Erdoğan: Bu millet 'İmanlı Çılgın Türkler'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz gecesi milletin darbe girişimine karşı verdiği mücadeleye işaret ederek, "Bu millet başka bir millet. Bu millet tanımlanamaz. Hani 'Çılgın Türkler' diyorlar ya ama bu millet 'İmanlı Çılgın Türkler'' dedi. Türkiye İhracatçılar Meclisi üyelerine seslenen Erdoğan, FETÖ'yü kastederek ''O camiadan dostlarınız olabilir, ifşa etmeniz lazım'' ifadesini kullandı.

Erdoğan: Bu millet 'İmanlı Çılgın Türkler'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, İhracatçılar Meclisi (TİM) üyeleri ile istişare toplantısında bir araya geldi.

''İMANLI ÇILGIN TÜRKLER''

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında 15 Temmuz gecesi milletin darbe girişimine karşı verdiği mücadeleye işaret ederek, "Bu millet başka bir millet. Bu millet tanımlanamaz. Hani 'Çılgın Türkler' diyorlar ya ama bu millet 'İmanlı Çılgın Türkler.' Böyle gittiler işin üzerine. Ne yaptığını, neyi yaptığını, ne için yaptığını çok iyi biliyor" dedi.

"BUNLARI DA İFŞA ETMENİZ LAZIM"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş adamlarından, yurtdışındaki tüm muhataplarına darbe girişiminin gerçek yüzünü, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) sadece Türkiye için değil tüm dünya için bir tehdit olduğunu anlatmalarını isteyerek, "Hatta o camiadan dostlarınız, arkadaşlarınız olabilir. Ben diyorum ki bunları da ifşa etmeniz lazım. Bunları savcılıklarımıza, emniyet teşkilatımıza bildirmeniz lazım. Niye? Bu, bizim üzerimize bir vatanseverlik borcudur. Onlar bu ülkeyi değil, biz onları çökerteceğiz. Finans altyapısı olmayan hiçbir örgütün, gücünü muhafaza edebilmesi mümkün değildir. FETÖ'yü, silahlı kuvvetleriyle, yargısıyla, polisiyle, diğer kurumlarıyla bürokrasiden nasıl kazıyorsak, iş dünyasından da aynı şekilde temizlememiz şarttır. Yürüttüğümüz mücadeleyi ancak bu şekilde, örgütün finans kaynaklarını da kurutarak başarıya ulaştırabiliriz'' diye konuştu.

Erdoğan: Bu millet 'İmanlı Çılgın Türkler' - 1

TİM üyelerine, "Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne, sadece ve sadece milletin evi olduğu için saldırıya uğrayan, önünde 6 kardeşimizin şehit olduğu, onlarca vatandaşımızın yaralandığı bu gazi mekana hoşgeldiniz" diye seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 Ağustos'un 2014'te yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci yıl dönümü olduğunu hatırlattı.

"Cumhur ile başkanını aracısız olarak sandıkta buluşturan" millete bir kez daha teşekkür eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"10 Ağustos 2014 tarihinde yüzde 52'lik bir oy oranıyla şahsımı cumhurbaşkanlığı görevine layık gören milletime şükranlarımı sunuyorum. Seçim sonuçlarının belli olmasından sonra tüm Türkiye'nin, tüm milletin cumhurbaşkanı olarak üretimi en iyi şekilde yönetmenin ve temsil etmenin mücadelesini verdik. Anayasanın verdiği yetkileri ülkemin ve milletin çıkarları doğrultusunda sonuna kadar kullanmaktan asla çekinmedim. Gerektiğinde Bakanlar Kurulunu topladım, gerektiğinde 7 Haziran sonrasında olduğu gibi seçimlerin yenilenmesi kararını aldım, seçim hükümeti kurdum, ülkenin ihtiyacı olduğunu gördüğüm her alanda, her konuda düşüncelerimi ifade etmekten, tavrımı ortaya koymaktan kesinlikle geri durmadım."

Hiçbir zaman "Kim ne der?" diye düşünmediğini belirten Erdoğan, sadece ülke ve millet çıkarlarını gözeterek, doğru olduğunu düşündüğü her konuda sonuna kadar mücadele ettiğini bildirdi.

