'Duruşmaya kafeste getirilsin'

12 Eylül davasının ilk duruşması dün yapıldı. Duruşmaya müdahil avukatların 'darbede ABD ve kontrgerillanın rolü araştırılasın' ve 'Evren ile Şahinkaya duruşmaya kafeste getirilsin' talepleri damga vurdu. İkinci duruşma sabah 09.00'da başlayacak.

'Duruşmaya kafeste getirilsin'

12 Eylül askeri darbesine ilişkin, darbenin mimarlarından dönemin Genelkurmay Başkanı, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile emekli Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Tahsin Şahinkaya'nın yargılandığı davanın ilk duruşması sona erdi.


Mahkeme duruşmaların üç gün boyunca saat 19.00’a kadar devam etmesine karar verdi.

8 siyasi parti ve sivil toplum kuruluşuyla birlikte yaklaşık 500 kişinin müdahillik başvurusu yaptığı davaya 60 müdahil avukatı ile 3 sanık avukatı katıldı.

Aşırı yoğunluk nedeniyle mahkeme salonuna sadece 147 kişi alınabildi.

İLK DURUŞMAYA GELMEDİLER
Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya, duruşmaya sağlık durumlarını gerekçe göstererek katılmadı.

Kolu kırılan Evren Ankara GATA, Tahsin Şahinkaya ise İstanbul GATA'da tedavi görüyor.

ABD VE KONTRGERİLLANIN ROLÜ ARAŞTIRILSIN
Duruşmaya müdahil avukatların talepleri damga vurdu. Darbede ABD ve kontrgerillanın rolünün araştırılması istendi.

Bazı müdahil avukatları da rahatsızlıkları nedeniyle duruşmaya katılamayan sanıkların Pinochet gibi tekerlekli sandalyeyle ya da Mübarek gibi kafeste getirilmesini ve tutuklanmalarını talebinde bulundu.

Müdahil avukatları ayrıca sanıklar için İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan gelecek raporun yanı sıra Türk Tabipler Birliği'nden bir heyet oluşturmasını istedi.

'PAŞALAR DA MAŞALAR DA YARGILANACAK'
''12 Eylül'ü Unutmadık, Affetmiyoruz'' ve ''Paşalar da Maşalar da Yargılanacaklar'' yazılı pankartlar ile 12 Eylül darbesi döneminde, işkence gören ve hayatını kaybedenlerin fotoğrafları taşıyan gruplar, ''Darbecilerden hesap sorulsun'', "Faşizme karşı omuz omuza" şeklinde sloganlar attı.

Bazı siyasetçiler ve darbe döneminde hayatını kaybeden kişilerin yakınları toplananlara hitaben konuşma yaptı.

DURUŞMA SALONUNDA GERGİNLİK
Davaya müdahil olarak katılan BDP milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Mahkeme Başkanı’yla tartıştı.

Duruşmaya izleyici olarak katılan Diyarbakır Milletvekili Leyla Zana, kendisinin de bu sürecin mağduru olduğunu belirterek, “12 Eyül zihniyeti toplumun neredeyse yüz yılını aldı. Zihniyetin yargılanması lazım. 'de bütün toplumun geleceğini kararttı'' dedi.

''Bugün bu zihniyetin yenilgisidir'' ifadesini kullanan Zana, Türküyle, Kürdüyle bütün toplumun bu davada birleştiğini söyledi.

SANIK SANDALYESİNE OTURMADILAR
Hakim, duruşma salonunda yer kalmaması üzerine boş kalan sanık sandalyelerine de oturulmasını istedi. Ancak duruşmaya katılanlar bu talebi reddetti.

SANIK AVUKATI: SİZ YARGILAYAMAZSINIZ
Duruşmada söz alan sanık avukatı Bülent Acar, ''Beğenilsin ya da beğenilmesin, 1982 Anayasası'nın yürürlükte olduğunu'' ifade ederek, bu Anayasa'nın dikkate alınmaması durumunda, Türkiye'nin 11 Eylül 1980'e dönmesi gerektiğini öne sürdü.

Acar, ''O zaman bu devletin hukuku 11 Eylül 1980'de kalmıştır. O tarihten bu yana kurulan bütün hükümetler de gayrimeşrudur. Eğer böyleyse, TBMM adına başvuruda bulunanlar da Cumhuriyet Senatosu'nu kurmalıdır. 1982 Anayasası'nın hala yürürlükte tutulan maddeleri, sayın iddia makamını ve mahkemenizi bağlar. Hiç kimse Anayasa'nın bu hükümlerini yok sayamaz'' dedi.

Mahkemenin de 1961 Anayasası'na göre değil, 1982 Anayasası'na göre karar vereceğini belirten Acar, ''Cumhuriyet savcısının böyle bir soruşturma yapma yetkisi yoktur. Soruşturmasız dava olamaz. Dolayısıyla yüksek mahkemenizin de hukuken yok olan böyle bir davaya bakma yetkisi yoktur. Her türlü mahkeme işlemi erksizlik nedeniyle yok hükmündedir. İddianamenin yok hükmünde olduğuna karar verilmesini istiyoruz. İddianamenin kabul kararının da yok hükmünde olduğunu düşünüyoruz. İddianame kabul kararının okunmamasını ve belirttiğimiz hususlarda karar verilmesini talep ediyoruz.''

