'Garipoğlu ailesi ayin yaptı'

Süreyya Karabulut, kızının otopsi raporu üzerine, "Bu cinayeti Cem Garipoğlu’nun tek başına işlediğine asla ve asla inanmadım. Cem Garipoğlu, kızımı o eve tek başına götürmedi. Kızım o eve getirildi. O evde ayin yapıldı" dedi.

'Garipoğlu ailesi ayin yaptı'

İSTANBUL - Adli Tıp Kurumu, Münevver Karabulut cinayetiyle ilgili otopsi raporunu tamamladı. Rapora göre genç kızın tırnakları arasında bir kadının ve Garipoğlu ailesinden 2 erkeğin DNA'sı var.

Dört buçuk ay önce başı kesilerek öldürülen ve cesedi Etiler'de bir çöp konteynırına atılan Münevver Karabulut'un otopsi raporu 52 günde tamamlandı.

29 sayfadan oluşan raporda, Karabulut'un tırnaklarının takma olduğu, bunlardan 6'sında katil zanlısı Cem Garipoğlu'nun ailesinden iki erkeğe, 4 tırnağında da bir kadına ait DNA örneklerine rastlandığı belirtiliyor.

Raporda cinayetin ardından kullanılan testere sapı ve poşette bulunan DNA örnekleriyle, evde çamaşır sepetinin içinde bulunan eşofmandaki örneklerin uyum sağladığı da anlatılıyor.

Bu arada otopsi kurallarına uymadığı için başka cesedin örneğini Karabulut'un cesedine bulaştıran ve çelişkilere yol açan teknisyen de görevden alındı.

BABASI: AYİN YAPTILAR
Memleketi Bolu’nun Mengen İlçesi’ne bağlı Kayabaşı Köyü’nde bulunan Süreyya Karabulut, DHA'ya kızı Münevver Karabulut’un tırnaklarında kadın DNA’sına rastlanılması, sutyeninde de Garipoğlu ailesindeki erkeklere ait DNA’lar tespit edilmesi üzerine değerlendirmede bulundu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e teşekkür eden Karabulut, “Adli Tıp’la ilgili Sayın Cumhurbaşkanımızdan Allah razı olsun. En sonunda el attı. El attı rapor rapor çıktı. Şükürler olsun. Rahmetli kızım takma tırnak kullanırdı. Tırnaklarında bir bayana ait doku izlerinin çıkması gayet normaldir. Ben olayın ilk günüden bugüne kadar bu cinayeti Cem Garipoğlu’nun tek başına işlediğine asla ve asla inanmadım. İnanmak da istemiyorum. Cem Garipoğlu, kızımı o eve tek başına götürmedi. Kızım o eve getirildi. O evde ayin yapıldı. Garipoğlu ailesi ayin yaptı. Garipoğlu ailesindeki insanlar zaten insan değiller. Bu bayana ait olan dokular annesine veyahut babasının beraber yaşadığı Gülşen diye bir bayana ait olabilir. Artık yavaş yavaş çember daralıyor. İnanıyorum ki bu katilleri devlet en kısa zamanda çıkartacaktır” dedi.

Cinayetin üzerinin örtülmemesini isteyen Süreyya Karabulut, şöyle konuştu: “Sayın Başbakanımızdan rica ediyorum. Kendisi bir babadır, kendisi bir devlet adamıdır. Bu konuya lütfen duyarlı olsun. Sayın Başbakan benim evladım gitti, canım, kanım gitti. Her anne baba gibi bizler de evladımızı sokakta bulmadık. Biz de evladımızı düşünüyoruz. Evladımıza sahip çıkmadık değil. Fazlasıyla sahip çıktık. Şunu hatırlatmak istiyorum. Çocuğum sabah 8'de okula gitti, akşam 7'de çöp konteynırında ölüsü bulundu. Gecenin 3’ün de, 5’in de çöp kutusunda ölüsü bulunmadı. Sayın Başbakan, sizin ne kadar duyarlı olduğunuzu az buçuk bilirim. Lütfen bu konuya duyarlı olun. 70 milyon bu cinayetin aydınlatılmasını istiyor. Mezarlığına Ankara’dan, İzmir’den, Samsun’dan, Antalya’dan akın akın ziyaretçileri geliyor. Yapmayın, bu cinayetin üzerini örtmeyin, örttürmeyin.”

Karabulut, Adli Tıp Kurumu ile ilgili ise şu iddiada bulundu:

“Adli Tıp Kurumu’nun spermleri kalkıp da kızımın küloduna yerleştirmesi, yanlışlık olmuştur, olabilir. Ama ben öyle düşünemiyorum. Garipoğlu ailesi Adli Tıp’ı satın aldı diye düşünüyorum. Artık bu paranın geçemeyeceği noktalar olsun. Artık yeter. Evlat gitti. Ama nasıl gitti. Bunu araştırın. Bu cinayetin arkası karanlık. Satanist grupların ve internetteki bu sayfaları kapattırın. Bu grupların ucu Amerika’ya kadar gidiyor. Bu satanist gruplar sadece Münevver’imin canını almadı birçok insanın canını aldı. Daha da alacaktır. Ve Münevver’in ki ilk cinayet değil. Ben şunu söylüyorum katilleri devlet saklıyor, devlet kurumundaki görev yapan insanlar para karşılığı yol verdiler. Katilleri yakalamadılar. Adli Tıp’ta o raporların nasıl çirkin işlerle değiştirildiğini biliyorum. En son benim başıma geldi. Lütfen bu işin üzerini kapatmayın.”

Münevver Karabulut’un hayatını anlatan filmin çekileceğinin sorulması üzerine Karabulut, “Eğitim benim için en büyük hazinedir. Eğer ki, bu film gençliğe birşeyler verecekse tabi ki izin veririm. Ama rant olayı olursa, buna asla izin vermem. İnsanlara birşeyler verebilecekse eğer, arkasında canımla, kanımla durmaya hazırım” diye konuştu.

Sayfa Yükleniyor...