Cumhurbaşkanı Erdoğan: El Bab'a da ineceğiz

Fırat Kalkanı Harekatı ile ilgili açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "El Bab’a inmeyin diyorlar. Mecburuz, ineceğiz. Niye? Çünkü burada terörden arındırılmış bir bölgeyi hazırlamamız lazım" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: El Bab'a da ineceğiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bursa'nın İnegöl ilçesinde hayırsever iş adamı Mehmet Yıldız tarafından yaptırılan Hacı Sevim Yıldız Mesleki Eğitim Kampüsü'nün açılışında konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu şöyle konuştu:

Maruz kaldığımız bunca ihanete, saldırıya rağmen soğukkanlılığımızı, cesaretimizi, kararlılığımızı asla kaybetmedik. İçeriden ve dışarıdan bizi hedef alan ekonomik tuzaklara rağmen hedeflerimizden sapmadık, geriye düşmedik. Böyle bir başarı örneği ortaya koymak dünyada pek az milletin harcıdır.

Yıllardır bize insanlık dersi verenlerin, insan hakları ve demokrasi karnesi hazırlayanların kendileri en temel insani vazifelerini yerine getiremiyorlar. İşte, ''ye destek vermemiz lazım', işte, 'Suriyeli mültecilerle ilgili yeter ki bize gelmesinler diyerek bizim destek vermemiz lazım.' Ne oldu, verdiler mi? Aldatıyorlar, dürüst değiller. Verseniz de vermesiniz de biz 6 yıldır nasıl bu işi götürdüysek bundan sonra da götüreceğiz. Rabbim bereketini veriyor. Bakınız Batı'da birçok ülke şu an faşist partilerin, yabancı düşmanı akımların kontrolüne girme tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyor. Teröristlerin adlarını, kimliklerini bahane ederek tüm Müslümanlara yönelik ırkçı politikalar uygulayan ülkeleri esefle takip ediyoruz.

Suriye’de 600 bin insan terör örgütleriyle, devlet terörünün kurbanı oldu. Buna ses çıkarmayanlar bakıyorsunuz işte, 'Dabık'ta şu kadar PYD'li, PKK'lı ölmüş. Yok bilmem şurada şu kadar ölmüş.' 600 bin insanın ölümüne sesiniz çıkmıyor. Dabık'taki PYD'li, PKK'lı teröristleri savunuyorsun. DEAŞ'lı teröristler de var bunların içinde, PYD'lisi de var, PKK'lısı da var, YPG'lisi de var. Hepsi birbirinin aynı, al birini vur öbürüne.
Bunlar halen utanmadan, sıkılmadan, 'Niçin bunların üzerine gidiyorsunuz.' diyorlar. Gideceğiz. Çünkü onların annelerinin gözyaşı bizi boğar. Onların kanı yerde kalmayacak, Yasin Börü'nün de kalmayacak. Üzerine üzerine gideceğiz.

Halep gibi geçmişte bize ait olan topraklar, İslam medeniyetinin kadim şehirleri yıkıldı. Kütüphaneler, medreseler, hastaneler, enkaza döndü. Acımasızca vuruyorlar. Aynı şekilde Irak'ın kadim şehirleri, geçmişte Kerkük, Musul bizimdi. Şimdi ben Misakımilli dedim diye rahatsız oldular. Niye rahatsız oluyorsunuz? Ben tarih dersi veriyorum, anlayın. Bu işin tarihinde bu var. Gazi Mustafa Kemal'in de Misakımilli'yi istikamet olarak gösterişi yok mu, var. Niye rahatsız oluyorlar Biz milliyiz, biz yerliyiz, biz vatanseveriz, biz milliyetperveriz, farkımız bu.

Parlamentoda idam konusu gündeme gelip Genel Kurul’dan geçtiği anda Cumhurbaşkanı olarak ben buna onayımı veririm. Bunu açıkladım. Bazı Batılılar 'Siz bunu niçin dillendiriyorsunuz' diyor, ya ne olacaktı? Sizden mi izin alacağız? Bugüne kadar on binlerce şehidimin kanı yerde mi kalacak? Bugün dünyanın büyük bir kesiminde hala idam uygulaması var. Dolayısıyla biz, o şehidimizin kanını yerde bırakamayız. Eğer parlamentomuz bu kararı verirse 80'li yıllarda zaten bizde idam kalktı. Yeniden bu geriye avdet edebilir.

Batılı ülkeleri Irak ve Suriye için hiçbir şey yapmadı. Kendileri hiçbir şey yapmadıkları gibi bizim gibi samimiyetle bölgeye el uzatacak olanları da engellediler. Biz Irak krizinin başından beri ülkenin anahtarının tek bir etnik ve mezhebi yapıya verilmemesi gerektiğini ifade ettik. Suriye'de de terörün terörle temizlenmeyeceğini söyledik. Bugün de aynı şeyi söylüyorum. Başta müttefiklerimiz olmak üzere bölgede etkinliği olan ülkelere maalesef bunları dinletemedik. Biz, üç milyon insana kapılarımızı açarken ortada görünmeyenler konu petrol olunca, konu enerji olunca hemen baş köşeyi kaptılar. Bu dramlar karşısında üç maymunu oynayanlar fırsatlar konusunda aslan kesildiler.

