Cumhurbaşkanı Erdoğan: İçeride olan zat ile Kılıçdaroğlu'nun bağlantısı çıkarsa şaşmayın

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ana muhalefetin başındaki zat, ülkesinin aleyhine işlediği bir suçtan dolayı halen cezaevinde bulunan milletvekili ile ilgili konunun kendisine kadar ulaşmasından endişe ettiği için şimdiden ön almaya, suyu bulandırmaya çalışıyor. Eğer yakında, bu içeride olan zat ile alakalı Kılıçdaroğlu'nun bağlantısı çıkarsa şaşmayın'' dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İçeride olan zat ile Kılıçdaroğlu'nun bağlantısı çıkarsa şaşmayın

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı , 'da partisinin Genişletilmiş İl Danışma Toplantısı'nda partililere hitap etti.

Yarın AK Parti'nin 16'ncı kuruluş yıl dönümü olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2001'de çıktıkları ülkeye ve millete hizmet yolculuğunda 15 yılı iktidar olmak üzere başarıyla, şanla ve şerefle dolu tam 16 yılı geride bıraktıklarını söyledi.

AK Parti kurulduğunda henüz yeni yürümeyi öğrenen çocukların, bugün artık liseyi bitirip üniversiteye adım atmaya hazırlanan, oy verme ve her türlü işlemi kendi adına yapma ehliyetini haiz gençler olduğunu belirten Erdoğan, bunun AK Parti sayesinde gerçekleştiğine işaret etti.

Erdoğan, partiyi kurduklarında seçme yaşının 18, seçilme yaşının ise 30 olduğuna değinerek, "Zor olan seçmektir, seçilmek kolay. Hatta bir zamanlar 'Taksim Meydanı'na dört ayaklı koysam seçtiririm.' diyen siyasetçiler çıktı bu ülkede. Ama biz ne yaptık Önce 30'u 25'e çektik, son attığımız adımda da ne dedik 'Seçme de 18, seçilme de 18 olacak' dedik ve bunu başardık" ifadesini kullandı.

Gencine, gençliğine kıymet veren hareketin AK Parti hareketi olduğunu belirten Erdoğan, salonda bulunan gençlere, "Bizler, sizinle gurur duyuyoruz. Zira fetih gençliğinin bir özelliği var. Bir çağ kapattı, bir çağ açtı. Bizim ecdadımız bir çağ kapatıp bir çağ açtığına göre, onun varisleri olan torunlar da inşallah 21. asrı, ecdadının asrı haline dönüştürecektir, ben buna inanıyorum" dedi.

Erdoğan, bu yüzden hedef koyduklarını, "2053" ve "2071" dediklerini hatırlatarak, tüm gençliği 26 Ağustos'taki zafer kutlamaları için Malazgirt'e davet etti.

Sultan Alparslan'ın torunları olarak o heyecanı ve coşkuyu, o doğuş hareketinin olduğu yerde hep beraber yaşayacaklarına dikkati çeken Erdoğan, Çanakkale gibi Malazgirt Zaferi'nin de anılacağını vurguladı.

Erdoğan, böylesine uzun bir süredir ülkeye ve millete hizmet etme şerefine erişen bir partinin yöneticileri olarak kendilerini bahtiyar saydıklarını söyledi.

'nin son 15 yılının ancak kuruluş dönemiyle mukayese edilebilecek önemde hadiselerle geçtiğine işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Özellikle son dört yılımız, içeride ve dışarıda tarihimizin en büyük saldırılarına maruz kaldığımız bir dönem olarak kayıtlardaki yerini almıştır. Bu dönemde bir ülkeye yöneltilebilecek tüm saldırıları gördük, yaşadık. 'yi hedef alanlar, AK Parti'yi boş bırakır mı Bırakmadılar. Bu süreçte partimize de pek çok tuzak kuruldu.

