'Mobil teknolojiler şirketler için bir zorunluluk'

Sybase’in CTO’su olarak görev yapan Irfan Khan, mobil hizmetlerin profesyonel iş yaşamındaki önemini kavrayamayan şirketlerin ayakta kalmasının çok zor olduğunu belirtti.

'Mobil teknolojiler şirketler için bir zorunluluk'

Sybase ve sunduğu temel hizmetler hakkında bize biraz bilgi verebilir misiniz?

Sybase, 1980’liyılların başında veri yönetimi alanında hizmet vermeye başlayan 28 yıllık bir kuruluş. Sybase, en karmaşık ve yoğun işlemlerin gerçekleştirildiği iş ortamlarında  kullanılabilecek kritik uygulama görevleri sunarak hayata geçti. 2000’li yıllara gelindiğinde, Sybase hizmet tanımlarını yeniden belirledi ve mobil şirket girişimi halini aldı. Bugün, bir parçası olduğumuz SAP’ın mobil girişim ve talep stratejisine bağlı olarak, hem işlemsel hem de analitik olarak çok yüksek miktardaki verilerin yönetilmesinde hizmet veriyoruz.

Müşterilerinize çok çeşitli hizmetler sunuyorsunuz. Farklı alanlardaki özel şirketlerin taleplerini karşılayacak tecrübeye ve altyapıya nasıl eriştiniz?



Sybase’nin teknik bilgi ve uzmanlığı, en son teknolojiyi kullanan ve en çok hizmet talep eden şirketlerle çalışmasından geliyor. Örnek olarak, finansal hizmetler Sybase için temel alanlardan biri. Hizmet verdiğimiz büyük bir şirket için sıradan bir günde bir milyar işlemin yapıldığını görmek şaşırtıcı değil. Bizim için bir diğer önemli alan olan mobil hizmetler, hem bugün hem de yarın için piyasanın ihtiyaçlarını ve müşterilerin gereksinimlerini belirliyor. Kısaca, tecrübemizin büyük hizmetler talep eden şirketlerle yaptığımız çalışmalardan ve müşterilerin ihtiyaçlarını belirleyip bu ihtiyaçları yerine getirmemizle kazandık. Ayrıca, piyasaya bir mühendislik tasarımıyla girmeye çalışmak yerine, dışarıdan bakan ve ilerisini değerlendiren bir bakışla yaklaştık.

'Mobil teknolojiler şirketler için bir zorunluluk' - 1

Mobil hizmetler ve teknolojileri hayatımızda nasıl bir rol oynuyor? Üç ile beş yıl içinde hayatlarımız mobil cihazlara bağımlı bir hale mi gelecek?

Eğer ABD’nin San Francisco kentinden İngiltere’nin başkenti Londra’ya 10 saatlik bir uçak yolculuğu yaparsanız, yolculuk biter bitmez insanların Blackberry, iPhone veya Android işletim sistemli akıllı telefonlarına sarıldığını görürsünüz. Tüketiciler mobil cihazlarına saygı duyan ve bağımlılık kazanmış gibi yaklaşıyor. Dürüst olmak gerekirse, birçok kişi mobil cihazlarına bağımlı durumda. Mobil cihazınızı kullanamadığınız 10 saatlik yolculuk, bir sigara bağımlısının işyerinde 10 saat boyunca sigara içmek için ara veremeden çalışması gibi. Bu kişi ofisten çıkar çıkmaz sigara yakacağı gibi, mobil cihaz bağımlıları da uçaktan iner inmez dünyada ne olup bittiğini görmek için telefonlarına, tablet bilgisayarlarına sarılıyor.

Şirketler için mobil uygulamaların, gerçek zamanlı yönetimin, veri depolamanın ve bulut bilişimin önemi nedir? Şirketler neden bu teknolojiler konusunda bilinçlenmek zorunda?

