Chomsky: Kürt sorunun çözümü içeride

Boğaziçi Üniversitesi’nde Hrant Dink’le ilgili bir panele katılan ünlü düşünür Noam Chomsky, Kürt sorunu konusunda ''Türkiye içeriden çözüm bulmalı” dedi. Chomsky, Ortadoğu’nun Osmanlı’dan ders alması gerektiğini de dile getirdi.

Chomsky: Kürt sorunun çözümü içeride

Boğaziçi Üniversitesi'nce bu yıl 6'ncısı düzenlenen ''2013 Hrant Dink İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü'' konferansına, akademisyen ve öğrencilerin yanı sıra Dink'in eşi Rakel Dink ve dostları da katıldı.

'' ve Oluşan Dünya Düzeni'' başlıklı bir konuşma yapan Dilbilimci, düşünür Prof. Dr. Noam Chomsky ''özgürlük şehidi'' olarak nitelendirdiği Hrant Dink'in mirasının yaşatılmasından etkilendiğini söyledi.

Hrant Dink Ödülü'nü alan İsmail Beşikçi'ye işaret eden Chomsky, Beşikçi'nin daha önce kendisine verilen hiçbir ödülü kabul etmezken bu ödülü kabul ettiğini hatırlattı.

Geçmişte insan hakları ve özgürlüğü savunan birçok kişinin cezaevlerinde yatmak zorunda kaldığını aktaran Chomsky, ''Özgür toplumlarda doğrudan ifade özgürlüğüne yapılan müdahaleler, işin tek yönü değil. Düşüncenin kendisini sınırlamak, düşünceyi sıkıştırma çabaları son derece karmaşık propaganda sistemleri tarafından yapılan bir şey'' ifadelerini kullandı.

ABD'nin çöktüğüne dair söylentilerin 2. Dünya Savaşı'ndan beri dillendirildiği aktaran Chomsky, şöyle devam etti:

''Dünya servetinin yarısı ABD'nin elindeydi. Dünya üzerinde inanılmaz bir kontrole sahipti. ABD ile diğer devletler arasındaki servet farkı da gayet iyi bilinmekteydi ve sürdürülmek istenmekteydi. Bu plan ABD'nin iç belgelerinde var. 1948'de yazılan resmi belgelerden birinde bunu görüyoruz.

Devlet adamı ve akademisyen George Kennan, planlama aşamasında çok sert olmadığı için görevinden uzaklaştırılmıştı. Kennan, yazdığı bir belgede şöyle diyordu; 'Merkezi politika hedefleri, bizim büyük servetimizi diğerlerinin yoksulluğundan ayıran farkı sürdürmeye yönelik olmalı.

Bu hedefi yerine getirmek için de insan hakları, ülkelerin yaşam standartlarının yükseltilmesi ve demokratikleşme gibi bazı hedefler öne sürmeliyiz. İdealist bazı sloganları, dünyaya yardım götürme gibi bazı söylemleri bizim dışımızda kullanmalıyız. Ancak kendi içimizde artık bunlara başvurmamalıyız'.

ABD'nin dışındaki ülkeler aslında burada bir hedef değil, araç. Kennan'ın formüle ettiği bu planlar, belli ilkelere göre düzenlenmişti. Bu planlarda ABD'nin batı yarım küreyi kontrolü altına alması öngörülmekteydi. Öyle de oldu. Aynı zamanda Uzakdoğu'nun hepsini, İngiliz imparatorluğunu ve Orta Doğu'yu da ABD'nin kontrol etmesi söylenmişti. Özellikle doğal kaynaklar çok önemliydi. Stratejik olarak da en önemlisi Ortadoğu'ydu.''

Chomsky, Sovyetler Birliği'nden sonra NATO'nun da kalkacağına inananlar olduğunu söyleyerek, NATO'nun artık küresel bir müdahale gücü haline geldiğini, başkumandanının ise ABD olduğunu kaydetti.

Çinlilerin eski İpek Yolu'nu canlandırmak istediğine dikkati çeken Chomsky, ABD Başkanı Barack Obama'nın Asya'ya gözünü çevirmesinin nedeninin de bu olduğunu iddia etti.

Arap dünyasında milliyetçiliğin yükselişine karşı radikal İslami kökten dincilerin desteklendiğini söyleyen Chomsky, Nixon doktrininden bahsetti.

Arap Baharı'nın tarihi önem taşıyan bir gelişme olduğunu vurgulayan Chomsky, ''Halk arasında gerçekleşen isyanlar, geleneksel bazı ilkeleri gözetmiş ve ABD kontrolüne en dostane olan güçler iktidara gelmiştir. Sevilen diktatörler mümkün olduğu kadar başta tutulmuştur. Özellikle petrol üreten devletlerde'' diye konuştu.

Libya'da da üç emperyalist gücün bu ülkeyi desteklemediğini söyleyen Chomsky, ''Libya'daki diktatör bu emperyalistlerin dostuydu. Ancak güvenilmez bir dost olduğu için ondan kurtulmak istiyorlardı. Bu sayede düğmeye basıldı ve daha etkin bir şekilde Libya'yı kullanabilmek için süreç başlatıldı. Ayrıca Çin'in de bu bölgeye girmesinin önünü kesmeye çalıştılar'' dedi.

Chomsky, Suriye'de de korkunç bir hikayeyle karşı karşıya olunduğunu ifade ederek, ''Olayları siyaseten ele aldığımızda çok az sürpriz yaşadık. Arap Baharı devam etmektedir. Hepimizin öngördüğü gibi, daha önceden de bilindiği gibi her şey olması gerektiği gibi oluyor'' dedi.

'İÇERİDEN ÇÖZÜM BULMALISINIZ'
Türkiye'nin çok önemli bir ülke olduğunu vurgulayan Chomsky, dışarıdan bakıldığında Türkiye'nin en önemli sorununun ''Kürt sorunu'' olduğunu söyledi.

Chomsky, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Siz içeriden çözüm bulmalısınız. Görüşmeler yapılıyor. Olumsuzluklara rağmen, süreci tıkamak isteyen güçlere rağmen, Paris'te 3 kadın aktivist katledildi, bütün bunlara rağmen sürecin devam etmesi son derece önemli. Bölgesel gelişmeler de yaşanıyor. Irak'ta özerk bir bölge oluşmuş durumda. Bu daha da güçlenebilir. Suriye kendini kurtarabilirse, bu belirsizliğin önüne geçebilirse, orada özerk bir Kürt bölgesi söz konusu olabilir. Bunun da Türkiye'nin güneydoğusu ve bütün bölge üzerinde etkisi olacağı açıktır.''

'OSMANLI'DAN DERS ALINMALI'
Bölge için Osmanlı'dan ders alınması gerektiğini dile getiren Chomsky, sözlerini şöyle tamamladı:

''Belki öyle bir gün gelecek ki, bir seyyahın serbestçe Kahire'den Bağdat'a, oradan da İstanbul'a gideceği günlere geri döneceğiz. İnsanların mahalli yönetimlerle yönetimi üstlendiği günlere döneceğiz. Osmanlı'nın o günleri bize ders olacak. Belki bölgedeki herkes için daha iyi bir hayat olacak. Tabii bunlar kendi kendine olmayacak. Bunlar için bölgede çeşitli tercihlerin olması gerekiyor.''

Chomsky'e, konuşmasının ardından Rakel Dink tarafından plaket verildi.

Sayfa Yükleniyor...