'Şu an dağda çatışıyorlar'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuşma yaptı.

Ekmek israfı konusuna değinen Erdoğan, "Dünyada yılda 870 milyon insan yetersiz besleniyor. 10 milyon insan açlıktan hayatını kaybediyor. 1 trilyon dolar israf ediliyor. Bizim millet olarak bu israfın önüne geçmemiz gerekiyor. Biz değerlerimiz itibariyle vahşi bir büyümenin taraftarı olamayız. Bizim temel ilkemiz net. Komşusu aç yatarken, tok yatan bizden değildir. Ekmek alırken, ekmeği bölerken birkaç defa düşünülmesini ona göre davranılmasını rica ediyorum. Ekmeğe nimet diyenlerdeniz. Artık biz beyaz undan ekmek dönemini kapatıyoruz. Artık kepekli undan ekmeği üretelim. Gıda orada, vitamin orada. Biz bütün vitaminini çıkarıyoruz. Batı bunu anladı. Biz de bu açığı süratle kapatacağız" dedi.

IRKÇILIK ŞEYTANDANDIR
"Bu sabah yavru muhalefet verip veriştiriyor" diyen Erdoğan şunları kaydetti: "Onların dilinden hukuk anlar. Onları hukuka havale edeceğim. Bu ülkede ne anamuhalefet ne de yavrular ürettikleri bir şey yok. Bunların dili sövmeyle eşdeğer. Başka bir şeyden anlamıyorlar. Yanlış kılavuz seçtikleri için bizi o yolda değerlendiriyorlar. Bu yüzden cevap yok. Onların cevabı hukukta. Irkçılık asabiyetten, asabiyet ise şeytandandır. Irkını, kavmini övmek diğer yaradılanları aşağılamak şeytandandır. Kürt kardeşimin de, Türk kardeşimin de kaynağı aynıdır. Hiç kimse çıkıp da şu etnik grubun partisi biziz diyemez. Irkçı siyasetle arasına millet mesafe koyuyor. Benim milletim ırkçılığın şeytani bir duygu olduğunu çok iyi biliyor."

AKLINIZI KİRAYA MI VERDİNİZ?
BDP'ye süreçte cesur davranması için tavsiyelerini ilettiklerini hatırlatan Erdoğan, "Siz aklınızı kiraya mı verdiniz? İradenizi kiraya mı verdiniz? Madem siyaset yapacaksınız kendi iradenizle yapın. Talimatı beklememiz lazım. Sen nesin o zaman? Siyaset zor zamanda zor kararlar almakla çözümün bir aracı olabilir. Biz BDP'nin en başından itibaren öldürmenin değil, yaşatmanın yanında durmasını bekledik.

ŞU AN DAĞDA ÇATIŞIYORLAR
Bir polisimizi alçakça şehit ederken, operasyonları eleştirmek samimi bir duruş değildir. Şu anda polisimiz dağlarda onların peşinde çatışma halinde, girerken öğrendim. Ne yapacağız, çatışmayacak mıyız? Onların izlerini sürmeyecek miyiz? O polisimizin kanını yerde mi bırakacağız? O 1.5 yaşındaki Musab’ın gözyaşlarını ne yapacağız? Sonuna kadar onların izini sürmeye mecburuz. Bu bizim sorumluluğumuzdur.

SENİ GÖNDEREN BAŞBAKAN'A BU DENMEZ
Elinde silah dağlarda askerimize pusu kuranların hakkını savunmak çözümü isteyen içten bir tavır değildir. Terör estirenler bizden anında cevabını alırlar. Samimiyseniz bırakırsınız silahları, gitmek istediğiniz ülkeye de gidersiniz. Samimi olmayanlarla neyi konuşacağız? Kendilerini adaya gönderiyoruz. Adadan dönünce zehir zemberek açıklama yaparsan bu olmaz. Seni oraya gönderen Başbakan'a 'Bu Başbakan bomba yağdırıyor' dersen olmaz" diye konuştu.

YASSIADA ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİ ADASI OLACAK
İstanbul'a yılda 100 milyon kapasiteli üçüncü havalimanıyla ilgili ihalenin ilanını Perşembe günü yayınlayacaklarını belirten Erdoğan, "Kapasitesi alan itibariyle 150 milyona kadar çıkabilecek. Bunu 3-4 yılda bitirmeyi hedefliyoruz. Kanal İstanbul projesini de başlatacağız. İki yakada birer milyonluk şehirleri de kurmaya başlayacağız. Geçmişte yassı ve yaslı ada olarak anılan adaları da özgürlük ve demokrasi adasına çeviriyoruz" şeklinde konuştu.