Eğer bugün mobil cihazlarla ilgili tecrübeniz varsa, bu, verilerle uğraştığınız anlamına gelir. Veriler, veri merkezinden gelir. Veri merkezi kavramının ardından, bugün cihaz merkezi kavramı da mevcut. Dolayısıyla, birçok arka uçlu çevreden ön uçlu çevreye uzanan bilgi transferlerine bakıldığında, bilgini makul bir zaman çerçevesi içinde güvende olduğunu garanti etmeniz gerekiyor. Aynı zamanda, oluşturacağınız modelde verinin sadece şirket içinde değil, bulut hizmetleri için de hazır olması gerekiyor. Günümüzde herkes işlemlerin mobil etkileşimler üzerinden gerçekleştirilmesini bekliyor. Böylece, işlemler mobil girişim uygulamaları, tüketici uygulamaları veya şirket uygulamaları üzerinden yürüyebilir. Kısaca, mobil işlemler, bugün birçok şirket için başlangıç aşamasını oluşturuyor diyebiliriz.

Gerçek zamanlı bilgi taleplerine bakıldığında, bir şirketin sadece süresi dolmuş bilgileri gözden geçirmesi kabul edilemez bir durum. Ağ bağlantıları, 4G ağları, kamu ve özel ağlar sayesinde sahip olduğumuz kapasite, gerçek zamanlı bilgi taleplerini karşılamamızı sağlıyor.

Mobil ve bilişim teknolojileri altyapısı olmadan, kamuve özel şirketler hayatta kalabilir mi? Şirketlerin gelişmiş bir IT ve yazılım bölümüne veya bu alanda iş ortağına sahip olmak zorunda mı?

Mobil atlyapısı olmayan bir şirket bunun eksikliğini hissedecektir. Mobil cihazların ilk kullanılmaya başlandığı 20 yıl once, geniş kapsama alanı içinde bulunmamak büyük bir sorun değildi. İşinizden evinize giderken, baz istasyonlarının sandığınız kadar çok olmadığını fark eder ve mobil cihazın sinyal alamamasını beklerdiniz. Günümüzde ise eve kadar geçen yolda üç kez sinyaliniz kesilirse, bu ailenize ve yakınlarınıza aktardığınız bir bilgi haline geliyor. Artık insanların kapsama alanı beklentisi o kadar yüsek ki, sinyal alamamak bir olay haline gelebiliyor. Eğer bilişim teknolojileri alanından bakarsak, evimizde sahip olduğumuz ağ ile iş yerindeki ağların birbirlerini yakaladıklarını düşünmüyorum. Birçok kişi bugün evlerinde daha hızlı bir ağa sahip. Kablosuz ağlarda ise çok geniş bant genişliğine sahibiz, veri transflerleri oranı daha yüksek. Kısaca sadece iletişim alanında hem mobil hem de IT altyapısına sahip olmayı günümüz piyasasında rekabetçi güç elde edebilmek adına zorunlu bir faktör olarak görüyorum.

İçinde bulunduğunuz alan büyük bir vizyon ve yazılım ile IT alanında büyük yetenek gerekiyor. Müşterilerinizin ihtiyaçlarını nasıl belirliyor ve hizmetlerinizi nasıl sunuyorsunuz?

Kısaca söylemem gerekirse, yenilikçi özelliğimizi piyasaya dışarıdan bakan ve ilerisi için gerekenleri belirleyen bir yaklaşımla sunuyoruz. Müşterimizden sürekli geri bildirim alıyor ve mühendisliğimizin geri bildirimlerle aynı çizgide olduğuna dikkat ediyoruz.

Sybase’nin yazılım ve IT ekipleri hakkında kısa bir bilgi verebilir misiniz? Nasıl bir temel yapıya sahipsiniz?

SAP, belli alanlarda hizmet veren ve dünyanın dört bir yanına dağılmış araştırma laboratuarlarına sahip. Yakın dönemde özellikle Çin’de çok büyük yatırımlarımız söz konusu. Hindistan’da ve ABD’nin Palo Alto kentinde çok büyük birer laboratuarımız var. Ayrıca, daha birçok noktada tesislerimiz bulunuyor. Sybase olarak, Alman mühendisliğinin dünyada bir numara olduğunu düşünüyoruz.SAP, yenilikçi bir şirket olarak Ar-ge alanına büyük önem veriyor.

’de ve küresel alandaki şirketler mobil teknolojilere ve hizmetlerine kendilerini ne kadar iyi konumladı? Bu konuda Türkiye hakkındaki genel görüşünüz nedir?