2013'teki Gezi Olayları'nın, 17/25 Aralık emniyet-yargı darbe girişiminin, 2014'teki mahalli idareler ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin, 2015'teki 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinin, bölücü örgütün çukur eylemlerinin ve DEAŞ saldırılarının, 2016'daki 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünün son olarak da 16 Nisan halk oylamasının mecrasından çıkartılma gayretlerinin tüm bunların amaçlarından biri de AK Parti'yi sarsmak, mümkünse parçalamaktı. Allah'ın yardımı, milletimizin desteği ve dava arkadaşlarımızın metanetiyle tüm bu saldırıları boşa çıkardık."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin bu karmaşık döneminde, parti içinde de yolunu kaybedenlerin olduğuna değinerek, "Milletvekillerinden, belediye başkanlarından, teşkilat mensuplarından bazı firelerle elbette karşılaştık. Fakat yaşadığımız saldırının büyüklüğünü dikkate aldığımızda, bunların sayısı ve oranı gerçekten çok küçüktür" ifadesini kullandı.

Türkiye'nin içinden geçtiği bu kritik dönemdeki güçlü duruşları sebebiyle AK Parti teşkilatının tüm mensuplarına şahsı ve milleti adına şükranlarını sunan Erdoğan, "Bugün burada genişletilmiş il divanı yapıyoruz. Bugüne kadar böyle bir il divanı olmadı, ilk defa bunu yapıyoruz. Neden, niçin Çünkü artık bir cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin adımını atıyoruz" diye konuştu.

Erdoğan, ülkede 2019'un Mart ayında yerel seçimin, ardından kasım ayında da parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılacağını anımsattı. Erdoğan, "Buna çok kararlı hazırlanmak durumunda değil miyiz Öyleyse zaman kaybına tahammülümüz yok" dedi.

"AZ ÖNCE EREN'İN ANNESİYLE GÖRÜŞTÜM"

Salonda bulunanlara, "19 ilçe ve büyükşehirle hep birlikte kararlı bir şekilde tüm bu ilçeleri mahalleriyle, sokaklarıyla sandık esaslı olarak taramaya var mıyız?" sorusunu yönelten Erdoğan, şunları kaydetti:

"Unutmayın, bizim ölçümüz AK Parti olarak bellidir. Partimizin değerlerine özellikle de bizim malum manifestomuza ihanet etmeyen, ülkesine sadakatla bağlı herkese kalbimiz de kollarımız da açıktır. Bizim bu manifestomuz nedir, bu ilkelerimiz nedir? Bunun üzerinde durmamız lazım.

Bir, tek millet. Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Gürcü'süyle, Abaza'sıyla, Boşnak'ıyla, Arnavut'uyla... 80 milyon biz tek milletiz. Bizi bölemeyecekler, parçalayamayacaklar. Tek millet olarak inşallah geleceğe yürüyecek, böylece 21. asrı Türk milletinin asrı olarak dünyaya haykıracağız. İki, az önce Eren'in annesiyle görüştüm. Allah rahmet eylesin. Eren, kaç kardeş biliyor musunuz? 13 kardeşler. Ayşe Hanım'ın 13 evladı var, bir tanesi de Eren'di. Bana, 'Siz en az üç dediğiniz zaman, ben yanlış mı yaptım diye düşündüm' dedi. Ben de 'Olur mu. Sen, Allah'ın ve Resulü'nün emrini yerine getirdin. Sen ne güzel annesin ki cenneti, 13 evladınla teminat altına aldın' dedim. Tek milletten sonra tek bayrak. Rengi şehidimizin kanı. Hilal, bağımsızlığımızın ifadesi. Yıldız, işte Eren gibi her şehidimizin ta kendisi."

Konuşmasında, bir şehidin düşüşünün "yıldızın düşmesi"ne benzediğini belirten Erdoğan, Türkiye'yi bölmenin ve parçalamanın mümkün olmayacağını vurguladı.

Erdoğan, "Buna teşebbüs edelere biz o toprakları mezar yaptık. 'Onların inlerine gireceğiz' dedik, girdik. 'Cudi dağlarında, Tendürek'de, Besler-Dereler'de, Küpeli'de, her yerde inlerine gireceğiz' dedik, girdik. Hala da girmeye devam ediyoruz. Çünkü bu ülkeyi bölmeye gayret edenlere bu toprakları biz yaşanmaz hale getireceğiz. Bunda kararlıyız" diye konuştu.

