Numan Kurtulmuş'tan ''Bahoz Erdal'' açıklaması

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, terör örgütü PKK'nın üst düzey sorumlularından "Bahoz Erdal" kod adlı Fehman Hüseyin'in öldürüldüğü haberinin henüz teyit edilmediğini açıkladı. Kurban Bayramı'nı kastederek ''Önümüzdeki bayramda yine uzun bir tatil olacak'' ifadesini kullanan Kurtulmuş, bunun kişisel düşüncesi olduğunu söyledi.

Numan Kurtulmuş'tan ''Bahoz Erdal'' açıklaması

Bakanlar Kurulu, Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında saat 09.15'te Çankaya Köşkü'nde toplandı.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, toplantı devam ederken, basın mensuplarına açıklamalarda bulunarak, soruları yanıtladı.

Açıklamasına, dün Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde düzenlenen terör saldırısında şehit düşen 5 asker ve Şanlıurfa'da şehirlerarası otobüs terminalinde kimlik soran polis ekiplerine silahla karşılık verilmesi sonucu çıkan çatışmada şehit edilen 3 polis için rahmet dileyerek başlayan Kurtulmuş, "Şehitlerimizin mekanları cennet olsun" ifadesini kullandı.

Şehitlerin ailelerine, Türk Silahlı Kuvvetlerine ve Türk Emniyet Teşkilatı'na başsağlığı dileklerini ileten Kurtulmuş, "Bu hain saldırıları yapanlara bir kere daha açıkça millet olarak, Hükümet olarak, ülke olarak kararlılığımızı ifade etmek istiyorum. Hangi hain saldırının içinde olurlarsa olsunlar, 'nin terörle mücadeledeki azmi ve terörle mücadeledeki kararlılığına hiçbir şekilde zarar veremeyecekler ve inşallah en kısa zamanda milletin iradesiyle terörün üstesinden gelmeyi başaracaktır" diye konuştu.

Kurtulmuş, bugün Srebrenitsa soykırımının yıl dönümü olduğunu da anımsatarak, her yıl yeni cenazelerin ortaya çıkarıldığını ve defin törenlerinin düzenlendiğini belirtti. Acıların bir kez daha hatırlandığını ifade eden Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"O büyük trajedi, bir kere daha hatırlanıyor. Avrupa'nın göbeğinde, bütün Avrupa devletlerinin, demokratik ülkelerin seyirci kalmış olduğu bu insanlık dışı, barbarca saldırı bir kere daha hatırlanıyor ve lanetleniyor. Bir kere daha Srebrenitsa'da vefat eden, şehit edilen 8 binin üzerindeki Boşnak kardeşimize Allah'tan rahmet diliyorum. Bir daha böylesine büyük bir insani trajedinin, bütün dünyanın vurdum duymaz bir şekilde izleyerek, tabiri caizse katliama destek olduğu bu büyük katliam ve benzeri katliamların olmamasını temenni ediyorum. Srebrenitsa, sadece Boşnakların bir acısı değil, sadece Balkan coğrafyasının acısı değildir. Yüreğinde vicdanı, insafı, aklı ve izanı olan bütün insanların ortak acısıdır, insanlığın ortak acısıdır. Srebrenitsa şehitlerine de Allah'tan rahmet diliyorum."

"TRAFİK KAZALARINI SIFIRA İNDİRECEK ÇALIŞMA"

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Ramazan Bayramı'nın da geride kaldığını belirterek, bayram süresince gerçekleşen trafik kazalarına dikkati çekti.

Bu yıl 9 gün süren bayram tatilinde de çok sayıda vatandaşın, çeşitli yerlerde meydana gelen trafik kazalarında hayatını kaybettiğini bildiren Kurtulmuş, kazalarda yaşamını yitirenlere Allah'tan rahmet, ailelerine sabır diledi.

Bu yıl kazaların geçmiş yıllara oranla azaldığını, yolların kalitesinin yükseltilmesinin bu konuda önemli olduğunu vurgulayan Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, şunları söyledi:

"İçişleri Bakanlığımızın yol emniyetinin sağlanması için bayram öncesinde çıkardığı çok detaylı bir genelgesi var. Bu genelgenin, çok titizlikle uygulanmasının da payı var. Yollardaki kör noktaların tespit edilerek, özellikle buralara yoğunlaşılmış olmasının da payı var ancak yine de çok büyük rakamdır. Çok sayıda vatandaşımız, trafik kazalarında vefat etmiştir. Bunları Bakanlar Kurulumuzda ele aldık ve Türkiye'nin ölümlü trafik kazalarını sıfır noktasına indirecek bir kararlılığı ortaya koymak mecburiyeti var. Bu çerçevede alınacak tedbirler, bu tedbirlerin geliştirilmesiyle ilgili olarak da yoğun bir seferberliği başlatacağız."

