Yeni yasama yılında meclise gidip gitmeme konusundaki kararını Çarşamba günü Diyarbakır’da yapacakları grup toplantısında açıklayacak olan BDP ile ilgili ortaya atılan “Meclis gidilmemesi yönünde KCK’dan tehdit aldılar” iddiasına ilk tepki Eşbaşkan Selahattin Demirtaş’tan geldi. Demirtaş, “Bizim milletvekillerimizin KCK tarafından meclise gitmeyin diye tehdit edildiğini ispatlayan tek bir şey ortaya çıkarırlarsa istifa etmeye hazırım”dedi.
Demirtaş, tehdit olayı, başbakan Erdoğan’ın açıklamaları, akil adamlar konusu ve PKK’nın sivillere yönelik eylemlerini değerlendirdi.
Meclise gitmemeleri yönünde tehdit edildiklerine dair haberlerin “asparagas” olduğunu söyleyen Demirtaş, “Bu haberler tümüyle asparagas.Biz bugüne kadar halk toplantılarıyla, kendi parti teşkilatlarımızla yaptığımız toplantılarda, sivil toplum örgütleriyle yaptığımız görüşmelerde meclise gidip gitmeme meselesini enine boyuna tartıştık ve Çarşamba günü grup toplantımızda nihai kararımızı kamuoyuyla, halkımızla paylaşacağız. Bütün bu süreçleri manipüle etmek için uydurulmuş haberler bunlar. Yani bugüne kadar biz KCK’dan PKK’dan, dolaylı, doğrudan, maille, şu yolla, bu yolla hiç bir şekilde tehdit almadık. Kim bunları uyduruyorsa herhalde başka amacı vardı. Ha bizi hükümet tehdit etti, bakanlar tehdit etti, polis, savcılar sürekli tehdit ediyor. Hani bu tehditleri görmeyenler , bu tür uydurma haberlerle meseleleri çarpıtmaya çalışıyorlarsa bu da doğru değil. Biz kimseden tehdit almadık.Bizim milletvekillerimizin kck tarafından meclise gitmeyin diye tehdit edildiğini ispatlayan tek bir şey ortaya çıkarırlarsa ben istifa etmeye hazırım. İspatlamayan da özür dilesin enazından”dedi.
‘BDP MUHATTAPTIR AMA...’
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Amerika dönüşü açıklamalarını da değerlendiren Demirtaş, açıklamayı kısmen olumlu bulduğunu söyledi. Demirtaş, şöyle dedi:
“2007’den bu yana DTP, BDP meclisteydi. Başbakan bir defa ‘dostlar alışverişte görsün’ niyetine DTP ile görüşme gerçekleştirdi. O’nun dışında DTP’yi, BDP’yi bugüne kadar bir görüşme trafiğinin içine katmadı resmi olarak. Ama bu süre zarfında sürekli olarak DTP’yi BDP’yi tehdit etti.Sürekli ‘bunlar topu başka yere atıyorlar, bunlar kendilerini muhatap olarak görmüyorlar’ deyip bizi suçlamaya çalıştı. Ama biz her seferinde ‘hayır biz muhatabız’ dedik. Görüşmek istiyorsanız biz hazırız dedik. Görüşmeyen sayın başbakanın kendisiydi. Bizi suçladığı dönemlerde ‘efendim bunlar Öcalanı, PKK’yı muhatap gösteriyorlar’dediği dönemde kendisi görüşme gerçekleştiriyordu. Kendi talimatıyla biliyorsunuz heyetler gidiyordu görüşme gerçekleştiriyordu. Şimdi bunlar şu aşamadan itibaren daha bütünlüklü bir bakış açısıyla yürütülmelidir. Evet BDP muhataptır. Demokratikleşme, anayasa, atılacak adımlar, reformlar konusunda bütün bu sürecin muhatabıdır. Biz de elbetteki bütün bunları müzakere ederiz. Tartışırız, görüşürüz. Blok şu anda temsil kabilyeti çok güçlü bir bileşendir. Dolayısıyla hükümetin veya parlementonun bloğumuzu, BDP’yi dikkate alan bir tarz içerisine girmeleri herkese kazandırı. Biz de bu konuda tabiki iradeli, kararlı bir duruş sahibiyiz. Çözüm konusunda katkı sunamayacak bir pozisyonda değiliz. Kesinlikle projelerimiz var, çözüm önerilerimiz var ve bizimle görüşülmesi sürecin ilerlemesine katkı sunar. Silah, silahsızlanmanın muhatabı bdp değildir. Bütün bunlarda BDP sadece katkı sunar. Bu süreçlerin muhatabı bellidir. İmralıyla, PKK ile görüşeceksiniz, ikna edeceksiniz.Çözüme dönük müzakereleri orayla da yürüteceksiniz. . Bu kapsamda, bu bütünlükte yürütülürse bence çok kısa sürede sonuç alınabilir.”