“BU AHLAKSIZ OYUNA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”
Artık bu ahlaksız, bu riyakar oyuna müsaade etmeyeceğiz. Ülkemizin güvenliğini ilgilendiren gelişmeleri tribünden seyretmeyeceğiz. Sahada ve masada olmak için uluslararası hukuk çerçevesinde ne gerekiyorsa onu yapıyoruz, onu yapacağız. Güney sınırımız boyunca bir terör koridoru oluşmasına asla izin vermeyeceğiz. 911 kilometre bizim Suriye sınırımız var. 350 kilometre bizim Irak sınırımız var. Ne yapacağız, seyir mi edeceğiz? Cerablus operasyonu, bu konudaki kararlılığımızın bir işaretidir. Er Rai operasyonumuz bu konudaki kararlılığımızın bir ifadesidir. Dabık aynı şekilde. Gençler, Dabık ile ilgili Mercidabık'ı okuyun. Dabık'ın ne olduğunu o zaman daha iyi anlarsınız.

"EL BAB'A İNECEĞİZ"
Şimdi El Bab, ama 'Oraya inmeyin' diyorlar. Mecburuz, ineceğiz. Niye? Çünkü burada terörden arındırılmış bir bölgeyi hazırlamamız lazım. Münbiç aynı şekilde. Koalisyon güçleri, eğer beraber hareket etmeye hazır olurlarsa Rakka'da da DEAŞ'a karşı gereğini yapacağız. Ama PYD ile veya YPG ile beraber değil. Amerika, koalisyon güçleri, beraber. Terör örgütlerini yanımıza almayacağız.
Bizim kimsenin bir karış toprağında gözümüz yok. Kendi topraklarımızın güvenliği oralardaki gelişmelerle yakından ilgili olduğu için sahada etkin olmaya çalışıyoruz.

Bunun yanında bin yıllık kardeşlik hukukuyla birlikte yaşadığımız insanların geleceklerinin karartılmasına rıza gösteremeyiz. Diyarbakır'a, Şanlıurfa'ya, Mardin'e, Şırnak'a, Hatay'a, Antep'e, bütün buralara bakıp da iştahı kabaranların heveslerini kursaklarında bırakacak iradeye ve güce hamdolsun fazlasıyla sahibiz. İdlip'i, Halep'i, Münbiç'i, Haseki'yi, Musul'u, Kerkük'ü de, oralardaki kardeşlerimizin güvenliğini de kendimizinkinden farklı görmüyoruz. Biz hem kendi vatandaşlarımız hem de bölgemizdeki kardeşlerimiz için sadece ve sadece barış, huzur ve istikrar istiyoruz. Geçmişten farklı olarak bu güvenliği ve huzuru gerekirse kendi ellerimizle inşa etmekte kararlıyız.

İstiklal Harbi'nde Anadolu'nun bir ucundan diğer ucuna kadar yayılan bağımsızlık ateşinin hamdolsun hala canlı olduğunu görüyoruz. Bunu en son ne zaman gördük. 15 Temmuz gecesi işte buna yeniden şahit olduk. Bu millet aziz bir millet. Bu millet büyük bir millet. Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz. Gelmişiz dünyaya millet, milliyet nedir öğretmişiz. Bu millet öyle bir millet. Milletimiz o gece genciyle yaşlısıyla kadınıyla erkeğiyle Türkü Kürdüyle göğsünü namlulara siper ederek bir kez daha özgürlüğüne sahip çıktı.

“1 DOLARA VATANINI SATAN İNSAN MÜSVEDDELERİ”
Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın, Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın. Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk'ın. Kim bilir, belki yarın belki yarından da yakın" dizelerini okuyarak, "İşte siz o gece göğsünüzü siper ettiniz. Bu millet göğsünü siper etti. 241 şehidimiz oldu, 2 bin 194 gazimiz oldu ama bu millet düşmedi, bu vatan düşmedi. İşte bugün hep beraber yine ayaktayız. Sizler o gece öz yurdunuzda parya olmayacağınızı, 1 dolara vatanını satan insan müsveddelerine bu ülkeyi bırakmayacağınızı gösterdiniz.

Sizler, böyle dik durduğunuz müddetçe evelallah kimse bu ülkeye boyunduruk vuramaz. O gece milletin kanını döken bu hainler çetesi ve onların yularını ellerinde tutanlara inşallah bundan sonra da aman vermeyeceğiz, verdirmeyeceğiz.

