Kılıçdaroğlu: Ben dahil herkes servetini açıklasın

Meclis'teki bütçe görüşmelerinde konuşan CHP lideri Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "döviz" çağrısını eleştirdi ve siyasi parti liderlerine servetlerini açıklama çağrısı yaptı.

Kılıçdaroğlu: Ben dahil herkes servetini açıklasın

TBMM Genel Kurulunda 2017 yılı bütçesinin görüşülmesine başlandı. Genel Kurul, TBMM Başkanı İsmail Kahraman başkanlığında toplandı.

Bütçe görüşmeleri sırasında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun gündeminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Dövizlerinizi Türk Lirasına çevirin" çağrısı vardı.

'de siyasetin ekonomiyi vurduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Başbakan 'dolarla ne işimiz var' diyor. Sayın Cumhurbaşkanı'nın Albaraka Türk'te 200 bin doları var. Kendisi de bozdurup dekont görüntülesin. Yahu milletin cebinde dolar mı var? Kimin cebinde dolar var?" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun siyasi parti liderlerine bir çağrısı da oldu. "Bütün siyasi partilere çağrı yapıyorum. Ben dahil herkes servetini açıklasın" diyen CHP lideri, "Ben birikimimi dolara yatırmadım. Ama ülkenin Cumhurbaşkanı dolarını Albaraka Türk'te tutuyor" ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından öne çıkan diğer başlıklar şöyle:

"Biz demokrasi üzerindeki her türlü vesayetin kaldırılmasını istiyoruz. Demokrasi üzerindeki vesayeti kabul etmemeliyiz. Herkes anayasal sınırları içerisinde görev yapmalıdır. Demokrasi üzerindeki vesayeti biz de kabul etmiyoruz. Yasama organının iradesine kimse gölge düşürmemelidir. Dış politika oluyor, Dışişleri Bakanı değil saray konuşuyor, ekonomi konusunda saray konuşuyor, tarım konusunda saray konuşuyor. Koltuğuna sahip çıkamayan 'ye sahip çıkamaz. Herkesin koltuğuna sahip çıkması lazım. 

Biz demokrasiyi savunuyoruz. Güçler ayrılığını savunuyoruz. Bakanlar konu mankeni konumuna dönüşüyorsa orada sorun var demektir. Demokrasiyi güçlendirmek için ne getiriyorsanız 'evet' diyeceğiz dedik. Bugün de söylüyoruz. Halktan daha büyük bir güç yoktur. 

"İNTİKAM DUYGUSUYLA YAPILIYOR"

Bir hükümet işkenceyi savunursa Türkiye'nin saygınlığına derin gölge düşer. Bu hükümet Türkiye'nin saygınlığına en derin gölgeyi düşüren hükümettir. Darbeden 6 gün sonra BM Türkiye temsilcisi bir dilekçe verir. Tutulanlara insani muamelede davranılmayacağı beyan edildi. Adil yargılanma maddesine de çekince koyuyorlar. Bu hükümet ne yapıyor, bunu hangi gerekçeyle veriyor oraya?

Aldatıldıysan olmaz, aldatıldıysan namusunla şerefinle çekilirsin bir köşeye. Bu parlamentonun işlevi ne? O kadar acı tablolar ki intikam duygusuyla yapılıyor bütün operasyonlar. 

"DARBEDEN HABERİNİZ VAR MIYDI?"

Herkesin eline kelepçe vurulurken Adil Öksüz'ün eline kelepçe vurulmaz. Tutulan 3 tutanak birbirinden farklıdır. Herkesin eli kelepçelenirken bu beyfendinin eli neden kelepçelenmiyor. Sizin darbeden önceden haberiniz var mıydı? Nokta. Bu kadar net bir soruyu soruyorum. daha önceden sorduk, cevabını alamadık. Adil Öksüz sıradan bir adam değildir, gariban bir adam değildir. Adil Öksüz'ü kim kontrol ediyor. 