‘BAŞBAKAN PKK’YA AÇIK ÇAĞRI YAPMALI’
Türkiye toplumunun sorunun çözümü için diyalog ve müzakereyi benimsediğini savunan Demirtaş, şöyle devam etti:
“Sayın başbakan şu çağrıyı artık yapmaktan kaçınmamalıdır. Türkiye toplumu sorunun çözümü için diyaloğu ve müzakereyi benimsiyor. Bu nedenle kaygıları bir tarafa bırakıp PKK’ya açık çağrılar yapmalıdır. Evet BDP’ye çağrı yapıyor. Biz bu çağrıyı alıyoruz, algılıyoruz. Elbetteki değerde biçiyoruz. Ama bu ölümlerin durması konusunda biz PKK’ya, devlete nasıl çağrı yapıyorsak, sayın başbakan da çağrı yapmalıdır. Demelidir ki, ‘biz sorunları diyaloğla, müzakereyle, siyasetle çözmeye hazırız. Ve bunun somut adımlarını siyasi operasyonları, askeri operasyonları durdurarak yapıyoruz.’ Bundan sonra ben PKK’nın tek bir eylem yapacağını sanmıyorum. Yaparsa bile, böyle bir duruma girerse bile kendisi zor durumda kalır. O nedenle başbakan elindeki bu güçlü kamuoyu desteğini kullanmalı, değerlendirmelidir diye düşünüyorum. Başbakanın örgütle görüşmeler devam edebilir açıklamalarını önemsiyorum. Biz BDP olarak kesinlikle iyi niyetli bütün çözüm önerilerinin arkasında duracağız, destekleyeceğiz.”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da gündeme getirdiği “Akil Adamlar” konusunu olumlu bulduğunu belirten Demirtaş, “Akil insanlar projesi çok önemli. Siyasetin tıkandığı, siyasetin dilinin çare olmadığı bir noktada, daha sivil bir alan olarak herkesin güvendiği, kamuoyunun vicdanını temsil eden aydınlardan , yazarlardan, kadınlardan erkeklerden oluşan... Beş kişi olabilir, on kişi olabilir. Ama sorumluluk üstlenen ve herkese çağrı yapan , herkesle görüşebilen, gerekirse Çankaya, gerekirse, Kandile, İmralıya, BDP’ye, hükümete gidebilecek, onlarla görüşebilecek ve tıkanıklığı aşma konusunda rol üstlenebilecek bir akil insanlar komisyonu bizce bu dönemde katkı sunar. Parlemento da akil insanlara destek verirse, arkasına siyasi irade koyarsa akil insanların çalışması çok daha kolaylaşır. Dolayısıyla şiddetsiz çözüm arayışlarına akil insanların sunacağı katkının büyük olacağını ben düşünüyorum. Böyle bir şeyi AKP’de desteklerse hemen kurulabilir. AKP desteklemiyorsa bile, bizim ve CHP’nin desteklebileceği, yine sivil örgütlerin destekleyebileceği bir akil insanlar komitesini heran kurulabilir. Biz hazırız”diye konuştu.
‘SİVİL ÖLÜMLERE HEP BİRLİKTE KARŞI ÇIKMAK GEREKİR’
Demirtaş, son olarak Ankara ve Siirt’teki saldırılarda sivillerin yaşamını yitirmesini doğru bulmadıklarını söyledi. Yaptıkları açıklamalarla bu tür eylemlerin, acıların yaşanmaması konusunda uyarıcı olduklarını belirterek “Aslında sadece sivil ölümlerin değil, üniformalıların da ölmemesi gerekir.Bütün ölümleri durdurmak gerekir. Ama en azından askeri alandaki ölümleri durduramıyorsak, bunu başarmıyorsak bile, sivil ölümlerine hep birlikte tabiki karşı çıkmak gerekir. Biz BDP olarak böyle bir duruş içerisinde olduk. Umut ediyorumki etkili olmuştur duruşumuz”değerlendirmesinde bulundu.
- Etiketler :
- Haberler
