'İşsizliğe çözemiyorsan o koltukta ne işin var?'

CHP lideri Kılıçdaroğlu, "işsizlik kader değil" başlıklı Adana’da düzenlenen mitingde hükümete yüklendi. AKP döneminde Adana'da 48 fabrikanın kapatıldığını söyleyen Kılıçdaroğlu Erdoğan'a, "İşsizliğe çare bulamıyorsan senin başbakanlık koltuğunda ne işin var?" diye sordu.

Kemal Kılıçdaroğlu, Uğur Mumcu Meydanı'nda düzenlenen ''İşsizlik Kader Değildir'' mitinginde, ''Yaşar Kemallerin, Orhan Kemallerin, Yılmaz Güneylerin bereketli topraklarındayız, Adana'nın Allah'ına kurban diyoruz'' diyerek başladı.

Meydanda bulunan ve kapanan fabrikalarının listesinin yer aldığı bir afişe dikkati çeken Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Bakın şuraya bir afiş asılmış. Kapanan fabrikaların listesi... Sayın Başbakana sesleniyorum. Gel Adana'ya, bak şu kapanan fabrikalar hangisidir diye. O liste Başbakanın boyunu aşmış vaziyette. 48 fabrikayı kapattılar, 39 bin 500 işçi işinden oldu. Bu 39 bin 500 hane demek. İşsizlik ne demek bilir mi Başbakan? Çalışıp evine ekmek götürmek isteyen insanın iş bulamadığı zaman yaşadığı dramı Başbakan bilir mi? Ne diyor Recep bey; 'ülke güllük gülistanlık' diyor. Ülken güllük gülistanlıksa herkesin işi-gücü, aşı varsa ve sen ' uçuyor, büyüyor' diyorsan, nedir bu işsizlik? 8 yıldır ülkeyi yönetiyorsun. 8 yıldır ülkenin sorunlarını çözemedin. İşsizliği çözeceğiz. Nasıl çözülür işsizlik? Ekonomiyi sıcak para spekülatörlerine teslim etmeyeceksiniz. Bu ülkenin fabrikaları çözecek, bu ülkenin insanları çalışacak, bu ülkede istihdam yaratılacak, bu ülkede çiftçi üretecek, alın terine değer verilecek.

Adana'nın bereketli ovaları, Çukurova pamuk üretiyor mu? Eğer bu Başbakanda biraz ülke sevgisi olsa, biraz insan sevgisi olsa, dönüp bir kendine baksın bakalım. Bu ülkenin insanı var, toprağı var, gübresi var, traktörü var. Hangi yüzle sen Yunanistan'dan pamuk getirtiyorsun da kendi çiftçine destek vermiyorsun. Ülkenin toprağı var, bereketli güneşi var, suyu var. Sen hangi yüzle buğdayı yurtdışından getiriyorsun. Ve sen hangi yüzle bu ülkenin ovalarında koyun, kuzu sesleri gelirken kurbanlık koyunu bile dışarıdan getirtiyorsun. Hiç kendine dönüp bir bakmadın mı? Biz şunu savunuyoruz; Bu ülke, üreten ülke olacak. Ülke üretecek, fabrikaların bacası tütecek, çalışacağız ki ekonomiyi güçlendirelim.''

Kılıçdaroğlu, CHP iktidarında kamu kuruluşlarında taşeron olmayacağını, herkesin kadrolu ve sendikalı çalışacağını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Biz emekten yanayız, alın terinden yanayız. Alın terinin kutsallığından yanayız. Her işçi taşeronda değil, kamuda sendikalı ve örgütlü çalışacak.

'YANDAŞA VAR DA YURTTAŞA NİYE KAYNAK YOK'
Yoksullar var bizim ülkemizde. 'Yoksulluğu tarihe gömeceğiz' dedim, 'aile sigortası getireceğiz' dedim. Bana soruyor; 'kaynak nerede' diye. Bu ülkede namusluysan, devleti namuslu yönetiyorsan, hortumculara göz açtırmıyorsan bu ülkenin kaynağı var.

Yeri geliyor bağırıyorsun; 'Türkiye dünyanın 20. büyük ekonomisinden birisidir' diyorsun. Fakir fukaraya gelince 'kaynak yok' diyorsun. Yandaşa var da yurttaşa niye kaynak olmasın.

