Zaman Gazetesi davasında tahliye taleplerinin reddine karar verildi

Zaman gazetesinin eski yönetici ve yazarlarına yönelik davada 22'si tutuklu 31 sanığın yargılandığı davada sanıkların savunmaları tamamlandı. Mahkeme heyeti, Mümtazer Türköne , Şahin Alpay ve Ali Bulaç’ın da aralarında bulunduğu 22 tutuklu sanığın tahliye taleplerinin reddine karar verdi. Duruşma 8 Aralık’a ertelendi.

Zaman Gazetesi davasında tahliye taleplerinin reddine karar verildi

Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) yayın organı olduğu gerekçesiyle kayyuma devredildikten sonra kapatılan Zaman gazetesinin eski yönetici ve yazarlarına yönelik soruşturma sonunda Mümtazer Türköne, Ali Bulaç ve Şahin Alpay'ın da aralarında bulunduğu 22’si tutuklu 31 sanığın yargılandığı davada, cumhuriyet savcısı, tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar verilmesini talep etti. 

Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında yapılan binadaki salonda, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Adil Gülçek, FETÖ'nün ilk başlarda kendilerini halka hizmet yapıyor şeklinde tanıttığını anlatarak, gerek ihtiyaç sahiplerine yardım, gerekse kurban bağışı gibi konularda bu yapıya 17-25 Aralık operasyonlarına kadar destekte bulunduğunu söyledi.

İlk olarak 2002'de Florya'da gittiği camide Zaman gazetesi imtiyaz sahibi Ali Akbulut'la tanıştığını belirten Gülçek, Akbulut'un bir süre sonra kendisini sohbetlere davet ettiğini anlattı.

Gülçek, bu sohbetlere Florya'daki iş adamlarının çoğunun katıldığını öne sürerek, "2013 ortalarında Ali Akbulut beni kendince güvenilir bulduğu için şimdi anlayabiliyorum ki iyi niyetli ve saf olduğum için Zaman'a ortak olmamı istedi. İlk başta teklifi geri çeksem de o zamanlarda sakınca görmediğim için hissedarlık teklifi kabul ettim. Herhangi bir para vermeden gazetenin küçük hissedarı oldum" dedi.

Gülçek, gazetede hiçbir zaman yetki sahibi olmadığını ve kararlara hiçbir imza atmadığını öne sürerek, "Gazetede ne çalışan ne de köşe yazarlarından kimse beni görmemiştir. Allah rızası için başladığım işin sonunda bu şekilde burada olmaktan hicap duyuyorum" ifadelerini kullandı.

Bir süre sonra başlayan 17-25 Aralık operasyonlarından sonra bunların masum olmadıklarını anlayarak gazetedeki hissesini devrini istediğini dile getiren Gülçek, Ali Akbulut'un da yerine birini bulmadan bunun mümkün olmadığını söyleyerek kendisini bir yıl oyaladığını öne sürdü.

Gülçek, bundan sonra da Bank Asya'da 9 milyon 200 bin lirasını çektiğini anlatarak, hal böyle iken polis fezlekesinde, FETÖ ile iltisaklı bankaya para yatırdığı suçlamasını kabul etmesinin mümkün olmadığını savundu.

Tutuklu sanık Mehmet Özdemir de Zaman gazetesinde 9 ay sorumlu müdür olarak görev yaptığını belirterek, "Yanlışlıkla burada olduğumu düşünüyorum, ne zaman 'pardon' deneceğini bekliyorum. Zira iddianamede ismim sadece bir yerde geçiyor o da en son sayfada gazetede çalışanlarının sanık olarak anıldığı isim listesinde geçiyor" diye konuştu.

"BEN TERÖRİST DEĞİLİM, DARBECİ HİÇ DEĞİLİM"

Tutuklu sanık Ahmet Turan Alkan da Zaman gazetesinin eski yazarlarından olduğunu belirterek, hakkında gözaltı kararı verildikten sonra evinde oturup polisi beklediğini söyledi.

Adalete güvendiğini ve ekmek parası için yazı yazdığını ifade eden Alkan, “Zaman gazetesinin yöneticisi değilim, sadece yazarım. Bu örgütün önemli bir mensubu olsam kaçardım. Evimde oturdum, polisi bekledim. Ben terörist değilim, darbeci hiç değilim" diye konuştu.

Alkan, seçilmiş meşru iktidarın meşruluğunu yazılarında savunduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:

"Darbeden sonra evim basıldı. Karış karış evim arandı, gözaltında bana kötü davranmadılar. Gözaltına alınacağımı biliyordum Çünkü sosyal medya hesaplarında adlarımız yayınlandı. Polis memuru bana ne sorduysa açık yüreklilikle cevap verdim. ‘Etkin pişmanlıktan yararlanmak ister misin? diye soruldu. Bir şey bilsem itiraf ederim, çekinmezdim, deli miyim? 63 yaşındayım, kimin ne sırrını saklayacağım. Ben yazarım geçimimi emekli olduktan sonra yazı yazarak sağladım. Birilerinin sırrını saklayarak büyük bir mevki gibi bir beklentim de yoktu."

Tutuklu sanıkların savunmalarının ardından sanık avukatlarının taleplerine geçildi. 

Taleplerin alınması sonrasında görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, tutuklu sanıkların üzerine atılı suçların vasıfları, kuvvetli suç şüphesi, delil durumu ve istenen ceza miktarları da nazara alınarak, tahliye taleplerinin reddine karar verilmesini istedi. 

Bazı tutuksuz sanıkların adli kontrol tedbirlerinin kaldırılması taleplerinin de reddini isteyen cumhuriyet savcısı, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne yazı yazılarak sanıkların el konulan dijital materyallerinin inceleme sonuçlarıyla ilgili bilgi istenmesini talep etti. 

Cumhuriyet savcısı ayrıca, kapatılan Zaman gazetesinde yazar olan bazı sanıkların 21 Aralık 2013 ile 29 Mart 2014 tarihleri arasındaki köşe yazısı ve yorumlarını içeren yazılarının da dosyaya eklenmesini istedi. 

Mahkeme heyeti, 22 tutuklu sanığın tahliye taleplerinin reddine karar verdi. Duruşma 8 Aralık’a ertelendi.

Sayfa Yükleniyor...