Erdoğan: Ezan tartışması son derece tehlikeli

İsrail'de ezanın kısıtlanmasına yönelik tasarıyı değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu tartışmaları son derece tehlikeli buluyorum" dedi.

Erdoğan: Ezan tartışması son derece tehlikeli

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Parlamentolararası Kudüs Platformu: Kudüs ve Sürecin Problemleri" ismli sempozyumda konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, özetle şu ifadeleri kullandı:

"15 Temmuz’da bizim için ellerini semaya açan, sokaklara meydanlara koşan tüm Filistinlilere şahsım ve milletim adına minnettarlığımı ifade ediyorum.

İlk kıblemiz olan Mescid-i Aksa'ya sahip çıkmak sadece sıkılı yumruklarından ve ellerindeki taşlarından başka hiçbir silahı olmayan Filistinli çocukların görevi değildir. Filistin davasını sahiplenmek, Kudüs'ü korumak tüm Müslümanların müşterek davasıdır, müşterek vazifesidir. Kudüs nice peygamberin vatanıdır. Kudüs barış ve esenlik yurdudur. Kudüs, Miraç hadiseyle aşr-ı alaya açılan kapasıdır.

Bu toplantı sadece Filistin için değil, tüm bölge için kritik bir öneme sahiptir. Sizler gayretlerinizle Filistin sorunlarını gündeme taşıdınız. Bir millet düşünün yüzyıllardır kendi öz yurtlarında horlanıyor, parya mumalemesi görüyor.

Bizim beklentimiz Filistinlilere baskılar yapılmasına kendilerine ait olan toprakların iadesi için gerekli adımların atılmasıdır. Kudüs’te üç dinin kutsal mekanları vardır. Harem-i Şerif sadece Müslümanlara aittir, öyle kalacaktır.

Bizim beklentimiz, bırakın Filistinlilere bu tür baskılar yapılmasını, tarihi olarak kendilerine ait olan toprakların iadesi için gereken adımların derhal atılmasıdır. Müslümanların ibadetlerini kısıtlayan Harem-i Şerif'in kutsiyetine zarar veren mütecaviz eylemlere sessiz kalamayız.

Alınan BM kararları maalesef bu haksız durumu gidermeye yetmedi. Çünkü hukukun üstünlüğü yerine üstünlerin hukukunun geçerli olduğu mevcut küresel sistemde, bu kararların hiçbiri uygulanamıyor. 1948 yılından bu yana Filistinli kardeşlerimize yönelik baskı, tehcir ve ayrımcılık politikaları artarak devam ediyor. Açıkçası ben Filistin meselesinin BM Güvenlik Konseyi için bir turnusol kağıdı işlevi gördüğüne inanıyorum.

"BASKI, İŞGAL, ZULÜM"

Filistin gibi hayati bir konuda yıllardır aldığı kararları hayata geçirmekten aciz bir kurumun günümüz meselelerine çözüm bulma ihtimali yoktur, bunu beklemeyiniz. Bu durum bilhassa Müslümanlar nezdinde uluslararası sisteme ve kuruluşlara karşı büyük bir güven kaybı oluşturdu. BM Güvenlik Konseyi gibi çatı kuruluşlara yönelik bu güven sorunu, DEAŞ gibi sapkın akımlara istismar zemini sunuyor. Dünyanın birçok ülkesinde dini kavramları kendine maske yapan terör örgütlerinin en kullanışlı söylemleri Filistinli kardeşlerimizin yaşadığı baskıdır, işgaldir, zulümdür. Ortadoğu'nun kalbindeki bu yara tedavi edilmeden bölgenin huzur ve sükuna kavuşması düşünülemez.

Filistin'de her gün kendini tekrar eden bir zulüm ve baskı düzeni vardır. Maalesef bu adaletsizlik bütün dünyanın gözü önünde sayısız Birleşmiş Milletler kararlarına rağmen yarım asırdır katmerlenerek devam ediyor. Bir milyar 700 milyonluk bir büyüklüğe sahip İslam aleminin içini yaralayan bu tablo değişmediği sürece, coğrafyamızın kalıcı huzura ve istikrara kavuşması da mümkün değildir. Nitekim bölgede yaşanan pek çok gerilimin temelinde Filistin meselesinin, buradaki hak gasbının yattığı aşikardır.