"EŞ, DOST, AHBAP BİLE ANLAMADI..."

Başbakanlığı döneminde 17-25 Aralık darbe girişimi karşısında gösterdiği net duruşun öneminin ancak 15 Temmuz silahlı darbeye teşebbüsle anlaşıldığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, o ana kadar maalesef birçok eş, dost, ahbabın bile kendilerini anlamadığını ifade etti.

"Ne zaman ki bu olay gerçekleşti, 15 Temmuz'da bu olay ortaya çıktı, şimdi birçok kesim anladığını ortaya koymaya başladı" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşadıkları her önemli konuyu özellikle "yol arkadaşım" dediği ihracatçılarla paylaştığını aktardı.

Erdoğan, hiçbir talebi geri çevirmeden, TİM'le de TOBB'la da bir araya geldiğini belirterek, "Çünkü bu ülkeyi biz beraber ayağa kaldıracaktık, buna inanıyordum. İş dünyası diri olmazsa, iş dünyası güçlü olmazsa ülkemizin de diri olması mümkün değildi" diye konuştu.

RUSYA ZİYARETİ

Bugün de son gelişmeleri TİM üyeleriyle değerlendireceklerine işaret eden Erdoğan, 9 aylık aradan ve birçok girişimden sonra Rusya'ya ziyaret gerçekleştirdiklerini hatırlattı.

İki taraftan 10'ar kişinin katılımıyla dar kapsamlı bir iş adamları toplantısı gerçekleştirdiklerini anımsatan Erdoğan, "Orada Sayın Başkan Putin ile bir araya gelerek bu toplantıyı da gerçekleştirdik. İnanıyorum ki çok kısa zamanda Rusya ile olan bu ekonomik ilişkileri süratle giderecek, inşallah en kısa zamanda da bunu aşma fırsatını bulacağız" ifadesini kullandı.

TİM üyeleriyle en son haziran ayı başında TİM Genel Kurulunda bir araya geldiklerini, o zaman gündemde Almanya Parlamentosundaki sözde Ermeni soykırımı kararı ve AB ile ilişkiler olduğunu vurgulayan Erdoğan, şu açıklamaları yaptı:

"Bugün tarihimizin en alçak, en hain, en sinsi darbe girişimine, asker elbisesi giymiş teröristlerin saldırısına, daha önemlisi bir işgal teşebbüsüne maruz kaldığımız 15 Temmuz hadisesi sebebiyle birlikteyiz. 15 Temmuz nasıl karanlık bir gece olarak başladıysa, 16 Temmuz sabahı da istiklalimize ve istikbalimize dair ümitlerimizi tazelediğimiz aydınlık bir gün olarak doğdu. Milletimiz, kadınıyla erkeğiyle, çocuğuyla yaşlısıyla, her siyasi görüşten, her meşrepten insanıyla 15 Temmuz gecesi, silahların, tankların, helikopterlerin, uçakların karşısına büyük bir inanç ve kararlılıkla dikilmiştir. Bu millet büyük bir millet, bu millet güçlü bir millet. Bu millet, ürkek, korkak, kaçak bir millet değil. Kaçaklar belli, onlar şu anda kaçtılar, biz de kovalıyoruz. Bunu da bir intikam hırsıyla yapmadığımızı da söyleyeyim. Bunu da hukuk, adalet çerçevesinde yapıyoruz, yapacağız. Çünkü biz 240 şehidimizin, 2 bin 195 gazimizin kanını yerde bırakamayız, bırakırsak bunun hesabını veremeyiz."

Erdoğan: Bu millet 'İmanlı Çılgın Türkler' - 2

"O GÜVENCEYİ VERMEMİZ LAZIM...''

"Bir millet eğer yöneticisine, idarecisine güvenemezse, o milletin hali ne olur?" diye soran Erdoğan, "O güvenceyi bizim kendilerine vermemiz için bizim kovalamamız lazım" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu girişim sırasında en yakın mesai arkadaşını kaybettiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Aslında kaybolmadı. O, arzu ettiği çok yüce bir makama ulaştı. Ama çok sevdiğim, pırlanta gibi 16-17 yaşındaki yavrusu da o makama yürüdü. Şimdi bütün bunlar bize sadece her ikisini değil, yanında 238 kardeşimi ve bunun yanında da 2 bin 195 yaralımızı, kimisinin kolu, kimisinin ayağı kopuk, kimisi belden aşağı, belden yukarı mermiler almış, bu kardeşlerimizi gazi olarak ziyaretlerimizde gördükçe sorumluluğumuzun ne kadar büyük olduğunu anlıyorum. Aksi takdirde bir vurdumduymazlık olur ki bu bize zaten hiçbir zaman yakışmadı, yakışmaz.