''ÖNÜMÜZDEKİ BAYRAMDA YİNE UZUN BİR TATİL OLACAK''

Kamu kurum ve kuruluşlarının, bundan sonraki süreçte üzerine düşen sorumluluğu yerine getireceklerine işaret eden Kurtulmuş, "Ancak vatandaşlarımızın da hem kendilerini hem ailerini korumak bakamından hem de diğer vatandaşlarımızın yol emniyetini korumak bakımından alınacak bu tedbirleri bir ulusal seferberlik mantığıyla yerine getirmelerinin de zorunlu olduğunu ifade etmek isterim. Önümüzdeki bayramda yine uzun bir tatil olacak. Ümit ediyorum ki önümüzdeki bayramda böylesine çok sayıda vatandaşımızın ölümüyle karşılaşmayız. Dileriz ki hiç ölüm olmasın, hiç kaza olmasın. Bunları sıfıra indirecek çalışmayı süratle gerçekleştirmeyi planlıyoruz ve yerine getireceğiz" diye konuştu.

KURBAN BAYRAMI TATİLİ NE ZAMAN?

Kurban Bayramı 12 Eylül Pazartesi günü başlıyor ve 4 gün sürüyor. Tatilin 9 güne çıkması için 16 Eylül Cuma gününün tatil ilan edilmesi gerekiyor.

Bir gazetecinin sorusu üzerine Kurtulmuş, Kurban Bayramı tatili meselesinin Bakanlar Kurulu'nda konuşulmadığını, uzun tatil yorumunun kendisine ait olduğunu söyledi. Numan Kurtulmuş, ''Netleştiği zaman söyleriz. Bu konu konuşulmadı. Henüz böyle bir konu gündemde değil. Söylediklerim kişisel düşüncemdi'' ifadesini kullandı.

Osmangazi Köprüsü'nün de bayramdan bir süre önce hizmete açıldığını anımsatan Kurtulmuş, "Köprünün bundan sonra bölge halkı, İstanbul-Bursa-İzmir istikametinde bölge halkımızın ne kadar önemli bir ihtiyacını giredeceği açıktır. Bu dokuz gün içerisinde ortalama günde 100 bini aşkın geçiş olmuştur bu köprüde. Dokuz günlük ortalama da yaklaşık bir milyona yakındır. Bu, Türkiye için önemlidir. Türkiye'nin gelişmesini göstermesi bakımından da önemlidir. Bir kez daha Osmangazi Köprüsü'nün Türkiye için hayırlı olmasını temenni ediyorum. Hem bölgenin ekonomisine hem Türkiye'nin daha ileriye gitmesine katkı sunmasını diliyorum" değerlendirmesinde bulundu.

Bayram sırasında Karadeniz başta olmak üzere Türkiye'nin pek çok yerinde sel felaketlerinin yaşandığını dile getiren Kurtulmuş, memleketi Ordu'da da özellikle dört ilçeyi kapsayan bir afetin olduğunu anımsattı.

Kurtulmuş, sel felaketlerinden, afetlerden ortaya çıkan zararların giderilmesi için çalışmaların süratle tamamlandığını belirterek, "Milletimiz bu anlamda müsterih olsun. İnşallah sel felaketiyle ilgili, bu afetlerle ilgili ortaya çıkan zararlar bir türlü tespit edilecek ve yaralar mümkün olduğu kadar kısa süre içerisinde, kapsamlı bir şekilde sarılmaya gayret edilecek. Bir kere daha bu afetlerde hayatını kaybeden yurttaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum, ailelerine büyük sabırlar temenni ediyorum" diye konuştu.

