Selahattin Demirtaş’tan Çözüm Süreci çağrısı

Çözüm Süreci’ne dönme çağrısını yineleyen HDP EŞ Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Bu savaşın sonu yok. Ölmekle, öldürmekle varılacak yine masa ise lütfen artık durdurun bu çatışmaları” dedi.

Selahattin Demirtaş’tan Çözüm Süreci çağrısı

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Bu suça ortak olmayacağız” isimli bildiriye imza attıkları için tutuklanan akademisyenler Esra Mungan, Kıvanç Ersoy, Muzaffer Kaya ve Meral Camcı için Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu önünde gerçekleştirilen "özgürlük nöbeti"ne katıldı.

Hukukun üstünlüğü ve adaletin olduğu bir ülkede akademisyenlerin ve gazetecilerin cezaevine konulduğu manzaraların olmadığını iddia eden Demirtaş, "Şu anda cezaevinde olması gerekenler dışarıda, dışarıda olması gerekenler cezaevinde. Terslikler ülkesi " dedi.

“KAĞITTAN KAPLAN OLDULAR”

Demirtaş, şöyle konuştu: 

“Çözüm Süreci sırasında barışı konuşmak kolaydı. O yüzden de barış diyenler alkışlanıyordu. Asıl bugün barıştan söz etmek gerekiyor.
HDP'ye karşı üç parti nasıl da kolay uzlaştı. Maalesef ilkesizlik diz boyu. Barış konusunda bir araya gelelim dediğimizde, üç kişi bir araya gelemiyor. Hadi hep birlikte gelin barışı konuşalım çözümü sağlayalım, akan kanı durduralım dediğimizde, parlamentoda herkes körleri, sağırlar oynuyor ama sıra savaşa, savaş tezkerelerine ve HDP'ye dokunmaya geldiğinde, her biri kağıttan kaplan oluyor. Bize karşı kükreme konusunda, son derece cesur davranıyorlar.

“YÜZDE 50 OYUMUZ OLSA KİMSEDEN KORKMAYIZ”

Barış sözcüğü o kadar bulaşıcı ki bir tek kişi bunu dillendirdiğinde bunun heyecanı toplumun her tarafına yayılabilir. O yüzden korkuyorlar. Bizim yüzde 50 oyumuz olsa hiç kimseden korkmayız. Bunların yüzde 50 oyu var ama korkuyorlar. Halk gücünden daha etkili bir güç olamaz.”

“ÇÖZÜME GERİ DÖNELİM”

Çözüm sürecine dönme çağrısı yapan HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, "Savaş bu partilerin teminatıdır. Hep söylüyorum, kan aktıkça bunların yüzüne can geliyor. 'Taş üstünde taş, baş üstünde baş bırakmayın' diye çağrıları yapıyorlar. Eğer gerçekten bu savaş bittiyse buyurun çözüme geri dönelim. Yok eğer yarın öbür gün savaş büyürse istifa etmeniz lazım" diye konuştu.

Selahattin Demirtaş’tan Çözüm Süreci çağrısı - 1

“BU SAVAŞIN SONU YOK”

Herkese barış için seslerini yükseltmesini söyleyen Demirtaş, "Kürt annesi, Türk annesi sesini yükseltsin. Askerin, polisin, PKK'lının annesi seslerini yükseltsin. Evlatlarımız birbirini öldürmesin diye çağrılar yapsın. Bu anneler yan yana gelsinler. 'Biz barış istiyoruz, biz çocuklarımızı yerde bulmadık' desinler. Evet mesele vatan olsa anlarız. Fakat, bunların keyfi, sefasıysa, bunlara değmez. Bizim konuşarak çözemeyeceğimiz hiçbir sorunumuz yoktur. Biz diyalogdan, müzakereden, barıştan yana ilkeli, ahlaklı bir tutum sergiliyorsak bütün Türkiye'nin bunu görmesi, duyması lazım. Bu savaşın sonu yok. Ölmekle, öldürmekle varılacak yine masa ise lütfen artık durdurun bu çatışmaları” dedi.

Demirtaş, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: 

"Bak şehit edebiyatı yapan, 'Keşke biz de şehit olsak' diye sizlere gaz verenlerin evlatları neler yapıyor? Gemilerle götürmedikleri mal kalmadı. Senin evladın tabutun içinde, onun evladı kumar masasında.

İki gün önce bir bakanın oğlunun nerede kumar oynadığı haberleştirildi. Haber değeri var tabii ki... Tamam, bir insanı ailesiyle, oğluyla yargılayamazsınız. Fakat benim olmayan oğlum, Amerika'da özel kolejlerde okuyor diye haber yapan gazeteciler nerede? O kadar hakkımızda iftira yürüten şu kahraman gazeteciler nerede? Havuzun dibi gazeteciler nerede? Eşimle ilgili bir ay boyunca yalan haber yapan, şu kahraman gazeteciler nerede? Benim ailemden biri Singapur'da kumar masasında görüntülenseydi, neler yaşanırdı biliyorsunuz."

Cezaevi önündeki etkinliğe, CHP Sancaktepe İlçe Örgütü de destek verdi.

CİZRE AÇIKLAMASI

Açıklamanın ardından, Demirtaş ve beraberindekiler, Taksim'deki basın toplantısına katıldı. Burada HDP tarafından hazırlanan "Cizre Raporu" açıklandı.

Cizre’deki bodrumlarda sivil insanların öldürüldüğünü belirten Demirtaş, evlerin topla ve tankla yakıldığını savundu.

Bodrumlarda kalan gençlerin çıkmasına izin verilmediğini, milletvekili ve gazetecilere ateş açıldığını, kendisinin ilçeye girişine izin verilmediğini de sözlerine ekledi.

Sayfa Yükleniyor...