Demirtaş: Bizi cezaevi ile korkutmaya çalışmayın

HDP'li vekiller için Meclis'e gönderilen fezlekelerle ilgili konuşan Selahattin Demirtaş, "Bizler cezaevi kapısı önünde büyüdük, bizim ikinci evimizdir. Bizi cezaevi ile korkutmaya çalışmayın" ifadelerini kullandı.

Demirtaş: Bizi cezaevi ile korkutmaya çalışmayın

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Meclis Başkanlığı'na gönderilen fezlekelerle ilgili açıklamasında "Bizler cezaevi kapısı önünde büyüdük, bizim ikinci evimizdir. Kusura bakmayın, bizi cezaevi ile korkutmaya çalışmayın" dedi.

Demirtaş, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) binasında düzenlenen basın toplantısında, bu yılki nevruz etkinliklerine ilişkin açıklamalarda bulundu. 

Demirtaş, gazetecilerin "Sizin ve HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, HDP milletvekilleri Ertuğrul Kürkcü, Selma Irmak ve Sırrı Süreyya Önder'in dokunulmazlık dosyası TBMM Başkanlığına sunuldu. Bu konuda ne söylemek istersiniz?" sorusu üzerine, bugüne kadar bütün fezlekelerin aynı şekilde Adalet Bakanlığı, Başbakanlık ve oradan da parlamentoya gönderildiğini anımsatarak, "Yani ilk defa fezleke parlamentoya gitmiş değil. Yüzlerce fezlekemiz aynı yöntem ile normal prosedür işletilerek parlamentoya gönderilmiş durumda" değerlendirmesinde bulundu.

Konuyla ilgili TBMM'de karma komisyon kurulması ve bu komisyona sevk edilmesi durumunda olağanüstü duruma geçilmiş olacağını belirten Demirtaş, "Yapılır mı, yapılmaz mı Önümüzdeki günlerde göreceğiz. Biz milletvekillerimizle bir tek örgüte üyeyiz, Halkların Demokratik Partisi. Başka da hiçbir örgüte üye olmadık, olsaydık da korkmadan söylerdik. Bugüne kadar düşüncelerimiz neyse kamuoyunun önünde açıkça ifade ettik" diye konuştu.

"DOKUNULMAZLIKLARIN KALDIRILMASINI ARZU ETMEYİZ"

"Doğrusu, dokunulmazlıkların kaldırılmasını HDP'li vekiller açısından arzu etmeyiz" ifadesini kullanan Demirtaş, şunları söyledi:

"Bu, sadece bizim için değil, kişisel bir kaygımız ya da korkumuz olduğundan değil ama 'nin zaten barış, demokrasi ve özgürlük arayışı var. Bütün bu arayışlara çok büyük bir darbe daha vurulmuş olacak ama gerçekten dokunulmazlıklardan rahatsız ise milletvekilleri, 550 milletvekilinin de dokunulmazlıklarının kaldırılmasına biz 'evet' oyu vermeye hazırız. Bütün milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırılırsa, HDP Grubu 59 kişiyle 'evet' oyu vereceğiz. Yok eğer kurbanlık koyun seçip, hırsızlık yapmış, yolsuzluk yapmış, rüşvet yemiş, her türlü yüz kızartıcı suçu işlemiş olanlar parlamentoda dokunulmazlığın arkasına saklanacaklarsa ve fikirlerimizden dolayı, sadece konuşmalarımızdan dolayı bizleri kurbanlık koyun seçme tavrı içerisine gireceklerse, sonuçlarına biz değil kendileri katlanacaklar."

HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bizi cezaevi ile zindanlarla tehdit edenler, kusura bakmasınlar, bunlar hayatlarında cezaevlerini yakından bile görmemiş, cezaevi deyince tüyleri diken diken olan pısırık, korkak kişilerdir. Bizim grubumuzun yarısı zaten hayatlarının yarısından fazlasını cezaevinde geçirmiş insanlar. Bizler cezaevi kapısı önünde büyüdük, bizim ikinci evimizdir. Kusura bakmayın, bizi cezaevi ile korkutmaya çalışmayın, ölümle tehdit etmeye çalışmayın. Bunlar, demokratik bir toplumda, demokratik parlamenter işleyişte parlamentoya yakışmayan, milletvekillerine yakışmayan, başbakanlara yakışmayan tutum ve davranışlardır, ayıptır her şeyden önce, kendi korkunuzu ele veriyor. Biz bu tür şeylerden korkmayız."

"İMRALI'DAN MEKTUP BEKLEMEK SAFLIK OLUR"

Gazetecilerin, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'dan nevruz etkinliğinde okunmak üzere mesaj gelip gelmeyeceğine ilişkin sorusu üzerine Demirtaş, geçmişteki gelişmelerin aniden ortaya çıkmadığını, diyalog ve uzlaşma sürecine bağlı olarak gerçekleştiğini savundu.

"Şimdi ortada ne diyalog var ne bir müzakereye dair işaret var. Bir yıla yakındır İmralı'da tecrit var. Hiç kimse görüşemiyor. Böyle bir ortamda İmralı'dan bir mektubun geleceğini beklemek saflık olur" diyen Demirtaş, sözlerine şöyle devam etti:

"Bizim bildiğimiz en küçük gelişme yokken oradan bir mektup gelecek demek saflık olur ama kendisi bütün bu tecride, diyalogsuzluğa ve hükümetin bu tutumuna rağmen, bir mektup ulaştırmak isterse ve Adalet Bakanlığı buna izin verirse tabi ki bizler bundan onur duyar, memnuniyet duyarız. Mektubun mesajı neyse nevruza yetiştiririz ama şu anda konuşulan veya bizlerin bilgisi dahilinde olan İmralı ile ilgili hiçbir gelişme yok. Bunun net bilinmesi lazım."

Sayfa Yükleniyor...