'Kardak’a çıkarken benzin parasını biz ödedik'

Poyrazköy'de yapılan kazılarda ele geçirilen mühimmata ilişkin davanın sanıklarından Deniz Kurmay Albay Ali Türkşen, ''Kardak Kayalıkları'na çıkarken benzin parasını cebimizden ödedik” dedi.

'Kardak’a çıkarken benzin parasını biz ödedik'

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada savunmasını yapan tutuksuz sanık Deniz Yarbay Mustafa Turhan Ecevit, tutuklu sanıklardan emekli binbaşı Levent Yıldırım'ı 1985'ten beri tanıdığını, sınıf arkadaşı olduğunu ve Deniz Kuvvetleri hentbol takımında da beraber oynadıklarını anlattı.

Bektaş ile yaptıkları ve iddianamenin ek klasörlerinde yer alan 9,5 dakikalık telefon görüşmesi hakkında açıklama yapan Ecevit, ''Görüşme, uzun zamandır görüşemediğimiz için sitemle başlamaktadır. Özel hayatımızla ilgili konuşmalarımız var. Hasta olan kayınpederinin durumunu soruyorum'' dedi.

Mahkeme Heyeti Başkanı Oktay Kuban'ın, ''ihbar tutanaklarına ve bu kazılarda ele geçirilen mühimmatla ilgili ne diyorsunuz?'' sorusuna Ecevit, mühimmatlarla ve ihbar mektuplarıyla hiçbir ilgisinin bulunmadığını söyledi.

Kuban'ın, ''Kafes Eylem Planı'' ile ilgili sorusuna da Ecevit, planda kendi isminin bulunmadığını ve iddiaları kabul etmediğini dile getirdi.

Ecevit, Kuban'ın, ''Poyrazköy Keçilik Mevkisi'nde 3 bin 17 adet mühimmat elde edildi. Her biri değişik çapta mermi. O bölgede en son ne zaman görev yaptınız?'' sorusuna, ''SAT Grup Komutanlığının geçici konuşlanma yeri o bölgelerdir. O bölgeyi yakın eğitimlerde kullanırız. 18 Nisana kadar o bölgeyi kullandım'' yanıtını verdi.

Ecevit'in savunma ve çapraz sorgusunu bitiren Kuban, daha sonra savunmasını yapması için Deniz Kurmay Albay Ali Türkşen'i çağırdı.

1990-1997 yılları arasında SAT Grup Komutanı olarak görev yaptığını ve iki önemli görevde bulunduğunu söyleyen Türkşen, ''Bu görevlerde yer almakla iyi mi yaptım, kötü mü yaptım bilmiyorum. Ancak bugün buraya getirdiler. Hayatta bazı şeyleri eksik yapsaydık, bugün burada olmazdık. Burada olmaktan hiç üzülmüyorum.

İnanıyorum ki bu davanın sonunda beraat edeceğiz. Sadece ailelerimiz yıprandı. Yer aldığım ilk görev 1993 yılında 14,5 ton uyuşturucu yüklü gemi Lucky-S'e el konulmasıdır. İkinci olarak ise Kardak krizinde adaya çıkan timin komutanıydım. Her iki olayda da tek bir mermi kullanılmadı'' dedi.

'ÖRNEK'İN EMRİYLE ANILARIMI YAZDIM'
1996 yılında Kardak kayalıkları olayını anlatan Türkşen, şunları kaydetti;

''Özden Örnek komutanımızın 2005 yılındaki emriyle yazdığım, Kardak Kayalıkları hatıratımı okuyunca bizden neden terörist çıkmayacağını anlayacaksınız. 30 Ocak 1996'da saat 21.33'te biz cebimizden verdik o botun benzin parasını. Şu an burada bulunan Ercan Kireçtepe'nin kredi kartıyla o gece benzin aldık. Kredi kartının slipi de burada.

Herkes cebindeki parayı çıkardı, bakkaldan ekmek arası peynir aldık. O gece 01.40'da da adaya çıktık. Biz şimdi burada yargılanıyoruz. Güven Erkaya o gece aradı ve 'Evladım, daha hazır değil misiniz?' diye sordu. Tabii Tansu Çiller de onu sıkıştırıyor. Biz Ercan Kireçtepe'nin kredi kartıyla benzin aldık ve öyle gittik. Tabii herkes bizim yerimizde olmak için nelerini vermezdi?''

Türkşen, mahkeme heyetine Kireçtepe'nin kullandığı kredi kartının 1996 yılına ait 16 milyon 730 bin liralık fişini göstererek, savunmasına şöyle devam etti:

''Sonra bir şey oldu. Aradan 13 yıl geçti. Herhalde bizim Deniz Kuvvetlerinin şebeke suyuna bir şey kattılar. Hepimiz burada terörist olduk. Bu mahkemede sanıklar savunma yaparken çok ağır laflar edildi. Eren Günay, 'Vatan anamız, devlet babamız. Bizi vatana ihanetle yargılamayın' dedi. Ancak Levent Bektaş öyle bir laf söyledi ki bana göre o laftan sonra Hükümet, üniversite hocaları, Cumhurbaşkanı, Başbakan, herkes işini bırakıp bu sözü tartışmalıydı.

'BUNU YAPANLAR HESABINI VERECEK'
Bektaş 'Benim askerlikle sorunum yok. Ben dünyaya yeniden gelsem, yine asker olurdum, yine SAT olurdum. Ama bu ülkenin ordusunda değil' demişti. Bektaş'a bu sözü ettirenleri asla affetmeyeceğim. Bunu yapanlar hesabını verecek. 31 Ocak 1996'da sabaha karşı Kardak Kayalıkları'nda Yunan bayrağını Türk bayrağı ile değiştiren 2 kişi burada yargılanıyor. Birisi Ercan Kireçtepe, diğeri ben. Biz buraya nasıl geldik, bilemiyorum.''

Türkşen'in savunması sırasında tutuklu sanıklar ile aralarında Feyyaz Öğütçü'nün de bulunduğu bazı tutuksuz sanıkların ve izleyicilerin ağladığı görüldü.

Sayfa Yükleniyor...