Türkiye Cumhuriyeti'nin bir eşinin daha olmadığına işaret eden Erdoğan, ülkeyi bölmeye çalışanların yerinin belli olduğunu belirtti. Erdoğan, "İnlerine girdik ve o inlerden onları çeki çıkartarak onlara bedelini ödettik. Bu kriterler dışında kalan herkes bizim için defoludur, yorulmuştur, yolunu kaybetmiştir. Ahde vefa bizim siyaset ahlakımızın vazgeçilmez bir unsurudur. Ülkemize ve milletimize hakaret edenlere karşı ne kadar öfkeliysek, bu çatı altında hizmet veren tüm kardeşlerimize de o derece muhabbet doluyuz" ifadesini kullandı.

''YERİ GELİR KAPIDA BEKÇİ OLURUZ"

Erdoğan, "AK Parti'de değişim" demenin, herkesin aynı ekip içinde yer aldığı, bir bayrak yarışında görev almak veya görev devretmek anlamına geldiğine işaret ederek, şöyle devam etti:

"Aynı davanın neferleri olarak, dün şu sıfatla yürüttüğümüz görevi bugün başka bir sıfatla veya hiçbir sıfatımız olmadan da sürdürerek, samimiyetle olgunluğa eriştirecek sabra sahip olduğumuza inanıyorum. Bunu yapacağız. Yeri gelir kapıda bekçi oluruz, yeri gelir o kapıya su taşırız. Aksi takdirde bu büyük yapıyı, bu büyük ekibi ahenkle verimli şekilde milletimizin beklentilerine uygun tarzda çalıştırma imkanından mahrum kalırız."

Ana kademesiyle, kadın kollarıyla gençlik kollarıyla 2019'un mahalli seçimlerinde görünmemiş bir oy potansiyeliyle yola devam edeceklerine dikkati çeken Erdoğan, "İnanıyorum ki 2019'un Kasımında bu defa inşallah parlamentoda ve Allah'ın izniyle cumhurbaşkanlığında da çok daha farklı bir oy oranıyla o seçimi de alacağız" dedi.

"AK PARTİ'Yİ DURAĞANLIĞA MAHKUM ETMEYE HAKKIMIZ YOKTUR"

Erdoğan, artık parlamenter demokrasinin olmadığını, bundan sonra en az yüzde 50 artı bir ile seçim kazanılabileceğini vurgulayarak, şu görüşlere yer verdi:

"Dünyanın ve Türkiye'nin hızla değiştiği bir dönemde AK Parti'yi durağanlığa mahkum etmeye hakkımız yoktur. Yeni projelerle, sürekli yenilenen heyecanlarla, daima hedef büyüten bir dinamizmle yoluna devam eden yönetici arkadaşlarımız, elbette hizmetlerini sürdürecektir ama partiyi sırtlayıp götürmek yerine, partinin sırtına binmeye kalkanları kenara çekmek de milletimize karşı sorumluluğumuzun gereğidir."

FETÖ ve PKK iltisakı başta olmak üzere millete düşmanlık eden terör örgütlerine bulamış olanlarla ilgili hassasiyetleri olduğunu belirten Erdoğan, bu konuda en küçük bir taviz verilmesinin dahi söz konusu olmayacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yol yakınken nerede FETÖ ile bağlantısı olanlar varsa deşifre edilmesini gerektiğine değinerek, şunları kaydetti:

"Partimizin çatısı altında FETÖ ile iltisakı olanları asla barındıramayız. Yol yakınken, nerede FETÖ ile bağlantısı olan varsa hemen bize bildirin, anında kapıya koymaya mecburuz. Ondan sonra da utanmadan sıkılmadan Pensilvanya'da şu anda park ettiler, Almanya'da park ettiler, Batı'nın değişik yerlerinde park ettiler. Daha siz çok yerlere kaçacaksınız. Afrika'ya kaçacaksınız. Ama siz kaçacaksınız biz kovalayacağız.''

Erdoğan, konuşmasında, milletin parçalanmasına, sorumluluk makamında olan bir kişi olarak müsaade etmesinin mümkün olmadığını bildirdi.

Göreve devam edecek veya yeni görev alacak kişilerin AK Parti'ye illerinde, ilçelerinde, ülke genelinde neler katacağını, nasıl bir fayda sağlayacağını göz önünde bulunduracaklarını belirten Erdoğan, davası, yüreğinde hizmet aşkı, kafasında projesi bulunmayan, ilkelere tüm benliğiyle bağlı olmayan hiç kimsenin, AK Parti'de yönetici konumuna gelemeyeceğini vurguladı.

