Erdoğan: Haydut muamelesi yapmaya karar verdik

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tutuklu gazeteciler üzerinden Türkiye'yi eleştiren Avrupa'ya tepki gösterdi: İşin ucu kendilerine dokununca adaleti rafa kaldıranlar mesele Türkiye olunca yüzlerine maske takıyorlar. Biz de karşımıza maskeyle çıkanlara haydut muamelesi yapmaya karar verdik.

Erdoğan: Haydut muamelesi yapmaya karar verdik

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'de Anadolu Yayıncılar Derneği üyeleri ile buluştu.

Burada bir konuşma yapan Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Ben yerel basını bir okul olarak görüyorum. Ülkesine milletine sorumluluk duymayan hiçbir kimsenin böyle bir faaliyetin içinde olması mümkün değildir. Niyetiniz iyi ise neticesi mutlaka güzel olur. Anadolu basınının içinden çıktığı milletin değerlerine uygun şekilde hakikatin yanında yer alacağına inanıyorum. 

Dünyada medya 4. güç olarak zikredilir. Ülkemizde geçmişte kendini bu sıralamanın ilk sıralarına çıkartan medya patronları gördük. Medyadaki hakim yapı bu kesimlerin kontrolündeydi. Manşetlerle çarpışarak bugünlere geldik. Biz gücümüzü manşetten değil milletten aldığımız için bu çarpık zihniyete meydan okuduk. 

Geçmişte kimin iktidara geleceğini kimin düşeceğini belirlemeye alışmış olanların düzenini bozarak yolumuzda yürüdük. Halka bidon kafalı, göbeğini kaşıyan adam diyenlerin her türlü hakaretine maruz kaldık.

Kendi ülkesini bir takım güçlere şikayet edenlerle mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Medya mensubu görüntüsü altında yabancı servislere ajanlık yapanlara izin vermeyeceğiz. Adam gelmiş 1 ay Alman Konsolosluğu'nda misafir ediliyor.

Şansölye bizim burada çifte vatandaş olan bir gazetecimiz var bunu bırakmanızı istiyorum diyor. Size 4 bin 500 PKK'lı teröristin dosyasını verdim, verdiniz mi? Onunla ilgili kararı yargı verir, bizde yargı bağımsızdır. Mahkemeye çıktı ve mahkeme tutukladı, şu anda içerde. 

Sen, Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı'na adeta kapını kapatıyorsun, bakanlarına kapını kapatıyorsun, uçuş izni vermiyorsun, oraya gidenleri konuşturmuyorsun. Hollanda'da atını, itini benim vatandaşlarımın üzerine süren, benim bakanıma arabada mahkumiyet verene sen diyorsun 'Ben de Hollanda'nın yanındayım'. Peki sen Hollanda'nın yanında mısın, güzel. Ben de halkımın ve Hakk'ın yanındayım.

"HAYDUT MUAMELESİ YAPMAYA KARAR VERDİK"

Biz beşer planında kimsenin karşısında eğilmedik. Batı bizi sürekli gazetecileri hapse atmakla suçluyor. Bu gazeteciler listesini verin dediğimizde gelen isimler arasında katilden soyguncuya, çocuk istismacısına kadar herkes var.  149 gazeteci listesi getirdiler, 144'ü terörden tutuklu.

Bunlardan birinin suçu ülkemize bomba düzeneği getirmek, bir tanesi patlayıcı madde ile yakalanmış. Ne ararsanız bunlarda var. İşin ucu kendilerine dokununda adaleti rafa kaldıranlar mesele Türkiye olunca yüzlerine maske takıyorlar. Biz de karşımıza maskeyle çıkanlara haydut muamelesi yapmaya karar verdik. Öyle ya saklayacak bir şeyin yoksa neden maske takıyorsun? Çık ortaya delikanlıca 'Benim Türkiye ile meselem var' de.

"TÜRKİYE İTİLİP KAKILABİLECEK BİR ÜLKE DEĞİL"

Bize parmak sallayan Avrupa'ya sesleniyorum. Türkiye itilecek, kakılacak, onuru ile oynanacak, bakanları kapılardan kovulacak, vatandaşları yerlerde sürüklenecek bir ülke değildir. Dünyanın her yerinde bu yaşananlar çok yakından takip ediliyor. Siz böyle davranmaya devam ederseniz, yarın dünyanın hiçbir yerinde hiçbir Avrupalı, Batılı, güvenle, huzurla sokağa adım atamaz. Bu tehlikeli yolu açarsanız en büyük zararı siz görürsünüz. Türkiye olarak, Avrupa ülkelerini demokrasiye, insan haklarına, özgürlüklere saygılı olmaya davet ediyoruz. Unutulmamalıdır ki, bu değerlere bizim kadar özellikle Avrupalının ihtiyacı vardır.

Ülkemiz için Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin en doğrusu olduğu kanaatindeyiz.  15 Temmuz bunun ne kadar doğru olduğunu gösterdi. Yapılan değişiklik özetle şudur; Cumhurbaşkanlığı ile başbakanlık birleştiriliyor. Anamuhalefetin başındaki zat hala Cumhurbaşkanı ve başbakanın birleştirildiğini bilmiyor. Anlaşamazlarsa kavga olur diyor. Bu kavga olmasın diye sistemi değiştiriyoruz. 

"KUYRUKLU YALAN DİZİSİ"

Muhalefetin bu konuya bakışına baktığımızda bu değişikliklerle hiçbir ilgisi olmayan bir kuyruklu yapan dizisi görüyoruz. Cumhurbaşkanının parlamentoyu fesih yetkisi yok. Erken seçim kararı mı alınacak? Cumhurbaşkanı Meclis ile beraber alabilir. İkisi beraber seçime girecek. Muhtarlıkların, belediyelerin hatta lokantaların kapatılmasına... 500 tane başkan yardımcısı atanmasına kadar nice yalanlar çıktı. Cevap veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz. Yalanın en büyük panzehiri gerçeklerdir. 

"TEK ADAM REJİMİ 1923'TE KAPANDI"

Bizim getirdiğimiz sistem, dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi hükümetin tek kişinin şahsında toplandığı, dolayısıyla yürütmedeki çok başlılığın ortadan kaldırıldığı bir sistemdir, bu yönüyle doğru. Bunların dillerinden düşürmedikleri 'tek adam rejimi' ise bambaşka bir şeydir, o 1923'te kapandı. Artık 'tek adam rejimi' diye bir şey söz konusu değil.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi demokratik bir sistemdir. Çünkü Cumhurbaşkanı halkın yüzde 50+1 oyuyla seçiliyor. Ama Türkiye'de yüzde 15'le başbakan gördük mü? Gördük. Artık biz bunları görmek istemiyoruz. Yeni sistemde Cumhurbaşkanı en başta milletin, Meclis'in ve kamuoyunun denetimine tabidir. Ama tek adam rejiminde öyle bir denetim yoktur.

"ÜLKENİN HUZURUNU KAÇIRMAYIN"

Meclis yok diyor, olur mu böyle bir şey. Cumhurbaşkanının kanun yapma yetkisi yoktur. Yapılmış kanunlara müdahil olamaz. Sadece bütçe kanunu ile ilgili yetkisi vardır. Hakkında yasal düzenleme olmayan konuda Cumhurbaşkanı kararname çıkarabilir. Dürüst olun da bu ülkenin huzurunu kaçırmayın."

  • Etiketler :
  • Haberler -
  • Türkiye
  • Recep Tayyip Erdoğan

Sayfa Yükleniyor...