Türkiye, bu alanda temeller atarak öncü bir rol üstleniyor ve önem kazanıyor. Türkiye 15 milyon öğrencisine tablet bilgisayar gibi cihazlarla destek vererek yarının gençleri için çalışıyor. Geleceğin IT uzmanlarını oluşturacak bu insanlar ileride içinde yer alacağımız sanayi için gerekli yeteneklere sahip olacak. Bence bu bir yenilik ve etkileyici olduğunu da söyleyebilirim çünkü pek çok ülkede böyle bir uygulamayla karşılaşmıyorum. Türkiye’nin gençlerine yatırımda öncülük yaptığını söyleyebilirim.

Sybase’in SAP tarafından satın alımı hakkında biraz detayverebilir misiniz? Bu karara nasıl vardınız ve bu yatırımın ne gibi getirileri olmasını bekliyorsunuz?

Satın alımda en önemli hamle, mobil cihaz hizmetleri alanında hız kazanmak ve rekabetçi gücünü artırmak isteyen SAP’tan geldi. SAP’ın üç alanda büyümeye odaklandığını söyleyebilirim. Bunlar şirket içi ve daha büyük tecrübeye sahip olunan hizmetler, bulut bilişime dayanan talebe dayalı hizmetler ve mobil hizmetler. SAP, amaçlarına ulaşabilmek için, mobil girişim uygulamaları alanında çok büyük tecrübeye sahip ve milyarlarca müşteriye ulaşabilen bir şirketi satın alma ihtiyacı duydu. Bugün SAP ile Sybase arasındaki sinerji mükemmel. Bunun temel nedeni Sybase’in veri depolama alanında büyük bir tecrübe ile çok çeşitli mobil hizmetlere sahip olması ve  SAP’ın bu özellikleri dengeleyebilmesi.

Yazılım ve mobil teknolojiler beş ile 10 yıl arasında nasıl bir noktaya ulaşacak? Bir gün dijital hayat fiziksel hayatın önüne geçecek mi?

Benim ilk dikkatimi çeken nokta, mobil hizmetlerin ilk kullanılmaya başlandıkları günden bu yana  şimdiden çok büyük değişimlere uğraması. Beş ile 10 yıl sonrasına bakarsak, mobil cihazlara olan bağımlılık çok daha artacak. Bu sadece iletişim için değil, alış veriş veya ödeme yapmak için de geçerli olacak. Mobil hizmetler genişleyerek, etrafımızdaki birçok işi doğrudan halletmemizi sağlayacak. Daha şimdiden SMS’ler sayesinde faks ve çağrı cihazını hayatımızdan çıkardık.Kısaca mobil cihazlar tek bir kullanıcı tecrübesiyle yapabileceğimiz işlemleri artırdı ve hayatlarımızı kolaylaştırdı. Beş yıl sonrasına bakarsak, bence cebimizde taşıdığımız cüzdan ve kimlik kartı da yavaşça ama kesin olarak yok olacak. Bir havaalanına giderek mobil cihazımı kimlik tanımımı yapması için kullandığımı düşünebiliyorum. Dahası, bir alışveriş merkezinde, lokantada veya sinemeada hizmet karşılığı ödememi mobil cihaz ile yapacağım.

Kimlik belgelerinin yakın zamanda yok olacağını düşünmüyorum ama biyometrik verilerimiz mobil cihazlarda depolanabilecek ve bu daha dayatmacı bir durum yaratacak. Mobil cihazlara olan bağlılığın artması, riskleri de beraberinde getirecek. Anketler, isanların cüzdanlarından çok cep telefonları kaybetmekten korktuklarını gösteriyor. Cüzdanınızdaki kredi ve kimlik kartlarını yeniden çıkarabilirsiniz. Ancak cep telefonunuzdaki bağlantıların ve diğer verilerin kaybolması şahsi anlamda önemli bir kayıp anlamına geliyor. Bu yüzden gelecekte mobil cihazlara bağımlılık daha da artacak ve bu hem bir lütuf hem de bir zorluk olarak insanlara yansıyacak.

Sayfa Yükleniyor...