Tüm ilçe ve il kongrelerinin bu anlayışla yapılarak, büyük kongre için hazırlıkların tamamlanacağına değinen Erdoğan, bu bayrak yarışında görevini devredeceklere teşekkür etti, yeni görev alacaklara başarılar diledi.

Nüfusuna göre Türkiye'nin 5. şehri olan 'nın her yıl misafir ettiği milyonlarca turistiyle, aslında çok daha üst sıralarda bir yeri hak etttiğine inandığını aktaran Erdoğan, turizmin vitrin şehri Antalya'nın aynı zamanda tarımda da çok önemli bir yere sahip olduğunu söyledi.

Erdoğan, geçen yıl 1 milyar doları bulan, bu sene çok daha fazla olacağı anlaşılan ihracatıyla Antalya'nın ticarette de önemli bir merkez olduğuna dikkati çekti.

"Böylesine kritik bir şehre, potansiyeline ve ülkeye olan katkısına uygun hizmetler getirmek gerektiğini gördüğümüz için Antalya'ya hep özel önem verdik" diyen Erdoğan, mevcut havalimanını, göreve geldikleri zaman dünyanın en modern havalimanlarından biri haline getirdiklerini anımsattı.

"ANTALYA'YI ÜLKEMİZİN TAMANA BAĞLIYORUZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, göreve geldiklerinde Antalya'daki havalimanının iş görmediğini belirterek, şöyle devam etti:

"Antalya'ya bu yetmez dedik. Doğu tarafına, Gazipaşa'ya ikinci bir havalimanı inşa ettik. Şimdi üçüncü bir havalimanının hazırlığı içindeyiz. Antalya'nın batı tarafına 850 milyon lira yatırım bedeli olan yeni havalimanının inşasına inşallah yıl sonuna kadar başlamayı ve en geç 2021 yılında hizmete almayı planlıyoruz. Hızlı tren konusunda 2 ayrı hatla Antalya'yı ülkemizin tamamına bağlıyoruz. Birincisi Isparta-Burdur-Afyonkarahisar-Kütahya-Eskişehir istikametine giden, oradan da İstanbul ve Ankara'ya ulaşan hızlı tren projesidir. Antalya'ya bu yakışır ve bunu yapacağız. İkincisi de Konya-Aksaray-Nevşehir-Kayseri istikametine gidecek olan hattır. Nasıl Güzel mi Ama bunları iyi bilelim ve çaldığımız her kapıya da bunları anlatalım. Her iki projeyle ilgili çalışmalar etap etap sürüyor."

Erdoğan, bunlarla da yetinmeyip Antalya'yı otobanla hem Afyonkarahisar hem Alanya istikametine bağlayacak bir projeyi de hayata geçireceklerini bildirdi.

"BUNLARA KEÇİ MEÇİ TESLİM ETMEYİN"

Antalya Stadyumu'nun 33 bin kişilik kapasitesiyle bölgeye yakışır bir eser olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Kusura bakmayın, Antalya Stadyumu çok daha erken bitecekti, bir ara dönem geçirdi. Niye Talihsiz bir belediye başkanı geldi. Bunlar anlamaz bu işlerden. Bunlara 5 koyun teslim edin, kaybedip gelirler. Aslında yörükler bunları çok iyi bilir. Buranın yaylarında bunlara sakın keçi meçi teslim etmeyin, inan kaybedip gelirler." ifadesini kullandı.

Erdoğan, Antalyaspor'dan da artık bu stadın hakkını verecek bir performans beklediğini söyledi.

Antalya'ya 15 yılda 8 bin 600 derslik, 49 sağlık kuruluşu, 42 spor kuruluşu kazandırdıklarını anımsatan Erdoğan, geçen yıl yapılan Antalya Exposu'nun beklenilen düzeyde olmasa da şehirin tanıtımına katkı yaptığını, konuşmasını yaptığı kongre merkezinin bu kapsamda yapıldığını vurguladı.

