Gül: O göstericiler tek tek toplanır

Cumhurbaşkanı Gül, Doğu ve Güneydoğu’daki izinsiz gösterilerle ilgili olarak, ''Kanunsuz şeylere kimse boyun eğmez. Onların hepsi tek tek toplanır'' dedi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Ürdün ziyaretini izleyen gazetecilerle sohbet toplantısı düzenledi.

Terör örgütü PKK'nın bazı şehirlerdeki bireysel eylemlerinin hatırlatılması üzerine, şunları söyledi: ''Kanunsuz şeylere ne devlet, ne de hiç kimse boyun eğmez. Bunların hepsi tek tek toplanır. Böyle sen büyük şehirlerde geleceksin araba yakacaksın, karakol taşlayacaksın...

Çocuklar alet edildiği için de o, polisin insafından. Yoksa çok daha farklı davranabilirler ama bu demek değil ki herkes yaptığıyla kalıyor. Arkadan onların hepsi toparlanıyor, tek tek bulunuyor, hepsi mahkemelere çıkartılıyor.''

PKK’nın bölgede artık barınamayacağını söyleyen Gül, “Böyle bir terör örgütü bu coğrafyada kalamaz. Ne Irak, ne Irak'ın kuzeyindeki Kürt yönetimi, ne de onlar bunun yükünü çekebilir, ne de dünya bu işi eskisi gibi tolore eder. Artık edemez” dedi.

Gül, şöyle konuştu: “Ortada fırsatlar var. O fırsatları kullanılabilir hale getirmek lazım. Elinde silahı olan gelecek, bu işten vazgeçecek. İçeride bu tip anarşistvari şeyler olabilir. Güvenlik güçleri bunların hepsinin üstünden gelebilir.”




Gül, ''Demokratik açılım sürecinde muhalefetin bu kadar sert tepki göstermesini öngörüyor muydunuz?'' sorusu üzerine, bu konuların 'nin meselesi olduğunu belirtti.

Gül, ''Herkesin 'evet' ya da 'hayır' şeklinde bir fikri olabilir. Herkes fikri dinlenebilecek, fikri dikkate alınacak şekilde bir konuşma üslubu içinde olmalı ki her söylenen şeyin faydası olsun'' diye konuştu.

TBMM'nin yasama yılı açılışında yaptığı konuşmada, bazen usulün, esasın önüne geçebileceğine dikkati çektiğini anlatan Gül, ''Bu, bugünün meselesi değil ki. Bu, 20 sene öncesinin de meselesiydi, ilerinin de meselesi olabilir. Önemli olan ilerinin meselesi olurken bu meseleyi küçültmek ve 'ye tehlike olmaktan çıkartmak'' şeklinde konuştu.

KATSAYI KARARI
YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan ile yaptıkları görüşmede, Danıştay'ın, YÖK'ün katsayı kararının yürütmesini durdurması üzerine kargaşa çıkmaması yönündeki görüşünü aktardığını belirten Gül, Özcan'ın da Danıştay'ın ''YÖK bilir'' diye karar aldığına ilişkin bilgi verdiğini anlattı.

Gül, konunun çok sayıda öğrenciyi ilgilendirdiğini, çocukların psikolojisinin bozulmaması gerektiğini vurgulayarak, konunun dikkatli bir şekilde neticelendirilmesi gerektiğini söyledi.

Görüşmede katsayı kararıyla ilgili Danıştay'daki yargı sürecinin ele alındığını bildiren Gül, ''YÖK bu konuda bir formül üretiyor mu?'' sorusunu, ''YÖK, öğrencileri zarara uğratmamak için çeşitli hazırlıklar yapıyor, yapmak zorunda'' diye yanıtladı.

Rektör atamaları konusundaki fikirlerinin hatırlatılması ve Anadolu Üniversitesi'ndeki sürecin tartışmaları yeniden gündeme getirdiğinin belirtilmesi üzerine, rektör atamalarının Cumhurbaşkanı tarafından yapılmasına ilişkin rahatsızlığını, düşüncelerini daha önce dile getirdiğini ifade eden Gül, ''Ben, üniversitelerin yeniden düzenlenmesiyle ilgili fikirlerimi daha önce paylaştım. Üniversitelerdeki seçimlerin çok yara, iz bıraktığını söylemiştim'' diye konuştu.

Dünyanın en iyi üniversitelerindeki sistemlerin herkes tarafından bilindiğini dile getiren Gül, rektörlüğün idari bir görev olduğunu, seçkin bilim adamlarının kendi alanlarını bırakıp idari işlerle uğraşmasını garipsediğini söyledi.

HAKAN UZAN'IN DURUMU
Cumhurbaşkanı Gül, kırmızı bültenle aranan Hakan Uzan'ın durumunun görüşmede gündeme gelip gelmediğinin sorulması üzerine, henüz konuşulmayan konular olduğunu söyledi.

Gül, ''Bununla ilgili söyleyeceklerimiz var. Çeşitli iddialar söz konusu ama bir kralın interpol tarafından aranan bir insanla bir restoranda yemek yiyeceğini zannetmiyorum. Bununla ilgili, burayla ilişkili olduğuna dair bir çok bilgiler var. Bu konudaki kaygılarımızı tabii ki söyleyeceğiz'' dedi.

FİL-ZÜCCACİYE DÜKKANI BENZETMESİ
''Türkiye'nin bölgesindeki güçlenme sürecini batı nasıl algılıyor?'' sorusu üzerine Gül, Türkiye'nin ne yaptığını bilerek politika uyguladığını belirtti.