Onun için bu işin adalet çerçevesinde, hukuk içinde hesabını soracağız. 15 Temmuz gecesi ülkemizde Malazgirt'ten Söğüt'e, İstanbul'un fethinden Çanakkale'ye kadar şanlı tarihimiz adeta yeniden canlanmış, asırlar öncesinin kahramanları milletimizin sinesinde can bulmuştur. Türkiye'yi Fetullahçı Terör Örgütü eliyle esir etmek, Suriye'de, Libya'da, Irak'ta, Afganistan'da yaşanan o acı görüntüleri burada tekrarlamak isteyenlere milletimiz tarihi bir ders vermiştir."

''BUNU 'İHANET' DİYE DEĞERLENDİRİRİM''

''Finans sektöründe bazı engellemelerin vesaire olduğuna dair bilgiler edindim'' diyen Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:

''Bu konularda konuşmak suretiyle, ama kamu bankaları ama özel sektör bankaları, bunu eğer fırsata dönüştürmeye kalkarlarsa, kusura bakmasınlar biz de devlet olarak üzerimize ne düşerse onun gereğini yaparız ve onlar da ondan sonra kapımızı kolay kolay açamazlar, çalamazlar. Zaten milletin parasıyla çalışıyorsunuz. Milletin parasıyla çalıştığınız böyle bir dönemde eğer kalkıp da bu ülkede yatırımcımızın önünü açmaz, onu daha da daraltır ve hemen basit bir olayda geriye çağırma gibi bir anlayışın, mantığın içerisine girerse kusura bakmasınlar, açık ve net söylüyorum, ben bunu 'ihanet' diye değerlendiririm.

Erdoğan: Bu millet 'İmanlı Çılgın Türkler' - 3

"FIRSATA DÖNÜŞTÜRMEYE KALKANLAR KARŞISINDA BİZİ BULACAK"

Mali disiplinden asla taviz vermedik ve vermeyeceğiz. Bankacılık sektörümüz güçlü ama gücünü böyle bir dönemde fırsata dönüştürmeye kalkarsa onlar da karşısında bizi bulacaktır.

''HESABINI SORMAKTAN ÇEKİNMEYİZ''

Hiçbir banka, karı azaldığı için kalıcı zarar görmez ancak faiz ve kredi politikasında olumsuz yönde kırılma gördüğümüz bankaları not etmekten ve kurallar çerçevesinde kendilerinden bunun hesabını sormaktan da çekinmeyiz. Bunu da buradan açıklıyorum.

''KREDİLERİ GERİ ÇAĞIRAN BANKALAR KENDİLERİNE BİR SAF BELİRLEMİŞ DEMEKTİR''

Ben diyorum ki faizler düştüğü, kredi imkanları genişletildiği zaman hem ülkemizin hem yatırımcıların hem de bankalarımızın önünde yeni bir dönem açılacaktır. Ülkemizin bu döneminde kredi vermekten imtina etmek şöyle dursun, uyduruk bahanelerle kredileri geri çağıran bankalar kendilerine bir saf belirlemiş demektir, bunu da duyurmak istiyorum.

''TAKİPÇİSİ OLACAĞIM''

Şu andan itibaren tüm bankalarımızdan ülkemizin ve milletimizin içinde bulunduğu birlik ve beraberlik ruhuna uygun adımlar atmasını bekliyorum. İhracatçılarımızla birlikte ekonomimizin tüm aktörlerine diyorum ki, 'Ülkemizin üzerinde oynanan oyunu beraber bozduk, hedeflerimizi de beraber hayata geçireceğiz.' Bunun için devletin, hükümetin üzerine ne düşüyorsa, Cumhurbaşkanı olarak hepsinin takipçisi olacağım."

Sayfa Yükleniyor...