Güçlü insanlar hayatın acı olduğunu bilir

“Nasrettin Hoca bir gün eşekten düşmüş. Çevresindekiler çok telaşlanmışlar ve; Aman hocam dur kalkma yerinden sana hemen bir doktor çağıralım demişler. Oysa ki Nasrettin Hoca’nın isteği farklıymış.

Güçlü insanlar hayatın acı olduğunu bilir

Bir arkadaşım şöyle bir mail atmıştı;

“Aslında ısmarlama yazı olmaz ama senden depresyonla ilgili yazı yazmanı rica edeceğim. Çevremde bazı kişiler depresyonda, belki onlara da faydan dokunur. Kendilerini yalnız hissediyorlar.”

Bir anda kafamın içinde şimşekler çaktı. Evet bunu yazabilirim. Çünkü depresyonu ben de yaşadım. Ama hayatıma bir daha girmesini asla istemiyorum. Aslında doktorlar bu türlü duygulardan nasıl kurtulunur çok güzel anlatıyorlar. Bu konuları siz de okumuş veya bir doktora gitmiş ve doktorların önerilerini dinlemiş ama yapmakta zorlanmışsınızdır. Zorlandınız biliyorum. Çünkü karşınızdaki doktor yani mükemmel bir insan ya da hiç hayatında depresyon yaşamamış, sizin duygularınızı nerden bilecek diye düşünebilirsiniz. Oysaki, onların söylediklerinin hepsi doğru. Ben bilimsel bir tarif yapmayacağım size. Zaten böyle bir tarif yapmam bu işin uzmanlarına karşı saygısızlık olur. Ama hastanın halinden hasta anlar diye de bir söz vardır. Nasrettin Hoca için şöyle bir hikaye anlatılır;

“Nasrettin Hoca bir gün eşekten düşmüş. Çevresindekiler çok telaşlanmışlar ve; Aman hocam dur kalkma yerinden sana hemen bir doktor çağıralım demişler. Oysa ki Nasrettin Hoca’nın isteği farklıymış.

-Aman ben doktor istemem, bana eşekten düşen birini bulun demiş.

Bilmem duygularımı izah edebildim mi? Size tıbbı terimlerle bilimsel metotlar önermeyeceğim sadece yaşadıklarımı anlatsam belki siz de bir yol bulursunuz kendinize..

Yıllar yıllar önceydi. Bir deniz kazası geçirdim ve bir arkadaşım gözümün önünde öldü. Bu olaydan çok etkilenmiştim. Bir yıl gibi bir süre çok mutsuz oldum. Bu arada sürekli kitap okuduğum için kendimi inceliyordum. Artık bu hastalıklı düşünme ve yaşama biçiminden kurtulmam gerekliydi. Deprasyondan kurtulmanın birinci şartı doktora gitmekti. Doktora gittim. Doktorun ifadesi şöyleydi “Siz kendinize yardım etmezseniz iyileşemezsiniz. İlaçlar bir yere kadar yardım eder.” Kendime nasıl yardım edeceğimi bilmiyordum. Başlangıçtan bu güne bir yıl geçmişti. Hala kendimi iyi hissedemiyordum.

Geriye dönüp baktığımda, hayattan koptuğumu gördüm. Oysaki hayat devam ediyordu. O bir yılı yaşamadığımı anladım. Bu kendimi toparlamama yardımcı oldu.

Sürekli okuduğum için bir gün şöyle bir bakış açısıyla karşılaştım kitaplarda. Eğer bir üzüntü veya sıkıntı 3 günden fazla sürüyorsa lütfen bir uzmandan yardım alın, eğer bir yakınınızı kaybettiyseniz en fazla bir yıl yas tutun ama hala hayata dönemiyorsanız bir uzmandan yardım alın diyordu. Yaşadıklarımın yanlış olduğunu kanıtlayan bir görüş açısı yakalamıştım. Şimdi doğru yoldaydım. Çünkü doktora gitmiştim.

Sonra bir gün güçlü insanların özelliklerini okurken çok etkilendiğim bir madde oldu. Şöyle diyordu:

“GÜÇLÜ İNSANLAR HAYATIN ACI OLDUĞUNU DAİMA BİLİRLER”.

Bunu öğrendikten sonra çevremdeki güçlü insanları incelemeye ve başarılı insanların hayat hikayelerini okumaya başladım. Baktım ki onlar da çok büyük acılar çekmişler ama üzüntülerini abartmamışlar. Gereği kadar üzülmüşler ama hayatın ipini hiç bırakmamışlar.

Bir insan fiziksel olarak, hasta olsa bile mutlu olabilir. Çevremizde bir sürü insan var sağlıkları bozuk olduğu halde evleniyor, çocuk sahibi oluyor, bir şirketin genel müdürü oluyor, yazar oluyor, tatile gidiyor ....vs... Yani hayatımızın her anında fiziksel bir takım aksaklıklar oluyor. Bunu hayatımızdan çıkartmak imkanımız yok ancak sağlığımıza çok iyi bakmalıyız ki hasta olmayalım. Ama bütün bunlara rağmen mutlu olabiliyoruz. Oysaki, insan depresyonda olduğunda her şeyi olduğu halde kendini mutsuz hissediyor. Hiçbir şeyden keyif almıyor. Canı hiçbir şey yapmak istemiyor.

O zaman düşmanımız belli demektir. Yani öncelikle bir şeyler yapmak zorundayız. Bedensel hareket beyni de meşgul ediyor ve o işe karşı ilgi başlıyor. Bir müddet sonra sıkıntılarını unutuyor insan. Bu bedensel hareket spor olabilir. Sizi çok meşgul edecek hobiler olabilir. Özellikle ileriye dönük hedefler çok daha iyidir.

Artık yaşanmadan geçecek bir dakikaya bile müsaade edemem. Hayatın her anını doya doya yaşıyorum. Depresyonun ve mutsuzluğun hayatıma girmesine asla müsaade etmiyorum. Çünkü hayatım çok dolu. Kafamın içinde yığınla hedef var. Zaman zaman heyecandan hangisini önce yapmalıyım diye şaşırıyor, karar vermekte zorlanıyorum. Ama bu zorlanmayı çok seviyorum. Bazen sabahları uyku tutmuyor.

Hani çocukluğumuzdaki bayram sabahlarında olduğu gibi bütün ev halkı kalkmış yeni giysilerini giymiş sofralar hazırlanmışken yatabilir miydik? Üstelik yastığımızın altındaki yeni ayakkabımız varken.

İşte benim artık her sabah giyilecek yeni ayakkabılarım var. Yani her gün heyecanla yataktan kalkacak nedenlerim var. Bu nedenleri ben yaratıyorum.

Nedenlerimin bitmesini hiç istemiyorum. İNANILMAZ MUTLUYUM....

Saygılarımla,
Tülay Bilin
tulayb18@gmail.com
http://www.tulaybilin.com

Sayfa Yükleniyor...