Yılanlardan korunmanın yolları

Yılanların üreme ve beslenme için en aktif dönemlerindeyiz... Peki yılanlardan zarar görmemek için ne yapmalı?

Yılanlardan korunmanın yolları

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Varol Tok, dünyada bulunan 3 bine yakın yılan türünün sadece 40'tan biraz fazlasının Türkiye'de bulunduğunu belirterek, ''Bunlardan yaklaşık 10 tanesi engerek grubuna dahil'' dedi.

Prof. Dr. Tok,  yılanların soğukkanlı ya da değişken sıcaklıktaki hayvanlar olduğunu bildirdi.

Bu hayvanların belli dönemlerde kış uykusuna yattığını belirten Tok, iklimsel farklılıklar gösteren Türkiye'de yılanların şubat ayından sonra kış uykusundan uyandığını kaydetti.

Şu anda en aktif dönemde olan yılanların kış uykusundan uyandığını, beslenme ve üreme faaliyetlerini yürüttüğünü ifade eden Tok, ''Nisan, mayıs ve haziran aylarında yılanların doğada çok görülmesinin sebebi, hem beslenme hem de üreme faaliyetlerini yürütmeleridir. Nesillerini devam ettirebilmeleri için buna ihtiyaç var'' dedi.

Bu dönemde insanların yılanlara çok sık rastladığını belirten Tok, ''Biz onların alanlarını işgal ediyoruz. Bunların bulunduğu alanlarda bina veya fabrika gibi şeyler yaptığımız zaman doğal ortamlarını bozmuş oluyoruz. Bu hayvanlar o bölgeden çekilinceye kadar bizlerle karşılaşıyorlar. Biz de hayvanları özellikle yılanları iyi tanımadığımız için korkuyoruz'' diye konuştu.

Dünyada yaklaşık 3 bine yakın yılan türü bulunduğunu ve bunların da sadece üçte birinin az veya çok insana zarar verebilecek düzeyde zehirli olduğuna işaret eden Tok, çok zehirli olanların oranının yüzde 8'i geçmediğini söyledi. Prof. Dr. Tok, şöyle devam etti:

''Dünyadaki 3 bin yılan türünün sadece 40'tan biraz fazlası Türkiye'de tespit edilmiş. Bunlardan yaklaşık 10 tanesi engerek grubuna dahil. Bir tane Şanlıurfa civarında 2000 yılının başlarında yakalanan çöl kobrası var. Ayrıca 2 tane de yarı zehirli yılan türümüz var. Bunlara doğada, dağda, taşta, tarlada dolaşırken rastlayabiliriz. Bulunduğumuz ortamda kuyu ve kanallar oluşturuyorsak, bahçe yapıyorsak suluyorsak, değişik böcek türlerini yemek için bu sürüngenler o bölgede olabiliyorlar, o zaman da biz onlara rastlıyoruz.''

Özellikle yaz aylarında yılanların aktif olduğu dönemlerde kontrollü olunması gerektiği uyarısında bulunan Tok, ''Kırsalda ve tatil beldelerinde evimiz varsa, yaz aylarında aktif olan yılanların girmemesi için kapı ve pencerelerimizi kapatmalıyız, daha kontrollü olmamız gerekiyor. Bunlar aslında bizler için son derece yararlı hayvanlar. Bizlerle ortak bir besini yok. Bizlere zarar da vermezler. Ancak sıkıştırıldıklarında kendilerini tehlikede hissettiklerinde, savunmak için saldırabilirler'' ifadelerini kullandı.

Büyük bir yılan grubunun içerisinde çok önemli bir kısmının zehirsiz olduğunu, bunların doğada zararlı böcekleri ve memeli türleri tükettikleri için faydalı olduğunu belirten Tok, şunları bildirdi:

''Genellikle su yılanları gibi zehirsiz yılanlara rastlıyoruz. Ama bu yılanlardan daha çok korkuluyor. Bu hayvanlar davranış gereği zorda kaldıklarında kendilerini savunmak için daha hareketlidirler. Kaçma faaliyetleri gösteriyor, avlanma sırasında daha aktif oluyorlar. Zehirli yılanlar ise iç güdüsel davranış gereği zehirli olduklarını, beslenme tarzlarını bildikleri için daha ağır hareket ederler ama seri hayvanlardır. Avlanma sırasında son derece çevik hareketler yaparlar. Bunların bulunduğu ortamlarda dikkatli davranış sergilememiz gerekiyor. Doğada dolaşırken asla çıplak ayakla dolaşmamalıyız. Çalı çırpı arasında dolaşırken dikkat etmeliyiz. Özellikle zehirli yılanlar akşamları alaca karanlıkta üremek için hareket ettikleri için bu hayvanlara daha sık rastlayabiliriz. O zaman da bir fener yardımıyla dolaşmalıyız. Bunlara dikkat ettiğimiz sürece korkacak bir şey yok. Bizi gördüğünde uzaklaşmayı tercih eder, ancak kaçacak bir yer bulamazsa o zaman kendisini savunmak için saldırma davranışı gösterir.''

Yılan sokmaları sonrasında yapılması gerekenler konusunda da bilgi veren Tok, öncelikle yılan sokan kişinin sakinleştirilmesi gerektiğini söyledi.

Zehrin, vücutta lenf yoluyla çok ağırlıklı olarak dağılış gösterdiğini ifade eden Tok, yılan sokan kişinin en kısa zamanda tam teşekküllü bir hastaneye çok fazla hareket ettirmeden ulaştırılması gerektiğini belirtti.

''Çünkü hareket lenf dolaşımını hızlandıracağı için zehrin de kana karışma süresi azalacaktır. Eğer kolda ise yüzük bilezik saat gibi şeyleri hemen çıkarmamız gerekiyor'' diyen Tok, ''Eğer bir saat mesafe varsa hastane için bir takım önlemler alınabilir. Isırılan yerin biraz üzerinden çok sıkmadan bir cisimle bağlayabiliriz. Buradaki amacımız sadece lenf dolaşımını geciktirmek, engellemek. Ayrıca yılan zehirlenmelerinde ilk yapılacak bir diğer iş de o bölgeyi sabunla iyice yıkamak ve tam teşekküllü bir hastaneye hastayı ulaştırmaktır'' ifadelerini kullandı.

Sayfa Yükleniyor...