“NE MAĞDURİYETİ?”
Ne diyorlar, 'Mağduriyetim giderilsin' diye yapılan başvurular var. Sen ne diyorsun, ne mağduriyeti? Benim 241 şehidimin ailesinin mağduriyetini kim giderecek 2 bin 194 gazimin ailesinin, onların mağduriyetini kim giderecek? Biraz insan edep eder, hangi yüzle gelip bunu söylüyorsunuz? Acırsanız acınacak hale gelirsiniz. Biz arkadaşlarımıza şunu söylüyoruz, Hukuk içinde adil bir şekilde kararınızı verin.
Yeniden ülkemizi inşa ve ihya etmeye mecburuz. Dilekçelere bakıyorsunuz adeta hepsi sanki tek bir kalemden çıkmış. Bunlar çok haysiyetsiz, bunlar çok namussuz. Aynı merkezden hala buna devam ediyorlar. Dedim ya tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet. Bunlar böyle bir şebeke. İftira atarak, yalan söyleyerek, ilgisiz insanların isimlerini ortaya atarak, devletin kılı kırk yararak yürüttüğü mücadeleyi sekteye uğratmak istiyorlar. Bunlar katil oldukları kadar zalim ve acımasızlar. FETÖ'nün tüm bu ayak oyunlarına, yurt içinde ve dışında yaptığı algı operasyonlarına rağmen umudunun her gün biraz daha tükendiğini biliyorum. Mücadeleyi sadece kendimiz ve milletimiz için değil gelecek nesillerimizin huzurunu temin etmek, inançlarını sağlama almak için yapıyoruz. Biz nefsi değiliz. Biz bu konuda hasbiyiz. Bu örgüt nefsi. İnsanların paralarını, pullarını nasıl çekip aldılar.

Bu örgüt giderek sapkınlaşan anlayışıyla inancımıza karşı da en büyük tehdittir. Adam kendini mehdi ilan etmiş, hale bakın. Fakat tweetlerde bunların vagonları, bunların uydusu durumunda olanlar 'O bize şah damarından daha yakındır' diyor, bu ifade küfürdür, şirktir. Bize şah damarından daha yakın olan sadece ve sadece Rabbimizdir.

Eski Türkiye özlemiyle yanan bazı kesimlerle FETÖ'cülerin yaptığı gibi bu kurumlarımızın asla sapık anlayışlarla aynı sepete konulmasına fırsat vermeyeceğiz. Gerçekten ülkenin ve milletin hizmetinde olan müesseselerimiz,hizmet insanlarımız müsterih olsunlar. Dün olduğu gibi bugün de yarın da hepsinin en büyük desteçisi şahsım ve arkadaşlarım olmaya devam edeceğiz.

“SİSTEM TARTIŞMALARI OLUMLU”
Tek parti döneminin bakış açısıyla bunu yapamayız. Eski hal muhal, ya yeni hal ya izmihlal. Son dönemde yapılan sistem tartışmalarını bu anlamda çok olumlu buluyorum.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: El Bab'a da ineceğiz - 1

"BU DEVLETİN SINIRLARINI GÖNÜLLÜ KABUL ETMEDİK"
15 Temmuz Demokrasi Meydanı'nda gerçekleştirilen toplu açılış töreninde de konuşan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

“Cumhuriyet bizim ilk değil, son devletimizdir. Bu devletin sınırlarını gönüllü olarak kabul etmiş de değiliz. Unutulmamalıdır ki cumhuriyeti kuran kadronun çok önemli bir bölümünün dahi doğduğu, büyüdüğü topraklar yeni devletimizin sınırları dışında kalmıştır.

"İHANET VİRÜSÜ VÜCUDA GİRMİŞ ZEHİR GİBİ"
Birileri 15 Temmuz gecesi eline silah almamış olabilir ama eline silah alanların hepsi de gücünü nereden alıyordu, onlardan. Yarın bunların da ellerine silah almayacağını kim bilebilir. İhanet virüsü vücuda girmiş zehir gibidir. Bir yerde kalmaz, her organı, her hücreyi etkiler ve sonunda vücudu teslim alır. Aynen kanser virüsü gibi. Şimdi bu vücudu bizim, metastaz yapmış, bunlardan temizlememiz lazım.

Açık konuşuyorum, ben şahsıma yönelik her türlü saldırıyı, ihaneti affedebilirim ama milletime, ülkeme yönelik hiçbir ihaneti ben şahsen affetmem, görmezden gelmem, üstünü örtme hakkım yoktur.

"EĞER BİLDİKLERİNİZİ ANLATMAZSANIZ..."
15 Temmuz'a rağmen samimi bir pişmanlık ortaya koymayan, bildiklerini anlatmayan ne kadar örgüt mensubu varsa asla masum değildir. Türkiye'de ey FETÖ örgütüne mensup olan veya onlarla bağlantısı olanlar, eğer sizler gelip bildiklerinizi anlatmayacak olursanız, kusura bakmayın, sizi nerede bulursak bulalım alır sizi de aynen o cezaevlerine tıkarız.

Sayfa Yükleniyor...