Bakanlar Kurulunda, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki sosyal ve manevi rehabilitasyonla ilgili yapılacak çalışmaların da ele alındığını aktaran Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Vatandaşlarımızın devlet-millet kaynaşması içerisinde ülkeye, topraklarına, kendi vatanlarına bağlılıklarını artıracak, bu anlamda sosyal rehabilitasyonlarını sağlayacak adımların ortaya konulması... Birilerinin terörle birlikte istediği şey, Türkiye'de duygusal kopuşun olmasıdır. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, elde edemedikleri sonuç da budur. Çok şükür, bu ülkenin insanları, doğuda batıda yaşayanlar, bu ülkede farklı etnik kimliklere sahip olanlar, hiç kimse bir diğerini öteki olarak görmüyor. Hiç kimse bir diğerini düşmanlaştıracak, ötekileştirecek bir işin içinde olmuyor. Bu ülkenin Kürtleri de en az bu ülkenin Türkleri kadar bu ülkenin sahipleridirler. Bu bilinçle bağlılıklarını artırıyorlar ve duygusal kopuş, inşallah olmuyor."

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, terörle verilen mücadele sırasında, terör örgütlerinin de propagandasıyla ortaya çıkan tablonun süratle değiştirilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile ilgili diğer kamu kurum ve kuruluşlarının her birisinin bu sosyal rehabilitasyonu sağlayacak çalışmaları, bölgede nasıl yapacaklarının değerlendirildiğini söyledi.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde, terörün fiziki olarak yakıp yıktığı yerlerin hızlı bir sürede onarılması, büyük bir yenilenme ve restorasyon çalışmalarının gerçekleştirilmesiyle ilgili çalışmaların da devam ettiğine işaret eden Kurtulmuş, toplantıda hem yapılan çalışmaların gözden geçirildiğini hem de bundan sonra atılması gereken adımların gündeme getirildiğini bildirdi.

"KURUM VE KURULUŞLARIMIZIN DESTEKLERİNİ BEKLİYORUZ"

Bakanlar Kurulunda ele alınan önemli konulardan birisinin de, önceki Bakanlar Kurulu sonrasında açıklanan Ekonomik Müjdeler Paketi ile ilgili olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, şu ifadelere yer verdi:

"Burada alınan kararlar, arife günü basın toplantısıyla ilan edilenler, kamuoyunda özellikle ekonomiyle ilgili kurum ve kuruluşlarımızdan çok büyük destek gördü. Şimdi bu eylem planındaki maddelerin uygulanması için biz bütün bu kurum ve kuruluşlarımızın desteklerini beklediğimizi ifade ediyoruz. Bu planın her bir maddesiyle ilgili hangi bakanlığın hangi kurumların ilgili olduğu, sorumluluklarının ne olduğu detaylı olarak tespit edildi. Ayrıca yatırımların teşviki ve ekonominin canlandırılmasıyla ilgili müjdelerin uygulanmasına dönük bazı yasal tedbirler de gerekecek, bu yasal tedbirlerin de yani arife günü ilan ettiğimiz bu müjdelerle ilgili gerekli yasal düzenlemelerin de Meclis tatile girmeden evvel çıkarılacağını buradanmüjdelemek isterim. Buradan, Meclis'teki diğer siyasi partilerin de bu konulara destek vermesini ümit ve temenni ettiğimizi ifade etmek isterim."

Bakanlar Kurulunda çok sayıda bakanlığı ilgilendiren ve Meclisin gündeme almasını bekledikleri birtakım yasal düzenlemelerin de ele alındığını belirten Kurtulmuş, "Bunlarda da taviz vermeden bu yasal düzenlemeleri Meclis'e getireceğiz. Ümit ediyorum ki temmuz ayı içerisinde bu yasal düzenlemelerin Meclis'te yasalaşmasını temin etmiş olacağız" dedi.

"DEMOKRATİK KAZANIMLARDAN VAZGEÇMEDEN MÜCADELE DEVAM EDECEK"

Kurtulmuş, Avrupa Birliği Bakanlığının, Bakanlar Kurulunda bir takdiminin olduğuna da değinerek, şunları kaydetti:

"Bu çerçevede şunu ifade etmek isterim, özellikle İngiltere'nin AB'den çıkmasından sonra, Brexit'ten sonra, yeni bir siyasal ve ekonomik sürecin AB'de başladığı aşikardır. Ancak bundan sonra AB'deki gelişmeler ne olursa olsun, Türkiye-AB arasındaki ilişkiler de kendi rotasında, kendi istikametinde ilerlemeye devam etmektedir. Bu çerçevede 33. faslın açılması ve son altı aylık süre içerisinde iki ayrı ve önemli faslın AB-Türkiye müzakerelerinde açılmış olması, bu sürecin, Türkiye açısında da yürütüldüğünün, yürütülmekte olduğunun önemli bir göstergesidir. Ayrıca, Türkiye'nin terörle bu kadar yoğun bir mücadele ortamı içerisinde olduğu bu dönemde altı aylık süre içerisinde iki faslın açılmış olması, Türkiye’nin bir yandan terörle mücadelede kararlılıkla yoluna devam ederken diğer yandan demokratik standartlara riayet ettiğinin de en önemli göstergelerinden birisidir. Dolayısıyla Türkiye, şimdiye kadar elde ettiği bütün bu demokratik kazanımlarının hiçbirisinden vazgeçmeden terörle mücadelesine devam edecektir. Böyle yapmakta olduğu da AB çevreleri tarafında da görüldüğünün açık bir teyidi de iki faslın, Türkiye ile müzakereye açılmış olmasıdır."

''FEHMAN HÜSEYİN ÖLDÜRÜLDÜ'' HABERİ

Bölücü terör örgütünün sözde yöneticilerinden "Bahoz Erdal" kod adlı Fehman Hüseyin'in Suriye'de öldürüldüğüne ilişkin haberler anımsatılıp, değerlendirmelerinin sorulması üzerine Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Bahoz Erdal'ın öldürüldüğüne dair çeşitli haber kanallarında ve istihbarat kanallarında gelen bilgiler var. Ancak bu bilgiler henüz teyit edilmiş değil. Dolayısıyla biz resmi açıklamamızı bu bilgiler teyit edildikten sonra yapabilmek durumundayız. Şimdilik söyleyebileceğimiz bu. Detayları paylaşma noktasında değilim. Bu yönde duyumlar, bu yönde istihbarat ve haber kaynakları üzerinden gelen bilgiler vardır. Bunlar teyide muhtaç bilgilerdir."

"ÇALIŞMA HENÜZ TAMAMLANMIŞ DEĞİL"

Suriyelilerin vatandaşlığa alınmasıyla ilgili çalışmanın ne aşamada olduğu yönündeki bir başka soru üzerine Kurtulmuş, Türkiye'nin Suriyelileri sığınmacılara karşı üzerine düşen her türlü sorumluluğu 2011'in nisan ayından itibaren yerine getirdiğini vurguladı.

Suriyeli sığınmacılara eğitim ve sağlık başta olmak üzere, temel hizmetlerin sunulduğunu belirten Kurtulmuş, şu bilgileri verdi:

"Suriyeli kardeşlerimiz arasında mesleki becerileri olan, bilgi birikimi olan, çok yüksek vasıflarla donanmış çok sayıda insan var. Zaten bu vatandaşlık meselesinde de dosyalar bireysel olarak tekemmül ettikçe bunlarla ilgili kararlar, İçişleri Bakanlığı tarafından veriliyor. Henüz İçişleri Bakanlığımız Suriyelilerin vatandaşlığı meselesiyle ilgili konuda çalışmalarını tamamlamış değil. İçişleri Bakanlığımız teferruatlı bir şekilde bu konuyla ilgili çalışmalarını sürdürüyor. Türkiye'ye faydalı olabilecek, teröre asla bulaşmamış ve Türkiye ile Suriye arasındaki köprüyü oluşturabilecek nitelikteki vatandaşların, nasıl Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına geçebilir Suriyeliler, bunlarla ilgili çalışmalar yapılıyor. Ancak bu çalışma henüz tamamlanmış değildir, netleşmiş değildir. Konu şu aşamada İçişleri Bakanlığımızın uhdesinde yürütülen çalışmalardan ibarettir."

"YASAL ALT YAPI BAKIMINDAN FARKLILIĞI VAR"

Kurtulmuş, İncirlik Üssü'nün Alman heyetinin ziyaretin açılıp, açılmayacağı yönündeki bir soru üzerine deşu değerlendirmelerde bulundu:

"İncirlik Üssü ile ilgili Almanlar ile aramızdaki fark her iki ülkenin yasal yaklaşımlarından kaynaklanan farktır. Bize göre İncirlik Üssü askeri bir konudur. Almanya tarafında ise İncirlik Üssü'ne ya da bir başka bir yere asker gönderip göndermemek, giden askerlerin denetimi vesaire konuları tamamıyla, Alman Parlamentosu'nun uhdesinde. Bu anlamda da herhangi bir üsteki Alman askerinin bir türlü ziyaret edilmemesi meselesi Almanya bakımdan da siyasi bir konudur. Dolayısıyla yasal alt yapı bakımından farklılık var. Bu farklılar dolayısıyla Alman heyetinin İncirlik Üssü'nü ziyareti henüz mümkün olmamıştır. Ancak görüşmeler devam ediyor, belli bir noktaya geldiği takdirde, uzlaşıldığı takdirde görüşmeler yapılır."

