Doğa mı maden mi?

Maden Kanunu'nda yapılmak istenen değişiklikler çevrecilerin tepkisini çekti...

Doğa mı maden mi?

Dr. Uygar Özesmi, Gezegen'in Geleceği adlı radyo programında bu konuda şunları söyledi:


"Yuvarlakçay'a HES yapılmasına karşı 150 gündür gece gündüz nöbet tutan köylülerin açtığı davaya, Muğla İdare Mahkemesi tarafından bir 'yürütmeyi durdurma kararı' daha verildi.

Orman Genel Müdürlüğü'nce 'HES için 2055 yılına kadar verilen iznin' yürütmesi durduruldu. Bu karar Yuvarlakçay'da kazanılan ikinci hukuk zaferi.

Ancak bu arada Maden Kanunu’nda yapılmak istenen değişiklikler, tartışma yarattı.

Tasarıda yaban hayatı koruma sahalarında, su havzalarında ve zeytinliklerde maden arama, çıkarma ve maden tesisi kurmaya yönelik izinler verilmesi; madencilikte yerel denetimin önünün kesilmesi eleştiri konusu.

’deki koruma altındaki alanların toplam yüzölçümü 3 milyon 426 bin 210 hektar. (Milli parklar, tabiatı koruma alanları, özel çevre koruma alanları...) Yaban Hayatı koruma alanını toplamı da 1 milyon 200 bin 926 hektar. Flamingo, ceylan, Anadolu yaban koyunu, dağ keçisi, ayı, ve sırtlan gibi önemli ve tehlike altında türler yaban hayatı koruma alanları içinde yer alıyor. Son yaşam alanları bu sahalar.

Buralarda maden aramaları yapılması, son yaban hayatının da neslinin tükenmesi anlamına geliyor. Kendi kendimize soralım: Türkiye'nin tutarlı bir çevre politikası var mı? Maden yasasındaki değişikliklerle Türkiye'deki bir avuç yaban hayatı alanı da madenciliğe mi açılacak?"

Sayfa Yükleniyor...