Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Bunun bedelini ödeyecekler"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 30 Ağustos Resepsiyonu'nda konuştu. Erdoğan, "Seçimden sonra 80 milletvekili almışsın, daha iyi, objektif olması gerekirken ne oldu Seçimden sonra çok daha berbat, kötü oldu. Parlamentoya dönecekleri yerde bunlar parlamentoya değil tam aksine dağa taşeronluk yapmaya başladılar" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Bunun bedelini ödeyecekler"

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla verdiği resepsiyonda basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

IŞİD ile mücadelede yeni aşamaya geçildiğinin ifade edilmesi üzerine Erdoğan, sürecin yeni başlamadığını, koalisyon güçleri ile 'nin ortak harekat gerçekleştirdiğini söyledi.

IŞİD'in Türkiye'nin sınırlarını tehdit eder hale geldiğini, Cerablus ve Azez'deki yapılanmalara karşı koalisyon güçleri olarak adım atılmasına karar verildiğini kaydeden Erdoğan, "Böyle bir adımın atılması, bölücü terör örgütüyle işlerin durması anlamına asla gelmeyecektir. O da aynı kararlılıkla devam edecektir" değerlendirmesine bulundu.

"Deniz Baykal ve Celal Doğan gibi Tuğrul Türkeş ile de 7 Haziran sonrasında sizin bir görüşme yaptığınız iddiası var. Oldu mu böyle bir görüşme?" sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle yanıt verdi:

"Sayın Baykal ile yaptığım görüşmeyi biliyorsunuz, Meclis Başkanı seçiminin öncesi. Daha sonra Sayın Celal Doğan, benden bir randevu talebinde bulundu. Sayın Doğan ile bizim geçmişimiz ta belediye başkanlığı dönemine dayanıyor. Böyle bir randevu talebine 'Hayır' diyemezdim. Geldi, kendisiyle de gelişmeleri değerlendirme imkanımız oldu. Olay bu."

"Tuğrul Türkeş ile görüştünüz mü" sorusunun tekrarlanması üzerine de Erdoğan, "Son dönemde arkadaşların görüşmeleri oldu" dedi.

"ÜLKEDE SEÇİM ATMOSFERİ GERGİN DEĞİL, DAHA TATLI BİR HAVADA GEÇSİN"

Bir gazetecinin, "7 Haziran seçimlerinde muhalefet partileri ısrarla seçim meydanlarında, mitinglerde cumhurbaşkanlığı makamını da sizi de seçimde bir unsur olarak kullandılar. Bu, 1 Kasım'da da böyle olursa, sizin tavrınız ne olur" sorusuna karşılık Erdoğan, bunu gelişmelerin göstereceğini söyledi.

"Bu gelişmelere göre biz de ama televizyon programlarıyla ama farklı yerlerdeki törenlerle gerekli cevabı, eğer vermemiz gerekirse veririz. Ama benim derdim, ülkede şu seçim atmosferi gergin değil daha tatlı bir havada geçsin" ifadesini kullanan Erdoğan, seçim sürecinde siyasi partilerin çalışmalarını aktif olarak yürüteceğini ifade etti.

Geçici Bakanlar Kurulu'nu Beştepe'de toplayıp toplamayacağına ilişkin soruyu Erdoğan, "Bunu bu akşam size söylersem yanlış olur. Biliyorsunuz, cumhurbaşkanı istediği zamanda Bakanlar Kurulu'nu toplantıya davet edebilir" diye yanıtladı.

"BENİM KÜRT KARDEŞİMİ, BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜNÜN SEVMESİ DİYE BİR ŞEY YOK"

"Çözüm Süreci'nin buzdolabından çıkması" ifadesinin hatırlatılması ve bunun için neyin görülmesi gerektiğinin sorulması üzerine Erdoğan, "Türkiye'de refah, mutluluk ve huzur yakalandığında sürecin buzdolabından çıkabileceğini" dile getirdi.

Milli Birlik ve Kardeşlik Süreci'nin aslında Çözüm Süreci'nin temel taşı olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Milli Birlik ve Kardeşlik Süreci oldu mu, zaten mesele bitmiştir. Ülkemde 78 milyonun kardeşliğini gördüğümüz zaman, zaten yapacak bir şey kalmıyor. Ondan sonra hep beraber, acaba milli gelirimizi nasıl 15'e, 25'e çıkaracağız, bunun gayreti içinde olacağız ve özellikle satın alma gücündeki artış nereye çıkıyor, buna bakacağız" diye konuştu.