Türkiye'yi, 81 ili gezeceğiz. 81 ile gideceğiz. Yurttaşlarıma şunu söyleyeceğim; 'kaderinizi değiştirmek mi istiyorsunuz', 'onurlu bir birey olarak yaşamak mı istiyorsunuz', 'yolsuzluklara karşı çıkmak mı istiyorsunuz', 'işsizlik olmasın mı istiyorsunuz', 'çocuklar yatağa aç girmesin mi istiyorsunuz' o zaman yurt sevgisinde, vatan sevgisinde birleşiyoruz demektir. Biz insanımızı, vatanımızı seviyoruz. Bir çatı var orada, o çatının adı, halkın iktidarı CHP'dir.''

'TELEFONLA SÖYLERSENİZ DUYARLAR'
İktidarın 8 yılı bitirip 9 yıla girdiğini, buna karşın işsizlik ve yoksulluğun arttığını ifade eden ve kalabalığa ''işsizlik ve yoksulluk artıyor, çiftçi perişan, emekçilerin durumu iyi mi'' diye 3 kez soran ve ''hayır'' yanıtını alan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

''Umarım Ankara'dan Başbakan duymuştur. Ama telefonla söylerseniz duyarlar. Bunlarda biliyorsunuz telefon dinleme hastalığı var.

Size memur Kemal'in, işçi Kemal'in, çiftçi Kemal'in, emekli Kemal'in, halkın Kemal'inin sözü; sizin için çalışacağım, sizin için alın teri dökeceğim, sizin için mücadele edeceğim. Bu ülkede bir tek çocuk bile yatağa aç girmeyecek, bunun sözünü veriyorum ben.''

'BAŞBAKANLIK KOLTUĞUNDA NE İŞİN VAR'
Başbakan'ın, ''her üniversiteyi bitiren iş bulacak diye bir şey yoktur'' şeklinde sözler söylediğini de ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Senin başbakanlık koltuğunda ne işin var. Başbakanın görevi nedir, işsizliği çözmek, fabrikaların açılmasını sağlamak, sanayinin önünü açmaktır'' dedi.        

Kılıçdaroğlu, Başbakan'ın Mardin ve Ardahan'daki toplu açılış törenlerinin ardından tesis olarak bildirilen yerlerle ilgili listeleri incelettiğini ve bunlar arasında okul binasının badanasının yapılmasından, lojman çatısının yenilenmesine kadar çeşitli işler olduğunu tespit ettirdiğini vurgulayarak, ''Milletle dalga geçen bir başbakan olur mu?'' dedi.

Kılıçdaroğlu, Ahmet Arif'in bir şiirinden ''bunlar aşımıza, ekmeğimize göz koyanlardır'' dizelerini de okuyarak, konuşmasına şöyle devam etti:        

''Bunları bileceğiz, bunları tanıyacağız. Başbakan 2002'den önce atanamayan öğretmenlere diyordu ki, 'bize oy verin bütün öğretmenleri atayacağız'. Sözünü tuttu mu? Tutmadı. Bütün atanamayan öğretmenlere sesleniyorum. Haziranda sandığa gideceksiniz. Halkın iktidarına destek verin. CHP iktidarında bir bakın bakalım atanamayan öğretmen var mı?        

İşsizler hak arıyor. Torba Yasaya hükümler konuyor. İşçi eylem yapıyor, meydanda derdini anlatacak. İşçileri, üniversite öğrencilerini dövüyorlar. Başbakan utanmadan 'onların elinde molotofkokteyli var' diyor. Hiçbirisinin elinde bir şey yok. Onların elinde kitap, defter var. Bunlar milleti kandırmada bir numara artık, kanmayacağız.        

Mahsuni ne demişti, 'yoksulun sırtından doyan doyana, bunu gören yürek nasıl dayana, yiğit muhtaç olmuş kuru soğana, bilmem söylesem mi söylemesem mi' diyor. Bunlar, yiğidi kuru soğana muhtaç ettiler. Bir de AK Partiyiz diyorlar. Ak değil kara partisin sen. Benim adım ak demek için emeklinin, yoksulun, işsizin derdini, esnafın derdini çözmesi lazım ki ben ona ak diyeyim. Milleti dert yumağı yaptın, millet dert ortağı oldu. Bir de sıkılmadan kalkıp bize ak deyin diyorsun. Sen ak değil AKP'sin, sen adaleti kandırıyorsun, adaletten kaçanlar partisi diyoruz biz onlara.''        

SEÇİM ŞARKISI: BİR ISLIK DA SEN ÇAL
Bu arada, sözleri Aşık İhsani'nin olan, düzenlemesi ve seslendirilmesi Onur Akın tarafından yapılan ''Bir ıslık da sen çal''  ile sözleri Ali Dilki'ye, müziği Onur Akın'a ait ''Ak dediler kara çıktı'' seçim şarkıları da miting sırasında çalınarak kalabalığı coşturdu.    

Sayfa Yükleniyor...