koruyorlar.

Türk yargısı gerçekten büyük bir sınav vermiştir, veriyor da. Ancak CHP'nin Genel Başkanı ve temsilcilerinin, yargı görevini yapanlara karşı bu saygısız dili yargıda büyük bir rahatsızlık uyandırdı, kendi aralarında bunu konuşuyorlar, ifade ediyorlar. Danıştay Başkanı Sayın Zerrin Güngör, yargı görevi yapanların, CHP'nin bu saygısız dilinden rahatsızlığına tercüman olmuştur, onların hissiyatını dile getirmiştir. Yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığını bir kez de yüksek yargı başkanı olarak ifade etmek durumunda bırakılmıştır. Yargı, CHP tarafından kendisini savunma mecburiyetine itilmiştir, o da kendisini savunmuştur.

(FETÖ elebaşı Gülen'in de arasında bulunduğu 130 kişinin vatandaşlıktan çıkarılma kararlarının Resmi Gazete'de yayımlanması) Bu ne zaman olur veya olur mu, olmaz mı bunu tamamen Bakanlar Kurulu takdir edecektir. Bakanlar Kuruluna bunun teklifini İçişleri Bakanlığının yapması gerekiyor, kural gereği. Şu anda Bakanlar Kurulumuza bu yönde henüz bir teklif gelmedi, geldiği zaman Bakanlar Kurulu onun değerlendirmesini yapar."

Sayfa Yükleniyor...