Erdoğan, böyle büyük bir kongre merkezinin Antalya'da olmadığını belirterek, "Ben akşam belediye başkanımıza onu söyledim, 'İnşallah hamamdan çıkar gibi çıkmayız.' 'Yok' dedi, 'Şu an her şey yerinde.' Hamdolsun ferahız değil mi, terleme falan yok herhalde Modern şehircilik, medeni olmak bu. Daha iyi olacak. İnşallah önünümüzdeki dönemde tüm bu hizmetleri katlayarak, şehrimizin marka değerini yükseltmeye devam edeceğiz" dedi.

"BİZ YAPARIZ"

Expo alanına yeni bazı projeler düşündüklerini, o projelerle bu alanı çok daha etkin, verimli hale getireceklerini, burasının adeta bir çekim merkezi haline geleceğine işaret eden Erdoğan, "Biz yaparız. Çünkü biz, hep bunları düşünüyoruz. Biz kalkıp da sokaklarda terör örgütlerinin mensuplarıyla kol kola dolaşmıyoruz. Biz, halkımızla kol kola dolaşıyoruz, farkımız bu" ifadesini kullandı.

Erdoğan, geçen 15 yılda, Antalya ile Türkiye'ye kazandırdıkları büyük yatırımların, yaptıkları dev hizmetlerin gerisinde istikrar ve güvenin olduğunu belirterek, kendileri bu konuda ne kadar hassassa, anamuhalefet partisi başta olmak üzere bir takım çevrelerin de o derece hoyrat ve yıkıcı olduğunu vurguladı.

Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Geçtiğimiz günlede anamuhelefet partisinin başındaki şahıs bir Alman dergisine röportaj veriyor. Normal şartlada herhangi bir siyasetçi böyle bir imkanı ülkesinin ve milletinin faydasına olacak şekilde kullanır. Peki bizim anamuhalefetin başındaki zat ne yapıyor Alman kamuoyuna ülkesini şikayet ediyor. Hem de öyle bir şikayet ediyor ki adeta Alman yatırımcıları da Alman turistleri de 'Türkiye'den uzak dursun, sakın buralara gelmesin' diye bangır bangır bağırıyor ve yalvarıyor. Neymiş efendim 'Türkiye'de kimsenin can ve mal güvenliği yokmuş.' Önce sözlerini inkar etmeye çalıştı. Mızrak çuvala sığmayınca bu defa pişkince 'Ben, bunları her yerde söylüyorum' diyerek işin içinden sıyrılmaya kalktı. Bu ifade söz konusu zatın sehven değil, bilinçli olarak ülkemize iftira attığını gösteriyor. Yazıklar olsun. Ekmeğini yediği, suyunu içtiği, milletvekili ve emekli olarak maaşını aldığı devletine, ülkesine böylesine bir ihaneti yapabilen ve yüzü kızarmadan bunu savunan zata ne desek boştur."

Erdoğan, yaptığı konuşmada, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Ankara'dan İstanbul'a yaptığı yürüyüşte yol güvenliğini hükümetin sağladığını anımsattı.

''KILIÇDAROĞLU'NUN BAĞLANTISI ÇIKARSA ŞAŞMAYIN''

İzmir Büyükşehir Belediyesinde çalışan işçilerin günlerce grev yaptığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

"Onların hak arayışlarındaki adaleti nereye koyacaksın Bay Kılıçdaroğlu Şişli'yi çöpler istila etti. Taşeron örgütleri bağırıp çağırdı. Çöplükten geçilemez hale gelen, benden önce de İstanbul öyleydi. Çöp yığınlarıyla doluydu. Peki onlara yönelik sözde adalet yürüyüşü yapan sen, onların adalet arayışına niye cevap vermedin Ah kardeşlerim ah. Bunların adaletle madaletle alakası yok, bunların derdi başka. Bunların derdi ülkeyi karıştırmak. Ana muhalefetin başındaki zat, ülkesinin aleyhine işlediği bir suçtan dolayı halen cezaevinde bulunan milletvekili ile ilgili konunun kendisine kadar ulaşmasından endişe ettiği için şimdiden ön almaya, suyu bulandırmaya çalışıyor. Eğer yakında, bu içeride olan zat ile alakalı Kılıçdaroğlu'nun bağlantısı çıkarsa şaşmayın ha. İçeriden değişik haberler alıyorum. 'Buradan çıktım çıktım, çıkmadığım takdirde açıklamalarda bulunacağım' diyor içerideki zat."