Bu arada, Acar'ın konuşması sırasında bazı müştekiler ile katılma talebinde bulunanların avukatları itirazda bulundu.

Avukat Fikret Babaoğlu, ''Darbeciler hastanelerde kuyruk olmaya başladılar. Haklarında dava açıldı mı? Ergenekon'da, Balyoz'da da böyle oldu, ya Pinochet gibi tekerlekli sandalyeyle ya da Mübarek gibi kafeste gelecek. Yüz yüze olmadan duruşmayı yapamayız'' dedi.

MAHKEMEDEN RET
Mahkeme heyeti, verilen aranının ardından ''sanıklara isnat edilen suçun mahkemenin görev alanında düzenlenen suçlardan olması karşısında, sanıkların avukatının talebinin reddine oybirliğiyle'' karar verildiğini açıkladı.

BAŞBAKANLIK DA ŞİKAYETÇİ
Başbakanlık da mahkemeye sanıklardan şikayetçi olduğunu bildirdi.

GÜVENLİK ÖNLEMLERİ
Öte yandan, Ankara Emniyet Müdürlüğü ekipleri, adliye çevresinde yoğun güvenlik önlemleri aldı.

Ankara Adalet Sarayı çevresindeki bazı yollar trafiğe kapatılırken, adliyeye girenler kimlik ve üst araması yapılarak içeri alındı.



Anayasanın geçici 15. maddesinin, 12 Eylül 2010’da yapılan referandum ile kaldırılmasının ardından, darbe yapanların yargılanmasının önü açılmıştı.

Türkiye’nin dört bir tarafından ulaşan şikayet dilekçelerini değerlendiren Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 12 Eylül sürecine ilişkin soruşturma başlatmış, Özel Yetkili Ankara Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin tarafından hazırlanan iddianame, Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti.

SUÇ: ANAYASAYI ORTADAN KALDIRMAYA TEŞEBBÜS
İddianamede, Ahmet Kenan Evren ve Ali Tahsin Şahinkaya ”sanık” olarak yer almış ve ”Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın tamamını veya bir kısmını değiştirmeye veya ortadan kaldırmaya ve anayasa ile teşekkül etmiş olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasına engel olmaya cebren teşebbüs etmek” suçlarını işledikleri ileri sürülmüştü.

AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET
Suç yerinin Ankara, tarihinin de 2 Ocak 1980 ile 12 Eylül 1980-6 Aralık 1983 arası gösterildiği iddianamede, Evren ve Şahinkaya’nın, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun ”Devlet Kuvvetleri Aleyhinde Cürümler”e ilişkin 146. maddesi ile 80. maddesi uyarınca ”ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına” çarptırılmaları istenmişti.

İddianamede, ayrıca, sanıklar hakkında adli kontrol hükümlerinin uygulanması talep edilmişti.

12 Eylül darbesiyle ilgili davayı görecek Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi, Evren ve Şahinkaya’ya, 18 Ocak 2012’de yurt dışına çıkış yasağı getirmiş, Evren ve Şahinkaya’nın avukatı, bu karara itiraz etmiş, ancak mahkeme bu itirazın reddine karar vermişti.

'BAYRAK HAKERAT' PLANI İSTENDİ
Mahkeme, dava kapsamında, Genelkurmay Başkanlığı'ndan Aralık 1979’da TSK tarafından Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’e teslim edilen uyarı mektubunun, Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları arasında yapıldığı iddia edilen toplantılara ilişkin tutanakların, darbe öncesinde hazırlandığı iddia edilen ”Bayrak Harekat Direktifi”nin ve darbenin yapıldığı günle ilgili hazırlanan planların onaylı suretlerini istemiş, MİT Müsteşarlığından, özellikle darbe öncesi döneme ait kurum içerisinde bulunan bilgi ve belgelerle bu konudaki raporların gönderilmesini talep etmişti. Mahkeme, ayrıca, işkence iddialarına ilişkin belgeleri de ilgili kurumlara yazı yazarak istemişti.

Davanın yaklaşmasıyla Evren ve Şahinkaya’nın avukatı, davaya ilişkin bazı tespit ve itirazların bulunduğu dilekçeyi, Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunmuş, dilekçede, Türk ceza düzeninde, ”anayasal düzenin kısmen veya tamamen ortadan kaldırılması suçu diye bir suçun bulunmadığı” savunularak, ”Böyle olunca, Türk ceza düzeninde hiç kimse, anayasal düzenin kısmen veya tamamen ortadan kaldırılması suçu diye bir suçu işlediği iddiasıyla soruşturulamaz, kovuşturulamaz ve yargılanamaz” denilmişti.

Sayfa Yükleniyor...