Altyapı ve üstyapı yatırımlarının kararlılıkla devam etmesi gerektiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu ve Güneydoğu'da sadece devletin değil, özel sektörün de olması gerektiğini anlattı.

Bölgede yollar, havalimanları, okullar, hastaneler yapıldığını ancak bunların bile yakılmak istendiğine işaret eden Erdoğan, şunları söyledi:

"Biz istiyoruz ki iş adamı da gitsin, yatırım yapsın ama zavallı gidiyor, yatırımını yapıyor, devletten ihale alıyor ama iş makinaları da yakılıyor. 30 tane iş makinasını yaktılar. Mesela termik santral yapacak, bu insan nasıl gelecek de bunu yapacak? Şu anda, örneğin Silopi'de 500-600 milyon dolarlık dev bir termik santral var. Geldiler, orayı sabote ettiler. Bu insan oraya gidip bir daha yatırım yapar mı? Uluslararası meşhur sigorta şirketleri de terörün yaygın olduğu bölgelerde sigorta etmekten kaçınıyorlar. O zaman bunlar ihanet şebekesi değil de nedir? Benim Kürt kardeşimi, bölücü terör örgütünün sevmesi diye bir şey yok ama burada maalesef çok farklı bir ırkçılık, siyasi bir Kürtçülük ve bununla beraber, benim diğer Kürt kardeşlerimi, temiz Kürt kardeşlerimi bunlar lekeliyor.

Bütün mesele şimdi o tertemiz, pırıl pırıl Kürt kardeşlerimizin bunları tasfiye etmesidir. Bunu yaptığı anda inanıyorum ki Doğu, Güneydoğu süratle beklediği, aradığı huzuru bulacaktır."

"GÜFTELERİNİ SAZLA BESTELİYORLARDI AMA NETİCE ÖYLE OLMADI"

HDP'nin silah bırakma çağrılarını samimi bulup bulmadığı sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi:

"Ben bunları samimi bulmuyorum. Bunlar biliyorsunuz, aynı şekilde 7 Haziran öncesinde de vardı. Bunlar da saz vesaire, bunları da çalıyorlardı, güftelerini sazla besteliyorlardı ama netice öyle olmadı. Netice ne oldu? 6-7-8 Ekim'de hali gördünüz. Seçimden sonra 80 milletvekili almışsın, daha iyi, objektif olması gerekirken ne oldu? Seçimden sonra çok daha berbat, kötü oldu. Parlamentoya dönecekleri yerde bunlar parlamentoya değil, tam aksine dağa taşeronluk yapmaya başladılar. Bunları, bu hakikati görmemiz lazım.

Eğer bu hakikati göremezsek yapacak bir şey kalmıyor. Bunlarda çok dikkatli olmamız lazım."

"AVUKATLARIMIZ ATILMASI GEREKEN ADIMLARI ATIYORLAR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Aileniz hedef alınıyor. Kızınız Sümeyye Erdoğan ile ilgili bir tartışma sürüyor. Bu, sizi yaralıyor mu" sorusuna yanıt olarak da şunları kaydetti:

"Başta şahsım olmak üzere bütün ailemi tabii ki bu yaralıyor, tedirgin ediyor, üzüyor. Bu yakıştırmalar çok çok çirkin. Affedersin, bir tane manyağı bulmuşlar, bu manyak üzerinden Türkiye'deki uzantısı da bakıyorsunuz, o da kalkıp ona adeta bir taşeron oluyor. Bu şekilde, böyle bir ahlaki olmayan yola başvuruyorlar. Bizim başvurabileceğimiz tek yol var, hukuk. Onun için de hukuki olarak tüm avukatlarımız, bu konuda atılması gereken adımları atıyorlar.

Burada yazılı, görsel medya, sosyal medya olsun, hepsinde bu ahlaksızlık ne yazık ki var. Bu, tabii bizim bir şeyimizi daha gösteriyor, Twitter konusundaki hassasiyetimin ne olduğu ortaya çok açık, net çıkıyor. Benim kızımın başına bu gelenler, aynı şekilde bir başkasının başına da geliyor. Gelmiyor değil. Bu konuda, özellikle yazılı ve görsel medya olarak hatta sizler de sosyal medyanın içerisinde belli çalışmalarınız var, hep birlikte bir dayanışma içerisinde, ülkemizde bunu da tam çizgisine oturtmamız lazım."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "CHP'nin tutumunu yeterli buldunuz mu" sorusuna da "Asla" diye yanıt verdi.

Sayfa Yükleniyor...