Bütün yapılanları "FETÖ taktiği" olarak nitelendiren Erdoğan, "Gerçi söylediği her şeyi inkar etme, yaptığı her işten çark etme konusunda bu şahsın eline su dökecek kimse zor bulunur. Bunda yalan gani. Kendisi genel başkanlık koltuğuna da FETÖ kumpası olduğunu herkesin bildiği bir kaset operasyonuyla oturtulmamış mıydı O gün Baykal'ı ziyaretten çıkarken gazeteciler 'Aday olacak mısınız?' diye sordu, 'hayır böyle bir düşüncem yok' dedi. Ertesi gün bir de baktık ki adaylığını açıkladı. Niye yalan Ama unutmayın yalancının mumu... O kadar çok yalan söyledi, söylediği o kadar çok sözü yuttu, o kadar çok hezimete uğradı ki biz kendisini takip edemez hale geldik. Mümkün değil. Ne derseniz deyin. Yağmur yağıyor havasında kendisine dikte edilenleri yapmaya devam ediyor" ifadesini kullandı.

"FETÖ'CÜLER BİLE BU KADARINA CESARET EDEMİYOR"

Kılıçdaroğlu'nun ve partisinin ne yaptığının kendilerini ilgilendirmediğini ama meselenin ülke ve millet meselesi olması halinde sessiz kalmalarının mümkün olmadığını dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:

"Türkiye'yi kuşatma, Türkiye'yi işgal operasyonlarına nefer yazılan herkes, bu ülkenin de bu milletin de defterinden silinir. Hiçbir siyasi veya bireysel çıkar, böyle bir ihaneti mazur gösteremez. Tabii genel başkanı böyle yapınca milletvekili durur mu Ana muhalefetin Antalya Milletvekili, aynı zamanda geçen dönem şehrin üzerine bir kabus gibi çöken eski belediye başkanı olan kişi 15 Temmuz ile ilgili öyle laflar söylüyor ki FETÖ'cülerin kendileri bile bu kadarına cesaret edemiyor. Peki ana muhalefetin başındaki zatın ve onu takip eden Antalya Milletvekilinin ülkelerine attıkları iftiraların zararını en çok kim görüyor Tabii Antalya görüyor. Önümüzdeki seçimde bunları silip atmaya hazır mıyız Burası ülkemizde turizmin lokomotifi olan bir şehir. Kendi ülkesini karalayan, yatırımcılara ve turistlere adeta 'ne olur Türkiye'ye gelmeyin, Antalya'ya gelmeyin' diye yalvaran bu zihniyete hak ettiği cevabı da inşallah, Antalya'nın, Antalyalının vermesi gerekiyor. Antalya'daki esnaf kardeşimin, turizmci kardeşimin, çiftçi kardeşimin ekmeğine kan doğramaya kimsenin hakkı yoktur. Ana muhalefetin başındaki zata ve onun izinden giden milletvekiline buraya oy için geldiklerinde, ülkelerine attıkları iftiraların kendilerine verdikleri zararın hesabını Antalyalıların soracaklarına inanıyorum. Özellikle CHP'ye gönül vermiş vatandaşlarımı bu konularda muhasebe yapmaya, partilerinin ve ülkelerinin geleceği için seslerini yükseltmeye davet ediyorum."

"KILIÇDAROĞLU 'GELMEYİN' DİYOR, TURİSTLER DE 'SANA NE YAV' DİYOR"

Kılıçdaroğlu ve ekibinin şifrelerini, kendileri gibi yabancıların da çözdüğünü belirten Erdoğan, "Çünkü bunlar ne kadar yalan söylerlerse söylesinler, ne kadar iftira atarlarsa atsınlar, hangi ihanetleri sergilerlerse sergilesinler yatırımcıların ve turistlerin ülkemize olan ilgisi artıkça artıyor" dedi.