"OHAL TIRPAN GİBİ"

OHAL sonrası darbe fırsatçılığı yapıldı, OHAL istismar edildi. OHAL bir tırpan gibi Türkiye'nin üzerinden geçiyor. Hapisteki bir sürü kişiyi çıkardılar, bunların darbe ile ne alakası var? Hazineye ait taşınmaz malların değerlendirilmesi, işsizlik sigortasında yapılan değişiklik, sendikalar kanununda yapılan değişiklik... Ne işi var bunların? Bu parlamentonun iradesini gasp etmektir. 

Sana verilen yetki terörle mücadele etmen için. Bir organ parlamentonun görevini gasp ediyorsa Meclis Başkanı yürütme organını uyarmalı. İstirhamım parlamentonun itibarıne hep birlikte sahip çıkalım. Yürütme organı benim görevimi elimden alırsa halka hesabını veremem. 

Bir karşı darbe yaşadık. OHAL uygulamalarıyla darbe girişiminden geçildi, Türkiye darbe girişimiyle karşı karşıya kaldı. KHK'ları siz çıkarıyorsunuz. Neden haksızlıkları, hukuksuzlukları halkın sırtına yıkıyorsunuz? OHAL ile muhalif medya susturulmak istenmiş. Hapisteki 146 gazeteciyle Türkiye dünyanın kara listesine girmiştir. 

Darbe girişiminde bulunanlarla ilgili mücadele hukuk zemininden çıkmış, bir kişinin intikam aracı haline gelmiştir. Darbe girişimi ile hiçbir ilgisi olmayan yüzlerce akademisyen görevden alındı ve tutuklandı. Türkiye'de şu anda hiçbir kimsenin can ya da mal güvencesi yoktur. Türkiye şu anda hukuk devleti olmaktan çıkmış, istihbarat devleti haline dönüşmüştür.

"TÜRKİYE EN AĞIR YENİLGİSİNİ YAŞADI"

Dış politikada ise tam bir felaket. Türkiye, dış politikada en ağır yenilgiyi yaşamıştır. Hergün şehitlerimiz geliyor. Bize saygı duyan kim kaldı? Ortadoğu'nun kabile şefleri bile bizim gücümüzü test ettiler ve çok ağır cümleler kullandılar. Mavi Marmara anlaşmasında Türkçe metinde İngilizce bir sözcük var. Verilecek parayı tazminat olarak değil lütuf olarak vereceğini söylüyor. Gazze'ye abluka kalkmayacak, bu bir teslimiyettir. 

"MGK BAŞKANINI YALANLADI"

Suriye'de 3 milyon sığınmacıya bakıyoruz. Hani gidip namaz kılacaktık, Süleyman Şah Türbesi'ni kaçırmak zorunda kaldık. Herkes anayasal sınırlar içerisinde olsa bu ülke güzel yönetilir. Sayın Cumhurbaşkanı "Zalim Esed'in hükümranlığına son vermek için oraya girdik" dedi. Bir gün sonra MGK toplantı ve kendi başkanını yalanladı. Ülkenin Cumhurbaşkanı ne söylüyor, MGK ne söylüyor. 

Putin bununla yetinmedi, ayar çekildi. "Fırat Kalkanı'nın amacı herhangi bir kişi değil terör örgütleridir" dedi. Bu benim ağırıma gidiyor. Biz parlamentoyuz, hükümeti sorgulamak zorundayız. 18 adamız işgal altında. Egemenliği Yunanistan'a bırakılmamış 18 adada Yunan bayrağı dalgalanıyor, neden bir şey yapmıyoruz? Soruyoruz, istişare ediyoruz diyorlar."

  • Etiketler :
  • Haberler -
  • Türkiye
  • Cumhuriyet Halk Partisi
  • Siyaset
  • Kemal Kılıçdaroğlu

Sayfa Yükleniyor...