"RESMİ YA DA GAYRİ RESMİ HİÇBİR ADIM ATILMIŞ DEĞİL"

Mısır ile ilişkilerin normalleştirilmesi kapsamında bir heyetin bu ülkeye gönderilip gönderilmeyeceği yönündeki bir başka soru üzerine Kurtulmuş, şu yanıtı verdi:

"Mısır ile ilişkilerin şu anda normalleştirilmesi konusunda Türkiye ile Mısır arasında resmi ya da gayri resmi hiçbir adım atılmış değil. En baştan itibaren söylediğimizi bir kere daha tekrarlamak isterim. Türkiye halkı ile Mısır halkı kardeş iki halktır. Bizim Mısır halkına düşman olmamız, Mısır halkına karşı soğuk davranmamız asla düşünülemez. Mısır ile Türkiye ilişkileri niçin bu noktaya geldi Biz Mısır'da demokratik bir ilkeyi savunduk. Dedik ki; 'uzun yıllar sonra Mısır halkı tamamıyla özgür ve uluslararası camia tarafından da demokratik standartları onaylanmış olan bir seçim yaparak, kendi içinden birisini cumhurbaşkanı seçti. Bu saygı duyulması gereken, özellikle de Mısır'ın demokratikleşme sürecinde bütün uluslararası camianın Mısır'a katkı sunması gereken bir husustur'. Ama ne yazık ki böyle olmadı."

Mısır'da demokratik olarak seçilmiş olan hükümetin askeri bir darbeyle iş başından uzaklaştırıldığını anımsatan Kurtulmuş, konuşmasına şöyle devam etti:

"Türkiye ile Mısır arasındaki ilişkileri bozan gelişme bu gelişmedir. Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri, darbeciliğe karşı olduğu için Mısır ile olan ilişkisini askıya almıştır. Bu ne halk olarak, ne hükümet olarak, ne de devlet olarak Türkiye'nin Mısır halkıyla düşmanlığı anlamına hatta Mısır halkıyla soğukluğu anlamına gelmez. Türkiye bir ilkeyi ortaya koymaktadır. Hele darbeden sonra Mısır'da çok sayıda sivilin, hatta bunların önemli bir kısmı da seçilmiş siyasetçi olan sivillerin idam cezalarına çarptırılması, ağırlaştırılmış müebbet cezalarına çarptırılması, seçilmiş cumhurbaşkanı Sayın Mursi başta olmak üzere, çok sayıda insanın hapiste bulunması kabul edilebilir bir durum değil. Dolayısıyla tabi ki biz de Mısır ile ilişkilerimizin normalleşmesini isteriz ama bu ilişkilerin normalleşmesini isterken, Mısır ile ilişkilerimizi anormal hale getiren, Mısır'daki demokrasiyi rafa kaldıran hatta Mısır'daki demokrasiyi çöpe atan bu askeri darbe rejiminin de yaptıklarını gözden geçirmesi herhalde şarttır."

"Bu çerçevede bir kere daha dost bir ülkenin insanı olarak şu tavsiyede bulunuyoruz" diyen Kurtulmuş, "Bu tür antidemokratik, baskıcı, 'ben yaptım oldu' zihniyetindeki uygulamalardan Mısır halkına da Mısır siyasetine de bir fayda gelmez. Mısır hükümetinin bütün bu yaptıklarını gözden geçirmesi, bu anlamda iyileştirme adımlarını atmasını ve bunu sonucu olarak, Türkiye-Mısır ilişkilerinin iyileşmesini temenni ediyoruz" ifadesini kullandı.

İsrail ile varılan mutabakata ilişkin bir soru üzerine Kurtulmuş, bu konuyla ilgili her iki ülkenin de kendi yasal süreçlerini izlediğini söyledi.