Türkiye'nin kendi bölgesinde güvenlik ve istikrara önem verdiğini kaydeden Gül, güvenlik ve istikrar konuları çözülmeden hiçbir bölgede ekonomik işbirliği, refah ve mutluluk sağlamanın mümkün olmayacağını ifade etti.

''Türkiye'nin yaptığı şey bu. Bundan da kimsenin kaygılanmaması lazım. Tam tersine desteklemesi lazım'' diyen Gül, şöyle devam etti:

''Bir yere istikrar ve güvenlik taşıyorsanız bunda ne var? Bunu ille de başkası mı yapacak? Bölgenin içindeki insanlar yaparsa kötü, başkası yapmak için uğraşırsa iyi. Başkası yaparken de görüyorsunuz işte nasıl yapıyor. Bilmediği kültür, bilmediği coğrafyada filin, züccaciye dükkanına girdiği gibi oluyor.

Ondan sonra da arkasında bir sürü şeyler bırakıyor. Bizim hep ileri sürdüğümüz bir şey var; Bu bölge madem bizim bölgemiz, bölgemize sahip çıkmak lazım. Bölgeyi sahiplenme ilk defa gerçekleşiyor. Bölgeyi sahiplenince kötü şeyler mi yapılıyor? İyi şeyler yapılıyor. Alkışlasalar ya.

Takdir edenler de çok ama tereddütlü olanlar olabilir. Türkiye'nin bu politikaları hem batı hem doğu dünyasında takdir ediliyor. Çünkü Türkiye 'Bir yere parmağımı sokayım da yeri gelirse tekrar kullanayım' diye yapmıyor. Tam tersine her yere güzel şeyler söylüyor, 'Problemleri kendimiz çözelim' diyor. Uzaktan başkaları, buraları bilmeyenler karışarak, çözümü daha karmaşık hale getirecek.''

Türkiye'nin, Suriye ile 800 kilometrelik sınırı olduğunu hatırlatan Gül, ''Kavgalı olmak mı, işbirliği yapmak mı daha akıllıca?'' diyerek, sonunda işbirliğinin akıllıca olduğunun görüldüğünü vurguladı.

Türkiye'nin bölgede üstlendiği rol karşısında Fransa'nın rahatsızlık duyduğunun ifade edilmesi üzerine, Gül, Türkiye'nin bu konularda herhangi bir ülkeyle rekabet içinde olmadığını söyledi.

Gül, ''Herkes ne kadar çok katkısı, imkanı varsa yapsın. Fransa'nın da çalışmalarına karşı değiliz ve herhangi bir ülkeyle rekabet içinde değiliz'' dedi.

''ŞARTLAR OLGUNLAŞIRSA İSRAİL'E GİDERİZ''
Cumhurbaşkanı Gül, İsrail ziyaretinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinin sorulması üzerine, ''Her yere gideriz. Önemli olan, bu ziyaretler yapılınca netice vermesi, faydalı olmak. O şarlar olgunlaşır ve başarılı olacağı görüldüğü anda zamanı olmuş demektir. Yoksa İsrail'e gitmeyiz diye bir şey yok. Daveti kabul ettik biliyorsunuz ama zamanlaması önemli'' dedi.

ÜRDÜN İLE İLİŞKİLER
Sohbet toplantısında Ürdün ziyaretini de değerlendiren Gül, Kral Abdullah'ın daveti üzerine resmi ziyaret gerekleştirdiğini ifade etti. Gül, henüz görüşmelerin bitmediğini, ancak şu ana kadar ilişkileri daha çok geliştirme yönünde her iki ülkenin de güçlü irade gösterdiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Gül, ''Siyasi ilişkilerimizde aynı Suriye ve Irak ile yaptığımız gibi yüksek seviyeli bir ilişki haline gelme arzusunu gördüm. Bunu biz de istiyoruz'' dedi.

Serbest Ticaret Anlaşması imzalanmasının önemini vurgulayan Gül, anlaşmanın ticaret hacminin ve karşılıklı yatırımların artması yönünde kısa sürede sonuç vermesinin beklendiğini söyledi.

İş adamlarının anlaşmanın karşılığını en iyi şekilde göreceğini dile getiren Gül, gümrüklerdeki işbirliğinin de ticaretin önündeki büyük bir engeli kaldıracağını ifade etti.

İki ülke arasında vizelerin kalkmasının da psikolojik etki yapacağını düşündüğünü dile getiren Gül, bu coğrafyada artık insanların rahatlıkla hareket edebileceğini söyledi.

Gül, iki ülke arasındaki ilişkilerin alt yapısının sağlam şekilde hazırlandığını dile getirerek, bugünkü görüşmelerde özellikle güvenlik ve savunma sanayi alanlarında büyük bir işbirliği arzusu gördüğünü aktardı.

Ürdün'ün F-16 savaş uçaklarının Türkiye'de modernize edildiğini hatırlatan Gül, ASELSAN ile Ürdün Sanayi Müsteşarlığı arasında anlaşma imzalandığını anımsattı.

Cumhurbaşkanı Gül, ''Türkiye ve Ürdün, bölge konularında da aynı istikamette düşünen ülkeler. İstikrara, güvenliğe çok önem vermekteyiz. İstikrar ve güvenlik olmadan zaten işbirliği mümkün değildir. Ziyaretimin, her iki ülkenin de çıkarlarına hizmet eden iyi neticeler veren bir ziyaret olacağına inanıyorum'' diye konuştu.

Sayfa Yükleniyor...