"EZAN TARTIŞMASI SON DERECE TEHLİKELİ"

Bilhassa yakın dönemde ezan konusunda yaşanan tartışmaları son derece tehlikeli buluyorum. Bu yönde parlamentoda karar alınması bir yana, böyle bir tartışmanın varlığı dahi akıl ve vicdan dışıdır. Ötekileştirmeyi derinleştirecek, din ve vicdan hürriyetini ayaklar altına alacak bu tartışmanın kimseye faydası yoktur. Bu tarz bir uygulamaya gidilmesi, sadece Filistinlileri değil, onlarla birlikte tüm Müslümanları rencide etmektedir. Bölgemizin yeni gerilimlere, yeni provokasyonlara değil, barışa katkı sağlayacak hamlelere ihtiyacı var. Bu konuda endişelerimizi, böyle bir tasarının yasalaşması halinde, ne tür tehlikeli sonuçlara sebep olabileceğini çeşitli kanallardan İsrailli yetkililere ilettik.İsrail Cumhurbaşkanı’na açıkça ifade ettim. İsrail Parlamentosu'nun aklı selimle hareket edeceğini düşünüyorum. Ezan bir çağrıdır. Bu çağrıyı engellemeniz sıkıntılara yol açar.

"ORTADOĞU'DA KALICI BARIŞIN TEK YOLU..."

Ortadoğu'da kalıcı barış için tek yol 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin kurulmasıdır. Bunun için uluslararası toplumun Filistin'e verdiği desteği artırması şarttır. 

Müslümanların kudüs'ü ve Mescid-i Aksa'yı yeterince ziyaret etmediiğini düşünüyorom. Unutmayın, gitmediğiniz yer sizin değildir.

"BM'DEN ADALET BEKLEMİYORUM"

Hem kıtaların orada temsil edilmesi sağlanmalıdır hem dünyadaki tüm inanç gruplarının orada temsil edilmesi sağlanmalıdır, dolayısıyla 'Biz Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde yokuz' kimse dememeli. Bunun sağlanması lazım. Eğer Birleşmiş Milletler adalet tesis edecekse, adalet dağıtacaksa bu böyle olur. Ama şu andaki haliyle ben Birleşmiş Milletlerden adalet beklemiyorum, böyle bir adalet de oradan çıkmaz, bunu bilin. Suriye meselesinde Güvenlik Konseyi bir adım atabiliyor mu?

"ÖSO İLE SURİYE'YE GİRMEK ZORUNDA KALDIK"

Şu anda 600'lü rakamlar konuşuluyor ama hayır. Bana göre Suriye'de 1 milyona yakın insan öldü. Bu ölüm hala devam ediyor. Çocuk, kadın, erkek ayrım yapmaksızın devam ediyor. Nerede BM, ne yapıyor? Suriye'de, Irak'ta var mı yine yok. Biz sabır, sabır, sabır dedik en sonunda dayanamadık ve Suriye'ye Özgür Suriye Ordusu ile beraber girmek zorunda kaldık. Niçin girdik? Bizim Suriye'nin topraklarında gözümüz yok. Mesele toprağın gerçek sahipleri topraklarına sahip olsunlar, bunu sağlamak için. Yani orada bir adaletin tesisi için varız. Devlet terörü estiren zalim Esed'in hükümdarlığına son vermek için biz oraya girdik, başka bir şey için değil.

Bizim asabi bir milliyetçiliğe olumlu bakmamız mümkün değil. Bizim dinimiz İslam. Irak'ta, Suriye'de ne oluyor? Mezhep çatışmaları... Buna seyirci mi kalalım? Atmamız gereken adımları atalım, bir yerlerden çekinmeyelim. 

"FETÖ HEDEFİNE ULAŞAMADI"

15 Temmuz'da milletim, F-16'ların, bomba yağdıran helikopterlerin, tankların, topların, modern silahların, evet, insanoğluna işlemediğini, işlemeyeceğini gösterdiler. Niye? Onlar hep şehadete yürüdüler. 248 şehit verdik, 2 bin 193 gazimiz oldu. Ama elhamdulillah o FETÖ denilen terör örgütü, bu ülkede hedefine ulaşamadı, ulaşamayacak.

"HOCA DEĞİL, ŞARLATAN"

Bu, hoca falan değil, şarlatandır. Diyorlar ki o bize şah damardan daha yakındır. Tweet atanın da önünde profesör yazıyor. Profesör olsan ne olur? Bize şah damarından daha yakın olan sadece Allah'tır."

Sayfa Yükleniyor...