Erdoğan, Türkiye'ye yabancı yatırımcı ilgisinin devam ettiğini ve dün Isparta'da uluslararası bir yatırımın açılışını yaptığını anımsatarak, şöyle devam etti:

"Geçtiğimiz haftalarda güneş ve rüzgar enerjisi ihalelerine uluslararası yatırımcıların ilgisi bizi şaşırtan düzeydeydi. Yaklaşık 2 milyar dolar yatırım. Ondan bir hafta önce İstanbul'da bir şehir hastanesinin kredi anlaşmasını imzaladık. Japon-Türk iş birliği. Bedel ne biliyor musunuz 1,5 milyar dolar. Ya bunlar önümüzü kesmeye çalışıyor ama uluslararası yatırım Türkiye'ye gelmeye devam ediyor. Uğraşmayın boşuna uğraşmayın, Türkiye dimdik ayakta Allah'ın izniyle yoluna devam ediyor. Turizmde de geçtiğimiz yılki durgunluğun ortadan kalkmaya başladığını görüyoruz. Dün itibarıyla Antalya'da doluluk oranının yüzde 80'e ulaştığını arkadaşlarım bana rapor ettiler. Antalya, turist sayısında hamdolsun böyle bir konuyu gündeme getirdiğimizde diyorlar ki 'iyi yoldayız.' Daha iyi olacak. Yılın ilk yedi ayında şehrimizde geçtiğimiz yıl 3 milyon 300 bin olan turist sayısı bu yıl 5 milyon 200 bine ulaştı. Kılıçdaroğlu 'gelmeyin' diyor, turistler de 'sana ne yav' diyor ve geliyor. Şimdi sessizliğe büründüler. Turistler niye geliyor Benim Ayşemin, Fatmamın, Ahmedimin, Hasanımın güler yüzüne kim gelmez ya. Turizm geliri ve istihdam da buna uygun şekilde artıyor."

"135 MİLYAR DOLARI GÖRDÜK, YENİDEN GÖRECEĞİZ İNŞALLAH"

Türkiye'nin içinden geçtiği siyasi ve ekonomik imtihan döneminden alnının akıyla çıkmaya başladığını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Yılın ilk çeyreğinde büyüme yüzde 5, yıllık ihracatımız 150 milyar doları aştı. Bunlar hep güzel günlerin habercisi. Enflasyon yeniden tek haneliye indi. Merkez Bankası rezervi tırmanmaya başladı, şu anda 109 milar dolara ulaştı. Peki 15 sene önce geldiğimizde Merkez Bankasının rezervi neydi, 27,5 milyar dolardı. Biz 135 milyar doları gördük, onu yeniden göreceğiz inşallah. Daha güçlü olacağız çünkü Türkiye güçlenecek. Savunma sanayinde güçleniyoruz. Artık insansız hava araçlarını kendimiz üretir hale geldik. Şu anda Güneydoğu'da, sınırlarımızda teröristleri İHA'lar ile vuruyoruz. Onlar yer tespiti yapıyor, F-16'lar ile vuruyoruz. Bölücü terör örgütü güya eylem yılı ilan ettiği bir dönemde adeta nefes alamaz hale gelmiştir. Verdiğimiz şehitler yüreğimizi yakıyor ama biliyoruz ki ülkemizde özgürce yaşamanın bir bedeli var. Her alanda mücadelemizin sürdüğü FETÖ davalarını ilgili arkadaşlarımız çok yakından takip ediyor. Bu davaların da hem milletimizin vicdanını tatmin edecek hem de hukuki olarak en küçük bir eksikliğe, aksaklığa, boşluğa meydan vermeyecek şekilde neticeye ulaşacağına inanıyoruz."

Suriye ve Irak'ta oynan oyunları yakından takip ettiklerini ve gereken durumlarda sahada varlıklarını göstermekten çekinmeyecek şekilde hazırlıklarını sürdürdüklerini belirten Erdoğan, Körfez bölgesindeki sıkıntıların suhuletle çözüme kavuşturulması için her türlü gayreti gösterdiklerini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bize göre dünyanın öteki ucu olan Kuzey Kore'nin merkezinde bulunduğu krizle ilgili endişelerimizi ifade ettik. Nükleer bir savaş, taraflarla birlikte tüm dünya için telafisi mümkün olmayan bir felakettir. Japonya ve Güney Kore gibi yakın dostlarımızı tedirgin eden bu gerilimin, silahlar ve füzeler ateşlenmeden sona erdirilmesini diliyoruz. Gerek ülkemizin içinden geçtiği süreç, gerek dünyada yaşanan gelişmeler Türkiye'nin mutlaka güçlü olması gerektiğini gösteriyor. Güçlü olmanın yolu da imkanlarımızı ve potansiyelimizi en doğru şekilde kullanmaktan geçiyor" diye konuştu.