Kurtulmuş, mutabakatla ilgili İsrail'deki güvenlik kabinesinin onayının yeterli olduğunu dile getirerek, Türkiye'de de bu tarz uluslararası anlaşmaların TBMM tarafından onaylanması gerektiğini anımsattı.

Sürecin kendi takviminde ilerlediğini belirten Kurtulmuş, "Bu onaylandıktan sonra Türkiye açısından İsrail anlaşması resmiyet kazanacaktır. Ondan sonra da büyükelçi atanması ve diğer normalleşme süreçleriyle ilgili adımlar atılacaktır. Dışişleri Bakanlığı gerekli çalışmaları yürütüyor" diye konuştu.

"BU TOPRAKLAR İNSANLIĞIN SON ESENLİK ADASIDIR"

Kurtulmuş, Konya'nın Beyşehir ilçesinde Suriyeli sığınmacılarla Türk gençler arasında çıkan kavgayla ilgili bir soru üzerine, 3 milyon insanı kabul etmenin kolay olmadığını dikkati çekti.

Bu başarıda devlet kadar halkın da çok büyük bir paya sahip olduğunu ifade eden Kurtulmuş, her türlü kolaylaştırıcı faktöre karşın 3 milyon insanın mülteci olarak kabul edilmesinin Türkiye'nin ne kadar seçkin bir kültüre sahip olduğunun göstergesi olduğunun altını çizdi.

Numan Kurtulmuş, Suriyeli göçmenlere, şimdiye kadar küçük bir kaç provokasyon dışında hiçbir tepki gösterilmediğini anlatarak, "Milletimizden Allah razı olsun. Bu kadar büyük sağ duyuyu bu kadar büyük yardımseverlik duygusuna sahip bir millet dünyada azdır. Anadolu topraklarının her yerinde Balkanlardan, Kafkaslardan, Arap dünyasından gelen eski Osmanlı topraklarında bulunan çok sayıda vatandaşımız göçmen olarak gelmiş, sonra Türkiye vatandaşı olmuştur. Bu topraklar insanlığın son esenlik adasıdır" değerlendirmesinde bulundu.

Konya'daki olayın son derece vahim ve endişe verici olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, bu tür gelişmelerin lokal birtakım provokasyonlarla da ortaya çıkabileceğine işaret etti.

"İHTİYAÇ VARSA UZATILIR"

Kurtulmuş, yurt dışındaki varlıkların Türkiye'de değerlendirmesine yönelik düzenlemeye ilişkin soru üzerine, tahminlerinden daha fazla varlığın Türkiye'ye geleceğini düşündüklerini söyledi.

Kara para ve teröre destek için kullanılan paranın ülkeye girmemesinin en önemli kriter olduğunu aktaran Kurtulmuş, Türkiye'ye finansal destek sağlayabilecek temiz para getirenlerin önünü açacaklarını dile getirdi.

Kurtulmuş, turizm teşviğine yönelik acentalara verilen destek süresinin uzatılmasına ilişkin bir soru üzerine, verilen tüm desteklerin "laf olsun diye" yapılmadığını belirterek, "Belirlenen eylemlerin niteliği, süresi ve ülkemize ait olarak ekonomimizin ihtiyacı ne ise ona göre hareket edilir. Biz kafamıza göre bu tarihleri belirlemiyoruz. Bu anlamda ihtiyaç varsa uzatılır. İhtiyaç kalmadığı belirtilirse, buna o tarihte son verilir" dedi.

"DÜZENLEME TEMMUZDA TBMM'YE SEVK EDİLECEK"

Mardin'de gerçekleştirilen terör saldırısında belediyeye ait araçların kullanılmasıyla ilgili bir soruya ilişkin Kurtulmuş, belediyelerin halka hizmet için kurulduğuna ancak terörle mücadelede, bazı belediyelerin seçmeninin hayatını dar edecek eylemlere yöneldiğinin görüldüğünü kaydetti.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, belediye imkanlarının terör örgütüne destek için kullanılmasının tespiti halinde gereken düzenlemenin yapılacağını vurgulayarak, "Bu çerçevede daha önce konuştuğumuz gerekirse belediye başkanlarının görevden alınmasıyla ilgili yasal düzenleme de temmuz ayı içerisinde TBMM'ye sevk edilecektir" ifadesini kullandı.

Sayfa Yükleniyor...