''MİLLETİMİZ BİZDEN İCRAAT BEKLİYOR"

Erdoğan, 2019 seçimlerinin bu bakımdan Türkiye'nin geleceğinde belirleyici bir dönüm noktası olacağına işaret ederek, "AK Parti olarak 2019'a kadar olan dönemi çok iyi değerlendirmek zorundayız. Hem teşkilatlarımızdaki değişimi hem hükümet çalışmalarını bu anlayışla titiz bir şekilde yürüteceğiz. Milletimizin bize olan sevgisi, desteği, mecburiyetinden veya mahkumiyetinden değil ülkemize en iyi hizmetleri veriyor olmamızdan kaynaklanıyor. Bugün de milletimiz bizden icraat bekliyor. Ülkemizde rekabet edebileceğimiz bir ana muhalefet olmadığı için kendi kendimizle rekabet etmek durumundayız"değerlendirmesinde bulundu.

Son 15 yılda Türkiye'yi üç kat büyüttüklerini, şimdi hedeflerinin 2023 hedeflerine ulaşmak olduğunu dile getiren Erdoğan, bunun da Türkiye'yi 6-7 yılda şu andakinden iki kat fazla büyütmekten geçtiğine işaret ederek, "Gelişmekte olan pek çok ülkenin düştüğü orta gelir tuzağını aşmak için bunu başarmak zorundayız. Hazırlıklarımızı buna göre yapıyoruz ama önce 2019 seçimlerinde ihtiyacımız olan neticeye ulaşmamız gerekiyor" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1994 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde muhteşem bir çalışma yapan AK Partili kadınların, kendisine, evleri dolaştıklarını ve sadece broşürle dolaşmanın uygun olmadığını, birer de kahve vermek istediklerini söylediklerini aktardı.

Kahvenin üzerine, "Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı vardır" yazmak istediklerini belirten partili kadınlara "Güzel olur" yanıtı verdiğini kaydeden Erdoğan "Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı vardır. Güzel mi Hanım kardeşler buna hazır mıyız Antalyalı kahveyi de sever, öyle mi Evinin verandasında, bahçesinde şöyle kahveyi demler ve orada da kahveyi içerken kimi hatırlayacak Sizi. 'Kim getirdi bu kahveyi bize ', 'AK Parti Kadın Kolları. Onun için çok çalışacağız" ifadelerini kullandı.

"GENÇLİĞİMİZDEN ÇOK ŞEYLER BEKLİYORUM"

Gençlere de seslenen Erdoğan, "Durmak yok, üniversitelerde bütün gençliğimizle el ele olacaksınız, dolaşacaksınız, bütün mahallelerde dolaşacaksınız ve kucaklayıcı olacaksınız. Kırmadan, dökmeden, barışa giden yolda, muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkma yolunda ben gençliğimizden çok şeyler bekliyorum, umutluyum" diye konuştu.

Başta il başkanı olmak üzere, ilçe başkanları ve tüm sandık kurullarının hep beraber sandık esaslı olarak çalışacağını vurgulayan Erdoğan, "Şu anda teşkilat başkanlığımız koşturuyor, elemanlarını gönderiyor ve yapılan tüm temayül yoklamalarıyla değerlendirmelerimizi yapacağız. Daha heyecanlı, daha güçlü bir teşkilatla inşallah Antalyamızı da yenileyeceğiz. Kırıp dökmeden, gücendirmeden, el ele, omuz omuza, 2019'a hazırlanacağız. Buna var mıyız Çünkü karşımızdaki sorunlar ancak böyle bir çalışmayla üstesinden gelebileceğimiz büyüklüktedir. Sizlere inanıyorum, güveniyorum. Bir kez daha AK Parti ve ülkemize yaptığınız hizmetler için her birinize ayrı ayrı teşekkür ederim" ifadesini kullandı.

Sayfa Yükleniyor...